Annemi özledim

Sabahın ilk ışıkları Melez Kampına vurur vurmaz kalıp hazırlandım bugün kamptan kaçıp annemi görmeye gidecektim hazırlandım biraz küp şeker aldım gizlice satirlerin arkasından kaçaıp pegasus ahırlarına vardım tam içeri giriyordum arkamdan bir ses Ne yapıyorsun?diye sordu ödüm öyle bir patladıki kafamı ahırın tantalarına çarptım arkama baktığım Roc yanıbaşımdaydı.

Sabah kalktım ve kahvaltımı yapıp koşuya çıktım. Kulübede herkes uyuyordu. En azından öyle sanıyordum. Biraz koştuktan sonra bir çocuk gördüm pegasus ahırlarında. Biraz daha dikkatli baktığımda bunun Mark olduğunu gördüm. Kulübeye yeni gelen kardeşlerimden biriydi. Arkasından yaklaşıp "Ne yapıyorsun ? " dedim. Mark bayağı korkmuştu. Sonra da arkasını dönüp " Hiç , biraz pegasusla gezintiye çıkacağım. " dedi.Gülmeye başaldım. Mark gülmeme anlam veremiyordu. "Kötü bir yalancısın Mark , tek başına kaçamazsın. Bende seninle geliyorum. " dedim. Tepkisini gerçekten merak ediyordum. Hala tedirgin görünüyordu ama biraz daha rahatlamıştı.

Karar vermek benim için çok zor değildi eğer onu almasaydım ya beni kılıcıyla biçicekti yada Athena aynısını yapıcaktı o yüzden bende ona Tamam gel ama annem senden hoşlanmayabilirdedim gülmeye başladı. Önemli değil hem ne kadar kötü olabilirki dedi.Ama ben yinede biraz huzursuzlanmıştım ona Hadi hemen gidelim buradan yoksa biri görecek dedim ve pegasuslarımıza atlayıp Manhattan'ın yolunu tuttuk.Uzun bir yolculuk sonrası pembe bir eve varmıştık Roc pegasuslar için bir yer biliyorum dedi ve oradan uzaklaştı.

Sabah sabah birkaç gürültü duymuştum ve ne kadar uyanmak istemsemde mecburi uyanmıştım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kulübeden kimin çıktığını öğrenmek için kardeşlerimin odalarını gezdim. Mark ve Roc yoktu. İçimden bir ses onların peşinden gidersen çok eğleneceksin diyordu. Zaten uykumda kaçmıştı. Hızlıca kulübeden çıktım ve yürümeye başladım. Çok ileride Roc'u görür gibi oldum ve onu takip ettim. Tam onlara ulaşmıştım ki Mark'la Roc pegasuslarıyla havalandılar. Bende hemen ahıra gidip Sissy'i hazırladım ve arkalarından gittim. Onları gizlice takip ediyordum çünkü ne planladıklarını çok merak ediyordum. Bir süre sonra inişe geçtiler. Bende çaktırmadan ineyim dedim ama ne yazık ki başarılı olamadım, beni fark ettiler. Mark "Sende mi?" diye kızdı. Onlara masum bir ifadeyle bakmaya başladım.

O an Tiff'i görünce biraz şaşırmıştım aslında biraz da sevinmiştim çünkü yanımda benimle en çok ilgilenen kardeşim olunca işler daha rahat oluyor Tiff ile birlikte pembe evin önüne geldik kapıyı çaldım annem elinde bıçakla kapıyı açtı.Korkmakta haklıydık çünkü bizi kesmek isteyen biriymiş gibi duruyordu annem beni görünce çok şaşırdı ve bana sarıldı biraz öyle kaldık ve Tiff'i unuttuğum aklıma geldik Tiff e dönüp anneme Anne bu Tiffany Melez Kampında bana en çok yardım eden kardeşim Annem bi anda suratını ekşitti demek o baban olacak adamın başka bir çocuğu buymuş ne kadar da sıskaymış neyse ne yapalım dedi ve bizi içeri aldı.

(Sıska dememe alınmamışsındır umarım )

Mark'ın annesi çok garipti ama onu sevmiştim. Çünkü düşündüğünü söylüyordu. Tabii ben çok sıska değildim. Kiloluda değildim. Güzel bir kzıın kilosu nasılsa benim de öyleydi. Mark ve annesi içeri girdiler. Roc beni ittirince orada kaldığımı fark ettim ve bende içeriye girdim. Birlikte oturma odasına geçtik. Mark'ın annesi bize bir şeyler ikram etmek için mutfağa geçtiğinde Roc gülerek bana "Sıska." dedi. Mark da gülmeye başladı. İkisine de en kötü bakışlarımdan birini attım. Roc ve Mark gülememeye çalıştılar fakat bunu beceremediler. Yanımda duran iki yastığı onlara fırlattım. Tam bu sırada Mark'ın annesi geldi. Hemen masum bir kız formuna dönüştüm ve en tatlı gülümsememi yüzüme yapıştırdım.

Bir Tiff'e bir anneme bakıyordum annem hala Tiff'i süzüyor Tiff'te anneme şirin görünmeye çalışıyor ben Roc'a seslenip Haydi gel odamı göstereyim sana dedim.Roc bana teşekkür edermiş gibi baktık o sırada Tiff ile annem arasında neler oldu bilmiyorum ama Roc'ta bende bu durumdan hoşlanmamıştık dur bakalaım daha nelere gelcek başımıza diye düşünürken gizlice aşağıyı dinliyorduk.

Mark'ın annesi bana bakarak karşımdaki koltuğa oturdu. Bende ona şirince bakıyordum ama gitgide tırsmaya başlamıştım. Çünkü Mark'ın annesinin bakışları hiç hoş değildi. Bir kere çok derindi. Ne düşündüğüne dair en ufak bir fikrim yoktu. Roc ve Mark da beni yalnız bırakmışlardı. Onları öldürmek istiyordum. Gülümseyerek "Mark çok iyi biri." dedim. Konuşacak başka bir şey bulamamıştım. Mark'ın annesi yüz ifadesini bozmayarak "Evet, öyle." dedi. Tekrar bir sessizlik oluştu. Acilen konuşacak bir şeyler bulmalıydım. Kendimi çok huzursuz hissediyordum. Konu bulabilmek için odayı incelemeye başladım. Hemen hemen normal bir evdi. Bazı şeyler hariç ama onlarda mühim şeyler değildi.

Roc'la yukarda annemleri dinlerken kanat sesleri duyduk tam ben cama çıkıyordum Roc üstüme atladı ve o an cam kırıldı 3 Harpya içeri girdi aynı sesler içeriden de geldi kılıcımı çıkardım ama sallamakla hiç iyi etmemişim çünkü kılıç darbem Harpyanın içinden geçti ve aile resmimi parçaladaı buna hem sinirlendim hem de çok şaşırdım ne yapacağımı bilemiyordum bir daha salladım yine içinden geçti biraz tırsarak Roc'la içeri girdik Tiff'te kılıcını sallıyor ama içinden geçiyordu bu işte bir tuhaflık vardı ama dur bakalım ne olacaktı.

İçeriye aniden Harpyalar girmişti. Ne olduğunu anlayamadan kılcımı çektim ve savaşmaya başaldım. Ancak sorun şu ki kılıç Harpyaların içinden geçiyordu. Şok olmuştum. Kafamdan fikirler üretemey çalıştım ama hiçbir şey bulamıyordum. Kardeşlerime "Biz bunları nasıl öldüreceğiz?" diye bağırdım. Kardeşlerimden hiçbir cevap gelmedi. Anlaşılan onlarda cevabı bilmiyordu. Şimdi hapı yutmuştuk. Acilen bir şeyler yapmazsak hepimiz ölücektik.

İşin tuhaf yanı Harpyalar hala bize saldırmamıştı o an Annem Yeter artık çocuklar bence derslerini aldılar dedi anneme tuhaf tuhaf bakarken Pers ile Alex Harpyaları alıp ceplerine koydular onların hologram olduğunu yeni anlamıştım ama geri kalanını anlamadım,meğerse annem mutfağa gidince Khiron'u aramış oda bu planı yapmış yanı yakalndık eyvah bu Harpyalar'dan da kötüydü şimdi batmıştık.Ne yapıcağımızı bilmiyorken bizi alıp kampa geri götürdüler Kheiron yanımıza geldi bize mutfak işi vericekken araya girdim Kheiron dur bu Tiff ve Roc'un suçu değil ben sadece annemi özlemiştim onlarda beni takip etmişler dedim.Kheiron sakalını sıvazladı Tamam sadece seni mutfak işine veriyorum ama sizde cezalısınız ders dışı aktiviteler 5 gün boyunca yok dedi.O an kurtulduğumuzu düşündüm neyseki arkadaşlarımı işin içinden sıyırabilmiştim ama lavlarıda düşünmeden edemedim.

Rp Bitmiştir