Kheiron herkesin toplanmasını söylemişti. Herkes geldi. Yani, üç kişi. Sadece Rocce, Jason ve ben gelmiştik."Herkes nerede?" Dedim merakla etrafıma bakıyordum."Sanırım artık kimse beni takmıyor." Kheiron iç geçirdi."Sizi buraya çağırmamın nedeni, Los Angeles'ta bazı olayların gerçekleşmekte olması. Geçen gün birkaç melez gitmişti ama hala geri gelmediler." Hepimiz Kheiron'un yüzüne bakıyorduk. "Kimse gelmediğine göre siz gitmek zorundasınız..." "Zorundasınız"ı öyle bir vurgulamıştı ki biraz ürktüm. Bu Jason'ın ilk görevi olacaktı, o da oldukça heyecanlı gözüküyordu. "Pekala, nereye gitmemiz gerekiyor?" Diye atıldı Jason. "Kabuklu'nun Su Yatakları Mağazası." Roc'un yüzüne baktım, oldukça kararlı gözüküyordu. "Dikkatli olmalıyız." Dedi. "O zaman, ahır şu tarafta, hadi gidelim!" Birden herkes bana baktı. "Ne? Sadece çok sıkılıyorum." Ben söyleyene kadar ahıra varmıştık. Phoenix'i uzun zamandır görmüyordum. Beni görünce kişnedi. Phoenix biniş takımından nefret eder ama yine de takmalıydım. Biniş takımını zar zor taktıktan sonra üstüne bindim. Jason'ın henüz bir pegasusu yoktu bu yüzden o da Roc'un pegasusuna binmişti. Benim pegasusuma binse herhalde onu yere atıp teperdi. "Artık yola çıkmalıyız." Dedi Roc. Başımla onayladım. Pegasuslarımız güçlü kanatlarıyla havayı döverek melez tepesinin sınırlarını geride bıraktı. Artık umabileceğimiz tek şey, Los Angeles'ın yolunu bulabilmemizdi.