Tahminim doğruydu.Bu yay özel yapım olduğu için David zorlanmıştı...Kendimi suçlu hissetmiştim.Söyleseydi Hephaistos kulübesine giderdim.Bunu ona söylediğimde
''Yorulacağımı biliyordum ama bu kadar olabilceğini bilemiyordum..Bir 5 dakka bekle biraz dinlenim gene devam ederim'' dedi.Bense tekrar bayılabileceğini düşündüm ve
''Ama çok kötü oldun.Yine bayılabilirsin.'' dedim.O da dayanabileceğini zaten çok az kaldığını söyledi.Tekrar elinde kolyeyle yayımı yapmaya çalıştı.Yorulmuştu.Biz yudumlandı sonra tekrar geri döndü.Bir kaç dakika sonra
''Al bakalım.Bitti.'' dedi.Yeni gibi olmuştu yayım.Zaten yeniydi ya neyse ^^.Ona
''Vay canına harika olmuş çok saol hephaistos çocuklarına o kadar drahmi vermekten kurtardın beni.Sağol'' dedim.Cidden çok güzel olmuştu ve drahmilerimle cebimde kalmıştı ^^.Bana döndü ve
''Kulübeyi gezmek ister misin?'' diye sordu.Tam kabul edecektim ki aklıma Okçuluk Alanında öylece bıraktığım Lexü geldi.
''Üzgünüm ama yarım saat önce Lexü'yle okçuluk alannda buluşacaktık.Büyük ihtimalle şu anda köpürmüştür ve odamda volta atarak beni bekiyordur.Bir dahaki sefere!!'' dedim ve birazda yumuşatmak adına gülümsedim.O da ''Sorun değil!'' dedi.Yayımı sırtıma attım ve dışarı çıktım.Arkamı dönüp David'e el salladıktan sonra kulübeme doğru koşmaya başladım.Kulübeme doğru koşarken Lexü beni camdan görmüş olacak
''AAAANNNNNÜÜÜÜÜÜ!!!!!!'' diye bağırdı.Aaaaah-ah...Sonuma doğru gidiyormuş gibi hissediyordum...