Wendy ile gökten bizim apartmanımızın üstüne indik usulca. Sonunda annem ile olan özlemim olacaktı. Onu görecektim. İyi miydi? Kötü müydü? Yokluğuma katlanabilmiş miydi? Bu sorular gerçekten beni meraklandırıyordu. Apartmana gizlice girdim ve bizim kapının kilidini hafifçe anahtarım ile açtım. Melez Kampına gittiğim gün daha oraya varmadan okula giderken anahtarımı almıştım. Kapıyı yavaşça açtım. İçerde annemin misafirleri vardı. Bunlar teyzelerimdi. Yas tutuyor ve durmadan ağlıyorlardı. Saklanarak onları dinledim. Annemin "Alex!" diye inleyişi beni deliye çeviriyordu. "Anne." dedim saklandığım yerden. Annem bir an duraksadı ve tekrar konuşdu: "Yine bana Anne deyişlerini duyuyorum! Tanrım! Benden Alex'imi neden aldın?!" diye bağırarak ağlıyordu. Daha fazla buna katlanamazdım. Usulca kapıdan dışarı çıktım. En üst kata çıkıp Wendy'nin yanına gittim.
Wendy kişneyip duruyordu. Ağlıyordum annemi özlediğim için. Ona bir kere sarılmak için dünyaları verebilirdim. Derin bir nefes aldım ve Wendy'e baktım. Ağladığımı o da görmüştü ve nedense gözünden bir damla yaş düştü. Onun gözyaşı düşürdüğü gözünün altını sildim. Daha sonra kendi gözlerimi sildim. Wendy'e bindim ve göğe doğru, Melez Kampı'na doğru uçtuk.