Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kayıp canavar

Aşağa gitmek 
+2
Aleda Beth Hwang
Edward Kevin Hawke
6 posters
YazarMesaj
Edward Kevin Hawke
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Edward Kevin Hawke


Mesaj Sayısı : 2581
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 1:46 am

Kılıcımı sırtıma koydum gerektiğinde yaya dönüştürebilirdim ama bu kahrolasıca labirentte koca bir ateş topuyla bile burnumun ucunu zor görüyordum sanki labirent birazdan bizede yapacağını söyler gibi ışığı yutuyordu içeriye ilk girdiğim anda içimi bir umutsuzluk kaplamıştı bu labirent duygularımı bile köreltiyordu

-Keşke yanımıza içersini görebilen bir ölümlü alsaydık , bu lanet labirentte ölü gibi dolanıyoruz. dedim

''ÖLÜ GİBİ'' tanımım onları ürkütmüştü ahh süper kötü olan durumumuz şimdi dahada kötüleşiyordu.Çenemi kapadım ateş topuna yoğunlaştım... ondan 2 tane oluşturup birini ileriye göndermeyi planlıyordum...evet başarmıştım 2. alev topunu ileriye gönderdim

-Aman tanrılarım

Bağıran Hectordu ona hak vermeliydim ateş topunu gönderdiği anda önüne bakmış ve tam bastığı yerin önünde derin bir çukur olduğunu görmüştü ürkerek geriye çekildi bana minetter bir bakış attı ben de ona gülümsedim ve şöyle dedim

-Peki şimdi ne olacak?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aleda Beth Hwang
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Aleda Beth Hwang


Mesaj Sayısı : 479
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 2:41 am

Hector'un çığlığını duyunca tekrar titredim. Kampa gelirgelmez göreve çıkmıştım, üstelik bu görev Labirent'teydi. Göreve çıkmadan önceki gece, kampımızın hediyelik eşya dükkanından birkaç mitoloji kitabı yürütmüştüm. İşime yarayacağını düşünerek de yanıma aldım. Labirent hakkında okuduğum hikayelerse zaten kanımı dondurmaya yetmezmiş gibi, Labirent'in içindeydim şuan! Kendime gelmemi sağlayan Kevin'ın sesi olmuştu.

"Peki şimdi ne olacak?"

Sesimin titremesine mani olamadan konuştum.

"Kev, şu abuk ateşten toplarını biraz daha ileri gönderebilir misin acaba?"

Kevin itiraz etmeden ateş toplarını ilerletti. Onun ışığına ve adımlarıma dikkat ederek Hector'ın yanına yanaştım. Gördüğüm şey karşısında dehşete mi düşsem karar verememiştim. Sabahki hevesimden eser kalmamıştı. Önümüzde belirli aralıklarla kocaman çukurlar vardı. Ağzımdan çıkan küfürlere engel olamadım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 2:56 am

Kev ateş topunu ileri sürünce gördüğüm dev çukurlarbeni çok hemde çok korkutmuştu.Aleda ağzından çıkan küfürleri durduramıyordu.O an iyi ki spor ayakkabı giydiğim için kendimi daha çok sevdim.Titreyerek:

"Şimdi ne yapacağız?Çukurlar çok fazla."dedim.

"Sakin olmalıyız,geçmek için bir yol bulucaz."dedi Mia.Sonra tek tek geçmeye karar verdik.Önce Hec ve Kev geçti.Sonra sırayla bizi aldılar.Sırayla Rose,Aly,Mia ve beni karşıya geçirdiler.Ama ben geçerken ayağım kaydı ve Kev'e tutunup bağırdım.

"Keeeevvv,tut beni düşücem."Sonra Hec'le birlikte beni yukarı çektiler.Açıkçası çok korkmuştum.Korkudan Rose'un boğazına yapışıp ona sıkı sıkı sarıldım.Tir tir titriyordum.

Sonunda o dev çukurları aşmıştık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hector Sentius
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Hector Sentius


Mesaj Sayısı : 692
Kayıt tarihi : 19/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 4:17 am

Sonunda çukurları geçmiştik ama daha tehlikeli yerlerde vardı.Labirent ilerledikçe daralıyor ve küçülüyordu.Şansımız vardi ki bizim geçemeyeceğimiz kadar büyümemişti.Başka deliklerde olabilirdi bu yüzden dikkatli ilerlemek zorundaydık.

Kev önümüzü görmemiz için sürekli ateş topları atmaya çalışıyordu ama onunda bir süre sonra gücü tükenecekti.Peki sonra ne yapacaktık ve daha bir sürü engel vardı.Bir süre ilerleyince labirent aydınlık olmaya başladı ve bizde en azından göremediğimiz tehlikelerden kurtulmuş olduk.

Labirenten çok acayip sesler geliyordu ve bu herkesi ürkütüyordu.Ben daha önce buraya gelmiştim ama yineden korkuyordum.Yine yirmi soru bilmemiz gerekirse ne yapacaktık.Bu kez kadına şimşekler çaktıran kardeşim Stell'de yoktu.

Herkes çok yorulmuştu.Biraz ilerledikten sonra çiftlik gibi bir yere geldik.Herkes kendini yerdeki teşil çimenlere bırakıverdi.Yanrı tanrıda olsak dinlenmeye ihtiyacımız vardı.Beş dakika olmamıştıki inekler yüksek sesle möölemeye başladı.

Aldırmamıştık taki önümüze gökten inek düşene kadar.Ne olduğunu anlamamıştık.Birden kılcımı çektim ve

"Dikkat edin" diye bağırdım.

Aklıma gelen olmasın diye dua ettim ama maalesef oydu.Bu minotordu.Kev hemen iki alev topu attı ve minotoru doğruladı.Sert bir bakış attım ve dostlarıma dönerek:

"Savaşa hazır oldun" dedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hermia Aigian Cocteau
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Hermia Aigian Cocteau


Mesaj Sayısı : 1491
Kayıt tarihi : 26/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 4:47 am

Digory'i canavara doğru salladım.Hec, ben, Anna kılıçlarımızla canavarı yaralamaya çalışıyorduk. Ama güçlüydü ve derisi kalındı.Çizikler atıyorduk sadice. Kev'de ok atmaya başladı. Oklar saplanıyordu ama canavar onları söküyor ve daha çok kızıyordu. Rose yandan geçen ırmağın yanında durmuş elerini bir aşağı bir yukarı salıyordu.Irmak bir coşuyor bir duruluyordu.Aleda ise hançerini nereye saplaması gerektiğini anlamaya çalışıyordu.

''Artık şu canavarın ateşini söndürsek diyorum '' dedim ve canavarın göğsüne bir tekme attım.Bu sayede Rose zaman kazandırabilirdim.Canavarın dengesi bozuldu.Ama genede kendini toparladı ve kükremeye başladı.

''Sen buna ateşini söndürmek mi diyorsun?'' Rose o sırada bağırdı. Ve eli ile konturol ettiği ırmağı canavarın üzerine yönlendirdi.

''Ben buna ateşini söndürmek diyorum'' Canavar yere oturmuş başını tutuyordu.Hiç zaman kaybetmeden hepimiz canavarın üzerine çullandık. Son olarak Aleda hançeri ile canavarın tam kalbine doğru bir hamle yaptı ve ''Puf'' canavar toz oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 11:12 am

Minotor'un üzerine koca bir nehri boşaltmak beni bir hayli yormuştu. Onu öldürme işini diğerlerine bırakarak olduğum yere diz çöktüm ve biraz dinlenmeye çabaladım. Bir süre sonra Aleda gülümseyerek yanıma geldi ve bana canavarı öldürdüklerini söyledi. Ben de kendimi zorlayarak gülümsemesine karşılık verdim.

Eskiden denize ve hatta tatlı sulara hiç zorluk çekmeden hükmedebiliyordum, sanırım artık büyü bozulmuştu. Aslında, ben hala aynı bendim; Poseidon kızı Rose. Ama aynı kişi değildim. Artık gülümsemiyordum, yaşamaktan tat almıyordum. Haliyle bu durum güçlerimi de büyük ölçüde etkiliyordu.

Seslice içimi çektim ve ayağa kalktım. Çantamdaki stoğumdan biraz ambrosia alıp yedim. Daha herşeyin başında güçten düşmemeliydim. Arkadaşlarımın bana, Melez Kampı'nın bize ihtiyacı vardı.

"Artık zifiri karanlığa geri dönme zamanı geldi." dedim ve karanlık oyuktan içeri girdim. Labirentten nefret ediyordum ama gözlerim ışıksız ortama alıştıkça, korkum da biraz azalıyordu. Geçtiğimiz koridor çok dar olduğundan, tek sıra halinde ilerlemek durumundaydık. Kimse konuşmuyordu, hepimiz labirentin kanımızı donduran uğultusuna kulak vermiştik.

Derken, karanlığın içinde aniden bir ışık huzmesi belirdi...


(-rpout- Karıştırmamak için yazış sıramızı not alıyorum: Mia, Rose, Kev, Aleda, Anna, Hec.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edward Kevin Hawke
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Edward Kevin Hawke


Mesaj Sayısı : 2581
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 9:26 pm

Hayatımda babamdan bile parlak bir şey hiç görmemiştim eğer babam bu kadar yakınımızda olsaydı toz olurduk ama bu ışık benim gözümü bile acıtmıyordu.
Sanki ışık benle konuşuyordu ''Hadi Kev buraya gel gelsene Kev''

-Duyuyormusunuz? dedim ve etrafıma baktım kimse yoktu hepsi arkama doğru gerilemişti
-Ne old- sözümü bitirememiştim onlarla konuşurken önüme bakmak gibi bir hata yapmıştım
Önümdeki şey çok parlaktı hatta şimdi dahada parlıyordu bize yaklaşıyormuş gibi gözüküyordu hemen gizli silahımı devreye soktum eğer arkadaşlarıma zarar vermeye kalkarsa canını almaya hazırdım.Arkadaşlarımın onunla savaşamıyacağını biliyordum yanına yaklaşamadan toza dönüşürlerdi.

-Yapma kev

Bu ses çok tanıdık geliyordu ama nerdeyse hayatımda duyduğum hiçbir sese benzemiyordu
silahım hala devrede saplanmak için bekliyordu ama içimdeki ses çok güçlüydü karşı koymak istemiyordum

-Merhaba kev
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aleda Beth Hwang
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Aleda Beth Hwang


Mesaj Sayısı : 479
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeCuma Eyl. 10, 2010 1:10 am

Az önce beni yakalamak için daha önceden gelmiş bir minotorla savaşmıştık. Neye benzediğini anlamıştım. Hatta kendi ellerimle toza dönüştürmüştüm onu. Bunun şokunu atlattıktan sonra yine Labirent'e dalmıştık. Gözlerim tam karanlığa alışmışken, o parlayan ışığa karşı koymak cidden çok zordu.

Kevin tetikteydi. Tam bize doğru yaklaşan şeye atılmaya hazırlanırken bir ses...

"Yapma Kev."

Ses sanki bin asırlıkmış gibi çalındı kulağıma. Dinlemek hem istiyordum hem de istemiyordum. Ses Kevin'la konuşuyordu ve gittikçe yaklaşıyordu.

"Merhaba Kev."

Yavaş yavaş o ışık parçası bir siluete dönüştü. Gittikçe beliriyordu. İnsan siluetiydi resmen. Fakat nasıl bir insan böyle ışık saçabilirdi ki? Hem Labirent'te ne işi vardı? O zaman dank etmişti kafama. Kevin aklımdan geçenleri söyledi, hepimizin tüyleri diken diken olmuştu.

"Tanrı Apollon?"

Önümdeki görüntü karşısında sesimi çıkartamıyordum. Korkmamam gerekiyordu ama hayatınızda ilk kez bir Yunan Tanrısı görseniz korkmaz mısınız?
Bende doğru olanı yaptım. Yanımda duran Rose'un koluna sıkıca tutundum.

Tanrı gittikçe yaklaştı. Hepimize dostça gülümsedi.

"Nasıl gidiyor bakalım görev? İlk canavarı atlatmışsınız sanırım."

Anlamak güç olmasa gerek' dedi Maria içimden. Nereden çıkmıştı ki? Heyecanımla boğuşmaktan yorulmuştum zaten.

"Çocuklar. Size yardım etmek için burdayım. Siz minik melezleri Labirent'te ki zorluklara karşı savunmasız bırakamam."

Derin bir nefes aldı.

"En nihayetinde, içinizden biriniz benim oğlum," dedi Kevin!e bakarak. Sonra fazla zaman kaybetmek istemediği her halinden belli ederek, nereden çıkardığını bilemediğim ufak bir çanta çıkardı ve Kevin'a uzattı.

"İdareli kullanın. Hepinize iyi şanslar." dedi ve kocaman bir parıltı saçıp Labirent'i baştan sona aydınlatırken gözden kayboldu. Kör olmamak için gözlerimizi açtığımızda hemen Kevin'ın yanına yaklaştık ve çantaya baktık. Konuşabildiğimi farkettim.

"Fena değil. Birkaç uyuşturucuya benzer hap falan, iki el feneri birsürü pil. Çok alçakgönüllüce."

Herkes bana ters ters baktı. Bir Tanrı'nın verdiği armağana yakışan sözler değildi bunlar.

"E, iyi tamam farkettim. Özür dilerim. Ne ozaman bunlar?"







Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeCuma Eyl. 10, 2010 3:04 am

Az önce tanrı Apollon yanımızdaydı.Şaşkındım.Tanrı Apollon bize yardım için bişeyler vermişti.Hemen el fenerlerini aldık.Kev sevinmişti sanırım.Çünkü ışık topu çıkartmaktan yorulmuş gibi gözüküyordu.

Labirentte ilerliyorduk,el fenerleri sayesinde önümüzü daha iyi görüyorduk.Büyük geniş bir odaya geldik içeride 2 kapı vardı.İçerden sesler geliyordu,ışığı kapattık bunlar dragonlardı.Bizi görmemeleri için duvara yaslandık.

"Şimdi ne yapacağız?"dedim sessizce.

"Sessizce gitmelerini beklemekten başka çaremiz yok"dedi Aly.

"Ya fark ederlerse?"dedi Mia.Keşke demeseydi,çünkü bizi far ettiler.

"Savaşıcaz"dedi Hec ve dragonlarla savaş başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hector Sentius
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Hector Sentius


Mesaj Sayısı : 692
Kayıt tarihi : 19/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeCuma Eyl. 10, 2010 3:41 am

Kılıcımı çektim ve dragona doğru bir hamle yaptım.Çok sert bir darbe ile karşılık verdi.Kısa bir süre kendinden geçtim.Ben kendimden geçtiğim sürede kev oklar yağdırmıştı ama bu pek fayda etmiyordu.

Başka çarem kalmayın sürekli taktığım güneş gözlüğünü havaya attım ve Febris elime geldi.Yanımda duran Anna hızla terlemeye başladı.Febris çok sıcak ve ona dokunan her şey eriyordu.

Yavaşça dragona hamle yaptım ve Febris'i zırhına dokundurdum.Febris ona değer değmez zırhı eridi gitti.Bu benide şaşırtmıştı.Febris'in gücü artmıştı.Bir taraftan diğerleride dragona saldırıyordular.

Bende Tsunami ile öyle sert bir kılıç darbesi vurdum ki zırhı ortadan ikiye ayrıldı.Febris'i tekrar gözlük haline getirdim ve Tsunami ile dragonun üzerine doğru hızla koştum yanında kayarak geçtim ve kılıcımı sırtına sapladım.

Onunda sert bir kuyruğu vardı ve toz olmadan önce öyle bir vurdu ki bana kendinden geçtim.Son hatırladığım şey havada uçuyordum ve bir ağacın tepesine mecburi iniş yapan uçaklar gibi düşmütüm.Daha sonra gözlerim karardı ve bayıldım sanırım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hermia Aigian Cocteau
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Hermia Aigian Cocteau


Mesaj Sayısı : 1491
Kayıt tarihi : 26/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeCuma Eyl. 10, 2010 4:49 am

Hec yerde hareketsizce yatıyordu.Anna'ya

''ona nektar yedir!'' kafasını saldı ve geri çekildi.5 canavardan 3 'ü hala karşımızdaydı. Ellerindeki mızraklar ile karşık veriyorlardı. Digory ile zırhının arasından kılıcımı soktum.Toz oldu.Geriye iki tane kalmıştı. Rose kılıcı ile sürekli darbeler indiriyordu, Kev ok atıyordu ama zırhından sekiyordu.

'' İkiye ayrılalım'' Dediye bağırdım.Hec'te yavaşça doğruluyordu. O sırada bir dragon daha toz oldu.Kev'in oklarına maruz kalmıştı.

''Kim kim ayrılıyoruz'' dedi Rose bir taraftan son kalan dragon ile ilgileniyordu ki bir kılıç darbesi ile onuda indirdi. Herkes olduğu yere yattı.

''Bilmiyorum biraz dinlenelim sonra karar veririz'' İki kapıya baktım sanki biri ölüm diyeri yaşamdı.Kev yanıma geldi.

''ne düşünüyorsun''
dedi.Sonra anladı. Kapılara baktı oda sonra yanıma uzandı.Sırtını duvara verdi.Bir ışık topu oluşturdu.Rose derin bir nefes aldı.

''Siz uyuyun ben nöbet tutucam.'' Kimse itiraz edemedi.Yavaş yavaş gözlerimin ağırlaştığını hissettim.

Rüyamda çok güzel bir bahçedeydim. 3 kadın bir ağaca yaslanmış şarkı söylüyorlardı.Bir yılan ağaca ve onlara dolanmış yumurtasını sıcak tutmaya çalışıyordu. Bemi görünce Ağzını açıp

''kısss!!'' diye bir ses çıkardı.

Gözlerimi fal taşı gibi açtım başımda kev

''Hadi uyan Mia'' diyordu.Anna da sızlanıyordu

''Ya ben acıktım valla acıktım '' Aleda'da ona sandiviç veriyordu ama içinde turşu varmış diye burun kıvırıyordu.Rose baktım.

''Hadi karar verelim kim kimle gidiyor?''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeCuma Eyl. 10, 2010 9:58 am

Dejavu. Bu kelimeden nefret ediyordum! En son biri bana bu soruyu sorduktan sonra, Robyn ile kendimizi dev bir yılandan kaçarken bulmuştuk! Aslında... labirentte olmamız ve sürekli canavarlarla savaşmamız dışında güzel günlerdi. Tamam, ayrılık hoş bir duygu değildi ve yavaş yavaş beyin hücrelerimi ele geçirmeye başlamıştı!

Elimi bilmiş bir edayla çeneme koyarak düşünmeye başladım. Grubu bölmesi gereken kişi sanırım bendim ve bunu neye göre yapmam gerektiğini bilmiyordum. Önce, özel güçlerimizden dolayı Hec ve benim farklı iki grupta olmamız gerektiğine karar verdim. Sonra, sevgili oldukları için Mia ve Kev'i ayırmamam gerektiğine. Anna ve Aly de kampa yeni gelmişlerdi ve ikisi de birbirleriyle yakınlık kurmuştu, aynı grupta olmaları iyi olurdu.

Son olarak, Mia ve Kev benimle aynı grupta olmamalıydı çünkü bu günlerde sinirlerim birbirini seven iki insana tahammül edemeyecek kadar gergindi.

"Ben, Aly ve Anna bir grup olacağız, Hec, Mia ve Kev de diğer grup." dedim.

Hepsi olumlu anlamda kafalarını salladılar. Derin bir nefes aldım. Şimdi, hangi yolu tercih edeceğimizi seçme sırasıydı. En son böyle bir durumla karşılaştığımda babam bana yol gösterip üçüncü bir geçit ortaya çıkarmıştı ama şimdi ortada bir alternatifim yoktu. Bir süre düşündükten sonra, sağdaki koridorun döşemesi dikkatimi çekti. Aynı şeye benziyordu... Robyn ile Laistrygonia devlerini öldürdüğümüz İngiltere kraliyet odasına.

"Sizin için de uygunsa biz sağdan gidelim." demem üzerine Aly ve Anna kafalarını salladılar. Diğer grupla vedalaşıp el fenerlerinden birini ve çantadaki yedek pillerden birazını aldıktan sonra, yola koyulduk.

Koridor karanlık ve ürkütücüydü ve... çok kötü bir koku alıyordum. Yani... 'pis' anlamındaki kötüyü tercih etmedim. Demek istediğim, korkunç. Evet, doğru kelime buydu, korkunç bir koku alıyordum. İçimden altıncı hissime yalvarırcasına şöyle dedim:

"Lütfen, lütfen bu sefer yanılıyor ol!"

Yanılmamıştı. Anna'nın çığlığı koridorda yankılandı. Başımız dertteydi, hem de çok ama çok büyük bir dertte...

(*rpout*
Anna-Aly-ben grup 1,
Mia, Kev ve Hec grup 2 olsun.
Grup 2'nin sırası: Mia, Kev, Hec.
bizim sıramız: Rose, Aly, Anna.
Artık iki grup birbirinden bağımsız, postların üzerinde hangi grup olduğunuzu belirtmeyi unutmayın.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Edward Kevin Hawke
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Edward Kevin Hawke


Mesaj Sayısı : 2581
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeC.tesi Eyl. 11, 2010 9:31 pm

Kendime artık yay kullanmayacağım diye yemin ettim.Nedenmi burda nişan almak çok zordu
Birkaç dakika ilerledikten sonra duvarda borular olduğunu gördüm burayı hatırlıyordum sanırım 2 dakika sonra bir giriş gibi bir yer gördük burayı kesinlikle hatırlıyordum bu korkunç tuneli kim hatırlamazdaki ama emin olmak istiyordum.Yandaki borulara kulağımı dayadım.Lanet olsun evet burası o tüneldi ilerdeki kadının ve insanların gelişimize sevinmiş gibi neşeli sesler çıkartıyordu.10 saniye dinledikten sonra hemen kafamı geri çektim eğer çok fazla dinlerseniz...şey kötü şeyler oluyordu...ben hiç dinlememiştim ama dinliyenlere ne olduğunu görmüştüm...hastanede saece ''ONLAR'' diyerek sızlandıklarını görmüştüm...LA...Evet kesinlikle oradaydık...LA deyken bu tünele girmiş ve çıkabilen tek kişi ben olmuştum.

-Ben bu tüneli tanıyorum...Oda beni

Sözlerim ürkütücü olabilirdi olmalıydıda bu lanet olasıca tünele girdiğiniz anda sizi tek hayatta tutan duygu korkuydu.

-Arkamda kalın ve benim yaptıklarımı yapın ve...sakın bedenlere dokunmayın.Bu tünel burada olan şeyleri gösterir...yani geçmişi...çok fazla ses çıkarmayın , onları rahatsız etmeyin ve-

Sonuncuyu söyleyememiştim bunu yapamamak içimi acıtıyordu ama söylemeliydim

-Birşeyler olursa bilinki...onlara yardım edemezsiniz şimdi şu yandaki boruyu dinleyin daha sonra harekete geçelim ama sakın 10 sanyeden fazla dinlemeyin

Sonunda kapıdan içeri girdim korku duygusu her yanımı kapladı ama bu tüneli tanıyordum ne yapacağımı biliyordum korku duygusunu bastırabiliyordum.
İlerlerken korktuğum şey başıma geldi tünelde ilerde ölü bedenler vardı

-Cesetler
-Hiçbirine dokunmayın burda geçmişte olanları görüp onu değiştirmeye çalışanlar...genellikle o geçmişe katılır.

Önümüzdeki insanlar gölge şeklinde idiler.Ama bu beni korkutmuyordu onlara daha çok geçmişi göstermek istemiyordum.Geçmiş kötüydü , korkutucuydu , acı doluydu.
Tünel sadece onun içinde gerçekleşenleri gösteriyordu.Dediğim gibi ben tüneli tanıyordum...oda beni.
İlerledik onlar arkamda duruyor ben yolu gösteriyordum , ama birşey vardiki onlara tünelin beni tanıdığını resmen kanıtlıyordu çıkışa varmıştık kapının üstünde şunlar yazılıyıdı

-BİRDAHA GELMEYİ UNUTMA KEV


(GRUP 2)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aleda Beth Hwang
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Aleda Beth Hwang


Mesaj Sayısı : 479
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 12:38 am

(RP out: [Grup 1])

Hector, Kevin ve Hermia'dan ayrıldığımızdan beri içimde berbat bir his vardı. Karanlık ve korkunç koridorların kasvetiyle bütünleşiyorlardı birde. Hiç çekilmezdi yani. O sırada koridor genişledi ve Anna'nın çığlığı koridoru yıkarmışçasına yankılandı.

Karşımızda nereden bakılsa iki buçuk, üç metrelik kocaman devler duruyordu. Boylarıyla iğrençlik seviyeleri çok güzel uyuşuyordu. Gözleri kıpkırmızı parıldıyordu. Dişleriyse... Ağızlarını açmamalarını tercih ederim. Tam iki taneydiler ama pek de kolay yenilecek gibi durmuyorlardı. Tam ben ağzımı açıp adlarının ne olduğunu tahmin etmeye çalışırken biri yerden kocaman bir kaya parçası aldı ve üstümüze doğru fırlattı. Rose hemen kolumuzdan tutup beni ve Anna'yı yere yatırdı.

"Tanrılar aşkına ne bunlar?" diye bağırdım Rose'a.

"Laistrygonia Devleri... Hazır olun."

Devin ardı ardına fırlattığı kayalardan eğilerek kurtulmuştuk. Bir yer bulup saklanmayı becerdik ama uzun süre burada duramayacağımız barizdi. Hepimiz silahlarımızı hazırladık. Gümüşyaprak'a bir baktım. İlk denememde gayet başarılı olmuştum ama ya şimdi?

İki tane olması bayağı dez avantajdı... İlk devin arkasına doğru ilerleyebileceğimi düşünüyordum. Onu kızdırmak istemiyordum ama ne yapacağım konusunda da hiçbir fikrim yoktu. Zayıf noktalarını bulmalıydım. Neresi zayıftır ki bunların? Sonra biraz devler bizi görmeden önce düşündüm. İlahi bronz hançerim onları kül ederdi... En kolay yer kalp olmalıydı. Yere yatırmalıydım onları ama nasıl?

O sırada saklandığımız yerden çıktık ve silahlarımızla doğrudan devlere koştuk. Devin kükremeleri kulağımı sağır edebilirdi, korkuyordum.

Anna kılıcını durmadan devlerin bacaklarına saplıyordu ama bu onları kızdırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ben ise ne yapsam, gerçekten kararsız kalmıştım. Ardı ardına üstümüze gelen kayalardan kaçıyorduk. Biraz uğraştıktan sonra Rose bize dönüp,

"Sanırım... Hançerimi deniz suyu kaynağı olarak kullanmam gerekecek..." dedi.

Anna kükremeler arasında bağıra bağıra itiraz etti.

"İyide Rose! Zaten yorgunsun! Ya işe yaramazsa!?"

"Siz onları oyalayın yeter." demekle yetindi.

Anna ve ben ayrılarak iki devi oyalamaya çalıştık. Ben sözlerimle onu kızdırmakla beraber oyalamasını iyi beceriyordum. Anna ise devi peşinden koşturuyordu. Arada da bir kaç kılıç darbesiyle onu zayıflatmaya çalışıyordu.

Rose o sırada hançerini aldı ve yere koydu. Gözlerini kapadı. Kol kaslarının ne kadar zorlandığını göremiyordum. Öyle terliyordu ki, heran bayılabilirdi. Hançer yavaşça oynamaya ve altında bir su birikintisi oluşturmaya başladı. Birikinti gittikçe büyüyordu. Çok geçmeden kocaman olmuştu. Rose ise ağlayacak gibiydi.

Anna ve ben bu metodla canavarları yormuştuk ama bizimde etkimiz tükenmek üzereydi.
Rose'a destek vermek için seslendim.

"Hadi Rose yapabilirsin bunu biliyorsun! Lütfen!"

O sırada Rose derin bir nefes daha alarak kollarını açtı ve suya gerçekten hükmetmeye çalıştı. Bir yandan dudaklarının hafifçe kığırdadığını görebiliyordum. Babasına dua ediyor olmalıydı. Devler bu minik oyunumzdan sıkıldıklarını gösteren birkaç çığlık daha attılar. Tam bize doğru saldıracaklarken Rose gücünü kazandı. O minik birikintiden kocaman bir dalga yaptı. Ölecek falan zannettim ama bir kez daha ellerini oynattı ve koca koridor su içinde kaldı. Devler yere düşmüşlerdi ve ne olduğuna anlam vermeye çalışıyorlardı. Fırsattan istifade edip Anna ile devlere silahlarımızı sapladık ve 'Foss...' kurtulmuştuk. Sırılsıklamndık ama başarmıştık işte. Beynim bununla meşgulken Rose'a bakmayı unuttuğumuzu farkettim. Anna koşarak Rose'un yanına gitti.

"Rose!"



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 3:02 am

O koca devleri hallettikten sonra koşa koşa Rose'un yanına gittim.Yorgun düşmüştü.Sonra Aly geldi.

"Rose iyi misin?"diye sordu.

"Durun panik yapmayın,biraz yatarsam geçer"
dedi Rose.Birkaç dakika bekledikten sonra ilerlemeye başladık.

Yavaş yavaş yürüyorduk.Yeni bir canavarla uğraşacak kadar gücümüz yoktu.Ama sonra bir ses duydum.


Bir canavar daha mı?Yoo,olamaz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 3:21 am

Ahh, artık suya hükmetmek benim için ölümdü. Laistrygonia devlerini haklayana kadar canım çıkmıştı. Suratım nasıl bir hale geldiyse artık, Aly ve Anna bana endişeyle bakıyordu. Onları rahatlatmak için iyi olduğumu söyledim ve çantamdan biraz daha ambrosia çıkarıp yedim. Bugün yanıp kül olmazsam, başka bir gün olmazdım sanırım, tükettiğim Tanrı yiyeceklerinin haddi hesabı yoktu.

Yürümeye devam ederken, bir takım sesler işittik. Üçümüz de tetikte, sesin geldiği yöne doğru yaklaştık. Tam dört tane güzel kız kollarını birleştirmiş, ayaklarıyla ritim tutarak bize bakıyorlardı. Şaşkınca bizimkilere döndüm. Anna kızlara sinirle bakıyordu -sanırım ondan daha güzel göründükleri için kıskanmıştı- Aly ise kaşlarını çatmış, bu işte bir iş olduğunu düşünür gibiydi. Ben? Yapılabilecek en aptalca şeyi yaptım, kızlara yaklaştım ve onlarla konuşmaya başladım.

"Merhaba, sizin burada ne işiniz var? Yani... burası pek size uygun bir yer değil de..."

Kızlardan biri, tıslamaya benzer bir ses çıkararak üzerime atladı. Birkaç dakika sonra hepsi şekil değiştirmeye, daha doğrusu gerçek formlarını kazanmaya başladılar.

Gözleri kızardı, tenleri solgunlaştı. Bir kurt gibi uzun dişleri meydana çıktı, bacaklarını tarif etmek bile istemiyordum...

"Ne? Eşek ve pirinç bacaklı bir vampir mi?" dedim şaşkınlıkla.

"Empusayız biz aptal!" cevabını aldım. Aptal olduğumu biliyordum, suratıma vurmalarına gerek yoktu.

"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Anna. Cevabını üzerine bir empusa hücuma geçtiğinde aldı; savaşacaktık.

Sinsi tuhaf yaratıklar bizden sayıca üstündü ama biz yarı-tanrıydık, iki eşek bacaklıya yenilecek değildik, değil mi?

"Belki bir erkek gelir de eğleniriz diye sevinmiştim. Çıka çıka 3 kız çıktı karşımıza." dedi boynumu kırmaya yönelen bir diğer empusa.

"Bizi hafife almayın kızlar!" dedim ve karşı saldırıya geçtim.

Aly ve Anna ne durumdaydı bilmiyordum ama bu tuhaf canavarların bizi öldürmemesini diledim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aleda Beth Hwang
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Aleda Beth Hwang


Mesaj Sayısı : 479
Kayıt tarihi : 05/09/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePaz Eyl. 12, 2010 5:07 am

Bu eşek bacaklı güzel(!) kızlarla kolay uğraşılacağa benziyordu. Hançerimi yavaşça çekip iki yaratığa doğru ilerledim. Doğrusunu söylemek gerekirse gerçekten çetin cevizlerdi. Her darbemi geri itebiliyorlardı. Yorulduğumu Rose ve Anna'ya yansıtmamaya çalıştım. Pes edip bütün işi onlara yıkmak istemiyordum. Empusalardan biri etrafımda hızla koşuyordu.

"Eşek bacaklı olmanın avatanjlarından heralde."
deyiverdim.

Onları kızdırdığımı farketmiştim. O sırada aldığı hızla üstüme atlamaya yeltendi ama eğilmeyi başardım. Yere düştü ve hançerimi hızla karnına batırdım. 2 Saniye için toz olup boşluğa karıştı.

"Fazla kolay oldu." dedim. Gerçekten fazla kolaydı.

Sonra arkadaşına ne olduğunu anlamaya çalışırken sersemlemiş diğer empusaya bir tekme attım. Yavaşlamıştı. Hızla Anna'ya ve Rose'a döndüm onlarda iyi gidiyorlardı.

Keşke böyle düşünmeseydim... Anna köşeye kısılmıştı. Bulunduğumuz koridorda şekil değiştiriyordu. Daha çok bir odaya dönüşüyordu. Başım dönmeye başladı ama buna rağmen koşup Anna'ya nasıl saldıracağına karar veremeyen empusanın sırtına hançerimi sapladım. Toz olmuştu.

"Sağol Aly."

Anna nefes nefese kalmıştı. Gülümseyip onu yerden kaldırdım. Tekme attığım empusa bunu pek de iyi karşılamamıştı anlaşılan. Gözlerinden resmen ateş püskürüyordu. Hızla üstüme doğru geldi. Anna geri çekildi. Bense donup kalmıştım. Daracacık odada zaten beş kişi savaşıyorduk. Artık sonumun geldiğini düşünüyordum ki Anna empusaya çelme takıp onu yere düşürdü ve hiç zaman kaybetmeden kılıcını sapladı. Üçüncü empusanın işinide bitirmiştik. Rose'a döndüğümüzde de onun uğraştığı empusa son darbesini almıştı. Rose yattığı yerden kalkıp gururla gülümsedi.

"İşte bukadar!"

O sırada odada iki kapı belirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hermia Aigian Cocteau
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Hermia Aigian Cocteau


Mesaj Sayısı : 1491
Kayıt tarihi : 26/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePtsi Eyl. 13, 2010 4:36 am

(2. grup)

Geçtiğimiz yer tüyler ürpertiyordu. Çıkış kapısındaki yazı benimde içimi ürpertmişti.Geçerken hec fazla tedirgin değildi umrunda bile değildi. Babasının hades olduğundan herhal. Çıktığımızda daha sıcak ve nemli bir hava vardı. Geniş ama kısa bir koridorda yürüyorduk. Kev'e burada daha önce nasıl bulunduğunu soracaktım ama bunun onu üzeceğini düşünerek sormadım. Git gide hava ısınıyordu. Yüzümüzü silip devam ediyorduk.

''Aman tanrılarım bu ne sıcak?''


''Acaba bir yanardağın içinde miyiz?'' sesi boğuk çıkmıştı bir süre sustuk ama bu sesizliği bozan şey konuşmalar oldu.

''Sana şunu tut dedim'' Garip ince ve kalın iki ses geliyordu.

'' Çekiyorum işte gelmio’’ Sonra ıkınma sesleri ve bağırışlar vardı. En sonunda gazoz kapağı açıldığında ki o ses çıktı. Bizde yerimizde sayıyorduk. Ama adım adım bize yaklaşan ayak sesleri geliyordu.

‘’ hadi geri dönelim de kızmasınlar’’
dedi. Gene o ses ama daha yakındaydı.Ben yüzüğümü tutuyordum Hec parmaklarını birazdan kılıcını tutacakmış gibi kıpırdatıyordu.Kev ise kolunu kontrol ediyordu sesler iyice yaklaştı. Ve karşımızda suratları köpek vücutları deniz aslanına benziyordu iki tane 2 metre boylarındaki canavarları görünce üçümüzde kılıçlarımızı kuşandık.Bize bakıp hırladılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeÇarş. Eyl. 22, 2010 1:24 am

(1.grup)

Empusaları hallettikten sonra önümüzde beliren iki kapı kafamızı karıştırmıştı.Ne yapmamız gerektiğine dair hiç bir fikrim yoktu.

"Eee,şimdi ne yapacağız?"
diye sordum.Sanırım onlarında kafası karışmıştı.Karşımızda iki kapı vardı ve kapıların ardında ne olduğunu bilmiyorduk.Aly;

"Rose,Anna,bence iki kapıyıda açalım böylece hangisinde ne olduğunu görürüz ve ona göre gideriz"dedi.Rose;

"Bencede,ikisinide açalım ve bizi nelerin beklediğini görelim"dedi.Bende açmamızı söyledim ve kapılara ilerledik,ama bir sorun vardı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose Denise Harris
Poseidon'un Çocuğu
Poseidon'un Çocuğu
Rose Denise Harris


Mesaj Sayısı : 1021
Kayıt tarihi : 17/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeÇarş. Eyl. 22, 2010 7:11 am

Gidip iki kapıya da sırayla bakacak, doğru yolu bulmaya çalışacaktık. Yani, tam karşımızda iki tane kafası olan bir adam belirene kadar! Üçümüz de yerimizden sıçrayıp geriye doğru birkaç adım atarak adamla aramızdaki mesafeyi arttırdık.

Ben ve Aly hızla hançerlerimizi çekerken, Anna da bize kılıcıyla eşlik etti. Adamın üzerine doğru yöneldim ve "Sen de kimsin?!" diye bağırdım. Adam pişkin bir edayla gülümsedi ve gururla bize kendini takdim etti:

"Ben Janus; Geçitlerin ve Seçimlerin Tanrısı'yım."

"Yani tam bir baş belasısın!" diyerek hepimizin duygularına tercüman oldu Aly.

"Git başımızdan küçük tanrı, seninle uğraşacak vaktimiz yok." dedi Anna da.

Tanrı hala suskunluğumu koruduğum için kafalarının biriyle bana yöneldi. İçinden ne dediğini duyabiliyordum: "İşte bu!" günlük avını seçmişti.

Gözlerime odaklandı ve karşımdaki iki kapıdan biri Robyn'e, biri babam Poseidon'a dönüştü. İkisi de birbirlerine kılıç çekmişler gibiydi, aralarına girmek için bir adım öne yaklaşmaya çalıştım ama görünmez bir güç tarafından geri itildim.

"İkisinden birini seçmek zorundasın." dedi Janus.

"Ben seçimimi zaten yaptım." dedim kararlılıkla. Zaten babam yüzünden Robyn ile ayrılmıştık.

"O zaman neden babana doğru gitmiyorsun?"

Cevap basitti: babama doğru gidersem, Robyn onun tarafından öldürülecekti. Bir an nefes alamadım, bunca zamandır onu sevmediğimi söyleyerek sadece kendimi kandırmış olduğumu fark ettim. Kızardığımı hissediyordum, sinirden mi, utançtan mı, stresten mi bilemeyecektim.

Derin bir nefes aldım ve Robyn gibi görünen kapıya doğru yürümeye başladım. Janus memnuniyetle gülümsedi ve ortadan kayboldu. Bizim tekrar sevgili olmamız için uğraşıyor gibiydi, Tanrıça Afrodit'ten rüşvet alıp almadığını merak ettim. Kapıyı araladığımda, Aly

"Bence bu pek iyi bir fikir değil..." dedi, Anna da kafasını sallayarak bu sözleri onayladı.

Neden rahatsız olduklarını anlıyordum: suyu hissetmiştim. Büyük ihtimalle bulacağımız ilk geçidin ardından denizin içine veya denize kıyısı olan bir toprağa ulaşacaktık.

"Merak etmeyin." dedim kararlılıkla, "Suda benim sayemde güvende olursunuz."

Tabii, tünelde biraz ilerledikten sonra kulaklarımıza dolan hoş melodiye kendimizi teslim edeceğimizi hesaba katmamıştım. Müziğin geldiği yere doğru hızla ilerlemeye başladık ve delta işaretini kullanıp geçidi açarak, bir adaya ulaştık. Karşımda, az önce aralarında bir seçim yaptığım iki kişi kollarını açmış beni bekliyordu. Hızla onlara doğru koşmaya başladım...


(rpout*Aly veya Anna'nın ekleyeceği birşey yoksa, bizim buradaki maceramız bitti, Siren Körfezi'ne geçiyoruz. Sıramız: Aly-Anna-ben, Aly için başlık ismi: Kayıp Canavar (labirentin devamı) Smile)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
A. Anna Bianca Sentius
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Persephone'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
A. Anna Bianca Sentius


Mesaj Sayısı : 2668
Kayıt tarihi : 25/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimePtsi Kas. 01, 2010 4:45 am

(Rp out:Arkadaşlar ikinci grup nerede kaldı,biz Siren Körfezini bitirdik sizi bekliyoruz)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hermia Aigian Cocteau
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Ares'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Melez Denetleyicisi
Hermia Aigian Cocteau


Mesaj Sayısı : 1491
Kayıt tarihi : 26/08/10

Kayıp canavar Empty
MesajKonu: Geri: Kayıp canavar   Kayıp canavar Icon_minitimeC.tesi Kas. 13, 2010 2:38 am

Telekineler bize bakarlarken kılıçlerımızla onlara karşılık vermeyi planlıyorduk. Ama ellerinde bir yumurta vardı. ve ben bu yumurtanın nedense Ladon'nun yumurtası olduğunu farketmiştim ve işte arayışımız son bulmuştu evet sonunda bulmuştuk. Ladon asırda bir yumurta bırakırdı. Hec ve kev'e dönüp

''Yumurtayı alalım'' Anlam veremeselerde bakışlarım yüzünden kabul etmişlerdi sonuçta omlat yapacağımı sanmıyorlardı ya...

Hemen saldırdık. Hec ve kev onları oyalarken yere düşmek üzere olan yumurtayı kaptım. Yerde sürtündüğümden karnım acımıştı ama elimde yumurta duruyordu. Onlarda bana dönüp

''Bu yumurtayı ne yapacaksın?'' telekinelerden biri yok olmuş diğeride deliğine kaçmıştı. Gülümsedim ve onlara aklımdan geçenleri anlatım Kev'e dönüp

''Biliyorum kehanet yeteneğin pek iyi değil ama belki çıkışı bulabilirsin'' KEv kafasını kaşıdı sonra konsantre olmak için zaman istedi bizde hec ile olanları iris medajı ile roselere anlatmaya karar verdik.

________________________________________________________________________________________________________________________________________________________



Görüşmemiz bitmişti. Onlarda oradan rose sayesinde kampa döneceklerdi. Bizde kev'in yanına gittik.


''Bilmiyorum ama şu tünel bana daha iyi geliyor'' BAşka çaremiz yoktu. Yumurtayı sıcak tutmak için üzerimizdeki ceketleri kullandık sonra karanlıkta ilerledik. Gene boş bir odaya geldik iki kapı vardı.

''Burdan '' dedi tüm yoll boyunca bir sağa bir sola gittik. sonra

''Sanırım geldik'' dedi kev

''Nereye??''


''Kampa'' küçük bir ışık kümesi oluşturdu. Sonra etrafta Δ aramaya başladık bulunca dokunduk sonunda gün ışığı....

(BAzı yaz dediğim halde yazmayan arkadaşlar yüzündünden biraz gecikti ve görevin bir kısmı silindi üzgünüm ama en azından labirentti kurtardık ve yazılanlar silinmedi Smile )
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kayıp canavar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kayıp Canavar (Labirent'in devamı)
» Canavar Tutkumuz - 2
» Canavar Tutkumuz - 3
» Canavar Tutkumuz - 4
» Selam Canavar.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Kamp Dışı :: Labirent-
Buraya geçin: