Lucy ile Zell'in konuştuklarını gördüm. Ama bir süre sonra karşıdan hızla gelen Andrea'yı görünce şaşırdım. Ona neler olduğunu soracaktım ki yanıma varıp anlatmaya başladı. "Sat, kulübede çok önemli şeyler oluyor. Lucy'nin gelmesi gerek." dedi ve daha ben ağzımı açamadan kılıçlarla oynaşan arenadaki melezlerin arasına daldı. Lucy'nin yanına vardığında aceleyle bir şeyler anlattı ve ardından Lucy'nin büyüyen gözleri adımlarına da yansıdı. Yanıma geldi. "Sat gitmem gerek. Gelene kadar sen Zell'le ilgilenirsin değil mi?" dedi. Başımla onaylar onaylamaz teşekkür etti ve Andrea'yla beraber daha önce görmediğim bir hızla koşmaya başladılar. Korkmaya başlamıştım, umarım kötü bir şey olmamıştır diye umut ediyordum. Zell'in yanına gittiğimde Zell şaşkındı, benim gibi. "Önemli bir işleri varmış, bugünlük dersimizi beraber işleyeceğiz." dedim gülümseyerek ve ardından Zell'e döndüm. Baktığı kılıçlardan hafif bir tanesini seçip eline verdim ve kıkırdadım. "Hazır mısın Zell, başlayalım mı? İstersen biraz daha arenayı keşfet, sonra da başlayabiliriz." dedim gülümseyerek.