Era Lawliet

Sanat ... Bundan önceki hayatımda sanatçıydım ama pek usta sayılmazdım . Yan flüt çalıyordum ama sadece iki ay olmuştu elimde yan flüt kutusu ile sanat akademisinden içeri girdim . Heykel traşlar , gitaristler , ressamlar ve daha niceleri umarım burada yan flüt çalabilen biri vardır bir iki şarkıdan fazlasını bilmiyordum . Öğretmenimiz sanat eğitmeni olduğundan tüm sanat dallarında yetenekli olduğunu düşünüyorum . Boş bir koltuk buldum ve oturdum . Herkes muhteşem şeyler yapıyorlardı . Umarım bende ileride uzman bir sanatçı olup bildiklerimi başkaları ile paylaşırdım . O sırada sarışın bir kız sınıfa girdi sanırım öğretmendi çünkü herkesin yaptıkları ile ilgili öğütler veriyordu ...

Sınıfa girdim ve sınıfta çalışan herkesin heykellerine baktım.Gerçekten,sınıfımız gittikçe gelişiyordu.Tam Lara'nın yanına gidecektim ki koltuklarda oturan birisini fark ettim.Hızlı adımlarla ona yöneldim.
"Merhaba," dedim sesimi neşeli tutarak.Sonra devam ettim. "Ben Ange." dedim.Çocuk ayağa kalktı. "Bende Era." başımı salladım ve konuşmayı devam ettirmek için sormaya başladım.
"Tanıştığıma memunun oldum Era." dedim ve sınıfı göstererek, "Çalışmaya geldin değil mi?" diye sordum.Era başını salladı bende cevabından tatmin olup onu heykel yaptırdıımız bölüme götürdüm. "Heykel yapacağız.Aklında yapabileceğin bir cisim var mı?"

Ange beni heykel bölümüne götürdü. "Heykel yapacağız.Aklında yapabileceğin bir cisim var mı ? " diye sordu bana . " Hmm . Evet sanırım var . Thalia ağacının yanındaki ejder olabilir . " dedim . " Zor bir seçim ince detaylar ile uğraşman gerek . " diye bana öğüt verdikten sonra önüme orta büyüklükte bir taş koydu . Öncelikle kanatlardan başla dedi . İlk başta elime yontma aletlerini alıp birkaç vuruş yaptım . Pek mükemmel olmasa da hafif hafif kanat görünümüne girmişti . Bana bakıp " Güzel ! Böyle devam et . " dedi öğretmenim . Sonra başkalarının yaptıklarını kontrol etmek için gitti . Ben önümdeki heykel ile uğraşırken bir hata yapmamak için kendimi zorluyordum .

İkinci kanada geçtim . Birkaç dakika içerisinde bitmişti . Ange yanıma gelip " Şimdi kuyruk ve gövde kısımları kaldı . " dedikten sonra bana nasıl yapılacağını göstermeye başladı .

Ona heykeli üstünde nasıl kuyruk ve gövde yapacağını gösterdikten sonra Era tam yapmak için elimden alıyordu ki çekici yerine koydum. "Ama önce.." diye devam ettim sözlerime ve sehpadan bir tane spatula aldım ve Era'ya görmesi için uzattım.
"Bu spatula.Heykelin yuvarlak olması için kullanılır." dedim ve spatulayı görmesi için ona uzattım.era eline aldı ve çevirerek inceledi.İncelemeyi bitirdiğinden emin olduğum zaman sehpadan başka bir
spatula aldım ve göstermek için Era'nın eserinin tam olan kanadığna sürttüm.
Oval olana kadar böyle ddevam ettim ve emin olduktan sonra geri çektim.Heykelin en uç kanat kısmı oval ve pürüssüzdü.Elimdekini yerine koydum ve geri çekildim.Elimle eserini işaret ederek, "Şimdi yapma sırası sende."

Ange elindekini yerine koydu ve geri çekildi . Eli ile eserimi işaret ederek, "Şimdi yapma sırası sende." dedi . Spatuyayı elime aldıktan sonra kanatları yuvarlak bir şekle sokmak için çabaladım . " Göründüğü kadar kolay değilmiş ! " dedim Ange'ye sivri kısımları düzleştirmek gerçekten zordu . Kendi heykelim yavaş yavaş mükemmele doğru gidiyordu . Alışmıştım artık daha rahat bir şekilde kullanıyordum spatulayı . Bir sanat eserinin mükemmel olması için çok çabalamam gerekiyordu . " İkinci kanada geçebilirsin artık . " dedi Ange . Sanrım yaptığım işi beğenmişti .

Bana mı öyle geliyordu bilmem ama bu iş gerçekten zevkliydi . Elimi kendine getirmek için biraz salladıktan sonra spatulayı elime alıp heykelimin kalanına başladım . Alnımdan akan teri silmek için köşede duran mendili alıp alnımı yavaşça sildim .
Ange'ye " Nasıl gidiyorum ? " diye sordum . " Güzel , güzel böyle devam et ! " dedi .

İkinci kanat üzerinde çalışmaya devam ettim . Git gide daha yuvarlak bir hal alıyordu . Şimdi doğru düzgün kanat şekline girmişti . Vay be bu iş gerçekten hoşuma gitmeye başladı . Uyumadan geçirdiğim zamanlarda müziğin yanında heykel ile uğraşabilirim ...

Era gerçekten iyi gidiyordu.aslında Hypnos çocuklarının hepsi ayrı bir yetenekle uyanıyordu.Onların uyanıp heykel yapacaklarına birde bu heykellerin harika brişey olacaklarına hiç ihtimal vermezdim.Birde melezlerde dikkat eksikliği olunca birşeye odaklanmak gerçekten zordu.Ben bunu kendimden biliyorum.Ama kamptan bir sürü yetenek çıkıyordu.Eğitmen olunca,hepsini ayrı ayrı konntrol ediyordum ve bazı eksikleri olsa bile acemi olduklarını çaktırmıyorlardı bile.
Era'nın kanatları bitirdiğine emin olduğumda bir kez daha gözlerimle kontrol ettim.Kanatlarda bir sorun yoktu.Tatmin olmuş bir şekilde başımı salladım ve Era'ya baktım.
"Kanatlar çok iyi.Şimdi kuyruğa geçebilirsin."

Tatmin olmuş bir şekilde başını salladı öğretmenim bana baktı ve "Kanatlar çok iyi . Şimdi kuyruğa geçebilirsin. " dedi . Sevinerek Ange'nin gösterdiği şekilde kuyruktan başladım . Hafif dokunuşlarla kuyruğu şekillendirmeye başladım . Tam kuyruk şeklini almaya başlarken . Yanlış bir hamle ile kuyruğun köşesini kırdım . " Olur böyle şeyler moralini bozma her acemi sanatçı hatalar yapar . " dedi . Sessizce gülümsedim . Ange eline eşyaları aldı ve sakin sakin düzeltti yaptığım hatayı . " Kuyruk fazla kalındı böylece incelmiş oldu . " dedim gülerek . " Evet , tam ben seni uyaracaktım sen hata yaptın . Herkes hata yapar sorun değil . " dedi .

Ejderhamın her parçası yavaş yavaş mükemmelleşiyor idi . Kanatlar en göze batan parçaydı . Gerçekten iyi işlenmiş ve bir ustanın elinden çıkmış gibi güzel duruyordu . Kısa bir süre sonra bu yüksek ilgim sayesinde ustalaşacağımı uyumuyorum .

Era hata yapmıştı.Aslında küçük ve bazı insanların önemsenmeyeceği kadar küçük bir hata.Ama önemli değildi,burda herkes mükemmel yapmaya çalışıyordu ve mükemmel olmak için de mutlaka hata yapmalı ve bunu bir daha yapmamak için öğrenilmesi gerektiğine inanıyorum ben.Çok zor olmayan bir hareketle kuyruğu düzelttim ve ejderanın kuyruğu biraz incelmiş oldu.Böyle de güzel görünüyordu.Era büyük bir ilgiyle ejderhasını tamamladı.Evet,işte son aşamaya gelmiştik.Masanın üstünden bir tane ince uçlu kalem aldım ve Era'nın görmesi için önüne koydum.
"Bu ince çelik ve gümüş uçlu kalemler.İstediğin boyda ve oranda var." dedim sehpayı işaret ederek.Era başını salladı bende devam ettim.
"Bu kalemlerle Ejderhanın en ince ayrıntılarını bile çizebilirsin.Ejderhanı daha güzel ve gerçekçi görünmesine yardımcı olacaktır."

Ange bana kalemleri gösterdi ve "Bu kalemlerle Ejderhanın en ince ayrıntılarını bile çizebilirsin.Ejderhanı daha güzel ve gerçekçi görünmesine yardımcı olacaktır." dedi . Bende fırçaları inceledikten sonra kalın uçlu bir fırça alıp siyaha boyamaya başladım kanatları ve kuyruğu . Geri kalan bölgeleri altın sarısı yapacaktım . Altın sarısı çizgiler ejderhaya metalik bir görünüm verecekti . Kalın fırça ile ejderhamın tamamını boyadım derken aklıma büyük bir sorun gelmişti . Merakımdan dolayı düşünmeden hocama " Metalik görünüm nasıl kazandırabilirim ? " dedim . " Her şey sırayla ... " dedi bana .

Altın rengi boyayı ince metal uçlu fırçaya aldım . İnce çizgilerle sırtındaki hatları büyük bir dikkatle çizmeye başladım . Detaylara girmeden önce ejderhamın pençelerini eskimiş , savaştan çıkmış gibi göstermek için daha soluk bir renk kullandım pençelerde . Sanki biraz aşınmış gibi görünüyordu . İşte bende tam bunu istiyordum . Ejderham bitmiş görünüyordu , şimdi sadece metalik bir görünüm vermek kalmıştı .

Era ejderhasını bitirmişti.Güzel görünüyordu ve istediği metalik görüntüyü vermeye yardımcı olacak erimiş metalden oluşan kabı geitrdim.Era'nın önüne koyup açıklamaya başladım. "Erimiş metal.Sen matalik görüntü vermek istediğini söyleyince bunu en arkadalardan bulup ısıttım." dedim ve sürmek için temiz bir spatula aldım,keskin tarafını ters çevirdim ve kabı heykelin üstüne döktüm.Era ne yaptığımı dikkatle izliyordu.
Spatulayı ona uzatıp devam ettim. "Bunu bütün heykele yayman gerekiyor.Sonra kurumuasını bekleyecekin ve heykelin bitmiş olacak." dedim.Era elimdeki spatulayı alıp heykeline erimiş metali dağıtmaya başladı.Uyarmadığımı hatırlayıp sözlerime başladım. "Dikkat et.Erimiş metal ateşten çıkmış demir gibidir.Yakar."

" Dikkat et . Erimiş metal ateşten çıkmış demir gibidir . Yakar . " dedi bana Ange . Bu uyarı olmasa çoktan yanmış olabilirdim ve bunun güzel bir deneyim olduğunu pek sanmıyorum . Ejderhamın kanatlara yaydıktan sonra soğumadan kanat ile bağlantılı olan gövde kısmına erimiş metali iyice yaydırdım . Biraz soğumasını bekledim yüksek miktarda ısının soğuması pek uzun sürmediğinden sadece biraz beklemeyi tercih ettim . Güzel ve metalik bir görünüm almıştı ejderhamın kanatları ve gövdesi gerçek bir ejderhanın asaletine yakışır bir hale gelmişti . Kendimi fazla kaptırmış olabilirdim ama gerçekten uğraştırıcı ve zevkli bir iş heykeltraşlık . Bir sanat eseri ile uğraşmak , sanat , sanatçılık hayatın güzelliklerini anlamak bence . Kuyruk kısmında ince yerleri spatulanın ince kısımları ile ayarlıyordum . Sadece bir kaç dakika sonra heykelim bitmiş gözüküyordu . Bitirmenin garip duygusuyla -hem bittiğine sevindim ama yapım aşaması çok eğlenceli olduğundan bitmesede olurdu bence - meraklı meraklı Ange'ye baktım ve " Eee , şimdi ? " dedim acaba şimdi ne diyecekti bana .

Çok güzel görünüyordu.era'da gizli kalmış bir yetenek vardı aslında.Umarım,Sanat ve Zanaat Sınıfını sırf öğrenmek için gelmemiştir diye geçirdim içimden.Bu türden yeteneklerin bulunupta kkullanılmaması en kötü şeydi benim için.
Helede heykel traş gibi bir sanatta.
"Era Lawliet,seni sanat ve Zanaat Dersilinden mezun ediyorum." dedim gülerekç