"Merhaba ben silah yapımını öğrenmek istiyorum." Çocuğa boş gözlerle baktı. Bu sıralar, dersliğe uğrayanlar çok oluyordu. Sanki birden herkes silah yapımını öğrenmek istemişti. Çocuğu tanımıyordu fakat Athena'nın oğlu olduğu belliydi. Bunu gözlerinde ışıltıdan anlayabilirdiniz. Hoş geldin Athena Oğlu. Demek silah yapımını seçiyorsun. Güzel... Peki, ne yapmak istiyorsun? Sesinde alay vardı. Daha çok küçümseme. Çocuğun yanıtını beklerken bir yandan da malzemeleri hazır ediyordu. Çocuğun demircilik hakkında hiçbir bilgisi olmadığı belliydi. Melezlerle uğraşmayı pek sevdiği söylenemezdi. Ama ne yapsın? Göreviydi işte. İlahi bronzu masanın üstüne koydu. Bir yandan da ocağı yakıyordu. Evet, bunların her ikisini aynı anda yapmak bir yetenek sayılabilirdi. En sonunda çocuğa döndü ve cevabını beklemeye başladı.