Derslikten içeri girdiğimde karşılıklı konuşmakta olan Sat ve gıcık Tiff hemen dikkatimi çekti. Tiff'i kısa süre önce birinci seviyeden mezun etmiştik ve şimdi ikinci seviye bir kılıç kullanıcı olmak istediği için dersliğe tekrar gelmişti. Yanlarına gittim ve Sat'ın omzuna dokunarak "Lider avcı, Tiffany'nin eğitmeni olma şerefini bana bahşedebilir misin?" dedim ve göz kırptım. Sat aynı zamanda yakın bir arkadaşım olduğundan, Tiff ile aramızdaki rekabetten de haberdardı. Suratına benimkinin benzeri bir gülümseme yerleştirdikten sonra, "Tabii ki. Ama onu öldürmemeye dikkat et." cevabını verdi ve yanımızdan ayrıldı. Onun arkasından endişeyle bakan sarışın Apollon kızına dönerek "Birinci seviyeden mezun oldun ve ikinci seviye dersleri almak istediğin için buradasın, değil mi?" diye sordum. Tiffany çekingen bir "Evet." cevabı verdi. Eh, elime düşmüştü ve durumun oldukça farkındaydı. İşleri kendisi için daha fazla zorlaştırmak istememesi doğaldı. Yalnız, benim herkese karşı profesyonel bir şekilde eğitmenlik yaptığımı henüz bilmiyordu. Aslında korkması yersizdi ama bunu ona hemen söyleyerek daha erken rahatlamasını sağlamak işime gelmezdi. Bir süre ne durumda olduğunu tartarmış gibi onu süzdükten sonra "Şimdi, kendine ait bir kılıcın var mı yoksa sana bundan sonra hep kullanacağın bir tane ayarlayalım mı?" diye sordum. Bizim ilk seviyelerde kullandığımız kılıçlar, öldürme tehlikesini minimuma indirmek için pek fonksiyonlu değillerdi ve gerçek canavarlarla mücadeleler esnasında hiçbir işe yaramazlardı. Bir kişinin elini kılıcına alıştırabilmiş olması oldukça önemliydi. Tiff yeni kılıcıyla ikinci -ve isterse daha sonra da üçüncü- seviye derslerine girerek elini silahına alıştırabilme imkanı bulacaktı. Kılıç kullanmak, araba sürmek gibiydi. Kıdemli bir şoför için kullandığı arabanın modelinin hiçbir farkı yoktu ama acemi bir şoför için, her arabanın hakimiyetini sağlamak zordu. Biz burada öğrencilere düz vites arabayla sürüşü öğretip bir sonraki kademede onları otomatik vitese geçiriyorduk. Böylece kendilerini kılıç teknikleri konusunda kolayca geliştirebiliyor ve hiç silahsız kaldıkları bir anda, bir ağaç dalıyla drakon haklayabiliyorlardı.