Andrea Grace Harvey.

Sabah erkenden kalkmıştım.Üzerimi değiştirip murfakta bir şeyler atıştırdıktan sonra ortak salona doğru ilerledim.Koltukta oturmuş bulmaca çözen Sere'nin yanına geçtim.Neşeli bir şekilde ''Herkes nerede ?'' diye sordum.Sere kafasını bulmacadan kaldırmadan ''Athena çocukları olarak herkes çalışkan takılıyor bu ara.Anlayacağın Athena ailesi derslikleri işgal etmiş durumdalar.'' dedi muzip bir şekilde.Sere'yle biraz konuştuktan sonra kulübeden dışarı çıktım ve dersliklerin yolunu tuttum.İki sınıf hariç tüm sınıflarda eğitim almaya başlamıştım.Biri gözümü korkutan Büyü Teknikleri Sınıfı'ydı, diğeri ise silah yapmayacak kadar narin olduğumu düşündüğüm için hiç uğramadığım Silah ve Zırh Yapımı Sınıfı'ydı.Karşımda duran dersliklerden bir seçim yapma zamanım geldiğinde her ne kadar ürksem de Büyü Teknikleri Sınıfı'na doğru ilerledim.Artık büyü konusunda da bir şeyler öğrenmenin zamanı gelmişti.Bir Athena çocuğunun her konuda bilgisi olması gerekirdi.Kapıyı yavaşça açıp içeri girdiğimde sınıfta kimse yoktu.''Kimse yok mu ?'' diye bağırdığımda sabırsızlıkla birinin bana cevap vermesini bekliyordum.

Tanıdık bir sesin ''Kimse yok mu?'' diye seslenmesi üzerine ders araç gereçlerinin bulunduğu küçük odacıktan çıkıp "Ben varım!" dedim. Gelen Andy'di ve aniden ortaya çıkmam onu korkutmuştu. Gülerek "Sakin ol, benim Alexis..." dedim. O da güldü ve "Selam, sen de mi ders alacaksın Lexy?" dedi. Yardımcı eğitmen olduğumdan kimsenin haberi yoktu anlaşılan.
"Hayır, ben yeni eğitmenim." dedim. Şaşırmış bir şekilde "Ah, tebrik ederim." dedi. Gülümseyerek "Teşekkür ederim. Eeee? Özel gücünü biliyor musun, yoksa ortaya mı çıkarmalıyız?" dedim.
Aniden derse geçmem şaşkınlığını iyice artırsa da çabucak toparlanıp "Odaklandığımda kısa süreliğine de olsa karşımdakinin düşüncelerini yönlendirebiliyorum." dedi. Rahat bir nefes alarak "Tamam, peki nasıl geliştirmek istersin gücünü? Daha uzun süreli etki, ya da daha çok kişiyi etkileme... Farklı bir şey?" dedim.

Sınıftan içeri girdiğimde boş olduğunu sanıp geri dönmeyi düşünmüştüm bir an.Daha sonra arkamdaki neşeli sesle irkilmiştim.Evet, Büyü Teknikleri Eğitmeni'm Nia'ydı.Nia kampa geldiğinden beri çok iyi anlaşıyorduk ve kısa süre içinde çok geliştirmişti kendisini.Eğitmenimin o olduğunu öğrenmem beni hem rahatlatmıştı hem de sevindirmişti.Onun sayesinde bu ders daha da eğlenceli hale gelecekti.
Nia'yla kısacık bir sohbetten sonra derse ilk adımı atmış ve bana özel gücümün oluğ olmadığını sormuştu.Ona ne yapabileceğimi anlattığımda ise önüme karar vermekte çok zorlandığım seçenekler koydu."Tamam, peki nasıl geliştirmek istersin gücünü? Daha uzun süreli etki, ya da daha çok kişiyi etkileme... Farklı bir şey ?"
Elimi çenemin altına koyarak gözlerimi kıstım ve düşünceli bir hale büründüm.Karar vermek gerçekten zordu. "Aslında gücümün uzun süreli olması benim için gerçekten daha avantajlı olurdu ama birden fazla kişiyi etkileme de yadırganamayacak kadar iyi bir yetenek olurdu.Of, seçim yapmaktan nefret ediyorum.'' diyerek suratımı asmaya başladım.Nia her zamanki neşeli -ve uykulu- haliyle ''O zaman iki alanda da geliştirebilirsin kendini.Ama önceden söyleyeyim bu zorlu bir ders olacak ona göre.'' dedi gülerek.Gözümü korkmuyor değildi aslında.Büyü Teknikleri Sınıfı bana her zaman esrarengiz ve ürkütücü gelmişti.''Peki ala öğretmenim, ilk dersimiz hangi zorlu alıştırmayla başlayacak acaba ?'' dedim muzip bir ses tonuyla.Nia'nın ne yaptığını izlerken dersimizin nasıl olacağını merakla bekliyordum.

Bir süre düşündüm. Önce uzun süreli etki konusunda çalışmamız daha doğru olurdu, sonuçta birçok varlığı etkilemek için güçlü olmak gerekirdi. Önceki derste kullandığım kafes hâla sınıfın ortasındaydı. Yanına gittim ve birçok kez olduğu gibi "Drakon..." dedim. Kafesin içinde beliren drakon beni görünce kafesin arka demirlerine yaslandı. Bu korkusu doğaldı, çünkü önceki ders gerçekten çok kötü geçmişti onun için.
Andy'e döndüm ve gülümseyerek "Tamam, şimdi senden bu drakona bir şey yaptırmanı istiyorum. Ne kadar uzun süre etkileyebildiğini öğreneceğiz böylece." dedim. Uzun süre etkilemenin yollarını anlatmadan önce ne kadar tutabildiğini görmem lazımdı. Belki de ona kısa geliyordu etkileme süresi.

Nia'nın kafesin içerisinde bir drakon belirlemesini sağlaması ona imrenmeme sebep olmuştu.Hayranlıkla ona bakarken "Tamam, şimdi senden bu drakona bir şey yaptırmanı istiyorum. Ne kadar uzun süre etkileyebildiğini öğreneceğiz böylece." dedi Nia.Kendimi toparlayarak ciddi bir ses tonuyla ''Peki ala.Bir şeyler deneyeyim o zaman.'' dedim.Kafesin demirlerine yaslanmış olan drakonla göz teması kurmaya çalıştım.Baştan iyice odaklanmam mantıklı olurdu böylece gücümün etkisi belirgin olarak ortaya çıkardı.Drakona yeterince odaklandıktan sonra ''Kafanı dizlerinin arasına almak istiyorsun.'' diye komut verdim ona.Aslında benim yeteneğim onların düşüncelerini ve isteklerini yönlendirebilmek.Yani düşmanlarıma istediğim şeyi yaptıramıyorum, sadece yapmak istedikleri şeyleri yönlendirebiliyorum.Drakon kısa bir sürenin ardından kafasını dizlerinin arasına aldı ve beklemeye başladı.Nia o an kolundaki saatinin kronometresini çalıştırdı ve beklemeye başladı.

Drakon tekrar eski haline döndüğünde kronometremi durdurdum. 2 dakika 27 saniye 15 salise... Birçok şey yapmaya yetecek bir süreydi, ancak yine de daha uzun süre yönlendirmesi gerekiyordu.
"Tamam, kendi tekniğimi önereceğim, yaptırmak istediğin şeyi onun zihnine kazımalısın. Bu sayede mantığı sana daha zor karşı koyar." dedim ve drakonu işaret ederek "Bunu dene bir de." dedim.

Drakonu sadece 2 dakika 27 saniye 15 salise gücümün etkisinde tutabilmiştim.Onu etkilerken bu bana uzun bir süre gibi gelmişti ama sanırım değildi.Burun kıvırarak Alexis'e bakmaya başladı.O bunu o kadar kötü karşılamamış görünüyordu."Tamam, kendi tekniğimi önereceğim, yaptırmak istediğin şeyi onun zihnine kazımalısın. Bu sayede mantığı sana daha zor karşı koyar." demişti Alexis.Peki anlamında başımı sallayarak işaret ettiği drakona doğru yöneldim.Konsantrasyonumu sağlamaya çalışarak fısıldadım. ''Kafanı dizlerinin arasına al.'' Aynı komuta odaklanmak benim için daha kolay olmuştu, bunu hissedebiliyordum.Drakon bir minotor ya da cehennem tazısı kadar basit bir yaratık değildi.Ama onun zihinine girmek de o kadar zor olmamıştı.Komutu Alexis'in dediği gibi drakonun zihnine işlemeye çalışıyordum.Zihnine girmeyi başardığımda komutu tekrarlamaya başladım.''Kafanı dizlerinin arasına al.'' Drakon komutu uygulamaya başlamıştı bile.Bu işin kolay tarafıydı zaten.Drakon kafasını dizlerinin arasına yerleştirir yerleştirmez Alexis büyük bir çeviklikle kronometresini çalıştırdı.

Önerdiğim tekniği deneyip denemediğini bilmesem de 4 dakika 58 saniye 21 salise eskisinden daha iyi bir süreydi. Bu işte gittikçe iyileşiyordu, ancak her iki denememizde de aynı şeyi yaptırmıştı. "4 dakika 58 saniye 21 salise, oldukça iyi. Tekrar deneyelim, 10 dakikayı geçtiğinde yeni şeyler deneyeceğiz. Bu sefer yaptıracağın şey farklı olsun. Bakalım ne kadar dayanacak." dedim.
Andy odaklandı ve drakon dans etmeye başladığında sırıtarak kronometreyi çalıştırdım.