Sabahın erken ışıklarıyla uyandım ve nihayet büyük gün geldi dedim.Bugün Kheiron'un verdiği izinle ilk defa babamı görmeye gideceğim pegasus ahırlarına elimde küp şekerlerle girdim eğer küp şekersiz pegasusuma yaklaşırsanız Kara Şimşek sizi pegasus dışkısıyla kaplayabilir ona bir küp şeker yedirttikten sonra Empire State'nin yolunu tuttuk oraya vardığımda elimde kalan küp şekerlerin kalanını Kara Şimşek'e verdikten sonra içeriye girdim oradaki görevliye 600. kata çıkmak istediğimi söyledim ama bana tip tip baktı bende ona Eğer Apollon'u görmek istemiyorsan anahtarı verirsin. anahtarı bana verdi bende asansöre binip anahtarı çevirdim ve aniden beliren omega harfine bastım ve ışık hızıyla kendimi yukarıda buldum salona girdiğimde orada sadece Tanrıça Afrodit'i ve Tanrı Ares'i gördüm sarmaş dolaşlardı onlara baktığımı gören Ares öfkeyle bana dönüp İnsan bir rahatça sarılamıyacak mı? diyerek bana kılıcını çektim bedenimde bir öfke patlaması yaşanıyordu ki birden o rahatlatıcı sesi duydum Hey Ares çocuğu rahat bırak arkamı döndüğümde o karşımdaydı.Babamla uzun uzun konuştuk onu çok özlemiştim elini bana uzattı ve birden elinde bir kılıç belirdi.Bu kılıç senindir oğlum kılıca bakakaldım kılıcı elimden alıp babama teşekkür ettim,bana Kheiron'un verdiği izin bitmeden dönmemi söyledi.Koşarak asansöre ilerlerken Afrodit ile Ares'in mide bulandırıcı öpüşme sahnelerini göremeden edemedim.Binadan çıktım ve hemen Kara Şimşek'i çağırarak Melez Kampının yolunu tuttum.
Rp Bitmiştir