| William Maxwell | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: William Maxwell Perş. Şub. 03, 2011 7:30 pm | |
| Talihsiz bir şekilde keşfettiğim gücüm sayesinde. Hayatım şans eseri ve tabiki annemin yardımı ile kurtulmuştu. Adrenalinin etkisiyle kontrol edebildiğimi düşündüğüm yeteneğimi kampa dönüp tedavi gördüğüm zamanlarda denesemde bir türlü kullanamamıştım. Küçük bir kağıt parçasını dahi hareket ettirememiştim. Tedavi süresince aklıma geldikçe kontrol etmeye çalısıp bir türlü başaramayınca kafayı yemenin son raddesine gelip tedaviden kaçtıktan sonra. Büyü dersliğine gitmek için yola koyulmuştum. Sol kaiımdaki yara hala duruyordu. Ambrosia nın etkisinden nasibini alamayan tek yaram oydu. Büyü teknikleri sınıfında annemin ders verdiğini biliyordum. Orda olmaması yerine yardımce eğitmenlerden birisi olması için dua ediyordum. Dersliklerden içeriye girdiğimde sınıfın ileir köşesinde bir insan silüeti duruyordu. Kim olduğunu seçmek neredeyse imkansızdı. Geldiğimi farketmemişti. Yanına doğru yürümek yerine önce sesli bir şekilde boğazımı temizleyerek dikkatini çekmeye çalıştım. İçeri geldiğimi anladığından emin olduktan sonra, bütün yol boyunca kafamda kurguladığım konuşmayı yapmak için kendimben emin bir ses tonunu şeçip ağzımı açtım.
"Merhaba, ben Will. Sanırım benim özel bir gücüm var. Dün farkettim ki ben telekinezi gücüne sahibim. Canavarlar tarafından esir alınmıştım. El ve ayak bileklerim kelepçelenmişti nasıl olduğunu anlamadan kelepçeleri açıverdim. " derin bir soluk alıp konuşmaya devam ettim. "Daha sonra yerdeki kılıcım ona ihtiyacım olduğunu düşünürken havalanıp bir kiklopun sırtına saplandı." biran için bu sölediklerimi iki ay önce okulda söylesem cümlemi tamamlayamadan soluğu akıl hastanesinin psikiyatri kliniğinde alırdım. Bu düşünceyle yüzümü hafif bir gülümseme kapladı. | |
|
| |
Hektor Carter Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 178 Kayıt tarihi : 27/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 1:12 am | |
| Bugün boş geçmesini umduğum günlerden biriydi. Yorgundum ve ders işlemek istemiyordum fakat bir çocuk içeri girdi. Önce onu fark etmemiş gibi yaptım sonra kendini fark ettirmek için boğazını temizleyince çocuğa döndüm. Ne demişti ? Adı Will miydi ? Evet, sanırım öyleydi. "Özel gücünün ne olduğunu tekrarlarmısın ? Duyamadım da, dalmışım" "Telekinezi, uzaktan nesneleri hareket ettirebiliyorum" "Bu senin için gayet doğal bir yetenek Will. Sonuçta Athena oğlusun, bu aralar Athena çocukları telekinezi,telepatlık vs. vs. tarzı konularda özel güçlerinin olduklarını fark ediyorlar. Sende onlardan birisin... Neyse derse geçelim mi ?" Will başını "evet" anlamında salladı. Birlikte duvara doğru yürüdük. Duvara dokununca bir kapı açıldı. Bu kapı özel çalışma odasına çıkıyordu. Bu odayı istediğim gibi şekillendirebiliyordum. Will ile birlikte odanın ortasına yürüdük. "Çok basit bir denemeden başlayacağız Will. Eğer Telekinezi ile kılıcını bir Kikloba fırlatabildiysen şimdikini de kolaylıkla yaparsın. Senden şu kağıdı havalandırmanı istiyorum. Sadece odaklan ve kağıdı düşün. Kağıdın bir parçan olduğunu ve aynı kolunu oynatır gibi onu oynattığını düşün. Telekinezinin temel mantığı budur. Bu sırada yerden ince, uzun bir masa çıktı. Masa tam olarak dışarı çıkıp boy hizamıza gelince masanın üzerinde bir kağıt oluşturdum. "Hadi bakalım Will göster kendini.... Eğer bu çalışmayı başarı ile bitirirsen seninle daha ağır bir nesneye geçeceğiz" | |
|
| |
William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 5:59 am | |
| Söyledikleri birazcık içimi rahatlatmıştı. Evet bir kılıcı hareket ettirebildiysem, bir kağıt parçası çocuk oyuncağı olmalıydı. Tek yapmam gereken odalanmaktı. Gözlerimi sıkıca kapatıp kağıdı düşündüm. Daha sonra onun bedenimin bir parçası olduğu imajını yaratmaya çalıştım kafamda. Gözlerimi açtığımda hiçbir değişiklik yoktu. Umutsuzlukla omuzlarımı düşürdüm. Başka bir deneme için odaklandım kağıdı en ince ayrıntısına kadar kafamın içinde canlandırdım. Daha sonra sanki kağıt vücudumun bir parçasıymış ve kağıtla beynim arasında kolumu oynatmama yardım eden sinirlerin aynısından varmış gibi beynime emir verdim. Gözlerimi açtığımda kağıt havalanmıştı. Gözlerime inanamıyordum başarmıştım. İlk defa kontrollü bir şekilde büyü yapmıştım. Ağzım bir karış açık büyü profösörüme baktım. Daha sonra kağıda dönüp sağa ve sola gitmesi için komut verdim. yapabiliyordum. Kağıt istediğim düzeyde hareket ediyordu. İlk şoku atlattıktan sonra konuşmaya başladım.
" Başardım. Ya-yapabiliyorum!"
Daha sonra heyecanın etkisiyle kontolü kaybettim. Kağıt süzülerek masaya iniş yaptı. | |
|
| |
Hektor Carter Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 178 Kayıt tarihi : 27/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 6:37 am | |
| "Bak istersen yapabiliyormuşsun demekki. Tebrikler... Bu tür hareket ettirme çalışmalarında hareket ettireceğin nesneyi en küçük ayrıntısına göre düşünmen gerek. Tek bir yeri atlarsan bütün bozulur. Bu yüzden büyük ve ağır eşyaları kontrol etmek daha zordur. Onların hacmi daha büyük olduğu için, her bir tanesini kontrol etmek zordur. Şimdi, işin özünü anladıysan devam edelim mi ?" Will belli bir süre anlattıklarımı kavramaya çalıştı. Bu kısa sürmüştü, Will zeki bir çocuktu. Nede olsa Athena Oğluydu. Masanın üzerinde duran mendili yok ettikten sonra masayı geri gönderdim. Giden masanın yerine demir bir yapı geldi. Bu yapı bayaa bir sağlamdı ve her türlü eşyayı taşıyabilirdi(anlatmak istediğim şey yassı bu basamağımsı heykel tabanı). Yapının üzerine 100 adet ok getirdim. Okların hepsi yan yana duruyordu. "Will, şimdi senden bu 100 ok'u aynı anda kontrol etmeni istiyorum. Parça, parça kontrollerini al ve ardından hepsini aynı anda kaldırıp şu ilerideki hedef tahtalarına fırlat(ok sayısı ile aynı sayıdalar). Eğer bunu başarabilirsen bir tane daha çalışmamız olacak bunun ardından derse ara vereceğiz. Ara verdiğimiz sürede istersen Telekinezi çalışıp kendini güçlendirebilirsin. Bu öbür derste ilerlememiz için bize çok yardımcı olur" Will başını "tamam" anlamında salladı. Ardından oklara döndü ve odaklanmaya başladı... | |
|
| |
William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 7:02 am | |
| Kulaklarıma inanamıyordum. 100 tane oku kaldırıp hedefe mi fırlatacaktım? Kulağa çılgınca geliyordu. Kendime güveniyordum anneme ve diğer melezlere ne kadar güçlü olduğumu kanıtlamam lazımdı. Önce zihnime görünyüyü kazımak için okların hepsine dikkatlice baktım. Daha sonra gözlerimi kapattım. Okları düşünmeye başladım. Teker teker hepsini hissedebiliyordum. Onlarla aramda görünmez ama fiziksel bir bağ olduğunu hissediyordum yiırmi saniye sonra okların hepsi kontrolümdeydi. Hafif bir baş ağrısı yaratıyordu ama böyle muhteşem bir güç için küçük bir bedeldi bu. Derin bir nefes alıp. Okların hepsini kaldırdığım gibi hızla hedeflerine yolladım. Çok fazla enerji harcamıştım gözlerim kapalı olmasına ramen okların havayı bıçak gibi kesişinin seslerini duydum. Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara beni şok etmişti Hepsi isabet etmişti. Birçoğu on ikiden vuramamıştı ama olsun hepsi hedef tahatalarındaydı. Kendimi toparlamak için kafamı salladıktan sonra. Sevinçten ufak bir kahkaha atarak.
" Bu harika harika!! Hadi sıradaki çalışmaya geçelim." dedim hevesle. Hala olanlara inanamıyordum ben ellerimle ok fırlatmada beceriksizken zihnimi kullanarak yüz oku aynı anda hedeflere fırlatmıştım. | |
|
| |
Hektor Carter Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 178 Kayıt tarihi : 27/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 7:14 am | |
| Will gerçektende çok iyiydi. 100 oku aynı anda hedefe ulaştırabilmişti. Hem de aynı anda ! Bu çocuğun bir Athena Oğlu olduğu belliydi. Zihnini çok iyi kullanıyordu. "Çok iyisin Will. Gerçektende çok iyisin, bu işe tek seferde başaran olmamıştı. Madem bu kadar iyisin biz de gücünü biraz arttıralım değil mi ? Biraz dinlen ardından çok zor bir sınıvın olacak. Eğer bunu geçersen sana üst düzey bilgi vermeye başlayacağım" Will başını "tamam" anlamında salladı. Ardından bir köşeye gitti ve dinlenmeye başladı. Ben de onun daha hızlı iyileşmesi için ona çeşitli enerjiler gönderiyordum. Birkaç dakika geçmemişti ki Will ayağa kalktı. "Tamamdır, ben hazırım" "Madem hazırsın, başlayalım öyleyse" Yine çalışma odasının ortasına yürüdük. Will ne yapacağını çok merak ediyordu. Bu her halinden belli oluyordu. Odanın ortasına varınca ondan gözlerini kapatmasını istedim. Bu sefer çok büyük bir eşya getireceğim için onun bunu görmesi zihninin zararına olurdu.
Eşyayı getirdikten sonra Will'den gözlerini açmasını istedim. Gözlerini açması ile göz bebeklerinin büyümesi bir oldu. Önünde kocaman bir metal yığını duruyordu. "Bunula ne yapacağım ?" "Sen, bu 500 kiloluk metal yığınını kaldırmayı deneyeceksin. Merak etme, sınıfa bir şey olmaz. Eğer bu kadar ağır bir nesneyi kaldırabilirsen hem daha üst seviye dersleri görmeye başlayacaksın hem de derslere ara vereceğiz. Gerçi bunu kaldıramazsan da derse ara vereceğiz ama neyse... Hadi sana kolay gelsin. Ben şuradan seni izliyor olacağım" Parmağımla duvar kenarını gösterdim. Ardından Will'i sınavı için yalnız bıraktım ve odanın bir köşesinden onu izlemeye başladım. | |
|
| |
William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 7:45 am | |
| Dinlenmek için oturduğumda içimde huzur dolu bir enerji hissettim. Hızla beni yeniliyordu. Birkaç saniye sonrasında odaya geldiğimdeki kadar enerjik ve hazır hissediyordum kendimi. "Tamamdır, ben hazırım"dedikten sonra odanın ortasına gittim. Tanrı benden gözlerimi kapatmamı istedi. Çok meraklanmıştım ama dediklerine uyup gözlerimi kapatmıştım. Birkaç saniye sonra gözlerimi açabileceğimi söylediğinde merak içerisinde gözlerimi açtım. Gördüğüm şey şok olmama neden olmuştu. Kocaman bir metal yığını duruyordu karşımda. Konuşmaya başladım.
"Bunula ne yapacağım ?"
gülümseyerek bana cevap verdi tanrı.
"Sen, bu 500 kiloluk metal yığınını kaldırmayı deneyeceksin. Merak etme, sınıfa bir şey olmaz. Eğer bu kadar ağır bir nesneyi kaldırabilirsen hem daha üst seviye dersleri görmeye başlayacaksın hem de derslere ara vereceğiz. Gerçi bunu kaldıramazsan da derse ara vereceğiz ama neyse... Hadi sana kolay gelsin. Ben şuradan seni izliyor olacağım"
Konuşmasını dinlerken gözlerim dehşetle büyümüştü. 500 kilo mu? benim kendi ağırlığımın 7-8 katıydı bu. Sınıfa birşey olmayabilirdi belki ama kendim hakkında şüphelerim vardı. Melez olduğumu bilmediğim zamanlarda okulun spor salonunda kaldırdığım en ağır şeyi düşümdüm. Belki 50 ya da 60 kiloydu. Bu ağırlık kaldırma olayını yeni bir boyuta taşıyacaktı. Ama bir Athena çocuğu olarak denemekten asla korkmayacaktım. Derin bir soluk aldım. Ayaklarımı yere dayayarak güç aldım. Metal yığınına son bir kez baktıktan sonra gözlerimi kapattım. Önce sakince metalin tüm detaylarını kafamda düşündüm. metal ile aramda bir bağ kurulduğundan emin olduğum anda işin en zor kısmına gelmiştim. Şimdi onu kaldırmalıydım. 500 kiloluk bir kolumu oynatacaktım alt tarafı! İlk önce zihnimin bu ağırlığa tepkisinin ne olacağını denemek için yukarı doğru bir güç uyguladım. Omuzlarımla duvarı itmekten farksızdı. Hızla soluk alıyordum. Yapmam gerekeni yapmalıydım. Son büyük bir nefes alıp nefesimi tuttum. Dişlerimi sıktım. Tüm zihnimle metal yığınını kaldırmaya çalıştım. Birkaç saniye hiç kıpırdamayan metale gittikçe daha fazla güç uyguluyordum. Yüzümün kızardığını hissediyordum. Alnımın ortasındaki şişen damarımın atışlarını duyabiliyordum. Dahada zorladım metal yığını kıpırdamaya başladı. Ama hala havalanmamıştı. Daha da zorladım. Yığın hafifce havalanmaya başladı. Gözlerimi açmaya korkuyordum en ufak bir dikkat dağınıklığı herşeyi mahvedebilirdi. Daha da yukarı çıkardım. korkun. bir baş ağrısının yanısıra burnumdan sıcak bir sıvının geldiğini hissediyordum. Ne olduğunu anlamak için Athena çocuğu olmaya gerek yoktu.Aldığımnefesi geri vererek kazandığım güçle yığını biraz daha havalandırdım. Dayanamayacağımı anladığım anda kendimi geriye atıp yığının düşmesine izin verdim. Yığının düşmesiyle çıkan güçlü ses yankılandıktan sonra gözlerimi açtım. Elimin tersiyle burnumdan akan kanı sildikten sonra. Önüme baktım. haklıymış sınıfa birşey olmamıştı. Neredeyse bayılmak üzereydim. Tanrıya bakarak. "Sanırım neden ara vermemiz gerektiğini anladım." dediğimde nefes nefeseydim. yanımdaki duvardan güç alarak ayağa kalktım. | |
|
| |
Hektor Carter Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 178 Kayıt tarihi : 27/01/11
| Konu: Geri: William Maxwell Cuma Şub. 04, 2011 8:12 am | |
| Will kendini çok zorlamıştı fakat ağırlığı kaldırabilmişti. Bu sırada onun sorununu anlamıştım. Gerçi şimdi daha büyük bir sorunumuz vardı. Hemen yerden bir yatak çıkardım. Will'e oraya uzanmasını söyledim. Will yatağa uzanınca ondan sadece kıpırdamadan durmasını istedim. Ben ise ona uzaktan iyileştirme gücü yolladım. Kısa sürede iyileşmişti, şimdi sınıfa ilk geldiğindeki hali ile aynıydı. "Athena bir öğrencimi ders çalıştırırken yaraldığımı duyarsa beni öldürür. Neyse ki şimdi iyisin. Bu arada, sen o 500 kiloluk ağırlığı kaldırmayı denerken ben ise sendeki eksikleri anlamaya çalıştım. Uzun bir süre düşündükten sonra en sonunda buldum. Sen odaklanmada zorlanıyorsun. Bir dahaki ders sana gözün açık bir şekilde eşyaları kontrol etmeyi öğreteceğim. Eğer onu başarırsan ki başaracağına inanıyorum, sana objeleri ayırmayı öğreteceğim. Daha doğrusu uzaktan istediğin objeye istediğin şekili verebileceksin. Neyse sen de bugün çok yoruldun. Bugünlük bu kadar ders yeter. Yarın görüşürüz." Will ile dersliklerden çıktık ve vedalaştık. Yarın bir daha ders yapacaktık. [(RPOUT: Cidden yarın yaz diğer Post'u Bugünlük bu kadar yeter. Yoruldum da )] | |
|
| |
| William Maxwell | |
|