New York şehrinde puslu bir geceydi.Yatağımda yatmış düşünüyordum.Odamdan yağmurun şapırtısını duyabiliyordum.Yağmur bana büyük bir haz veriyordu.Sıktıntılarımı unutmama yardımcı oluyordu.Çok derdim ve sıkıntım olduğundan buna kesinlikle ihtiyacım vardı.Arthur diye bağırdı aşağıdan kaba amcam.Odamın kapısı sert bir tekmeyle açıldı.İçeri tombul amcam girdi.Başında büyük bir kel vardı.Üzerinde bir atlet ve ekose desenli bir gömlek vardı.Yoğun bir şekilde bira ve çerez kokuyordu.Yatağımda doğruldum.
O kapının açmak için bir kolu var biliyorsun değil mi ? diye sordum pis kokulu amcama.
Tabi ki biliyorum aptal ukala,sana garajı temizlemeni söylemiştim değil mi küçük ahmak dedi amcam.
Bunu yapmayacağım,bana hizmetçi gibi davranma dedim.
Kes sesini,aptal ailen kaybolduğunda seni biz yanımıza aldık dedi amcam.Bu bardağı taşıran son damla olmuştu.Yatağımdan kalktım ve amcama doğru ilerledim.Amcamın o şekilsiz yüzüne baktım,her zaman ki gibi gözlerinde iğrenir gibi bir ifade vardı.Amcamın yüzüne yumruğumu savurdum,amcam elini uzatıp son anda beni geri attı ve beni bir güzel patakladı.Her yerim yara içindeydi,amcam bu akşam yemek yiyemeyeceğimi söyleyip yüzüme kapıyı çarpmış ve arkadan kilitlemişti.Aşağıda teyzem ile bağırarak konuştuğunu duyuyordum,muhtemelen atmaya çalıştığım yumruğu bir pataklamaya çevirecekti.Artık bu yaşama dayanamayacaktım.Yatağıma yattım ve buraya nasıl geldiğimi düşündüm;altı yaşındayken annem ve babam bir anda ortadan kaybolmuştu,bende amcam ve teyzeme verilmiştim.O gün bu gündür amcam bana böyle davranıyordu.Fakat artık büyümüştüm,teyzem ve amcamın yanına verildiğim ilk günden beri yapmayı düşündüğüm şeyi yapacaktım bu gün.Evden kaçacaktım.Dolabımı açtım ve amcamın mağazadan alıp getirdiğini söylediği fakat büyük ihtimalle ikinci el mağazasından aldığı paçavraları amcamın okul çantam olarak kullanmam için verdiği karton torbaya doldurdum.Ardından pencerimi açtım ve penceremin yanından geçen su borusuna tutup çektim.Sağlamdı,bu da ona çıkmam için gerekliydi.Hemen içerden kabanımı giydim,amcam zar zor ve söylene söylene almıştı.Sonra hemen torbamı aldım ve pencereden vücudumun yarısını uzattım ve boruya tutundum.Aşağı kayacaktım.Sonra pencereden tamamen çıktım ve borudan aşağı inmeye başladım.Zaten ikinci katta yaşadığım için bu zor olmadı.Aşağıya varmıştım.Koşmaya başladım,amcam kaçtığımı fark etmeden buradan uzaklaşmalıydım.İlk gideceğim yer Central Park olacaktı.Bu dev parka gitmemin sebebi orada bir banka oturup düşünmekti,ne yapacağımı düşünecektim.Sonuçta amcamdan daha kötü olamazdı.Az sonra parkın girişine vardım.Zaten evim parka çok yakındı.Parka girdim ve üstünü ağaçların kapladığı bir banka oturdum.Park yağmur yağdığı için bomboştu.Nereye gideceğimi düşünmeye başladım.O sırada çalıları hışırdamaya başladı,yüksek homurtu ile kükreme arası bir ses geliyordu.Aklımı kaçırmaya mı başlıyordum ?
Çalıların arasından iki büyük yaratık çıktı.İkiside birbirine çok benziyordu;tek bir gözleri vardı,göz damarları açık bir şekilde durduğum konumdan görülüyordu.Bütün vücutları uzun kıllar ile kaplıydı.Üzerlerinde sadece yırtık pırtık birer şort vardı.
kaç diye bağırdı kafamın içinden derin bir ses.Böyle bir durumda yapabileceğim tek şey bu gibi görünüyordu.Hemen kaçmaya başladım.Arkama bakmıyordum bile fakat arkamdan geldiklerini yeri sarsan ayak seslerinden net bir şekilde anlıyordum.Kafamın içindeki derin ses tekrar konuşmaya başladı;
kiklopların zayıf yanı gözleridir evlat,onları bu şekilde yenebilirsin.Kafamın içindeki sesin doğru olmasını umdum ve koşarken aynı zamanda gözlerimle sivri uçlu bir dal aramaya başladım.Sonunda aradığımı buldum,budamak için kesilen ağaçların olduğu yerde bir tane gördüm,yanında da bir elektrikli testere vardı.Muhtemelen yağmur başladığında çalışmayı bırakmışlardı.Oraya varınca hemen dalı aldım ve yaratıklara döndüm.Hemen arkamda olduklarını işe o an fark ettim.Hemen nişan aldım,bir santimlik bir hata bile ölüme tek yön gidiş biletine sebep olabilirdi.Ve dalı fırlattım,dal düşündüğüm gibi ilk kiklopun gözüne saplandı.Çok yüksek sesli bir ciyaklama duyuldu ve kesildi.Diğer kiklop kızmış görünüyordu.Bana doğru koşuyordu.Hemen testerenin yanına atladım.
Testereyi kullan evlat,işe yaramasını sağlayacağım dedi içimdeki derin ses.Testerenin ucunun rengi değişti ve koyulaştı.Hemen elime aldım ve açma düğmesini aramaya başladım sonunda kırmızı düğmeye basıp testereyi çalıştırdım.Kiklop ise üzerime atlamıştı.Gözlerimi kapayıp testereyi önüme doğrulttum.Az sonra tiz bir ciyaklama duyuldu.Ardından yüzümde sıcak bir sıvıyı hissetim.Muhtemelen bir kandı.Gözlerimi açtım.Kiklop ortada görünmüyordu.Ayağa kalktım ve yüzümdeki kanı kolumla sildim.Bir an kafama dank etti,az önce ne olmuştu.İki canavar bana saldırmıştı.Bunlar neydi böyle.Evden kaçtığıma pişmanlık duyuyordum.
korkma diye harekete geçti kafamın içindeki ses,
işin zor kısmını atlattın.Demek zor kısmı bu oluyordu,fakat bu iş neydi.
Kampı bulmalısın evlat,önüne gelecek pegasusa bin yani kanatlı ata.O seni kampa götürecek,orada her şeyi anlayacaksın.Önümde birden kanatlı bir at belirmişti.Siyah bir attı bu,mavi şeffaf kanatlarının içinden pembe damarlar gözüküyordu.Kişniyip duruyordu.Yavaşça yanına yaklaştım ve üstüne binmek için gövdesine elimi koydum.At sanki ne yapmak istediğimi anlamış gibi eğildi,bende üstüne atladım.Kanatlı at koştu ve havalandı.Az sonra köye benzeyen küçük bir yerleşim yerine indik.Attan indim,sandalyede oturan sakallı bir adam önümde bekliyordu.
İşte benim melez kampına gelişim
Konu: Arthur Codes RP 
Salı Mart 01, 2011 4:03 am
