Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Satellite Morgan
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Satellite Morgan


Mesaj Sayısı : 3387
Kayıt tarihi : 24/08/10

Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı. Empty
MesajKonu: Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı.   Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı. Icon_minitimeC.tesi Mart 12, 2011 10:15 am

Sabah ikiz kardeşimin uyandırmaları üzerine kalkmak zorunda kaldım. Gözlerimi aralamıştım, o gün yine çok sağuktu, hiç yatağımdan çıkmak istemiyordum. Bütün gün öylece yatabilirdim. Ama Ange, yine gelip beni dürdüklemeseydi. Çalar saati kapayabiliyordum ama onu kapayamıyordum. Gerçi bundan şikayetçi de değildim. Altın sarısı saçlarını yüzüme değdirmeye başlayınca kıkırdadım. "Sana da günaydın Ange." dedim ve gözlerimi hafifçe aralayarak yeni doğan güne baktım. Güneş sandığımdan çok daha tepeye çıkmıştı. Ange elimi tutarak beni yataktan çıkardı. "Haydi Sat, daha yüzme kursuna, oradan da kuaföre gideceğiz. Biliyorsun ki bugün büyük balo var." Yataktan çıkarken ayağıma terliklerimi giydim. Evet, bugün yine annem ve babamın hayır işi namına düzenlediği bir balo vardı. Zengindik ayıptır söylemesi, köşkümüzde olacaktı balo. Normalde güzellik kompleksim yoktu ama o gıcık kızların benim salaşlığıma karşı gülüp geçmesi de pek hoşuma gitmiyordu. Ange'yle beraber merdivenlerden mutfağa doğru inmeye başladık. Bir süre sonra aşağı kattaydık. Annem her zamanki gibi üzerine beyaz bir kürk hırka geçirmişti. Yine ışıl ışıl görünüyordu. "Günaydın anne, bugün yine muhteşemsin." Annem gülümsedi ve beni öptü. Ange'yle de günaydınlaştıktan sonra ses çıkaran topuklularıyla mutfağın dışına doğru ilerlemeye başladı. "Kızlar, şoför saat tam dokuzda sizi yüzmeye götürecek. On birde de kuaföre gideceksiniz. Hazır olun." dedi ve ikimizi de öptükten sonra evden ayrıldı. Ange'yle beraber kahvaltımızı ediyorduk. Ben kendime her zamanki gibi salamlı sandviç hazırlamıştım. Ange'yse bir kuş sütü eksik masada kahvaltısını ediyordu. Bir süre sonra benim sandviçim bitmişti, buz gibi soğuk mermerlere basarak Ange'nin yanına oturdum. O da hevesle kahvaltısını ediyordu. Biraz masadan otlandım ve saate baktığımda dokuza on dakika kaldığını gördüm. "Ange çabuk ol. Ben çantaları alıp geliyorum." dedim. O da ağzında peynirle bana kafa salladı. Koşarak merdivenleri çıktım ve kıyafet odasına girdim. Çantalarımızı aramaya başladım. Ama gözüme bir şey çarpmıştı. Az ileride daha önce görmediğim bir sandık duruyordu. Sandığa doğru ilerledim ve kapağını tereddütle açtım. Bir yığın mektup vardı burada, bir sürü de zarf. Hepsi de elle yazılmıştı, tarihe baktım. "27 Şubat 1996." yazıyordu. Benim doğduğum gündü bu. Tam okuyacaktım ki, kapı kolunun hareket etmesiyle mektubu sakladım. Ange saçlarını savurarak içeri girdi. "Ne arıyorsun burada sen? Çantalar nerede?" Kaşımı bilmiyorum anlamında kaldırınca Ange içeri girdi ve bir çırpıda bulduğu çantaları gözüme sokarcasına gösterdi. "Hadi, Bay Christopher aşağıda bekliyor." Bunu dediği an gülümsedim ve Ange'nin koluna girdim, beraber aşağıya inmeye başladık. Bay Christopher, şoförümüzdü. Daha yeni sayılırdı, gençti. Aslında ona bay dememiz biraz komik kaçıyordu, o bizden dört yaş büyüktü. Tam onun hakkında düşünürken birden karşıma çıkınca biraz korktum ama sonra rezil olmamak adına gülümsedim. Ange de onla günaydınlaştıktan sonra beraber arabaya bindik.

Arabada Ange'yle beraber baloda nasıl giyineceğimizi konuşuyorduk. O, gerçekten hayatımda gördüğüm en güzel kızdı. Masmavi gözleri; ipince dudaklarıyla gerçekten mükemmel bir kombinasyon oluşturuyordu. Onun baloda güzel olacağı kesindi ama maalesef ben kendim için o kadar da umutlu olmadığım için bu konuşmada konuşmacı değil dinleyici konumunda bulundum. Bir süre sonra yüzme kursuna vardık. Christopher'a teşekkür ettik ve oradan uzaklaştık. Ange'yle beraber çantalarımızı sürüye sürüye yüzme kursundan içeri girdik. Disleksim vardı, bu yüzden hiç ne yazdığıyla uğraşamıyordum. Derslerim genelde iyiydi tarih hariç. Bunu da hırsıma bağlıyordum. Babam gibi hırslıydım ben. Disleksim falan vardı ama geçilmeyi hazmedemiyordum. En sevdiğim ders de mitolojiydi. Ange'nin de öyle. İkimiz tam bir mitoloji delisiydik. En sevdiğim tanrıça da Athena'ydı. Bilgelik Tanrıçası. Gerçek olmadığını biliyorduk ikimiz de ama yine de zevkliydi. Psişik ve saçma şeyler zaten ikimizden sorulurdu. İçeri girdiğimizde öğretmenimiz bize selam verdi. "Merhaba çocuklar. Sizinle bir şey konuşmak istiyorum." İri yapılı, erkek öğretmendi bu. Bay James. Bizi kenara çekti, koridorun sonuna doğru götürdü. Doğrusu, biraz korkmaya başlamıştım. Aklıma saçma sapan şeyler geliyordu. Ange'ye fısıldadım. "İkiz, bu adam bize ne yapacak?" Ange bana cevap vermedi, sanırım o da şu anda korkuyordu. Adam bir süre ilerledikten sonra bizi havuza getirdi. Neden yolu bu kadar uzatmıştık bilmiyordum. Öğretmene döndüm ve derdimi söyledim. "Ama bizim soyunma odasına gitmemiz gerek." O ise gülümsedi ve başını hayır anlamında salladı. Ardından bayan öğretmenimiz geldi, bize doğru gülümserken birden bire bir canavara dönüştü. Mitoloji kitaplarından hatırlıyordum onu. Ange'ye döndüm, diğer adam öğretmen de bir canavara dönüşmüştü. Mantikor, minotor, telekine? Adını hatırlayamıyordum ama bir canavar olduğunu biliyordum, tehlikeli bir canavar. Ange'ye baktım, endişeliydi. Bir an ikimiz de çığlık attık ve kaçmaya başladık. O sırada kısa boylu biri üzerimize doğru gelmeye başladı. Elinde iki tane kılıç vardı. "Apollon kızı, Nike kızı!" Ange'yle birbirimize baktık, başkasına seslendiğini zannettik ama kısa boylu kıvırcık çocuk kılıçları bize uzattı. "Haydi, ne bekliyorsunuz?" Kılıçlarımızı aldık ve canavarların üzerine doğru koşmaya başladık. Kılıçlarla yapabileceğimiz tek şey herhalde onları doğramaktı. Ama bu refleksle yapabileceğimiz başka bir şey de yoktu sanırsam. Canavarların üzerine doğru koştuk. Kılıcı eski adam öğretmenin üzerine attım, ama o kılıcı kapıp uzaklara fırlattı. Şimdi ne yapacaktım ben? Ange kılıcıyla savaşıyordu ama ben burada ölecektim. Tam umutsuzluğa kapılmışken o kıvırcık çocuk tekrar geldi yanıma. "Bu okları dene bir de." dedi. Gülümseyerek ayağa fırladım. Önce rastgele fırlattım oku, alışmak adına. Sonra doğru dürüst fırlatmaya başladım. Ok, bayan öğretmene yani bayan canavara denk geldi. Bir süre sonra toza dönüştü. Ben kan falan bekliyordum ama olmadı. Ange de bir süre sonra kılıcıyla erkek öğretmeni öldürdü. Sanırım artık güvendeydik. Kıvırcık çocuğa baktık. "Selam melezler, ben Rourke."

Kıvırcık çocuk bir süre bize baktı, ardından pantolonunu indirdi. "Ben bir satirim." Ağzım açık kalmıştı, Ange'nin de aynı şekilde. Birbirimize bakıyorduk. Bu bir şaka mıydı, bütün kurs birleşip bize oyun mu oynuyorlardı? Az önce iki tane canavar öldürmüştük, yani öğretmenlerimizi. Ben, gerçekten o an bayılabilirdim. Ange'yle birbirimize bakıyorduk. Yarı keçi, yarı insan yaratık, çocuk artık adlandırmaya zihnimin yetmediği yaratık konuşmaya başladı. "Yarı insan, yarı tanrısınız. Bakın, biliyorum acayip geliyor ama açıklamama izin verin. Gelin dışarı çıkalım." Artık hiçbir şeye inanmıyordum, dışarı çıkarak bir şey kaybetmeyeceğimi düşünüyordum. Ange'nin kolundan tuttum ve beraber dışarı çıktık. Açık havaya geldiğimizde yaratık konuşmaya başladı. "Lütfen beni dinleyin. Bakın, inandığınız için teşekkür ederim. Sizde disleksi ve DEHB var mı?" Bu yaratık bunları nereden biliyordu? Ange'ye baktım, kafasıyla onaylıyordu. Ben reddetme psikolojisindeyken, o anlama psikolojisine girmişti. Şu an ben onu anlamıyordum. Ne olduğu belli olmayan bir şeye inanıyordu. Ama gittikçe o şeyin şeyden öte olduğunu anlıyordum. Çünkü neredeyse bizim yaşamımızı önümüze sunuyordu. "Önce size şunu söyleyeyim, siz kardeş değilsiniz. Yani üvey kardeşsiniz." Bu kadarına da dayanamazdım. Annelerimiz babalarımız aynıyken biz neden kardeş olamıyormuşuz? "Hey yaratık, bu kadarına yeter. Beni kardeşimden ayıramazsın." Yaratık ise gevrekçe güldü. "Manevi kardeşinden ayrıl demiyorum ki. İkiniz de benimle kampa geliyorsunuz." O an yaratığa iğrenç bir bakış fırlattım. O da ses tonunu değiştirdi. "Her şey mektupta yazıyor. Siz ikiz değilsiniz. Aynı gün doğmadınız. Birinizin annesiyle, diğerinizin babası evlendi. Sen agresif, Nike kızısın. Ve sen güzel, Güneş Tanrısı Apollon'un." O an donakaldım. Beni annemden de mi ayıracaktı? Cebimdeki mektubun zarfını yırttım ve Ange'yle beraber okumaya başladım.

Morgan Ailesine.
Selam, George. Bu kızımız. Tanrılar dünyasının katı kurallarını biliyorsun. Onu sen büyütmek zorundasın. Karınla belki sorunlar yaşayabilirsin benim yüzümden ama... Ona anlat. Biz ondan önce vardık, şimdi sadece sen vardın. Büyüyünce yanıma gelir. Ya da çoğu melez gibi... Her neyse George. Onu gerektiği şekilde büyüteceğine eminim. Hayatta başarılar.


O an kağıt elimden düştü, yaratığa baktım. "Haydi kızlar, benimle gelin." dedi. Düşüncelerim bunu reddediyordu ama ayaklarım yaratığa doğru ilerliyordu. Ben, bir melezdim. Annesi tarafından reddedilmiş bir melez. Şu ana kadar yaşadığı her şey yalan olan bir melez. Yani aslında ben hiçbir şeydim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.platis.forummum.net
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı. Empty
MesajKonu: Geri: Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı.   Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı. Icon_minitimePaz Mart 13, 2011 1:08 am

Rp puanı: 100, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Satellite Morgan. - Yükseltme Amaçlı.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Evangeline Blackwood-2.rp(yükseltme amaçlı)
» Daniel Sanchez 2.Rp (yükseltme amaçlı)
» David Learn 3.rp(yükseltme amaçlı)
» Satellite Morgan
» Satellite Morgan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: