| Marcus Leon Golden | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Marcus Leon Golden Perş. Mart 17, 2011 3:22 am | |
| Bir Zeus oğlu olarak ok kullanmam saçmaydı , biliyorum. Ama her yetenekte kendimi geliştirmek zorundaydım. Bu yüzden işlerimi halledip Ok Atma Teknikleri Sınıfı'na doğru yola çıktım. Büyük öğretmen tabii ki Apollon'du ama onun gelmeyeceğine emindim. Muhtemelen Apollon çocuklarından biri gelecekti. Bu işin ne kadar ironik olduğunu düşündüm. Ben hayatımda neredeyse hiç ok kullanmamıştım. Ok bana göre değildi. Ama her bilgi , her yetenek bir gün hayat kurtarabilirdi. Eh , ölmek istediğim de söylenemezdi. İçeri girdim ve bir anda üzerime ok yağdı. Kendimi zor yere attım. Arkama baktığımda hedef tahtalarının önüne geçtiğimi görünce kendimi ezik gibi hissettim. Bunun bir daha olmaması için her şeyi yapacaktım. İçeri girip [color=blue]"Heey , Ok Atma Teknikleri Sınıfı'ndayım değil mi ? Öğretmen var mı acaba ?" dedim ve beklemeye başladım. Her şeyi berbat etmemeyi umuyordum. Öğretmeni falan vurabilirdim yanlışlıkla. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 6:44 am | |
| Birçok melez okçuluk çalışıyordu. Tam bu esnada Zeus oğlu Marcus hedef tahtasının önene geçti. Az kalsın iki üç ok birden yiyecekti. Bunu Marcus da fark etti ve tahtanın önünden çekilerek "Heey, Ok Atma Teknikleri Sınıfı'ndayım değil mi? Öğretmen var mı acaba?" diye sordu. Hemen yanına gittim ve "Doğru yerdesin. Ben yardımcı eğitmenim." dedim. Marcus buna çok sevinmişe benziyordu. "Ben ders almak istiyorum." dedi. Sevecen bir yaklaşımla "Tamam, başlayalım mı?" diye yanıt verdim. Marcus başını sallayınca onu antrenman alanına götürdüm. Hedef tahtasının 25 adım uzağına giderken Marcus "Ne yapacağız?" diye sordu. Okçuluğu sevmiyor ve istemiyor gibi görünüyordu. Sanki mecburen gelmişti. Çoğu öğrencide zaten öyleydi. Okçuluğu öğrenmeleri gerektiğini biliyorlardı ve bunun için buraya geliyorlardı. Düşüncelerime dalıp Marcus’un sorusunu cevaplamadığımı fark ettim ve "Sana yay-ok takımının nasıl tutulacağını göstereceğim." dedim. | |
|
| |
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 7:02 am | |
| Dersliğe girdiğimde Tiffany bana yardımcı olmak için gelmişti. "Doğru yerdesin. Ben yardımcı eğitmenim." "Ben ders almak istiyorum." "Tamam, başlayalım mı ?" dedi Tiffany. Kafamı salladım ve eğitim alanına doğru gittik. Hedef tahtasının bayağı bir ilerisine gittik. Tiffany'e "Ne yapacağız ?" dedim. Tiffany iki tane yay ve birkaç tane de ok getirdikten sonra "Sana yay-ok takımının nasıl tutulacağını göstereceğim." dedi. Elime ilk yayı aldım ve oku tutturmaya çalıştım. Ok yere düştü ve en baştan rezil olmaya başlamıştım işte. Tiffany dikkatle beni süzüyordu. Sanki seviyemi öğrenmeye çalışıyordu ve benim için ona göre bir program hazırlayacaktı. Sonra oku yerden aldım ve tekrar yaya taktım. Bu sefer düşürmemiştim işte ! Yayı gerdim , gerdim ve ÇAT ! Yay kırılmıştı... Elimi sertçe alnıma vurduktan sonra Tiffany'e bakıp "Biraz yardım etsen diyorum ?" dedim biraz mahçup bir şekilde. Nedense daha çok rezil olacağımı hissediyordum. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 7:10 am | |
| Marcus için baştan başlayacaktık. Kılıcı o kadar iyi kullanıyor olmalı daha önce yay-ok bile görmemişti herhalde. Marcus uzun bir süre kendi kendine okunu yayına yerleştirmeye çalıştı ama olmuyordu. En sonunda da yayı kırmayı başardı ve sinirle "Biraz yardım etsen diyorum ?" dedi. Ona kötü bir bakış atıp "Sinirle hiçbir şeyi çözemezsin. Sabırlı ol." dedim. Marcus hiçbir şey söylemdi. Gidip yeni bir tane yay-ok takımı aldım ve Marcus'a verdim. Sonra ona okunu nasıl yayına gerdireceğini gösterdim. "Oku kendine fazla çektirme, yayı kırarsın." dedim. Marcus çektirmeyi bıraktı. Düzgünce tutmayı başarmıştı. Şimdi sıra atmadaydı. Kendi yay-ok takımımı aldım ve Marcus'a bakarak "Beni iyi izle." dedim. Marcus başını salladı. Bende okumu düzgünce ve yavaşça yayıma yerleştirdim ve nişan alıp oku fırlattım. Ok hedef tahtasının tam ortasına saplandı. Tam on ikiden vurmuştum. Gülümseyerek Marcus'a baktım. | |
|
| |
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 7:19 am | |
| Kırdığım oktan sonra sesimin sinirli çıktığını farkettim. Tiffany de sinirlenmişti ama o sinirlerine hakim bir öğretmendi. "Sinirle hiçbir şeyi çözemezsin. Sabırlı ol." Bir tane daha ok-yay takımı verdi bana Tiff. İçimden "Umarım bunları da kırmam. Yoksa Tiff muhtemelen beni dersten atar." diye düşündüm. Ok-yay takımını elime aldıktan sonra Tiff talimatları vermeye başladı. "Oku kendine fazla çektirme, yayı kırarsın." Stresliydim ve yayı yine çok fazla çekiyordum. Elimi biraz gevşettim ve Tiff'e göz ucuyla baktım. "Beni iyi izle." dedi ve oku birden tahtaya attı. Bingo ! Tam on ikiden vurmuştu. Sinirlerimiz geçmişti ve hava gerginlikten kurtulmuştu. Tiff gülümseyerek bana baktı. Demek ki sıra bendeydi. Yayı gerdim , çok fazla germemeye de dikkat gösterdim ve bum ! Ok hedef tahtasının en dibine isabet etmişti. Eh , bu da bir gelişmeydi öyle değil mi ? Tiff talimatlara devam ediyordu. "Nişan almadan atarsan hedefi vurman mucize olur. Şimdi sana nasıl nişan alacağını göstereceğim." | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 7:32 am | |
| Marcus atış denedi ve ok hedef tahtasının en son halkasına denk geldi. Rastgele atmıştı ve buna göre büyük bir başarıydı. "Nişan almadan atarsan hedefi vurman mucize olur. Şimdi sana nasıl nişan alacağını göstereceğim." dedim. Sonra kendi okumu yayıma gerdirdim ve konuşmaya başladım. "Öncelikle konsantre olacaksın. yay-ok takımı ve hedef tahtası dışında hiçbir şey düşünmeyeceksin. Sonra okun ucu tam hedefe denk gelecek şekilde ayarlayacak." dedim. Sonra okumu fırlattım. Yine tam on ikiden vurmuştum. Marcus'a döndüm ve "Anladın mı?" diye sordum. Marcus'un başını salladı ama emin değil gibiydi. Ona cesaret vermek için "Yardım edeceğim. Hadi, dene." dedim ve ona bir ok verdim. Marc oku aldı ve yayına gerdirdi. Sonra benim yaptıklarımı yapmaya çalıştı. Onu dikkatle izliyordum. Şimdiye kadar bir hata yapmamıştı. Kısa bir süre sonra Marc oku fırlattı. Ok hedef tahtasının dördüncü halkasına denk geldi. Diğerinden daha iyi bir atıştı. | |
|
| |
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 7:46 am | |
| Tiffany tekrar komut vermeye başlamıştı. Aslında bu iş o kadar da kötü değildi. Belki de uzaktaki hedefleri okla vurup yanıma gelince de kılıcımı kullanabilirdim savaş sırasında , kim bilir ? Öncelikle konsantre olacaksın. yay-ok takımı ve hedef tahtası dışında hiçbir şey düşünmeyeceksin. Sonra okun ucu tam hedefe denk gelecek şekilde ayarlayacak." dedi Tiffany ve oku tekrar hedef tahtasına attı. Yine on ikiden vurmuştu hedefi. Ama bu büyük bir haksızlıktı , hedefi on ikiden vurabileceğimi hiç düşünmüyordum. Tiff şimdi de benim denememi istiyordu ama ben hiç emin değildim. Sonra Tiff "Yardım edeceğim. Hadi, dene." dedi. Yayımı gerdim ve elimi bir anda çektim. Okum dördüncü halkaya denk gelmişti. Sanki zafer kazanmış gibi elimi havaya kaldırarak "Vee işte Marc'a iki puan daha !" dedim. Tiff' bakınca pek hoşnut olmadığını gördmü. Geçen seferkine göre iyi bir atış yapmıştım ama yeterli olmadığını biliyordum. Tiff'e bakıp "Hedefi on ikiden vurmak için ne yapmam lazım ?" diye sordum. Tiff sanki bu sorumu bekliyordu. "İşin püf noktası konsantre olmak Marc. Eğer konsantre olamazsa eğer en iyi okçu bile hedefi tam ortasından vuramayabilir. Ama tabii işin teknik noktası da önemli. Ben psikiyatrist değilim ve seni konsantre olmaya yeteri kadar teşvik edemem. Ben işin teknik kısmını öğreteceğim sana. İzle şimdi." | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 7:54 am | |
| Marc denediği atışı süper sanmıştı. Oysa o kadar iyi bir durum değildi. Dördüncü halkadan vurmuştu. Ona bunu söyler gibi baktım. Çok geçmeden Marc anladı ve "Hedefi on ikiden vurmak için ne yapmam lazım ?" diye sordu. Bu çok önemli bir sorudu ve belki de Marc'ın tam on ikiden vurmasını sağlardı. Güzelce anlatmaya başladım. "İşin püf noktası konsantre olmak Marc. Eğer konsantre olamazsa eğer en iyi okçu bile hedefi tam ortasından vuramayabilir. Ama tabii işin teknik noktası da önemli. Ben psikiyatris değilim ve seni konsantre olmaya yeteri kadar teşvik edemem. Ben işin teknik kısmını öğreteceğim sana. İzle şimdi." dedim. Sonra yavaşça bir kez daha Marc'a nasıl yapacağını gösterdim. Sonra Marc'ın yayı doğru dürüst tutmasını sağladım. Ondan sonra da "Konsantre ol ve at." dedim. Marc bir süre bekledikten sonra oku fırlattı. Ok bir iki saniye içinde hedef tahtasının tam ortasına gelmişti. Sonunda tam on ikiden vurmayı başarmıştı. Marc "Başardım." diye bağırdı. Gülümseyerek onu onayladım. Sonra onu 50 adım uzağa götürdüm. İş daha da zorlaşıyordu. | |
|
| |
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 8:03 am | |
| İşte bu ! Sonunda hedefi on ikiden vurmuştum. Tiff bana nasıl tutacağımı gösterdi ve konsantre olmamı sağladı. Sadece yayı ve hedef tahtasını düşündüm. Konsantre olmanın ne demek olduğunu sanki ilk defa anlıyordum. Etrafımdaki şeyler kararıyordu. Bedenimi garip bir kararlılık etkiliyordu. Sadece yayı ve hedef tahtasını görüyordum. Tüm bedenimle ve zihnimle o küçücük noktayı düşünüyordum. Elimi yavaşça ve kararlılıkla oktan çektim ve bir iki saniye sonra o küçücük noktada , hedefin on ikisinde bir ok duruyordu. Havaya zıpladım ve "Başardım !" diye bağırdım. Gerçekten çok sevinçliydim. Tiff bana bir bakış attı ama ne anlatmak istediğini anlamamıştım. Sonra kalktı ve gerilemeye başladı. Bayağı bir uzağa gittikten sonra durduk. Burası ellinci metreydi ve işler zorlaşıyordu. 50 metreye gittik ve Tiff talimat vermeye başladı. "Ne kadar uzaklaşırsan hedefi vurman o kadar zorlaşır. O yüzden dimdik durmalısın ve gözünle hedefe iyi bakmalısın. Şimdi iyi izle." | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 8:15 am | |
| 50 adım uzaklıktan atışlar deneyecektik ama Marc’a atış denettirmeden önce talimatlar vermeye başladım. Böyle daha iyi olurdu. "Ne kadar uzaklaşırsan hedefi vurman o kadar zorlaşır. O yüzden dimdik durmalısın ve gözünle hedefe iyi bakmalısın. Şimdi iyi izle." dedim. Marc başını salladı. Bende yay-ok takımı hazırladım. Sonra sol ayağımı biraz öne attım. Dik duruyordum. Sol kolumda dümdüzdü. Bu pozisyonla oku fırlattım. Her zamanki gibi tam on ikiden vurmuştum. Benim için mesafe hiç önemli değildi. Usta bir okçu olduğumdan her uzaklıktan atabiliyordum. Marc’a baktım ve gülümseyerek "Sıra sende." dedim. Marc yayını kaldırdı ve okunu yerleştirdi. Ona benim yaptıklarımı söylemeye başladım. "Dik dur, sol kolunu bükme. Sol bacağın biraz önde olsun. Konsantre olmayı unutma." dedim. Biraz fazla şey söylüyordum ama bunların hepsi gerekliydi. Bunu Marc da biliyordu. Onun için ben ne dersem yapmaya çalışıyordu. Bu da beni memnun ediyordu. | |
|
| |
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 8:24 am | |
| Tiff'i dikkatle izliyordum çünkü o iyi bir öğretmendi. Emeğinin karşılığını vermek istiyordum. İyi bir okçu olacaktım. Tiff atış pozisyonu aldı. Sol ayağını öne attı ve sol kolu dümdüzdü. Yayını gerdi ve sakince bıraktı. Ok her zamanki gibi tam on ikideydi. Tiff bana bakıp gülümsedi ve "Sıra sende." dedi. Yayımı aldım ve aynı Tiff'in pozisyonuna girmeye çalıştım. Fakat beceremediğimi görünce Tiff hemen yardımıma yetişti. "Dik dur, sol kolunu bükme. Sol bacağın biraz önde olsun. Konsantre olmayı unutma." Dediklerini aynen yapıp Tiff'i memnun etmeye çalışıyordum. O benim için çabalarken benim hiçbir şey yapmadığımı düşünmesini istemiyordum. İlk başlarda korkuyordum fakat konsantre olunca yine kendime güvenme havası geldi. Gayet sakin bir biçimde yayımı gerdim ve bıraktım. Sanırım bu işi öğrenecektim. Ok gitti gitti ve hedefi tam ortasından vurdu. Bu bir mucizeydi sanki ! Tam sevinip bağırmaya başlayacaktım ki Tiff "O kadar da sevinme. Haydi şimdi 75 metreye gidiyoruz." dedi ve hevesimi kırdı. Aslında hevesim kırılmamıştı ama sevinememiştim bile. 75 metreye gelip durduk. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 8:31 am | |
| Marc ilk atışında tam on ikiden vurmayı başarmıştı. Şimdi sıra 75 adımdaydı. Akşam olmak üzere olduğu için hızlı olmaya çalışıyordum. Hemen onu 75 adıma götürdüm. Burası doğal olarak daha uzaktı ama Marc'ın yapabileceğini düşünüyordum. Ona başlamasını işaret ettim. Bir ok aldı ve yayına gerdirdi. Bu mesafeyi uzun bulduğu yüzünden belliydi ama yapacak bir şey yoktu. Marc bir önceki aşamada söylediklerimin aynısı yaptı. Sonra da konsantre olu atışını yaptı. Ok tam on ikinin yanına denk gelmişti. Bu çok iyi bir atıştı. Marc'ın bir yeteneği vardı. Ona bir daha denemesini istedim. Alıştırma yapmaktan başka bir şey yoktu. Tabii hataları olunca düzeltiyordum. Marc birkaç atış daha denedi. Ok değişik yerlere gidiyordu ama genel olarak iyiydi. En sonunda her şeyi dört dörtlük yaptı ve iyi nişan aldı. Bunun sonucunda da tam on ikiyi vurmayı başardı. Bu sefer havalara uçmadı. Sadece bana mutlu bir şekilde baktı. Ben de ona gülümsedim. Şimdi sırada 100 adım vardı. Bu en son aşamaydı. | |
|
| |
Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 8:41 am | |
| Bayağı bir zaman 75 adımdan deneme yaptım ve en sonunda hedefi tam on ikiden vurmuştum. Ama ne bağırıyordum ne de havalara uçuyordum. Ders sadece ok kullanmakta iyi yapmamıştı beni. Aynı zamanda olgunlaştırmıştı da. Tiff'e bakıp gülümsedim. Bütün hissettiklerimi sanki anlıyordu. Tiff bana en son aşamaya geldiğimizi söyledi. 25 metre daha geriye gittik. Şuan 100 metredeydik ve bunu de geçersem mezun olacaktım. Fakat akşam olduğu için fazla zamanım yoktu. Tiff başarabileceğime inanıyordu ; ben de inanıyordum. Tiff hayati bilgileri vermeye başladı. "100 metre en son etap. Ben sana uygulamalı göstermeyeceğim , sadece tüyo vereceğim ve kendin yapacaksın. Şimdi ilk olarak dikkat etmen gereken şey rüzgar. Rüzgarın ne yönden geldiğini hissetmen gerekiyor. Sonra da rüzgara göre atışını yapacaksın ve seni mezun edeceğim." dedi. İşte bu çok zor değildi benim için. Rüzgarın yönünü iyi hesaplayabilirdim. Zeus'un oğluydum ben , ama tekniğim çok çok iyi sayılmazdı. İlk atışımda ok tahtaya bile değmemişti. İkinci atışımdaysa dersin başında vurduğum yere gelmişti. Yavaştan sinirlenmeye ve hırs yapmaya başlıyordum. Altıncı vuruşumda dördüncü halkadan anca vurabilmiştim. Tiff'in el atma zamanı gelmişti. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Marcus Leon Golden Cuma Mart 18, 2011 8:51 am | |
| Marc bir sürü atış denemişti ama hiçö tam on ikiden vuramamıştı. Zeus oğlu olduğu için rüzgarın yönünü ve hızını anlıyordu ama diğer şeyler eksikti. Saymadığım kadar çok atış denedikten sonra bana yardım et dercesine baktı. Cidden yardım etme zamanı gelmişti. "Yayı fazla gerdirme. Haif tut. Yoksa nişan almakta hata yaparsın. Düzgün ve sağlam dur. Bu çok önemli. En ufak bir bükülmende ok farklı yere gider." dedim. Marc beni anlamışa benziyordu. Ona tmasını söyledim. Marc bu sefer söylediğim şeyleri dikkate alarak atışını yaptı. Ok havada süzüldükten sonra hedef tahtasının tam ortasına saplandı. Sonunda tam on ikiden vurmayı başarmıştı. Sevinçle bana baktı ve "İşte bu!" diye bağırdı. Güldüm ve "Marc seni 1. seviyeden mezun ediyorum." dedim. Bu kadar çalışma yeterdi. Marc mezun olmayı hak ediyordu. Bütün aşamaları başarıyla geçmişti. Artık okçulukta bayağı iyiydi.
Ders Bitmiştir! | |
|
| |
| Marcus Leon Golden | |
|