7- Arenada rp yazacaksın.
Mekan: Arena
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.
Arenada elimde kılıcım Dehşet ile oturuyordum. Hiç kimse benimle savaşmaya gelmiyordu. Herkes kendi rakibini seçmiş onunla dövüşüyorlardı. Bense Zeus'un kızı olduğum için bir köşede bekliyordum.
"Zor geliyor galiba" dedi bir ses. Kafamı kaldırdığımda gotik kıyafetleri giymiş bir kızı başımda bekler halde buldum.
"Evet. Karşıma hiçkimse çıkmak istemiyor. Zeus'un kızı olmak Hades'n kızı olmaktan zor. Çünkü Stella bile arenaya geldiğinde melezler onunla savaşmak içn sıraya giriyorlar. Adım Jenny" dedim ayağa kalkıp kızı selamlarken.
"Ben Artemis avcısıyım. Ve sana meydan okuyorum!" dedi kız. Şaşkınlıktan dona kalmıştım.
"Ne? Sen ciddi misin? Ama ben Zeus'un kızıyım" dedim. Kız küçümserce bakışlarını devirdi.
"Kimin kızı olduğun önemli değil, gerçek bir savaşçı olup olmadığın önemli. Zeus'un kızı olmayı hak edip etmediğin önemli. Ki Olimpos'u yakmaya çalışmak Zeus'un kızına yakışır bir davranış değil. Geçmişteki davranışların yüzünden babanın onurunu lekeledin. Hoş o adamda onur ne arar ki?"
Bu kız kimdi ya? Hem ne hakla babamı aşağılıyordu? Neden gelip bana bunları söylüyordu? Etrafımızı az önce savaşan melezler sarmıştı. Sanki bir çoğu kızı tanıyor gibi görünüyorlardı.
"Babam hakkında öyle konuşamazsın! Ağzını topla. Yoksa ben toplamasını bilirim" dedim ve Dehşet'i çıkarttım. Kızda kendi kılıcını çıkarttı.
"Yenilmeye hazır ol Jennifer" dedi. İçimden rüyanda görürsün dedikten sonra saldırdım. İlk saldırımı kolaylıkla savuşturdu. Bir kere daha saldırdım, sonra bir kere daha. Ama kız hepsini kolaylıkla geçiştirdi. Nefes nefese kalmıştm.
"Dövüşün altın kuralı: Düşmanını olabildiğince yor, böylece saldırdığına sana karşı koyamasın" dedi kız ve bana saldırdı. Bu kuralı hayat felsefem yapmam gerektiğini anlamıştım, çünkü ilk darbenin etkisiyle yere yapışmıştım. Ama tam kız yanıma gelirken ona çelme taktım, o da yere düştü. Biliyorum, bu size garip gelecek ama yerde savaşmaya başladık. Ayağa kalkmak ikimizinde aklına gelmiyordu. Ama ben ondan daha uzun süre yerde durduğum için kendimi toparladım ve bir sıçrayışta ayağa kalktım. Kızın kalkmasına fırsat vermeden kıza saldırdım.
"Çabuk öğreniyorsun Jenny! Ama tek numaramın bu olduğunu mu sanıyordun?" dedi ve ben neler olduğunu anlamadan kız ayağa kalkıp elini omzuma koydu. O anda vücudumdan geçen elektrik akımının voltajını tahmin edemiyordum. Hoş, zaten fizik derslerinde hiçbir zaman harika olmamıştım. Ama o anda o kızında Zeus'un kızlarından biri olduğunu anlamamız içn başka hiçbir nedene ihtiyacınız yoktu.
"Hile yapıyorsun. Ben sana haksızlık olmasın diye güçlerimi kullanmamıştm" dedim şokun etkisi geçmeye başlayınca. Ama ayakta zor durduğumu kabul etmem gerekecek. Kız güldü.
"Dövüşün gümüş kuraını da söyleyeyim bari, kazanmak için elinden geleni yapacaksın" dedi ve kılıcını bana doğru savurdu. Amanın! Yüzümde kocaman bir kılıç yarası oluşmuştu. Ah ne harika, umarım izi kalmaz diye düşünürken kız yine konuşmaya başladı.
"Senin Zeus'un kızı olmana imkan yok. Daha doğru düzgün dövüşmeyi bilmiyorsun sen"
Tamam, işte bu bardağı taşıran son damlaydı. Nasıl olduğunu söyleyemem, ama içimde bir güç ptlaması yaşadım ve hemen ardından kızın olduğu yerde küçük çaplı bir hortumun oluştuğunu gördüm. Artemis avcısı hava dönüp duruyordu. Ama o kadar şaşırmıştı ki bunu durduramıyordu bile. En sonunda aklı başına geldi ve hortumu durdurdu ama olduğu yerde dönmeye başlamıştı. Bu seferde ben onun kolunu tuttum ve onu çarptım. Saçları havaya dikilmişti, aynı bir palyaçoya benzemişti. Yere düştüğünü görünce şaşkınlığından yararlanarak ona tekrar saldırdım ama o planımı anlamış olacak kılıcını havaya kaldırıp saldırımı geçiştirdi. Sonra da ayağa kalktı.
"Tebrik ederim Jennifer. Sınavı geçtin. Babana layık bir evlatolduğunu ve bir avcı kadar yürekli olduğunu kanıtladın. İzninle sana kendimi asıl adımla tanıtayım. Ben Thaila, Zeus'un kızı, senin kardeşinim"...