Mark Trully 2.Seviye

En sonunda ok atma sınıfında Tiff sayesinde 2.seviyeye geçmiştim bakalım şimdi beni ne zorluklar bekliyordu ama umarım ilk seviyedeki gibi delirmem her neyse kahvaltıdan sonra girmeye cesaret edemediğim sınıflara tekrar girecektim sabırsızlanıyordum hızlı bir şekilde kahvaltımı ettim sınıfa koştum kapıyı açtığımda kimse yoktu ama yinede içeriye girdim ve sıralardan birine oturdum uzun bir bekleyişten sonra arkamdan bir ses "Vay vay vay 2.seviye dersleri almaya kim gelmiş dedi.Arkamdan gelen sesin beni ilk seviye için hazırlayan Tiff'ten başkası değildi.

Uzun bir dolaşmadan sonra ok atma teknikleri sınıfına gittim. İçeriye girdiğimde kardeşim Mark'ı gördüm. Onu kısa bir zaman önce birinci seviyeden mezun etmiştim. Anlaşılan şimdi ikinci seviyeden ders almak isitiyordu. "Vay vay vay 2.seviye dersleri almaya kim gelmiş!" dedim. Mark bana baktı ve gülümseyerek "Okçulukta en iyisi olmak istiyorum kardeşim." dedi. Güldüm ve "Benden daha iyi olamazsın." dedim. Kardeşim "Görüceğiz." dedi ve ayağa kalktı. Sonra beraber antreman alanına gittik. Kardeşim merakla "Ne yapacağız?" diye sordu. Biraz düşündükten sonra "100 adım uzaklıktan hareketli hedefe atış deneyeceğiz." dedim. Mark bana bir bakış attı. Ben bu bakıştan hiçbir şey anlamamıştım ve anlamakta istemiyordum.

Tiff ile birlikte antrenman alanına gittik bana "100 adım hareketli atışlar yapacağız" dedi ben ona hiç bir şey anlamamış gibi baktım sonra "Hareketli hedeflerle çalışacağız" dedi.En sonunda anlamıştım hedefin önündeydi Tiff tahtayı çalıştırdı atış için hazırlandım rüzgarın tersine doğru atacaktımki tam ortadan isabet etsin atışımı yaptım çok heyecanlıydım ama bana geçen gün yumruk atan Ares çocuğu tahtayı çalıştıran düğmeye basınca tahta durdu ve ok boşa gitti o sinirle yanına gittim bana attığı iki yumruğu savuşturudum ama kafasını durduramadım ve etraf karardı.

Kardeşim bir Ares çocuğuyla kavgaya tutuşmuştu. Ares çocuğu kardeşime kafa atmıştı. Hem de benim dersimde. Hemen yanlarına koştum ama aynı hızla Ares çocuğuyda kaçtı. Sinirle arkasından bağırdım. Sonra kardeşime baktım. Kötü bir darbe almıştı. Zar zor onu ayıltmayı başardım. Okendine tam manasında gelene kadar onun kafasında oluşan yarayı temizledim. Kardeşim kızgın bir ifadeyle etafına bakındı ve "Nerde o?" diye sordu. Tamamdır, kardeşim kendine gelmişti. "Kaçtı. Boşver sen onu. İyi misin?" dedim. Mark'ın hala kızgınlığı geçmemişti ama daha fazla Are sçoğuıyla ilgili konuşmadı ve gayet iyi olduğu söyledi. Hatta biraz dinlendikten sonra derse devam etmek istedi. Onu ne kadar dinlenmeye zorlasamda beni dinlemedi ve takrar derse başladık.

Başım hala dönüyordu ama yapabileceğime inanıyordum neden mi? çünkü ben bir Apollon çocuğuydum acı vardı ama yayımı gerdim ve arada bir yere saplandı Tiff bana "Haydi Mark yapabilirsin" diyordu daha çok cesaretlendim çünkü Tiff bana her zaman inanmıştır.Ona gülümsedim ve yayımı gerdim konsantre oldum ok fırladı ve rüzgarı hesaplamamın faydasıyla birlikte tam onikiden vurdum Tiff'e döndüm "Eh senden daha iyi olduğumu söylemiştim" dedim,ve güldük acaba şimdi ne yapıcaktık

Kardeşim sonunda 100 adım hareketli atışları geçmeyi başarmıştı. Buna gerçekten çok sevinmiştim. Şimdi ileriki aşamaya geçebilirdik. Gülümseyerek "200 adım uzaklıktan normal atış yapmaya ne dersin?" diye sordum ve onu 200 adım uzaklığa götürmeye başladım. Mark "Hedef hareketli olmayacak mı?" diye sordu. "Hayır, en azından şimdilik." dedim. Çünkü hareketsiz hedeflerde atış yaptıktan sonra hareketli hedeflere geçmeyi planlıyordum. Kardeşim "E, bu çok kolay." dedi. Onun kendine olan güveni beni daha da mutlu etmişti. "Görüceğiz." dedim ve güldüm. En sonunda hedef tahtasının 200 adım uzağına varabildik. Yerimizi aldıktan sonra Mark deneme atışı yaptı. Oku altıncı halkaya saplanmıştı. Gülmeye başladım. Mark bana kötü bir bakış attı ve "İlk atış bu. Olabilir." dedi.

200 adımmı!Olamaz kesin şu an hepiniz (Bu kız uçmaya başladı Mark indir şunu) diyorsunuz,ama bence bu normal bir şeydi çünkü melez olan bendim ok aldım yayımı gerdim ve bıraktım 8. halkadaydı Tiff bana "Az kaldı ha gayret" diyordu.Bir tane daha ok aldım onu attım bu sefer tam ortadaydı kendimle gurur duyuyordum bir tane daha ok alıp denedim o da tam on ikiye isabet ettirdim Tiff bana "Bir kaç atış sonra yeni seviye" dedi.Okumu aldım yayı gerdim tam ortadan sadece iki kere 8. halkada durdu ama diyerleri tam ortadaydı.

Mark'ın atışları çok güzeldi ve çoğu tam isabet ediyordu. İki yüz adım normalde çok zor bir seviyeydi ama kardeşim bunu başarmıştı. Gururla "Bir sonraki aşamaya geçebiliriz." dedim. Mark'ın yüzü gülmeye başaldı. Çabucak üçüncü seviye mezunu bir okçu olmak istiyordu. Ancak daha ikinci seviyedeydi. Gerçi bu istekle üçüncü seviyeye geçmesi fazla uzun sürmeyecek gibiydi. Mark "Ne yapıyoruz?" diye sordu. Gülümseyerek "Hareketli hedefler." dedim. Mark ofladı ama buna aldırmadan hedef tahtasını çalıştırdım. Şimdi işi daha zordu. Hem mesafe çok uzundu hem de hedef tahtası yerinde durmuyordu. Bu büyük bir usatalık isterdi. İki yüz adım uzaklıktan hareketli hedef tahtasını tam on ikiden vurması gerekiyordu. Benim kardeşime güvenim sonsuzdu.

Aaaaahhhh! Hareketli hedef mi? Eminim hepiniz benim nasıl dayandığımı merak ediyorsunuzdur ben bile merak ediyorum ama yapabileceğimi biliryordum yayımı gerdim ve oku bıraktım ama oku bırakınca rüzgarı unuttuğum aklıma geldi,ve ok nereye mi gitti,benim iç dünyamı karartan Ares çocuğunun tam önüne geldi üstüne saplanmadı ama baya sinirlenmişti buraya geliyordu üstüme koşa koşa geliyordu kızgın bir boğa gibi bende elime çaylakların alışması için kullanılan lastik oklardan aldım ve kaçmaya başladım bakalım neler olacak.Hızla koşuyordum arada arkama dönüp ok atıyordum arada takla atarak sıyrılıyordum çocuk hala arkamdaydı sonra oklarım bitti o kılıcını çekti benim ki yanımda değildi.Bana kılıcını sallıyordu bende eğilip zıplıyordum,Tiff bir yandan gülüyor bir yandan bağırıyor bir yandan da şaşkınlıkla bize bakıyordu sonra bir ağaca sıkıştırdı beni aklıma bir hareket geldi.Kılıcına tekme attıp kılıcını aldım bacağına çelme takıp düşürdüm sonrada kılıç göğüsündeydi.Kılıcı uzağa fırlattım ve koşarak kaçmasını izledim Tiff yanıma gelip "Aman Tanrım! Mark iyi misin?" diye sordu.Bende "İyiyim hadi devam edelim" dedim.Tekrar hedefin önüne gittik bir kaç atış yaptım çoğu dış halkalarda duruyordu en sonunda üç tanesini tam onikiye fırlattım.Tiff bana bakıp gülümsedi ve "Mark Trully sıradaki sınavına hoş geldin" dedi.

Mark yanlışlıkla oku Ares çocuğuna attı. Bunu nasıl becermişti bilmiyordum ama Ares çocuğu sinirlenerek kardeşimi kovalamaya başladı. Mark ona plastik oklar atıyordu ama bir süre sonra okları bitti. Şimdi gösteri sırası Ares çocuğundaydı. Kılıcını çekti ve kardeşime saldırmaya başaldı. Normal biri kardeşine bu durumda yardım ederdi. Ben de yardım etmeyi istiyordum ama gülmekten bunu başarmıyordum. Çok komiklerdi. Kahkahalarım tüm antreman alanını inlitiyordu. Herkes bize dönüp bakıyordu. En sonunda kardeşim şık hareketlerle Ares çocuğunun kılıcnı düşürdü ve onun arkasına bakmadan kaçmasını sağladı. Ben de bir süre daha güldükten sonra kendimi toparladım ve çalışmamıza geri dndük. Mark bayağı atış yaptıktan sonra hareketli hedeflerde tam isabet etmeyi başardı. Artık bir sonraki aşamaya geçebbilirdik. Kardeşim "Sırada ne var?" diye sordu. Gülümseyerek "Zehirli okları kullanmasını öğreneksin." dedim.

Zehirli oklar mı? Umarım Ares çocuklarına atarım diye düşünürken Tiff zar zor taşıyabildiği tahta yaratıklar getirdi "İşte buradalar" dedi.


Ona "Bunlara mı atacağım?" dedim üzgün bir şekilde.Bana "Evet şimdilik bunlar ilerde gerçeklerine atarsın" dedi.


Kötü bir bakış attım ama anlamamış gibi yaptı yeni oklar getirdi bir tanesini aldım canavara attım canavarın karnından yeşil bir duman ve "Pıssss" diye bir ses yükseldi.


Koku çok kötüydü alerjimi tetiklemiş olmalıydı Tiff bana "İstersen bir revire git" dedi.Ben devam edelim der gibi bir şeyler geveledim ve bir tane daha ok atıp burnumu tıkadım oka yaratığım anlının tam ortasına isabet etti ve "Pıssss" iğrenç koku tekrar geldi.Tiff'in hiç tepki vermediğini ama sonra "İyi atış" demesini duydum.

Mark'a zehirli ok vermiştim ve tahtadan canavarlar getirdim. Bu okları canavarlara atacaktı. Kardeşim bu işten hiç memnun olmamıştı ama yine de dediğimi yapıp ok atmaya başladı. İlk oku tahtadan canavarın karnnına geldi. Okun zehirli olmasından dolayı yeşil renkte duman çıktı. Mark bundan etkilenmişti. Kötü görünüyordu. Ona revire gitmesini söyledim ama kardeşim bunu kabul etmedi ve antrenmana devam ettik. İkinci atışını kullandı. Bu sefer tam canavarın kafasından vurmuştu. Bu gayet iyi bir atıştı. Ancak Mark bayağı öksürüyordu. "İyi misin?" diye sordum. Mark başını evet manasında salladı ama bu hiç inandırıcı değildi. Koşup su getirdim ve kardeşime içirdim. Bu iyi gelmişti. En azından öksürüğünü biraz kesmişti. Sudan biraz daha içirdim ve Mark'ı zehirli okların yanından biraz uzaklaştırdım. Sonra "Aklında bulunsun; bunun için zehirli okları çok fazla kullanmamalısın." dedim.

Tiff gerçektende çok iyi bir kardeş o olmasa ne yapardım bilemiyordum atışlara devam ettim.



O sırada Ares çocuğu Scharlotta yanında bir iki arkadaşını getirmişti çocuk onlara "Marion Loretta işte çocuk burda" isimlerine tam gülecektim iyi bir fikir olmadığını düşündüm.



Ona bir tane zehirli ok tuttum oku alıp kırdı ve fırlattı tam bana vuruyordu başımın döndüğünü hissettim ve gözlerim birden kapandı.

Ares çocuklarına sinir oluyodum. Hepsi ddayak istiyorlardı. Bir gün dayanamayıp Ares kulübesini ateşe verebiliridm. Kardeşimin bulaştığı Ares çocuğu yanına iki kişi daha alıp kardeşime saldırmışlardı ve yine benim elimden bir şey gelmemişti. Çünkü kardeşim bayılmıştı ve bundan fırsat bilerek kaçmışlardı. Bende hemen kardeşime koşmuştum. Onu ayıltmak için bayağı uğraştım. En sonunda ayıldı ve biraz dinlendi. Ares çocuklarını dövmeyi düşünüyordu. Ancak derste olduğumu hatırladı ve "Derse devam edelim." dedi. Güldüm ve "Bütün aşamalrı geçtin." deidm. Mark bana şaşkın şaşkın bakmaya başlayınca sözümün devamını getirdim; "Seni ikinci seviyeden mezun ediyorum." dedim. Sonra onu ayağa kaldırdım ve kulübeye gidip biraz dinlenmesini söyledim. Mezun olduğu için çok mutlu oldu ve bu yüzden sözümü dinleyerek kulübeye doğru yürümeye başladı.


Ders Rp'si Bitmiştir!