Marcus Leon Golden

Bütün dersliklere sırayla uğruyordum ve yakın arkadaşım, hatta en yakın arkadaşım Zack'in dersliğinin olduğunu öğrendim. Gerçekten şoka uğramıştım. Bana bunu neden söylemediğini anlayamadım ama yine de fazla üstelemedim. Dersliklerin yanından geçerken Dövüş Sanatları Sınıfı'nı buldum ve hemen içeri daldım. Karşımda Zack duruyordu. İlk öğrencisi bendim ve bu da beni açıkçası sevindirmişti. "Selam dostum, bana öğretecek nelerin var?"

Yeni açılan dersliğimde etrafı düzenlemeye çalışırken birden Marcus içeri daldı ve ''Selam dostum, bana öğretecek nelerin var?'' diye sordu heyecanla. Açıkcası şaşırmıştım. Çünkü daha dersliği yeni açmıştık ve bunu pekde fazla kişiye söylememiştim. Ama buraya ilk gelen kişinin Marcus olduğunu gördüğümde sevindim. Gülümseyip ''İlk önce sakin ol bakalım. Gel burada konuşsak daha iyi'' dedim ve onu dojo bölümüne götürdüm. ''Şimdi antrenmana başlıyabiliriz Marcus. Ama önce bu kıyafeti giyip bana hangi dövüş sanatını çalışmak istediğini söylemen lazım'' dedim ve ona klasik melez kampı eşofmanlarından birini verirken hangi dövüşsanatını seçeceğini heyecanla bekliyordum.

Zack beni anlamadığım bir yerlere götürdü ve klasik bir kamp eşofmanı verdi. ''Şimdi antrenmana başlıyabiliriz Marcus. Ama önce bu kıyafeti giyip bana hangi dövüş sanatını çalışmak istediğini söylemen lazım'' Sonra da bir kağıttan hangi derslerin olduğunu gösterdi. Bu zor bir seçimdi benim için çünkü dövüş sanatları ile ilgili hiçbir bilgim yoktu. Boks,Muay thai,wing chun,aikido,kuppuon,jijutsu... "Dostum hepsini yavaş yavaş öğrensem olmaz mı?" Zack hayır manasında kafasını salladı. Bir daha derslere baktım ve aikidoyu seçtim. Nedense ismi en hoş gelen aikidoydu. "Tamam dostum ya, aikido olsun. Yalnız bu taktikleri benim üzerimde denemezsin değil mi? Kulübeye sakat dönmek istemem de." Zack ile gülmeye başladık fakat birazdan işler ciddileşecekti. Zack bana "gel" işareti yaptı ve bir odaya girdik.

Marcus verdiğim kağıta dikkatlice bakıp heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı ve''Tamam dostum ya, aikido olsun. Yalnız bu taktikleri benim üzerimde denemezsin değil mi? Kulübeye sakat dönmek istemem de.'' dedi. Bu sözleri üstüne biraz gülüp ayağa kalktım ve Marcus'a gelmesini işaret ettim. Marcus tedirgin bir şekilde arkamda yürürken ''Bu kadar tedirgin olma.Hem acı yoksa zafer yoktur'' dedim gülmeye devam ettim. Dojo'nun aikido için ayrılmış bölümüne geldikten sonra Marcus'a döndüm ve ''Şimdi sana öğreteceğim sanat Aikido'dur. Bu sanatın felsefesi gerçekten çok karmaşık olduğu için sana sadece çıkş öyküsünü anlatacağım. Aikido ağır zırhlı samuraylara karşı koyabilmek için zrıh kullanmayan samuraylar tarafından geliştirilmiştir. Temel amacı rakibin uyguladığı kuvveti kendi yönüne çekerek etkisiz hale getirmektir.'' dedim ve Marcus'un şaşkın yüzüne baktım. Anlayışlı bir şekilde gülümsedikten sonra ''Neyse,bana yumruk at hadi'' dedim. Marcus gülümseyerek ani bir yumruk attı. Ama ben daha hızlı davranıp dirseğinden tuttum ve ayak oyunlarıyla arkasına geçtim. Artık kitlenmişti ve hareket etmesi imkansizdı. ''Şimdi anladın mı?'' diye sordum Marcus'a.Marcus ise kısık bir sesle cevap verdi ''E-evet''. ''Güzel o zaman aynı hareketi benim kolumda uygula bakalım '' dedim ve bir yumruk attım.

'Şimdi sana öğreteceğim sanat Aikido'dur. Bu sanatın felsefesi gerçekten çok karmaşık olduğu için sana sadece çıkş öyküsünü anlatacağım. Aikido ağır zırhlı samuraylara karşı koyabilmek için zrıh kullanmayan samuraylar tarafından geliştirilmiştir. Temel amacı rakibin uyguladığı kuvveti kendi yönüne çekerek etkisiz hale getirmektir.'' Aslında işin bu kısmı beni neredeyse hiç ilgilendirmiyordu. Aslında anladığım da söylenemezdi. Uygulamalı derse geçtiğimizde Zack ona yumruk atmamı söyledi. Bütün gücümü kullanmak istemiyordum ama Zack'in durumu ele aldığını görünce bütün gücümle suratına bir yumruk salladım. Zack çok çevik bir hareketle kolumu tutup arkama geçti ve bana bir çeşit kilit yaptı. Gerçekten hiç kımıldayamıyordum ve bayağı bir de acı veriyordu. Zack ne olduğunu anlamışçasına fazla durmadan beni bıraktı. Aynısını benim ona karşı yapmamı söylediğinde dimdik durdum ve tamamen olaya konsantre oldum. Zack bana yumruğunu salladı ve bende yumruğu tuttum. Kolunu büküp arkasına geçtim ve onun bana yaptığı bir kilit gibi ama ondan daha kötü bir kilit yaptım. Zack garip bir hareketle benden kurtuldu. "İyi, gayet iyi. Karşındaki benim gibi profesyonel bir kişi olmasaydı oldukça işe yarardı. Sadece biraz tekniğini geliştirmemiz gerekiyor."

Marcus ona göstediğim kilitleme hareketini uyguladıktan sonra kilidinden kurtuldum ve ''İyi, gayet iyi. Karşındaki benim gibi profesyonel bir kişi olmasaydı oldukça işe yarardı. Sadece biraz tekniğini geliştirmemiz gerekiyor.'' dedim. Dojo'nun malzeme bölümüne gidip,mankenlerden birini aldım ve Marcus'un önüne koydum.''Şimdi. Normalde aikido'da direk vuruşlar yoktur ama ben birkaç stil geliştirdim. Sana bunlardan bir kaç tanesini öğreteceğim.'' dedim ve mankenin şah damarına doğru serti bir vuruş yaptımve Marcus'a baktım. ''Elimin şeklini görüyormusun? Parmaklar kırık ve sağlam bir şekilde birbirine yapışık olarak duruyor. Sencede biraz kılıca benzemedi mi? Unutma bu bir samuray sanatı.'' diye açıkladıktan sonra mankene birkaç vuruş daha yaptım. Vurduğum noktaları göstererek ''Sıra sende'' dedim ve mankenin önüne geçmesi için Marcus'a yer açtım.

Zack içeri gidip cansız bir manken getirdiğinde işlerin kesin uygulamalara bindiğini artık anlayabiliyordum. ''Şimdi. Normalde aikido'da direk vuruşlar yoktur ama ben birkaç stil geliştirdim. Sana bunlardan bir kaç tanesini öğreteceğim. Elimin şeklini görüyormusun? Parmaklar kırık ve sağlam bir şekilde birbirine yapışık olarak duruyor. Sencede biraz kılıca benzemedi mi? Unutma bu bir samuray sanatı.'' Cansız mankeni önüne koydu ve hamlelere başladı. Yaptığı hamleleri takip ederken ilk önce tamamen tesadüfi olduğunu düşünüyordum fakat sonra sadece belirlediğini düşünüyordum. Sonrasında vurduğu yerleri düşündüğümde her yerde ya çok fazla sinir ya da hayati damarlar bulunuyordu. Kafamı salladım ve Zack'in gerçekten çıplak elle yapacağımız bir dövüşte beni çok rahat pataklayabileceğini düşündüm. Zack birkaç hamle daha yaptıktan sonra "Sıra sende." dedi. Mankeni önüme aldım ve ellerimin şeklini tam olarak Zack'inkine benzettim. Zack'in vurduğu yerlere hamleler yapmaya başladım. Hepsini de tam olarak tutturamasam da birçoğunda hedefe vurabildiğimi düşünüyordum. Birkaç hamle daha yaptıktan sonra Zack. "Tamam. Çok olmasa da bir acemi için iyi. Şimdi asıl görevin başladı. Birlikte deneme yapacağız." Acı bir şekilde yutkundum. Kılıçla düello yapsaydık onu yenebileceğimi düşünürdüm. Ama bu çok farklıydı. Kafamı salladım ve ellerime pozisyon verdim. Şimdi Zack'in talimatını bekleyecektim.

Marcus dediklerimi duyduktan sonra acı bir şekilde yutkundu ve endişeli bir şekilde bekledi. Marcus'a bakıp ''Endişelenme. Bugün sana öğrettiklerimi yaparsan pek zarar gelmez vücuduna. Ama sana bir ipucu veriyim. Saldırıdan çok savunmaya ağırlık ver. Sana saldırıyı zor durumlar için öğrettim.'' dedim ve başlaması için el işareti yaptım. Marcusilk başta endişeli bir şekilde bana baktı ama sonra dikkatini toparlıyıp üzerime doğru geldi. Bu çoçuğun neyi vardı? Dha biraz önce savunmaya odaklanmasını söylememişmiydim. Dediklerimi dinlememesi sinirlerimi bozdu. Bu yüzden üzerime doğru gelirken kıyafetlerinden tuttum ve tepetaklak yere çarptım Marcus'u. Yerde sırtını tutarak inlerkende hızlı bir şekilde karnına kendi geliştirdiğim vuruştan geçirdim. Marcus'un yüzündeki acı ifadeye bakarken ''Dediklerimi unutma. Eğer eğitmenin olmayıp düşmanın olsaydım,şimdiye ölmüştün'' dedim ve kalkması için elimi uzattım.

''Endişelenme. Bugün sana öğrettiklerimi yaparsan pek zarar gelmez vücuduna. Ama sana bir ipucu veriyim. Saldırıdan çok savunmaya ağırlık ver. Sana saldırıyı zor durumlar için öğrettim.'' Lanet olsun! İşte bu bana göre bir şey değildi! Ben savunma yapmayı sevmezdim. Zack'in tavsiyesine rağmen yine de saldırmayı kafama koymuştum. Zack başlamamı söyleyince hemen üstüne saldırdım. Zack'in kafası biraz karışmış gibiydi. Saldırmayacağımı düşünüyordu herhalde. Yüzümde bir gülümseme vardı fakat fazla sürmeyecekti. Zack beni kıyafetlerimden tutup yere yapıştırdı. "'Dediklerimi unutma. Eğer eğitmenin olmayıp düşmanın olsaydım,şimdiye ölmüştün'' Zack sinirliydi ama ben de sinirlenmiştim bu sefer. Ama taktiğimden sapmamalıydım. Canım çok yanıyordu ama yine de ayağa kalktım. Taktiğim şuana kadar tamamen doğru gidiyordu. Zack'i dinlemeyip sinirlendirmiştim ve o da şimdi bana saldıracaktı. Ayağa kalktığımda Zack üstüme doğru geldi. Tam bana garip hareketlerinden yapacağı sırada bana ilk gösterdiği hamle ile ona kilit yaptım. Şimdi ne olacağını düşünemiyordum. Zack çok sinirliydi ve eğer bırakırsam muhtemelen beni öldürebilirdi. Bu yüzden bütün gücümle yaptığım kilidi sıktım ve Zack'in sakinleşmesine kadar yetecek süre tutabilmem için gereken süreyi hesapladım. Sanırım böyle bir şansım yoktu. Zeus'a dua etmeye başlamıştım bile.

Marcus ona ilk gösterdiğim hareketle kolumu kilitlediğinde ğekde şaşırmamıştım. Çünkü bilerek kolumu yakalamasını sağlamıştım. Kendine güveni gelsin diye. Daha sonra kiliti dahada sıkarak canımı yakmaya başlamıştıki bu beni sinirlendiren şey oldu. Basit hareketlerden birini uygulayıp kilidi kendimden Marcus' a çektim. Marcus acıyla inlerken ''Aferin. Sonunda istediğim şeyi başardın.Aikido'dan bir kaç şey kapabildin'' dedim. Marcus kıkırdayıp ''Yani seni yumruk yumruğa kavgada yenebilirmiyim artık?'' diye sordu. Bu sorusu karşısında bir kahkaha koparıp ''Ben aikido'yu beş yaşımdan beri yapıyorumMarcus. Aikido haricinde dünya üzerinde tanınan yirmi farklı dövüş sanatındada ustalık seviyesindeyim ve daha adını bile bilmediğiniz gizli dövüş sanatlarındada ustalık aldım.'' dedim ve Marcus'un kilidini bıraktım. Tokalaşmak için elimi uzatıp ''Ben Zack Cliff Burton,seni dövüş sanatları dersliğinden mezun ediyorum. Ama antrenman yapmayı unutma.'' dedim ve Marcus'un kolunu ova ova uzaklaşmasını izledim.