Kılıç dersliğine varmadan önce düello alanına bakmak gelmişti içimden. Gitmez olaydım! Gittiğimde çok hırslı bir kavganın arasına girdiğimi nereden bilebilirdim ki? Biz kampta huzur isterken bazı serseriler bunu ciddi bir kavgaya dönüştürüyordu. Genelde 14-15 yaşında olan afacanlardı hepsi. Bu tür olaylara el atmak benim amacımdı tabi. Olaya el atınca çocuklardan biri bana meydan okudu tabi. Ne yaptım? Tabi ki de çocuğa gününü gösterdim. Kimin çocuğu olduğunu bilmesem de bugün Kheiron gelip bana bir güzel kızacaktı. Yine de umursamayacaktım. Haklı olan bendim. Böyle çaylaklar yüzünden her gün sinirim hoplaması gerekmiyordu. Kılıç dersliğine sinirli adımlarla vardım. İçeri girdiğimde siyah saçlı bir kız eğitmen bekliyordu. Zaman kaybetmeden yanına gittim. ‘‘Merhaba, eğitim için geldin galiba. Ben Athena kızı Serena, kılıç eğitmeniyim.’’ Kız ses çıkarmayınca konuşmama devam ettim. ‘‘Hangi konuda gelişmek istiyorsun? Hançer, kalkan, kılıç?’’ Bir yandan da cebimdeki not defterini çıkarmıştım. Daha eğitime gelecek o kadar çok öğrencim vardı ki…