Lissa'yla birlikte havada süzülüyorduk.Annemi çok özlemiştim.Aslında onu yakın bir zaman da görmüştüm ama o kadar çok -canavarla- karşılaşmıştım ki onun o "Ange!" diye bağıran cırtlak sesini özlemiştim.O kadar uzakta değildim.Evimiz şehrin neredeyse dışında oldukça büyük bir alanı kaplıyordu.Evimizin dışında fazla lüks bir havuz vardı.Yani boşuna para kaybı.ama boşa gidecek çok fazla paramız vardı.Annem ve babam onları harcamaktan gerçekten çok hoşlanıyordu.Ama o kadarda bilinçsiz değildi.Bir sürü fakiri zengin yapmışlardı.Bu da iyi birşeydi sanırım.birden uzaktan kahverengi boyaları ve krem rengi çatısıyla evim göründü. 3 katlı bir triblexti.Dışarda hizmetlilerin kaldığı iki katı bir budlex vardı.Aslında kiçicük bir noktada olması gerekirden uzaktan da çok büyük görünüyordu.Hemen Lissa'nın kulağına fısıldadım. "Daha hızlı Liss,hadi tatlım." dedim.Liss,kanatlarını daha hızlı açıp kapatmaya başladı.Halinden şikayet eden bir kişnemede bırakmayı unutmadı tabii.Onun nasıl hala beni seçtiğini anlayamıyorum.Heralde huylarına sadece ben katlanabildiğim için.Lissa yavaşça büyük terasımıza kondu ve terasın etrafında bulunan çiçekleri yemeğe başladı.Hemen ağzını çekip okşadım. "Onlar olmaz Liss," dedim.Annem beni parçalaya bilirdi.Kızdı mı canavardan daha korkutucu olmak gibi bir huyu vardı.Lissa Sinirle kişnedi ve huysuzluk etmek için ağzını elimden çekti.İçimi çektim ve annemin duyması için kapıya vurmaya başladım.Ses gelmiyordu.Tekrar denedim.Yine tık yok. "Ah,hadi ama NERDESN!" deim hayatımdaki en yüksek sesle.Yine tık yok.Ama içerde çalışan süpürgeyi şimdi farkediyordum.Hemen içeriye odaklandım ve gözlerimi kısarak baktım. Marry -hizmetçimiz- temizlik yapıyordu.Lanet olsun!Hemen lissa'ya döndüm. "Lissa havalansana.Ben çağırırca gelirsin." dedim.Lissa bana kırgın gözlerle baktı ve yükseldi.Sonra kalbini kazanmak için çok uğraşmam gerekiyordu.Sakin bir sesle kapıyı tık tıkladım.Marry koşarak kapıya geldi ve açtı. Beni görünce ağzı bir karı açık kaldı.Elbette öyle olacaktı.Sonuşta ben Lavantine ailesinin kaçan uçuk kızıydım. "Selam Marry,Annm evde mi?" dedim kocaman bir gülümsemyle.Çoğu kişi gülümsediğim de ışık saçtığımı söylerdi.Umarım öyledir diye geçirdim içimden.Marry şaşkınlığını atlatınca başını salladı. "Hayır,hanımım.Viana'ya gittiler." Bunarı duyduğum anda gülümsemem soldu. "Lanet olsun!" o kadar yolu boşu boşuna gelmiştim! "Efendim hanımım?" Buruk bir gülümsemeyle ona baktım. "Önemli değil Marry.görüşürüz." dedim ve çıkışa doğru ilerledim.Kimsenin göremediğinden emin olduğum bir zaman da Lissa'yı çağırdım.Hemen gelmişti.Ahh,kavga ettiğimizde suçlu hissetmem için her dediğimi yapardı.Aslında işe yarıyordu.Başını okşam.hiç tepki vermedi.İiçi çektim ve Lissa'nın kulsğına eğildim. "Kampa gidiyoruz Liss." Liss kişnedi ve havalanmaya başladı.Hemen cebimden telefonumu kullandım anneme mwsaj bırakacaktım ama bu kadar yüksekten çekmiyordu. Kahretsin! Lissa'nın kulağına eğildim. "Şu çatıda dursana Liss." dedim.Lissa tepki vermeden aşağıya doğru indi ve çatıda durdu.Burda çekiyor azda olsa.Hemen annemin numarını tuşladım ve konuşmaya başladım. "Anne,ben eve geldim,yoktun.Gelince bana haber ver." dedim ve kapattım.Birden da Lissa öfkeli bir kişneme koydu.Hemen ona baktım.Ve etrafımızın canavarlarla çevrili olduğunu o zaman gördüm.Aha şimdi yandın.Diye geçirdim içimden.Hemen Lissa'nın sırtına atladım ve oklarımı yaylara koyarak onlara fırlatmaya başladım.Hemen devrildiler."Lissa acele et." dedim ve oklarımı fırlatmaya devam ettim.