Yine sıradan bir gündü belki benim için.Yine okulumda bir şeyler okurken kafam patlar gibi olucak,yazılar uçuşucak şu disleksi yüzünden.Annem gitmişti herhalde işe.Babam annemin hamile olduğunu öğrenince bizi terk etmiş.Ama annemin hala onu unutmadığını ve sevdiğini biliyorum.
Okulda hiçbir arkadaşım yoktu.Hepsinin ailesi zengindi.Aileleri çok zengin olmasına karşın çocuklarını bu okula gönderiyorlar.Bu okulda genelde benim gibi sorunlu çocuklar vardı.Hocalarıda bir garipti doğrusu.Aralarında İngilizce hocası en iğrenciydi.Dikkati hep bendeydi ve beni her zaman izlerdi.Bazen içimden bu adamın insan olmadığını söylüyodum.Bu arada benden notlarımın yüksek olmasını beklemeyin,disleksi yüzünde sınav kağıtlarına bakamıyordum.Bazen hocalar bana acır ve bazen bana D+ verirlerdi.
Akşam olmuştu ve ağır ağır eve gelmiştim.Annem benden önce gelmiş,sofrayı kurmuş beni bekliyordu.Annem bir kafede garsondu.Aldığı parayla ikimiz öyle yaşıyoduk.Annemden başka kimsem yok.Anneannemle dedem trafik kazasında ölmüş,ben onları hiç görememişim.
Yemek yerken annem aniden:
__Percy, seninle acil bir şey konuşmak istiyorum,dedi.Sonra aniden bir patlama sesi geldi caddeden.Hemen perdeyi açtık ve ne görelim?Bir boğa-adam arabaları patlatıyordu.Annem kendi kendine bir şeyler mırıldandı ve bana hemen yangın merdivenine koşmamı söyledi.O da arkamdan arabanın anahtarlarını alıp koşmaya başladı.Hemen arabaya bindik.Annem caddede son süratle arabayı sürüyodu.Ben nereye gittiğimizi ve neler olduğunu sorunca babamın gitmemi istediği bir kampa gittiğimizi söyledi.