Melez Kampın'dan geçici bir süre için ayrılıyordum. Babam beni yanına çağırıyordu. Çok istekli değildim. Onun defile zamanı hazırlıklarını iyi bilirdim ve gitmezsem daha sonra kavga edeceğimizi biliyordum. O yüzden kaptan bir haftalığına ayrılmıştım.
Eve gelmek üzereydim. Bir taksiye bindim ve yolları aşmamı izlemeye başladım. İşte Empire State Binası önünden geçiyordum. New Jersey'e doğru ilerledikçe sanki tarih kendini tekrarlıyor gibiydi. Dolaşan insanlar... Mutlu olmak zor gibiydi. Kafamdaki güneş gözlüğünü gözlerime kadar indirdim ve deri ceketimin önünü açtım. Hava sıcaktı.
Daha eve varmama vardı. Mp3'ümü çıkarttım ve müzik dinlemeye başladım.
~Yeni Bir Gün~
Alexandra Regina Daniels & Tamara Zellana Cline |Soundrack:
Florida & Kesha- Right Round
Kapı orada. Valizimi indiren taksiciyi bekliyorum.
"Teşekkürler." diyorum kısık bir sesle. Güneş gözlüklerim gözümde. Çünkü ağlamak üzereyim. Valizimi alıp eve doğru yürüyorum. O küçüklüğümün geçtiği eski bahçeye giriyorum. Hala bakımlı olana... Kalbim heyecandan deli gibi olmuş.
Bahçede oynayan, küçük bir kız beliriyor hemen orada. Babasına fotoğrafları için poz verirken. Çünkü o fotoğraflar, babasının tasarımı olan kıyafetlerin fotoğrafları.... Başımı yana çeviriyorum. Bütün bunlar bana acı veriyor... Tüm anılarım bir bahçeye toplanmış duruyor. Büyük annemin cenazesi için giydiğim siyah elbisem ve dökülen göz yaşlarım var. Elimde küçük tavşanım Binnky
duruyor. İlk göz yaşım dökülüyor.
Kapının girişine oturuyorum. Kendimi kötü hissediyorum. Tüm anılarım oynamaya başlıyor bir anda. Mermer merdivene oturmuş ağlıyorum. Beyaz evin önünde. Tüm evin etrafını yeşillikler çevirmiş olan. İçinde zengin birilerinin oturduğu kesin. Hiçbir şey değişmemiş gibi duran ama her şeyin değiştiği evin önünde.
Kendime gelemiyorum. Bahçede oynayan küçük kız yanıma oturuyor. O da ağlıyor. Eli gülün dikenine batmış. İçimi çekiyorum. Gözlerim kızarmış olmalı. Hayatım her ne kadar acı dolu olsa da özlüyorum.
'Cesaret' diyorum içimden.
Ayağı kalkım havaya bakıyorum. Gözlerimin kızarıklığı geçene kadar bekliyorum ve kapı zilini çalıyorum. Ayak sesleri geliyor içeriden. Kalbim heyecan ile çarpıyor. Peki neden? Gitmek geliyor içimden. 10 saniyem var. Neden duruyorum ki(9-8 )!? Kaşlarımı (5)çatıyorum ve arkamı dönüyorum(1). Aynı anda kapı açılıyor. "Regina!?" diyor tanıdık bir ses. Ses şaşırmış bir şekilde çıkıyor.
"Merhaba baba." diyorum endişeli. Biraz beni süzdükten sonra sarılıyor. Kaşlarımı iyice çatıp ağlamamak için kendimi tutuyorum.
Ertesi Gün:
"Güle güle baba." diyorum daha önce hiç hissetmediğim bir duygu ve bana yabancı bir sesle. Aklıma bir sürü fikir dolaşıyor. En sonunda bu fikir gölünün içerisinden birini tutup çekiyorum.
"Alışverişe gitmeliyim." diyorum kararlı bir sesle.
Çantamı alıp hemen evden çıkıyorum. Bir alışveriş merkezine gidiyorum. İlk gördüğüm mağazaya giriyorum. Önce bir çanta almam gerektiği kanaatine varıyorum. Guess'in bir mağazasına girip çantalara bakmaya başlıyorum. Sonunda gözüme kestirdiğim bir çantayı alıyorum. Deri ve güzel bir çantayı...
- Spoiler:
Hemen kasaya yönelip çantayı alıyorum ve oradan çıkıp Valantino mağazasına giriyorum. Oradan da, bir gözlük alıp çıkıyorum.
Yoldan geçerken gözüme sarışın bir kız takılıyor. Tanıdık geliyor. Kim acaba.....
"Tamara!" diyorum düşüncelerimin etkisi ile. Kız dönüp bana bakıyor.
"Alex!"