''Daha yok!'' dedim Bayan O'Leary'ye. Onu çok severdim tabii ama çok kocaman bir midesi olması pek hoşuma gitmiyordu. Bana evdeki köpeğim Toil'ı hatırlatıyordu. Tabii onun... Daha büyüğü. Kirsten kekleri bitirdikten sonra ekledi. ''Bir dahakine karamelli de yap, olur mu?'' dedi ve tam ona özgü bir şekilde geğirdi. Bir an kusacağım sandım ama sonra Ren halime gülmeye başlayınca durdum. ''Hey, ben çok kırılgan ve nazik bir kızım tamam mı?'' dedim ona. O ise her zaman söylediğim sözün devamını getirdi. ''Çünkü seen... Demeter kızısın!'' dedi. Artık onu da alıştırmış olmanın verdiği mutlulukla gülümsedim ve bir çörek kaptım. Artık ben de rahatıma bakabilirdim. En azından ben böyle düşünüyordum. Tam çöreğimi ısıracakken arkamdan bir sesle irkildim. ''Reneé?'' Ren şaşkınlıktan ağzındaki keki düşürdü. Ben ise merakla arkama baktım. Karşımda yeşil gözlü, çok güzel ve bir kadın vardı. Ren'e merakla bakıyordu. ''Anne!'' dedi Ren, şaşkınlığı hemen farkediliyordu. ''Bu İris Mesajını neye borçluyuz?'' dedi her zamanki dalgacılığıyla. Ama meraklandığı her halinde belliydi. Annesi yere baktı, biraz canı sıkkın gibiydi. ''Sana söylemem gereken bir şey var.'' dedi. Ren öne eğildi. ''Aslında bunu birisine daha söylemem gerek, yazık kızcağızın hiçbir şeyden haberi yok.'' Ren tek kaşını kaldırdı. ''Anne... Lütfen sadede gel. Kimmiş bu kız?'' Annesi hatırlamaya çalışıyormuş gibi baktı. Sonra zıpladı. ''Soyadı Collins olan bir kızı tanıyor musun?'' diye sordu. Ren'e baktım. Kampta benden başka Collins soyisimli biri yoktu. Tabii birden bire bir kardeşim olmadıysa. ''Eveet, tanıyorumm.'' dedi Ren. Bakalım bu işten ne çıkacaktı. ''İşte ben...'' diye başladı Bayan Dawson. Bakışları sakın beni öldürme gibiydi. Bir Ares çocuğuna bakmak için doğru bir bakış, dedim içimden. ''Ben evleniyorum!'' dedi Ren'in annesi bir solukta. Ren yerinden zıpladı. ''Nee?!'' dedi. Ben de ayağı kalkmıştım. ''Kiminle?'' diye sordu Ren. Onu sakinleştirmek için yanına gittim. Ren'in annesi süklüm püklüm olmuştu. ''Adı Mark Collins, onunla bir markette tanışmıştım, bana o kadar yardım etti ki...'' dedi Bayan Dawson ve iç geçirdi. Sonunda işlerin farkına varmıştım ve atıldım. ''Hey, hey, hey! Bir dakika! Babam bunu nasıl yapar!'' Ren hemen kolumdan tuttu. ''Anne, karşında Maya Marie Collins, Mark'ın kızı.'' dedi. Bayan Dawson şoke olmuştu. Hızla sepetimi kaptım. Gitmeye hazırlanıyordum. Ren kalan eşyaları topladı ve annesine ''Merak etme anne, hemen eve geliyoruz.'' diye fısıldadı. Ama ben duymuştum bir kere.