Horuldayan kardeşlerimi uyandırmamak için sessizce kulübeden çıktım. Kampa geldiğimden beri hiç yan flütümle yalnız kalamamıştım. Çalsam, birilerinin uykusu bölünür ya da çalışırken dikkati kaçar diye çalamıyordum. En sonunda ormana gitmeye karar vermiştim.
Ormanın serin havası ve sakinliği uykumu getiriyordu. Ancak buraya başka bir iş için gelmiştim ve uyursam çalışamazdım. Yeterince ilerlediğime karar verince bir ağacın altına oturdum ve notalarımı önüme koydum. Uçmamaları için üstlerine taş koyunca çalmaya başladım.
Birkaç parça sonra yeni bir parçaya geçmek için kağıdı çevirecekken yakınlardan bir ses geldi. Sanki biri bana yaklaşıyordu. "Kim var orada?" diye seslendim. Cevap gelmeyince ormandaki yaratıklardan olabileceğini düşündüm ve kendi kendime 'Bu kadar çalışma yeter.' deyip notaları toparladım. Flüdümü de toplayınca gitmek için harekete geçtim, ama tam o sırada çalıların arkasından bir drakon fırladı.
Tıslayan drakonun gözlerine bakıp "Git buradan!" dedim. Yılan kadın aramızda bir metre kala durdu ve hızla uzaklaşmaya başladı. Bazı durumlarda emretmeyi seviyordum. Tekrar bir canavarla karşılaşmamak için koşarak ormandan çıktım.
Kardeşlerimle bir anlaşma yapmamın vakti gelmişti, her çalışmamda ormana gidip bir yaratıkla karşılaşmak istemiyordum.