Steward Thurstan Ares'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 326 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Lanet lisete Paz Tem. 17, 2011 6:11 am | |
| - Spoiler:
37- Kampın marketinde alışveriş rp'si yazacaksın. Mekan: Kamp Marketi Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes. (Açıklama: Baktım görev listesi bu sefer çok ağır oldu, arada rahatlayın istedim ) Kulübe sürüsünün arasına sıkışmış markete ender geldiğim söylenebilinirdi. Burada genelde Mia için bazı şeyler alma amacıyla silah zoruyla yollanmıştım. Artık böyle şeylere alıştım denebilir. Birbirine silah çeken bir kulübede yaşamak, bu bana çok komik geliyordu çünkü biz birbirimize benziyorduk tabi kısmen.
Elimdeki kağıtta almam gerekenler vardı. Bunlar gördüğüm kadarıyla temizlik ürünleriydiler. Bir erkek ve de Ares çocuğunun bu şeyleri markette araması garip karşılanır mıydı? Bu gibi düşünceleri biraz nefesle birlikte dışarı attım. Hava, güneşin vedasına üzülmüş, ağlamak kızarmıştı adeta. Başım karşıya dönük, vücudum dik, artık geldiğimi anladığım yerde öylece durdum. Sonrasında ise içeriye doğru yollandım.
Nerde bu deterjanlar? Ha burda. Peki ya cam parlatıcıar? Lanet olsun! Ne de çok şey vardı listede. Hepsini defalarca okuyup yerini bulmaya çalışıyordum ama aklım karışıp durduğundna daha yarı yolda ne alacağımı unutuyordum. Gelde şurayı yıkma! Mia, ne çok şey yazmış. Sonu gelmeyen bir liste gibiydi elimdeki kağıt parçası. Yer yer bulamadığım ürün olduğunda çıkardığım garip ve sinirli hırlama sesleri etraftaki bazı kızları korkutuyor gibi geldi ama bu kimin umurundaydı. Eskiden olsa evet umrumda olurdu. Ama o eskidendi. Son zamanlarda içimde garip bir ben hüküm sürüyordu. Bu hep bana yabancı geliyordu. Hayatım sanki iki kısımdan oluşuyor ve bende ikinci kısmı yaşamaya yeni başlamıştım. Henüz alışamadım.
-Önüne baksana! -Bakmazsan nolur! -İşte bu!! Elimdeki poşetler karşıdan gelen bir çocuğun bana biraz da olsa kasıtlı çarpmasından dolayı yere serilmişlerdi. İçimde var olan öfkeye daha da fazlası eklenmişti ki bu da kötüydü. Rest çeken meleze karşı baktım ve elimdeki bilekliğin kılıcıma dönüşmesi süresinde sinirden garip sesler çıkardım. Şimdi ise elimde var olan kılıcı meleze çekmiş bekliyordum. Sadece bir hareket bana doğru yapılan bir adım ya da her ne olursa. Yok mu? Çocuk sadece elinden geldiği kadar bir küçümseme sesi çıkarmıştı ve ardını dönük kapıdan dışarıya adımı attı. Bulaşmak istememişti, ne kötü.
Şimdi liste bitmişti. Çıkarken parasını ödedim ve artık dışarıya adım attım. Yeri gerçekten öpebilirdim. Çok mutluydum. Bu kadar şeyi kulübeye kadar taşımak benim için devede kulak, hatta kulağındaki bir kıl kadar geliyordu. Tanrılara içimden teşekkür ettim. Beni duymuşlar mıydı? Kimin umrunda. Pis benciller!!!
Artık güneş yoktu. Etraftan gelen meşale ışıkları yolu aydınlatıyordu. İleride ise kulübem duruyordu. Ahh kulübem diye düşündüm, onu gerçekten çok seviyordum. İşte böylece bir gün daha geçip gitmişti, ardına bile bakmadan, ne olduğunu bile umursamadan. Artemis ile Apollon büyük bir yarış içindeydiler, bu belliydi. | |
|