Yazın başlarında sıcak olan Ohio da oturuyordum... Melez kampını bulma hikayemi sizlere anlatacağım.
Deniz kıyısının yakınlarında sıcak bir dublex evimiz vardı. Babam iş seyehatleri yüzünden ülke dışına sık sık giderdi. Babamdan hep korkardım çünkü sık sık görüşmüyorduk. Annemi babamdan daha çok sevmem çünkü daha soğuktur. Bugün de beni bırakıp arkadaşlarıyla buluşmaya gitmişti. Her zamanki gibi
Bavulumu topluyordum. Bir haftalığına arkadaşıma gidecektim. Hazırlanırken -evde en sevdiğim kişi- hizmetkarım bana bavullarımı toplamamda yardım ediyordu. Bir arkadaş gibi. Beraber konuşurken telefonumun çalğını duydum ve hemen telefonumu açtım arayan, BABAMDI..
-- Alo baba?
--Merhaba Zell! (bana böle hitap ederdi)
--Merhaba baba ben de bavullarımı topluyordum.
--Evet arkadaşına gideceğini annen söyledi galiba seni yine yanlız bıraktı.
--Biraz öyle oldu. Ama sorun değil, onu anlıyorum.
--Uçağımın iptal olduğunu duyunca rvr gelmeyi düşündüm bu sabah. Aslında süpriz olmasın istiyordum ama dayanamadım.
O anda çok mutlu oldum. Babamla güzel bir gün geçirmeyi çok isterdim. Uzun zamandır burada yoktu.
--Teşekkür ederim baba!
Ve telefonu kapamıştı. Bavuluma biraz daha kıyafet tıktım ve ''hazırım artık'' dedim içimden. Saçlarımı dağınık bir birçimde topladım artık hazırdım.Tek babamın gelmesini bekliyordum. Kafesindeki faremin yanına gittim.
Sevimli küçük fareme bakıp ''Gelecek mi sence? '' dedim. Ve aklıma birden bir fikir geldi. Mutfağa koşup aşçılara
''Bugün yemeği ben yapacağım!'' diye atıldım. Herkes şaşırmıştı evin küçük hanımı nasıl yemek yapabilirdi ki? Birisi birşey diyecekti ama buna izin vermeden ''Kendim yapmak istiyorum'' dedim. Onlarda omuz silkip dinlenmek için yukarı çıktılar. Ve önlüğümü giyip yemek yapmaya koyuldum. Bir paket makarnaya kaynamış suya atıp soslu makarna yaptım. Köfteleri -hazır olduğunu çaktırmamaya çalıştım- tavaya atıp pişirdim.Yanına da bir salata yaptım. Sofrayı yapabileceğimin en güzel haliyle kurdum.Ama bir şey eksikti; Babam... Bir kaç dakika sonra kapı çaldı.Hızlıca kapıya koşup açtım ve karşımda Annem vardı. Ne demek oluyordu bu şimdi? Annem arkadaşlarıyla Gezmeye gitmişti normalde eve bu kadar erken dönmezdi hatta çok geç dönerdi.Bana baktı.
--Şaşırmış gibisin tatlım.
--Biraz..Geç geleceğini umuyordum.
--Evet ama senin için programımı iptal ettim.
Ve biraz gülmeye çalıştı. Ben de aynı zorlukla gülümsemeye çalıştım. İçeri girdiğinde aşçıya somurtgan bir yüzle bir tabak daha koymasını istedim sofraya. Bir saatlik bekleyişten sonra sonunda kapı çaldı ve çok hızlı bir şekilde kapıya koştum. Karşımda babam duruyordu. Sımsıkı ona sarıldım.
--Zel! Seni çok özlemişim sevgili kızım.
--Ben de!
Ve içeri girdi. Ağır adımlarla sofrayı görünce çok şaşırdı.Ve ben övünerek babama doğru baktım.
--Ben hazırladım hem de ''hepsini''..
--Aferin Zell.
Ve sofraya oturduk hepimiz içgüdüsel olarak. Çünkü açtık. Babam ve annemin suratları asıktı. Ama kapıdan girerken mutlulardı. Acaba kavga mı etmişleri? Benim bilmediğim ne oluyordu? Ortalığı biraz neşelendirmek için söz aldım.
--Bugün haberlerde bir kadın köpeği için dublex ev aldımış.Çok komik değil mi?
Ama bana bakıp pek komik değilmiş gibi baktılar. Aslında bana da pek komik gelmemişti.Babam bana baktı.
--Bugün sana çok önemli bir şey diyeceğiz.
Bir anda içimi kara bulutlar kapladı. Ne oluyordu burada? Birden hızlı bir giriş yaptım ve,
--Ne diyeceksiniz??
Annem orada daha kibar konuşmam konusunda göz hareketi yaptı. Çok utanmıştım. Annem bana bakarak;
--Bunu senden 15 yıldır saklamak zorunda kalmıştık.Aslında ben seni gerçek kızım gibi görüyorum am...
Sözünü tatmalamasına izin vermedim. Cümlenin devamından korkuyordum.
--Gerçek kızım gibi derken ne oluyor burada?? Lanet olası bu ailede ne oluyor? Niye susuyorsunuz neden cevap vermiyosunuz?
--Zellana sakin ol tatlım, herşeyi açıklıyacağız.
--Nasıl sakin olabilirim ? Siz benim yerimde olsanız sakin olabilir miydiniz? Ailemdiniz siz ve şimdi bana.. İnanamıyorumm .. Ben gidiyorumm ..
Faremi alırken annemin babama ''Onu yanlız bırakmalıyız'' dediğini duydum.
Hemen faremi alıp kapıyı hızlıca kapattım. Hızlı adımlarla evimize yakın yerdeki ormana kadar hızlı adımlarla koştum. Arkadan bir el omzumu tutu. Arkamı döndüm. Ve bu bir insan değildi. Hem de kesinlikle değildi!