Kaçıyorum.

Tek başıma koltukta otururken yaşadıklarımı düşünmeye başladım.Burası harika bir yerdi.İlk geldiğim zamanlarda biraz çekiniyordum ama zaman geçtikçe alışmıştım.Birkaç arkadaş da edinmiştim.Ayrıca yeni bir pegasusum da olmuştu.
Yapacak hiçbir işim yoktu,canım sıkılmıştı.Ve biraz yaramazlık yapmak istiyordum.Henüz pegasusumla dolaşmamıştım.Aklıma bir fikir geldi.Sırt çantamı aldım ve içine birkaç parça kıyafet,telefon ve bir paket bisküvi koydum.Sonra kulübemden çıktım.Gizlice pegasus ahırlarına doğru gittim.Marshmallow'u buldum.Birlikte New York'a gidecektik.Babamı çok özlemiştim.Hem onu görmek hemde küçük(!) bir kaçamak yapmak istiyordum.Marshmallow'u ikna etmeyi başardım.Kimseye görünmeden ahırdan çıktık ve yeşillik alana geldik.Çok heyecanlıydım.Marshmellow'un sırtına bindim ve uçmasını bekledim.Yavaş yavaş kanatlarını çırpmaya başladı.Kısa bir süre sonra havalanmıştık.Uçmak çok güzel bir duyguydu ama biraz yükseklik korkum vardı.Bu yüzden havadayken gözlerim kapalıydı.
Kısa bir süre sonra New York'a varmıştık.Marshmallow'a babamın yanına gideceğimizi söyledim.Göz açıp kapayıncaya kadar evdeydik.Heyecanlı bir şekilde kapıyı çaldım.Kapıyı babam açtı.İlk başta çok sevinmiş gibi göründü ama bir süre sonra yüzündeki ifade değişti ve :''Ashley ne işin var burda?'' diye sordu.Babamın böyle tepki vermesine biraz üzülmüştüm.Üzüldüğümü görünce gülümsemeye çalıştı ve beni içeri çağırdı.İçeri girdiğimde farkettim ki evimi çok özlemiştim.Koltuğa oturduktan sonra herşeyi anlattım.İlk zamanlarda yaşadıklarımdan,Artemis'ten,arkadaşlarımdan,kardeşlerimden...Saatler boyunca konuştuk.Ben sustuktan sonra babam anlatmaya başladı.Duyduklarıma çok şaşırdım ve biraz da üzüldüm.Babamın yeni bir sevgilisi vardı.Bana ondan bahsederken kapı çaldı.Birini bekleyip beklemediğini sordum.Kız arkadaşını bekliyormuş.Ben suratımı buruşturdum ve kapıyı açmaya gittim.Babam da arkamdaydı.Kapıyı açtığımda karşımda çok güzel bir kadın vardı.Kadına :''Merhaba!'' dedim.Kadın cevap vermedi sadece yüzünde saçma ve aynı zamanda iğrenç bir gülümsemeyle karşılık verdi.Babam onu içeri davet etti.Sohbet etmeye başladık.Bana saçma sapan sorular soruyordu.Bu kadından korkmaya başlamıştım.Kadın sorular sormaya devam ederken birden sesi değişti.Ve eğer yanlış görmediysem kanatları ortaya çıktı.Bu bir Furia'ydı.Babam ne olduğunu anlayamamıştı.Yanımda ok takımım veya kılıcım yoktu.Ona nasıl saldıracağımı düşünüyordum.Furia benden önce davrandı ve üzerime atlamaya çalıştı.Babam ona izin vermedi ve üzerine bir şey fırlattı.Sonra kolumdan tuttu ve beni mutfak kapısından dışarı çıkardı.Hemen ıslık öttürdüm ve Marshmallow'u çağırdım.Marshmallow'un sırtına bindim :''Hemen Melez Kampı'na götür !'' dedim.Ona Furia'yı anlattım.Ben onu atlattığımızı düşünüp tam rahatlayacaktım ki arkamızdan bir çığlık sesi dutdum.Bizi takip ediyordu.Marshmallow'a daha hızlı olmasını söyledim.Cebimi yokladım ve cep telefonumu buldum.Theodor'u aradım.(Bu işi uçarken yamak gerçekten çok zordu.)Marsh(Marshmallow) beni kampın girişinde bıraktı.Orada Theodor beni bekliyordu.Hemen onun yanına koştum.Nefes nefese kalmıştım.Beni kimseye yakalanmadan kulübeme soktu.Olan herşeyi ona da anlattım.Bana biraz kızdı ama bir süre sonra sakinleşti.Uyumaya gideceğini söyleyip çıktı.Bende yatağıma gittim ve uyumaya çalıştım.Theodor'un söyledikleri umrumda bile değildi.Başıma kötü şeyler gelmesine rağmen çok eğlenmiştim.