Çalışma(ma)k

Sabah her zamanki gibi koşumu yapıp kulübeme döndüğümde kardeşlerimde uyanmışlardı. Hep beraber kahvaltıyı hazırladıklarını görünce gülümsedim. Genelde onlara bunu ben yapardım ama bugün iyi gelmişti açıkçası. Hep beraber kahvaltımızı edip sofrayı topladıktan sonra, Kate Adya ile buluşacağını söyleyerek kulübeden ayrıldı. Tyler ise dışarı çoktan çıkmıştı bile. Judith, ben ve Iris beraber sofrayı topladıktan sonra bize dolaşacağını söyledi. Kardeşimin tek başına gezmesini istemediğim için "Gelmemi ister misin?" diye sordum. Judith ile iyi anlaşıyorduk ve tek başına sıkılmasını istemezdim. Ama o tek başına olmak istediğini söyleyince sadece ona tamam demekle yetindim. Dolabıma yöneldiğim sırada Iris'e dönerek "Bugün ne yapacaksın?" diye sordum. Bir süre duraksadıktan sonra "Aklımda bir şey yok, ne oldu?" diye cevap verdi. Ben daha önce hiç gitmediğim ve oynamayı denemediğim cirit alanına gidecektim ve gelip gelmemek isteyeceğinden emin olamadığım için "Ben cirit alanına gideceğim kardeşim, gelmek ister misin?" diye sordum. Sanki bir süre karar verememiş gibi gözükse de sonunda "Tabi neden olmasın." demesiyle beraber gülümsedim. O da kalkıp dolabına yöneldi. Üzerime rahat edebileceğim spor kıyafetlerimi geçirdikten sonra Iris'i beklemeye koyuldum. Saçımı bugün yukarıdan toplamıştım ve yakışmıştı. Aslında Afrodit kızı olmasam da güzelliğime önem veriyordum. Tabi bu takıntı derecesinde değildi. Iris geldiğinde bu düşüncelerimden sıyrıldım ve gülümseyerek sordum. "Hazır mısın?"

Ell'in "Hazır mısın?" sorusunu "Evet." diyerek karşılık verdim. Cirit Sahası'na giderken bir kaç tanıdık melez gördük ve selam verdik. Cirit Sahası'ndakilerin seslerinden yaklaştığımız anlaşılıyordu. Yol boyunca Ell ile kulübemiz için neler yapılabileceğimizi konuştuk. Bir sürü fikrimiz vardı. Kate'e bunları söylemek için sabırsızlanıyorduk. Biz böyle konuşurken. Ell'in karşıya baktığını gördüm. Ben de baktım. Cirit Sahası'na gelmiştik. Buraya ilk defa geliyordum. Ell'in de ilk defa gelip gelmediğini öğrenmek için "Sen de buraya ilk defa mı geliyorsun kardeşim?" diye sordum. "Buraya bir defa da Kate ile gelmiştik." dedi. Sanırım koca kulübede buraya tek gelmeyen ben kalmıştım. Belli ki bir yarışma vardı. İki kulübe yarışıyordu. Bu kulübelerdeki melezleri tanıyordum, fakat hiç konuşmamıştık. Sanırım... Ares Kulübesi ile Athena Kulübesi yarışıyordu. Şaşkın bir şekilde Cirit Sahası'na bakarken, ne kadar aptal göründüğümü fark ettim ve kendimi toparlayarak Ell'e "Ee... Ne yapmak istersin?" diye sordum.

Athena ve Ares kulübesi burada bile yarışmayı başarmışlardı ya onları tebrik etmek gerekirdi. Etrafıma bakınca hep tanıdıklarım olduğunu fark ettim. Lucy beni görünce gel işareti yapsa da kardeşimi ve ciritleri göstermekle yetinip göz kırptım. Ardından İris'in sorusuyla "Aslında ben yarış değilde çalışma yapmayı tercih ederim kardeş." dedim ve ikinci bir alana doğru ilerledim. Sağ taraflarda duran ciritlerden birisini alarak geri gittim ve çizgiye doğru koşarak ciriti attım. İris'in buraya daha önce gelmediğini bildiğim için bunu ona göstermek amaçlı da yapmıştım. O yüzden sadece yirmi metre ileri gitmişti ama bu da fena sayılmazdı benim için. Eh, Amphitrite'nin kızıydım ve her konuda başarılı olmam imkansızdı. Yine de ciritte bile kötü sayılmazdım. İris'e dönerek "Ee Iris sende denemeye ne dersin?" diye sorarak, hafif ve hızlı gidebileceğini düşündüğüm ciriti kardeşime doğru uzattım.

Büyük bir tedirginlikle Ell'in elinden ciriti aldım ve "Bunu yapabileceğimi pek sanmıyorum açıkçası, kardeşim." dedim. Ell, güvenle sırtıma vurarak "Haydi ama... Sen bir Amphitrite Kızısın." dedi. Hala bunu yapabileceğimi sanmıyordum. Önce gözlerimi kapatıp, kısaca annemi düşündüm ve bana yardım etmesini istedim içimden. Gözlerimi açtığımda içime bir güven gelmişti. Annemin bana yardım etmeyeceğini biliyordum, fakat onu düşünmek bile bana iyi gelmişti. Yapamayacaktım, yine de denemeliydim. Kendime de güvenmiyordum açıkçası, ama kendime güvenir gibi elimde cirit, bir kaç adım geri gittim. Daha sonra hızla çizgiye doğru koşarak ciriti fırlattım. Cirit bayağı ileriye gitmişti. Ama ne kadar ileriye gitmesi gerektiğini bilmediğim için 'nasıl?' gibi sorar bakışlarla Ell'e baktım...