Andrea Grace Harvey.

Sabah erkenden kalkmış odamda oyalanıyordum.Dolabıma tıktığım eski gazeteleri alıp arka sayfalardaki bulmacaları çözmeye başladım.Yarım saat kadar oyalandıktan sonra odamı toplayıp üstümü değiştirdim.Mutfağa doğru ilerlerken masada oturmuş kahvaltısını eden Summ'ı gördüm.Bugün belki onla kampı dolaşırız diye düşünüyordum ama daha sonra Arena'ya gitmem gerektiği aklıma geldi.Uzun zamandır kendimi geliştirmiyordum.Aslında kılıç kullanmak konusunda ne bir tecrübem ne de bilgim vardı.Sadece kardeşlerimi izleyerek öğrendiğim birkaç basit hareketi kendi kendime deniyordum.Hızla ağzıma birkaç bir şey attıktan sonra kulübeden dışarı çıktım.Üzerindeki zırhla hızlı bir şekilde koşturan Sere'yi gördüm.Kılıç Antremanları Sınıfı'na gidiyor olmalıydı.Ah evet, işte bu! Neden ben de kılıç eğitimi almıyordum ki?Sınıfın yerini tam olarak bilmiyordum ama önümde koşan Sere'yi takip edebilirdim.Attığım adımları hızlandırarak onun peşinden gittim.Sınıfa girdiğimde ellerinde kılıçlarla duran melezler vardı, hepsi bu konuda tecrübeli gibi duruyorlardı.Ben melezlere meraklı gözlerle bakarken arkamdan ''Derse katılıyor musun?'' diye sordu biri.Sanırım eğitimim başlıyordu.

''Derse katılıyor musun?'' diğe sordum bir çaylağa belli ki diğer melezlere hayret içinde bakıyordu. Derin bir nefes aldı ve bana döndü. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile ne kadar Afrodit kızına benzese de Athena o anlamlı bakışlarını tüm çocuklarının DNA'larına resmen yerleştirmişti. Bende gülümsüyerek onu bir güzel süzdüm bundan biraz rahatsız olmuş olsada susup dinlemeye istekliydi.

Elimi uzatıp ''Merhaba, ben Hermia, Ares kızıyım, yardımcı eğitmenim falan filan her neyse sende çaylak olmalısın. Tanıştığımıza göre başlayalım mı?'' benim için zaman önemliydi şimdi ufak tefek tanışma faslıyla değerli nacizhane zamanımı yitiremezdim.

Odan bir dakika isteyip normal alıştırma kılıçlardan aramaya gittim. Sonunda bulduğumda yanına gittim. ''Evet şimdi albakayım şunu ve yeneklerini görelim. Saldır bana'' Önce duraksadı.

Eğitmenim olacak kişi bir Ares kızıydı.Hermia.Yani emin ellerdeydim.Hermia hiç zaman kaybetmeden eğitimime başlamıştı.''Evet şimdi al bakayım şunu ve yeteneklerini görelim. Saldır bana!'' dediği zaman afallamıştım.Şaka yaptığını zannediyordum ama bakışlarında ciddiyeti görebiliyordum.Elinde sıkıca kavradığı kılıcı alarak ona beceriksizce bir hamle yaptım.Tabi ki bu hamlemi hemen geçiştirerek alaycı bir gülümsemeyle ''Daha iyisini yap!'' dedi.Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum.İyice utanmaya başlamıştım, yanaklarımın kızardığına bile emindim.Saçma bir hareket yapıp kendimi küçük düşürmeden önce ''Mia, ilk önce birkaç teknik öğrensem?'' diye sordum.Mia elindeki kılıcı bana doğru savurmaya devam ediyordu.''Neler yapabildiğini görmek istiyorum.'' dedi sert bir ses tonuyla.Ona itiraz edemezdim, sonuçta eğitmenimdi ve Ares kızıydı.Kılıcımı tekrar sıkıca kavradım ve ona doğru atıldım.İçimi bir hırs kaplamıştı.Her ne kadar darbelerimi geçiştirse de hiç değilse ben de onun hamlelerine karşı kendimi savunabiliyordum.Son yaptığı hamlede kılıcımı düşürerek beni alt etmişti.Zaten sanırım bunu görmeyi bekliyordu, kazandığını.Kılıcımı yerden alarak ona baktım.Mia tekrar konuşmaya başladı.''Evet sanırım şimdi eğitimine başlayabiliriz.'' diyerek kılıcını indirdi.''Ama ilk önce kılıcı nasıl tutacağını öğrenmelisin.'' diyerek yanıma yaklaştı.

''Ama ilk önce kılıcı nasıl tutacağını öğrenmelisin.'' Yanına gidip söze devam ettim. ‘’Kolların çok güçsüz o yüzden kılıcı iyi taşıyamıyorsun öncelikle kollarını güçlendirmeliyiz kaslaşmayacaksın dikkat güçleneceksin altını çizeyim. Açıkçası ne kadar Ares kızı olsam da kızlarda kas hiç hoş durmuyor. Bu yüzden biraz ham olduğunu düşünerekten kılıç eğitiminin birinci safhası olan güçlenme olayına başlıyorum.’’ Diğer eğitmenlerden farklı çalışırdım. Öğrenciyi önce güçlendirir sonra kızdırır ve kılıç kullanmayı öğretirdim.

Beni takip etmesini söyleyip üç ipin tavana asılı olduğu kendi alanıma götürdüm. ‘’Şimdi olay şu 1. İpten başlayıp Tarzan misali en yukarıya çıkarken o ipten o ipe atla dikkat iplerin farklı özellikleri var onu tutmanı zorlaştıracak özellikler’’ gülümsedim. ‘’Bunu 10 defa aşağı inerken ve çıkarken yap ben şurada oturup seni izleyeceğim iyi eğlenceler’’ dedim. Karşıdaki sandalyeye kurulup bir kola açtım.

Mia kollarımın çok güçsüz olduğunu ve kılıcı tutmayı bilmediğimi söylediğinde ister istemez alınmıştım.Ama sonuçta o benim eğitmenimdi ve onun eleştirilerine açık olarak hatalarımı düzeltmeliydim.Mia yanıma geldiğinde bana kılıcı nasıl tutacağımı gösterip hemen eğitimime başlayacağını sanmıştım.Ama onun tekniği gerçekten çok farklıydı.''Şimdi olay şu: 1. İpten başlayıp Tarzan misali en yukarıya çıkarken o ipten o ipe atla, dikkat iplerin farklı özellikleri var ve onu tutmanı zorlaştıracak özellikler.'' dedi Mia.Daha sonra karşımdaki sandalyeye oturarak alaycı bir şekilde ''Bunu 10 defa aşağı inerken ve çıkarken yap, ben şurada oturup seni izleyeceğim.İyi eğlenceler!'' dedi.Elindeki -kampta yasak içecek olan- kolasıyla ve derin bakışlarıyla tam bir Ares kızı gibi duruyordu.Kollarımı son bir kez sallayarak ipleri yakaladım.Vücudumdaki her kas alev alev yanmaya başlamıştı sanki.Ama pes edecek halim yoktu.Hem de bir Ares kızının önünde.İplere tırmanmaya başladım.Birinci ipten ikinci ipe kolaylıkla geçebilmiştim.Ama ikince ipe atladığımda bu ipin daha ince ve daha esnek olduğunu fark etmiştim.İpe her yüklendiğimde sanki kopacakmış gibi aşağı yukarı esniyordu.Şansımı fazla zorlamadan 3. ipe atladım.Evet, sanırım düşüyordum.Düşmeme ramak kalmışken ipi sıkıca kavrayarak kendimi yukarı doğru çekebilmiştim.Boynumu döndürdüğümde Mia'nın dikkatle beni izlediğini fark ettim.İşinde gerçekten de ciddiydi.Daha atlamam gereken 2 ip olduğunu düşününce tekrar önüme dönüp diğer ipe atlamayı denedim. 4. ipteydim.Gayet iyi gidiyordum.Ama ellerimin terlemeye başladığını ve kaydığını hissediyordum.Kendimi dengelemeye çalıştım ama olmadı.İpler gittikçe kısalıyordu da.Dengemi sağlamayı bırakıp fevri bir hamle yaparak diğer ipe atladım.Son ipti bu.Eğer ipin en tepesine kadar tırmanabilirsem egzersiz bitiyordu.Ellerimi yükselterek tırmanmaya çalıştım ama sanırım bu ipe atlamadan önce dengemi sağlamam gerekiyordu.Kendimi yerde bulmuştum.Hissettiğim acıyı düşünmemeye çalışıp gözlerimi açtığımda Mia gözlerini deviren bir ifadeyle bana bakıyordu. ''İyi iş çıkardın çaylak ama fena düştün!'' dedi. Sağ ol ya, elini uzatıp beni kaldırdığın için de teşekkürler bu arada diye düşünürken Mia yarım saattir yerde yapmasını beklediğim kibarlığı yaparak bana elini uzattı.Zar zor elimi kaldırarak elini tuttum ve beni çekmesiyle ayağa kalktım.Boğazımı temizleyerek ''Sağ ol.'' dedim.Mia elinde büzdüğü teneke kutuyu çöpe atarken ''Kendine gelsen iyi olur, kılıç kullanma alıştırmalarına birazdan başlayacağız.'' dedi.

''Kendine gelsen iyi olur, kılıç kullanma alıştırmalarına birazdan başlayacağız.'' dedim ve biraz dinlenmesi için ona zamna tanıdım. Bu esnada bende ona ne yaptıracağımı toparlamaya çalıştım. Özgüveni yerinde olsa da onu kızdırmalı ve gözünü karartmalıydım. Önce kızacak sonrada öfkesini konturol altına alacaktı.

İp yüzünden elleri biraz kızarmış ve de kesilmişti. Ellerine tanrı içeceği döktüm. ''Ah aha yavaş'' işte onu kızdırmanın tam zamanıydı. ''Hadi ama Afrodit kızları bile bu acıya dayanır'' İşte ilk adım atılmıştı. Hafiften çenesi gerilmişti. Parmaklarındaki kemikler belirginleşmişti. Umursamazca davranıp '' Hadi kendi kılıcını alda başlayalım Andy '' Kafa salladı. Kılıcımı aldım ve çalışacağımız yere ilerledim. Durup onu bekledim. Kılıcını alıp karşıma geçti.

Ona bir hareket göztermek istedim. Aslen İtalyandım. Kılıcımı başımın üzerinde dik tutup İtalyanca şahin savurması adlı kılıç hareketi ile kılıcımı hızlıca aşağı indirdim. ''Bu hareket saldırıdır genelde bu kullanılır.'' ''Şimdi sen dene'' Kılıcı başının üzererine iki elle aldı ve indirdi. ''Tamam güzel ama daha dik dur''

Neyse ki Mia kendimi toparlamam için bana zaman vermişti.İpe sürtünmesinden dolayı kızaran ve kesilen ellerimi ovuşturuyordum.Mia, ellerim için biraz tanrı içeceği dökmüştü.Ellerim gerçekten çok yanıyordu ve içecek daha da yakmıştı.Mia beni Afrodit kızlarıyla karşılaştırarak kışkırtıyordu ama sinirlenmeyecektim.Dişlerimi sıkarak hiçbir şey demedim.Kısa zaman sonra yatışmıştım.Kılıcımı alıp eğitime başlamak için beni bekleyen Mia'nın karşısına geçtim.Mia derin bir nefes alarak kılıcını başının üstüne kaldırıp çok hızlı bir şekilde aşağı indirdi.Gerçekten de etkili bir hareket olmalıydı.Mia ''Şimdi sen dene ! '' dediğinde yapamamaktan korkmuştum ama cesaretimi toplayarak bana gösterdiği gibi kılıç hareketini yapmayı başardım.''Tamam, güzel ama daha dik dur.'' dediğinde ise daha çok motive olmuştum.Kılıcı tekrar kaldırdım ve hızlıca aşağı indirdim.Mia ''Evet, bu daha da iyiydi.'' diyerek beni onayladı.''Bu sadece başlangıç için ufak bir denemeydi.Seni biraz zorlamanın vakti geldi.'' diyerek kılıcını tekrar kaldırdı Mia.Kılıcını uzatarak kendi etrafıda yarım tur attı ve kılıcı savurdu.İşte bunda gerçekten de zorlanacaktım.Aynısını yapmaya çalıştım.Kılıcı uzattım, etrafımda yarım tur attım ve savurdum.PAT sesi geldiğinde kapalı olan gözümü açtım ve askılıklarda duran birkaç zırhı düşürdüğümü gördüm.''Gayet iyi ! Bir de gözlerin açarak dene.'' dedi Mia.Bu çok utanç vericiydi.

''Gayet iyi ! Bir de gözlerin açarak dene.'' dedim gülümseyerek sonra kılıcı sıkıca tutup savurdu. ''En azından bu sefer bir zırh kırmadın''dedim. Bluzumdaki yırtığı gösterek''Neyse ben üzerimi değiştireyim genelde olur zaten sen devam et al şuradaki pamuklu adamı çalış geliyorum hemen''

Üzerimi değiştirdim ve nasıl olduğunu merak edip sessizce bir kenarda onu izlemeye başladım. Benim arada olduğumu fark etmemişti. Çalışmaya devam ediyordu. Ama sorun şuydu ki kılıcı doğru sallasada adımları karışıyordu, vücudu yanlış yöne gidiyordu. Kılıcı taşıyamıyor desem tam ağırlığı ile orantılıydı.

Sonra aklıma dank etti. Sorun adımlar ve ya vücudunu tutamaması değildi. Sorun dengesini sağlayamıyordu. Yüzüme birden salakça bir gülümseme yayıldı. Onu dışarıda bir sınava tabi tutacaktım. Bu hem sınav hem onu saldırı ve savunmalarda daha iyi yapacaktı hem de denge sorununu çözecekti. KAlkıp yanına gittim. ''Bugünlük bu kadar yeter yarın gel ama sıkı giyin dışarısı soğuk olabilir.''Göz kırpıp arkamı dönüp beni bekliyen diğen eğitmenlerin yanına gittim.

Andrea Grace Harvey Birinci aşama bitmiştir.