Yeni Görevim 2

Hazırlanıp Roma’ya gidecektim. Kheiron bana uzun bir ardan sonra görev vermişti. Görevim Roma’da bulunan bir melezi sağ salim kampa getirmekti. Bunun benim için zor olacağını hiç düşünmüyordum. Orada bulunan satir bir sürü canavarında olduğunu söylemişti. Canavar tehlike demekti ama benim için sorun olmazdı. Kampa geleli bayağı uzun süre olmuştu ve artık usta bir savaşçıydım. Neredeyse savaşmadığım canavar kalmamıştı ve hala yaşıyordum. Kulübeme girer girmez hemen odama gittim. Çabuk hazırlanmalıydım. Roma’ya gitmek için heyecanlanıyordum. Onun için elimden geldiği kadar hızlı olmalıydım. Dolabımın kapağını açtım ve için beni rahat tutacak bir penye çıkardım. Penye mavi renkte, klasik bir kıyafetti. Altına da mavi bir pantolon giydim. Kıyafetlerim gayet rahattı. Aynanın karşısına geçtim ve saçımı topladım. Böyle daha rahat ederdim. Güzelce süslendikten sonra bir sırt çantası aldım ve içine yolda gerekecek her şeyi koydum. Hazır görünüyordum. Başka bir şeye ihtiyacım olacağını düşünmüyordum. Çantamı sırtıma taktım ve odamdan çıktım. Kulübeden çıkmadan önce oturma odasına uğradım. Burada hiçbir kardeşim yoktu. Masanın üzerinden kâğıt-kalem aldım ve kardeşlerime not bıraktım. Beni merak etmelerini hiç istemezdim. Bu işi de hallettikten sonra kulübeden çıktım. Doğruca pegasus ahırlarına yöneldim. Roma’ya Sissy’yle birlikte gidecektim. En rahat yol oydu bence. Yürürken fazla meleze rastladım. Çoğu kulübelerinde veya eğitimdeydi. Karşılaştığım melezlere görevi anlattım ve kısa bir süre daha yürüdükten sonra pegasus ahırlarına vardım. Hiç vakit kaybetmeden içeri girdim. İçerisi her zamanki gibi pegasuslarla doluydu. Çoğunun sahibi vardı ama daha sahibi olmayan pegasuslar da vardı. Hepsine selam verdikten sonra az ötede duran Sissy’nin yanına gittim. Sissy beni görünce sevinçle kişnedi. Sissy okşayıp küp şeker yedirdikten sonra onu yolculuk için hazırladım. Sonra ahırdan çıkardım ve üzerine bindim. Artık uçmaya hazırdık. Tahminen 7-8 saat sonra Roma’ya varırdık. Sissy uçmaya başladı. Hava bugün çok güzeldi. Babam her zamanki gibi her yeri ısıtıyordu. Rüzgârın esmesi ise aşırı sıcaklığı önlüyordu ve tam kıvamında oluyordu. Bu gibi havaları çok severdim. Sissy’yle uzun bir süre uçtuktan sonra okyanusların üzerinden geçtik ve İtalya’ya vardık. En azından ben öyle tahmin ediyordum. Çok geçmeden Roma’ya da vardık. Sissy’den satirin söylediği adrese gitmesini istedim. Adres kolay bulunan merkezi bir okula aitti. Onun için bulmamız uzun sürmedi. Okulun yakınlarında bir yerden indik. Sissy’e buralardan kaybolmamasını söyledikten sonra okula gittim. Tam çıkış vaktine gelmiştim. Herkes evlerine dağılıyordu. Öğrencileri izlerken satir yanıma geldi ve melezi gösterdi. Sonra da onun yakınlarında bulunup takip eden canavarları gösterdi. Bu melezi acilen buradan çıkarmamız gerekiyordu. Melez yalnız kalınca onun yanına gittim ve bir adres sordum. Sorduğum adres melezin gittiği yere yakın olduğundan dolayı beni götürmeyi teklif etti. Tabii ki bu teklifi seve seve kabul ettim. Ancak buna canavarlar pek sevinmişe benzemiyordu. Issız bir caddeye girdiğimizde canavrlar etrafımızı sardı. Melez ne olduğunu anlamamıştı. Ona korkmamasını söyledim ve yay-ok takımımı çıkardım. Oklarımla birkaç canavarı harcadıktan sonra satirin oyaladı canavarlara kılıcımla saldırdım. Kılıçta süper değildim ama birkaç taktik biliyordum. Çok geçmeden satirle beraber canavarların hepsini hakladık. Hemen melezin yanına gittim. Çok korkmuştu ve ağlıyordu. Onun başını okşayarak "Korkma geçti artık. Seni güvende olacağın bir yere götüreceğiz. Ben Tiff, senin adın ne?" dedim. Melez biraz rahatlamış gibiydi ama yinede tereddütteydi. "Adım Elenore." dedi. Gülümsedim ve onun ayağa kalkmasına yardım ettim. Sonra onu Sissy’nin yanına götürmek istedim ama Elenore direndi. E, normal olarak çocuk tanımadığı insanlara inanmak istemiyordu. Mecburen ona her şeyi anlattım. En sonunda Elenore gelmeyi kabul ettik. Sissy’nin yanına gelince Elenore çok şaşırdı. Büyük ihtimalle ilk kez kanatlı at görüyordu. Şaşkınlığı üzerinden çabuk attı. Beraber Sissy’nin üzerine bindik ve kampa doğru uçmaya başladık. Elenore çok yorulduğu için uyuya kaldı. Uzun bir süre sonra kampa geldik. Hemen Kheiron’un yanına gittik ve görevimi tamamlamış oldum.