Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kampta İlk Günün Sonunda.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Katherine M. von Dorff
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Katherine M. von Dorff


Mesaj Sayısı : 4525
Kayıt tarihi : 05/03/11

Kampta İlk Günün Sonunda. Empty
MesajKonu: Kampta İlk Günün Sonunda.   Kampta İlk Günün Sonunda. Icon_minitimeSalı Mart 08, 2011 2:34 am

~1 Gün Önce~

Sırtındaki ağır çantasını indirmeye hazır bir şekilde kulübesinin önünde dikiliyordu. Başını çevirip, en baştaki kulübelerden biri olan Poseidon Kulübesi'ne baktı. Üvey babasının ondan ne kadar nefret ettiğini merak etti. Tekrar önüne döndüğünde kulübelerinin kapısını inceledi. Annesi, Amphitrite, deniz dibi tanrıçası. Kapısı da inciler ve deniz kabukları ile süslenmişti. Annesinin bir Tanrıça olduğunu öğrendiğinden beri ondan nefret ediyordu. Ama kulübesine hayran olmadan da duramıyordu. Yavaş ve dikkatli bir şekilde, kulübenin kapısını açtı. Bir an, denizin çok dibine doğru yüzüldüğü zaman artan basınç sanki o kulübede daha etkinmiş gibiydi. İlk başta boğuluyor gibi hissetti kendini. Sonra birden rahatladı. Kulübede çoğunlukla lacivert rengi kullanılmıştı. Aslında oldukça büyük bir kulübe olduğu kesindi. Ama henüz Katherine'den başka kimse olmadığı için de, tozlu ve pisti. Kulübenin kapısını kapatıp, içeriyi daha ayrıntılı bir şekilde incelemeye başladı. Neredeyse her tarafın tozlu ve pis olduğu bir gerçekti ama kulübe hala güzelliğini kaybetmemişti. Kulübeye girildiği an, karşısına çıkan yer oturma odasıydı ve koltuklar siyah renkte, deriydiler. Açıkçası oldukça lüks görünüyorlardı ama Katherina, rahatlıklarından o kadar da emin değildi. Koltukların ortasında duran siyah masanın ortasına istiridye konmuştu ama Katherina onun ortasında parlayan şeyi rahatlıkla görebiliyordu. Bir inci. Şaşkınlıktan neredeyse küçük dilini yutacaktı. Hayatında hiç inci görmemişti ama bu kadar güzel olacağını da tahmin etmezdi. Onu incelemek istiyordu ama daha sonra, diye hatırlattı kendine. Sonra duvara odaklandı bakışları. Bir kez daha şok olmuştu. Akvaryum ve balıklar! Tamam, bu olabilirdi. Yine de şaşırmıştı işte. Çantasını koltuğun üzerine bıraktı ve o balıkların yemini aramak için etrafı karıştırmaya başladı. Ellediği her yerden eline bulaşan tozlara iğrenerek baktı bir süre. Yemi bulamayacağını anladığında, elini daha fazla kirletmek istemediği için mutfaktaki muslukta yıkadı ellerini. Bu kulübenin temizlenmesi gerekiyordu, hem de hemen. Ama önce temizlik malzemelerini bulmalıydı. Oturma odasını taradı gözleri. Burada olmadığı kesindi. Koridorda ilerledi, kapıları açtı ve malzeme aradı. En sonunda üst kat olduğunu belirten merdivenlerin altına baktı ve orada buldu. Bir sürü deterjan, süpürgeler, temizlik bezleri. Katherine, sanki bir hazine bulmuş gibi hissediyordu şimdi. İlk olarak süpürgeyi eline aldı ve tozları süpürmeye başladı. Kapıyı açık bırakmıştı böylece biriken tozları dışarı doğru süpürebiliyordu. Oturma odasında, yerleri neredeyse hepsini temizlemişti. O sırada kapıda birinin durduğunu gördü. Konuştuklarında o kişinin kardeşi olduğunu anladı. Daha kendisi geleli çok olmamıştı ama bir tane kardeşi olmuştu bile. Omuz silkti ve temizliğine devam etti. Odasına çıktığında yeni gelen kardeşlerinin sesini duydu. Kaç kişi olmuşlardı ki şimdiden. Dört müydü? Beş mi? Amphitrite, Poseidon'dan intikam mı alıyordu acaba? İç çekti ve temizliğini bitirdi. Aşağı indiğinde temizliğe çoktan yardım etmeye başlamış olan kardeşleri ile tanıştı. Bir süre sonra kulübede durmaktan sıkılıp dışarı çıktı. İlk gününde ormana gidip kaybolmaya niyeti yoktu. Bu yüzden kamp alanında dolaşmaya karar verdi. Sırayla tüm kulübelerin önünde duruyor, onları inceliyordu. Ama gözü hep Poseidon Kulübesinin üzerindeydi. Orada yaşayan üvey kardeşlerini merak ediyordu. Bir süre oturup, oraya bakmaya devam etti. Yeniden sıkılıp kulübesine döndüğünde akşam olmak üzereydi. Kardeşlerine aldırmadan odası olarak seçtiği yere çıktı. Başını yastığa koyar koymaz uyumuştu.

~1 Gün Sonra~

Uyandığında ne olduğunu anlamamıştı ilk başta. Sonra her şeyi hatırladı. Annesini, babasını, üvey babasını ve kampı. Annesinden olma kardeşlerini de unutmamak gerekirdi tabi. Sıkıntılı bir şekilde iç çekti ve yatağından kalktı. Aynada kendini inceledi bir süre. Saçları, her zamanki gibi şeklini kaybetmişti, yatakta dönüp durmasından dolayı bozulmuş olmalıydı. Onları taradıktan sonra üstünü değiştirdi ve kardeşlerinin ne yaptığına baktı. Henüz hiçbiri uyanmamıştı. Uyananlar da dışarı çıkmışlardı. Onun da kulübede durmaya niyeti yoktu. Son kez üstünü düzenledikten sonra, akvaryumu hatırladı ve balıklara yemlerini verip dışarı çıktı. Temiz havayı ciğerlerine çekerken rahatladığını hissetti. Kulübede hissettiği basınçtan sıkılmıştı. Her zamanki gibi yalnızdı ama o bundan memnundu. Kalabalık... O kadar da hoşlandığı bir şey değildi. Yüzündeki yorgun ve sıkılmış ifadeyi kaldırıp, kendini beğenmiş ifadesini kullanmaya başladı. Şu ana kadar yaşadıkları, duygularını saklamada ustalaşmasını sağlamıştı. Kamp meydanını dün gezdiği için, bugün plaja gitmeye karar verdi. Bunu da bazı melezlerden duymuştu ve Long Island Kıyısı'nda çoğunlukla bir Tanrı ile karşılaşıldığı için plaja gitmek ona daha güvenli gözükmüştü. Adımları onu o yöne doğru yönlendirirken, burnuna rahatsız edici yosun kokusu gelmeye başlamıştı bile. Onu gören bazı melezler gülümseyerek selam verdi. Katherine ise başını eğmekle yetindi. Buradaki melezler çok sıcak kanlıydı. Ama Katherine buraya henüz alışamamıştı ve tanımadığı herkese soğuk davranmaya alışmış bünyesi, kampta da aynı şeyi sürdürüyordu. Plaja ulaştığında, kumlara oturdu ve denizi izledi. Oldukça durgun görünüyordu. Fırtına öncesi sessizlik gibi. Katherine, bunun Poseidon'un işi olduğunu düşündü. Karısının çocuklarından nefret ediyor olmalıydı. Açıkçası kendisinin de Poseidon'u pek sevdiği söylenemezdi. Bir gün o Tanrı ile karşılaşırsa neler diyeceğini düşündü. Yine de şu anda kamptaydı ve burası güvenliydi. Şimdilik endişelenmesini gerektirecek hiçbir şey yoktu. Duyduğu sesle arkasını döndü ve başka melezlerin geldiğini gördü. Plaj da kalabalıklaşmaya başlıyordu. Ayağa kalktı ve oradan uzaklaştı. Şu kampta yalnız kalabileceği bir yer bulsa iyi olacaktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://camelot.hareketforum.org/
 
Kampta İlk Günün Sonunda.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İlk günün sonunda
» İlk Günün Sonunda.
» Kampta ilk tanışma...
» Kampta ilk gün
» Kampta İlk Gün.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Plaj-
Buraya geçin: