Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Tuhaf Bir Karşılaşma

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Allen Jacques Harth
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Nyks'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 432
Kayıt tarihi : 21/02/11

Tuhaf Bir Karşılaşma Empty
MesajKonu: Tuhaf Bir Karşılaşma   Tuhaf Bir Karşılaşma Icon_minitimeÇarş. Mart 02, 2011 1:37 am

'Atlarla aram hiçbir zaman iyi olmamıştır.' dedi bir kez daha, nedense derdini bir türlü kardeşine anlatamıyordu. Zack, pegasuslarla (artık o her neyse) talim konusunda oldukça heyecanlıydı, hatta özellikle biraz daha erken gidip kendi kendine antreman yapmak istemişti. Bunun kötü bir yanı yoktu - tabii Allen'ı da onunla gelmeye zorlamasaydı. Gerçeği söylemek gerekirse atlardan fazlasıyla korkuyordu genç adam. Küçükken az daha bir tanesinin toynakları altında ezileceği zamandan beri, yirmi metreden fazla yaklaşamıyordu atlara. Ondaki durgunluğu belli ki fark etmeyen Zack, 'Dostum, yapma! Bunlar atlardan farklı.' Allen'ın ona kaşlarını kaldırarak baktığını görünce, 'Öyle ama. Daha müthişler, ve fazlasıyla da zekiler.' diye kendini savunmaya geçti hemen. Allen iç geçirdi. 'Zack, kanatlı bir atın normal bir attan ne kadar farkı olabileceğini hayal edemiyorum, kusura bakma.' Çocuk, sen ne anlarsın der gibi elini salladı. 'Bir kere savaşlarda mükemmel bir avantaj oluşturuyorlar. Ayrıca seni istediğin herhangi bir yere çok hızlı ve güvenli götürürler.' Hız konusunda bir şey diyemezdi, ama sonuncu ona uzak bir ihtimal gibi görünüyordu. Konuşurken ahırın önüne gelmiş olduklarını fark edince ister istemez gerildi. Kardeşi fark etmemiş gibiydi. 'Ama bu kadar konuşmamız yeter. Gel sana neden bahsettiğimi göstereyim.' Bununla birlikte ahırın kapısını sonuna kadar açtı.

Ağzından çıkan ilk kelime, 'Öf, berbat kokuyor.' olmuştu. Gerçekten de, sanki buraya aylardır bakım yapılmıyormuş gibi bir koku vardı. Ahırları ve genel olarak atları sevmemesi için bir neden daha. Zack ona aldırış etmeden ilerledi ve belli ki önceden tanıştığı, simsiyah bir ata doğru yürüdü. Allen kaşlarını kaldırdı. Pekala, itiraf etmesi biraz zordu ama görünüş olarak gerçekten güzeldi pegasuslar. Kardeşinin yanına gittiği pegasus biraz hırçın görünüyordu. Ama Zack onunla konuşmaya devam ettikçe sakinleşti. İlginç. Çocuk o sırada ona dönerek seslendi. 'Ne diye orada dikiliyorsun, gelsene!' Allen itiraz etmek istermiş gibi ellerini havaya kaldırdı. 'Yok, ben iyiyim burada böyle.' Çocuk omuz silkti ve pegasusa küp şeker yedirmeye başladı. İlgisiz bir tavırla etrafına bakınan genç adam, birden arkasından bir şey dürtünce öne zıpladı. Hemen arkasına dönünce, ömründe gördüğü (ve büyük ihtimalle görebileceği) en tuhaf atla karşılaştı. Neredeyse burun buruna geldikleri için ilk dikkatini çeken gözleri oldu - saf altın rengindeydi. Uzaklaşmak için biraz gerilediğinde, tüylerinin siyahımsı lacivert renginde olduğunu, kanatlarının ucunda, yelesinde ve kuyruğunda buz mavisine döndüğünü fark etti. Ona sanki bir şeyler istiyormuş gibi baktığını görünce, 'Burada şeker yok,' dedi ölçülü bir ses tonuyla, titremeye engel olmaya çalışıyordu. 'O çocukta var. Onun yanına git. Tamam mı? Oraya git.' Ama pegasus onu rahat bırakmıyordu bir türlü. Üstüne gelmeye devam ettikçe gerileyen çocuk, sonunda duvara kadar yaslanmıştı. At burnunun dibine kadar sokuldu ve sıcak nefesi yüzüne çarptı. Kendini iyice sıkarak kaskatı kesildi ve gözlerini yumdu. Harika. O kadar şeyi atlattıktan sonra kanatlı devasa bir at tarafından köşeye sıkıştırılarak öldürülecekti. 'Onyx, geri çekil biraz.' At sesin sahibine, yani Zack'e doğru hırlamıştı. Allen göz ucuyla şöyle bir bakınca, Zack'in yakında olduğunu, ama fazla yanaşamadığını gördü. 'Şuna bak, Onyx seni sevmiş anlaşılan. Bakıcısı herkesi kolay kolay sevmediğini söylüyordu.' Ellerini yumruk yaptı genç adam. Sanki dalga geçmenin sırasıydı. Bu pegasusu durdurabilecek bir bakıcı da yoktu şimdi etrafta. Sanki aklını okumuş gibi, Zack elindeki şekerlerden üç tanesi ona doğru attı. Refleksleri hızlı olan çocuk, havada kaptı onları. 'Onları kullan. Belki şansın olur.' dedi çocuk alaycı bir ses tonuyla. Allen'ın ise parmaklarını salak bir ata kaptırmaya niyeti yoktu. Avcunu kocaman açtı ve ata uzattı, bu sefer gerçekten de biraz titremeye başlamıştı. Şekerlere şöyle bir bakan Onyx, katır kutur yemeye başladığında Allen'ın eline olabildiğince az dokunmaya çalışıyordu, sanki onun hissettiklerini anlamış gibiydi. Bunun üzerine biraz daha rahatladı çocuk, hatta pegasusun elini yalaması hoşuna bile gitmeye başlamıştı. Onyx şekerleri bitirince, Zack'e dönerek 'Daha fazla yok mu?' diye sordu. Zack sırıtıyordu. 'Tekrar getiririz. İyi iş çıkardın, ha, kardeşim?' Bunun üzerine gözlerine alev alev bir bakış yerleştirerek kardeşine yöneltti. 'Bundan birine bahsedersen pişman olursun.' Bunun üzerine gülmeye başlamıştı çocuk. 'Tamam tamam, neyse. Daha eğitime zaman var, biraz dışarıya çıkalım.' Allen, Onyx'in gözlerine bakarak biraz burnunu okşadı, sonra Zack'le birlikte ahırdan çıktılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tuhaf Bir Karşılaşma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» "Tuhaf" Tanışma.
» Tuhaf bir galibiyet
» Aurora'yla Tuhaf Tanışmamız
» İlk karşılaşma
» karşılaşma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Pegasus Ahırları-
Buraya geçin: