Rose Denise Harris Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1021 Kayıt tarihi : 17/08/10
| Konu: Amaçsız Mücadele... (Tırmanma duvarının devamı) Paz Eyl. 12, 2010 1:10 am | |
| ('Sevgililer' kehanetinin bir parçasıdır.) Hışımla Long Island kıyısına gittim ve hiç tereddüt etmeden denize girmeye başladım. Sinirden titriyordum. Robyn'i gerçekten de hiç tanımamışım gibi hissediyordum. O... nasıl bu kadar saçmalayabilmişti? Tanrıça Athena'nın kalkanı Aegis çalınmıştı, onu 5 gün içinde bulamazsak Tanrı Zeus babalarımıza savaş açacaktı ve o sırf bana olan sinirinden, düşüncesizce St. Helens Dağı'nın yolunu tutmuştu. Sanki Tanrı Hades kalkanı çalmış olsa, gidip onu Tanrı Hephaistos'un dağına saklayacaktı! Bense kendimce en doğru olanı yapıyordum. Gidip işin aslını babama soracaktım. Tamam, Robyn meselesi yüzünden aramız biraz bozuktu ama yine de en doğru bilgiye onun sayesinde ulaşabileceğimi biliyordum. Yüzerek Su Altı Sarayı'na gitmem fazla uzun sürmedi. Sadece aralarda durup deniz canlılarıyla ve bir kez de denizatım Menolly ile vakit geçirmiştim. Saraydan içeri girerken derin bir nefes almak isterdim ama suyun altında nefes almadığım gerçeği bunu yapmamı engelliyordu. Tuhaf bir yunus adam bana kızgın gözlerle bakarken, içimden babama seslendim. Beni duyup buraya geleceğinden emindim. Gelmesi lazımdı. Yani... şu anda bana kızgın olduğunu biliyordum ama, beni bu tuhaf yunusa yem edecek değildi, değil mi? Bekleyişim fazla uzun sürmedi, az sonra Deniz Tanrısı tüm ihtişamıyla -her zamanki havai tişörtü ve şortu, hafif esmer teniyle- karşımda belirdi. Kanımı donduran bakışları gözlerime kilitlendi. Hey, sanırım yunus adama yem olmayacak, bizzat onun tarafından buharlaştırılacaktım. Tamam, ne olmuş ona başkaldırıp olası bir savaşta Athena'nın tarafını tuttuysam? Ailevi ilişkiler ve politika birbirinden ayrı kulvarlardaydı. Yani, yaşadığım dünyada öyleydi. Denizde işler nasıl yürüyordu pek bilmiyordum. Off, korkudan bayılmamak için acilen konuşmam gerektiğini hissettim. "Me-merhaba baba." dedim kekeleyerek. Bu sırada Tanrı Poseidon'un önünde eğilmeyi de ihmal etmemiştim. "Burada ne işin var?" hani bazen ses öyle bir vurguyla çıkar ve etraftaki camların kırılmasına neden olur ya, işte babamın sesi o korkunç frekansta gibiydi. Aklımdaki düşünceleri bir araya toplayıp mantıklı bir cümle kurmam biraz uzun sürdü ama sonuda başardım. "Şeey, aslına bakarsan... ben, ııı bir görevdeyim. Şey görevi... Tanrıça Athena'nın çalınan kalkanını arıyorum. Sana, şey... yerini bilip bilmediğini soracaktım..." Sonra gözlerimi sımsıkı yumdum ve ölmeye hazırlandım. Eh, iğrenç bir canavara yem olmaktansa, ölümümün Deniz Tanrısı'nın elinden olması daha asildi en azından. Tabii, benimle uğraşmaya tenezzül etmeyip tuhaf yunusu devreye sokarsa, ayrıydı. (baba ) | |
|
Rose Denise Harris Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1021 Kayıt tarihi : 17/08/10
| Konu: Geri: Amaçsız Mücadele... (Tırmanma duvarının devamı) C.tesi Eyl. 18, 2010 7:24 am | |
| (rpout: baba buraya yazmayı unuttun sanırım ^^) | |
|