Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Şub. 18, 2011 6:39 am | |
| Sere ve ben kulübede yemek yapmaya üşenmiş, yemekhaneye bir şeyler atıştırmaya gitmeye karar vermiştik. Bu yüzden hemen hazırlanıp kulübeden çıktık ve yemekhaneye doğru yürümeye başladık. Yemekhaneye ulaştığımızda yemekleri tabaklarımıza doldurarak boş bir masaya oturduk. Bir yandan yemeklerimizi yerken bir yandan da yiyeceklerimizi atıştırıyorduk. Ben çorbamı yudumlarken Sere "Summ, canım çok sıkılıyor. Yemekten sonra Manhattan'ın altını üstüne getirmeye ne dersin ?" diye sordu gülümseyerek. Benim de biraz kafamı dağıtmaya, alışveriş yapmaya ihtiyacım vardı. Evet, bu fikir kulağa hoş, hatta harika geliyordu. Hemen "Bu süper olur Sere !" diye atıldım. Bunu o kadar coşkulu bir şekilde söylemiştim ki neredeyse çiğnediğim lokmayı düşürecektim. Tanrım, bu gerçekten utanç verici olurdu. Ama neyse ki böyle bir şey olmadı.
Benim de onun önerisine katılmam üzerine Sere "Tamam öyleyse, hemen yemeklerimizi bitirelim de bir an önce gidelim." dedi. Ben de başımı salladım ve tekrar yemeklerime döndüm. İkimiz de yemeklerimizi bitirince ayağa kalktık ve hazırlanmak için kulübemize doğru gitmeye başladık. O sırada Lexi ile karşılaştık. Birbirimize hal hatır sorduktan sonra bu gezinin çok kişiyle daha eğlenceli olacağını düşünerek Lexi'ye "Baksana Lexi, biz Sere ile Manhattan'a alışveriş yapmaya gidecektik. Sen de gelmek ister misin ?" diye sordum. Lexi tam "Tabii ki. Çok ister-" diyordu ki arkadan neşeli bir ses "Biri alışverişten mi söz ediyor ?" dedi. Bu ses Hypnos kızı Lavy'ye aitti. Biz de ona Manhattan'a gideceğimizden bahsettik. Bunun üzerine Lavy de bizimle gelmek istediğini söyledi. İşte bu harikaydı. Şimdi gezimiz daha da eğlenceli olacaktı. Sevinçle el çırpırak "Öyleyse yirmi dakika sonra pegasus ahırlarında buluşalım." dedim ve herkes kulübelerine doğru gitmeye başladı. Biz Sere ile Athena Kulübesi'ne vardığımızda Sere'ye "İyi ki bu Manhattan işini akıl ettin Sere, gerçekten çok güzel bir gün olacak." dedim. Sere de bana gülümseyerek "Bence de. Doya doya alışveriş yapabileceğiz." dedi ve ikimiz de dolaplarımıza yöneldik. Ben üstüme eflatun bir bluz ve altıma da lacivert bir kot pantolon giydim. Saçlarımı da tarayıp tokalarla biraz süsledikten sonra artık gitmeye hazırdım. Sere'ye "Sere ben hazırlandım, ya sen ?" diye seslendim. Doğrusu Sere'nin ne giydiğini merak ediyordum. | |
| | | Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Şub. 18, 2011 7:36 am | |
| Sabahın verdiği bunaltıcı hava ve sıkıcı bir gün bizi bekliyordu. Daha yemek yapmaya bile üşeniyorduk. Eh yemekhane boşuna açılmamıştı değil mi? Kardeşim Summ ile hazırlandık ve yemekhaneye gittik. Yemekleri tabaklara doldurmuş büyük bir iştahla yiyorduk. Halimden oldukça memnundum yani. Aklımdaki sorunları bir kenara atmak istiyordum. Yani kısacası rahat ve eğlenceli bir gün geçirmeliydim. Biraz düşündüm. Ne olabilirdi ki? Kılıçla yeni hareket falan mı deneseydim? Yok, yok. Bugünlerde fazlaca melezlik yapmıştım. Yoksa kitaplara mı gömülseydim? Dün gece aynı şeyi yapmıştım ve uyuyakalmıştım. Uykum geliyordu işte. Belki kamp dışına çıkardık. Tabi ya neden aklıma gelmemişti ki? "Summ, canım çok sıkılıyor. Yemekten sonra Manhattan'ın altını üstüne getirmeye ne dersin ?" Kardeşim büyük bir heyecan ve mutlulukla kabul ettikten sonra yemeklerimizi hızla bitirdik. Gerçekten mükemmel bir gün geçirecektim. Bundan oldukça emindim. Sinsice gülümsedim ve yemeğime devam ettim. Fazla uzun sürmeden tabakları boşalttık ve yemekhaneden çıktık. Tabi sadece ikimiz mi gidecektim? Bizim çılgın kamp arkadaşlarımızda katılmasa olmaz. Onlar kim mi? Tabi ki de Lexi ve Lavy’di. Dört kız kulübelerimize hazırlanmaya giderken bir yandan da yapacaklarımızı planlıyorduk. Kulübenin temiz olması ile içim rahatlamıştı. Heyecanla dolabımın yanına gittim ve kendime uygun olan giysileri aldım. Evet bir ilk gerçekleştirip elbise giyecektim. Mor-beyaz renk olan çiçekli elbisemi üzerime geçirdikten sonra aynada kendime baktım. Fazla mı kısaydı bu? Ah kesinlikle evet… Ama yinede alışmaya çalışacaktım. Ayakkabı olarak da beyaz babetlerimi giydikten sonra derin bir nefes aldım. Gözümdeki göz kalemi ve parlatıcı da umarım fazla olmamıştı. Hayır, bugün ne vardı bende? Kesinlikle bir şeyler oluyordu. Büyümeye mi başlamıştım yoksa? Summ’ın sesi ile kendime geldim. "Sere ben hazırlandım, ya sen ?" Ne diyecektim şimdi? Tam cevap verip üstümü değiştirecekken Summ’ın çığlığı ile kendime geldim. Çığlık? Tamam, gerçekten de çığlık atılacak bir durumdu. Tam anlamıyla bir kız olmuştum! ‘‘Şey… Sanırım bende hazırım.’’ Kız kardeşimin şaşkınlığı üstüne bir şey yapamayacak gibiydim. Kolundan sürükledim ve dışarı çıkarttım onu. Tabi krem rengi çantamı da olmayı unutmamıştım. Halamın doğum günümde olduğu yandan asmalı şık bir çanta. Hem belki onları bizim meşhur pastanemize götürürdüm. Bu harika olabilirdi kesinlikle… Ah Manhattan, orayı dağıtmaya geliyoruz. Bekle bizi… | |
| | | Alexis Kwon Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 1315 Kayıt tarihi : 30/12/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Şub. 18, 2011 9:16 am | |
| Sabah sabah kulübede duramamış, gezinmek için dışarı çıkmıştım. Gün çok güzeldi, güneş ışıl ışıldı ve enerji dolu olduğumu hissediyordum. İlk başta sadece boş boş dolaşmayı planlıyordum ama sonra midemin isyanına dayanamayarak yemekhaneye doğru ilerlemeye başladım. O sırada karşıdan Sum ile Serena'nın gelmekte olduğunu gördüm. Ayaküstü biraz muhabbet ettikten sonra Summ "Baksana Lexi, biz Sere ile Manhattan'a alışveriş yapmaya gidecektik. Sen de gelmek ister misin ?" diye sordu. Heyecanla gelmek istediğimi söylüyordum ki arkadan Hypnos kızı Lavinia'nın sesini duydum. Onu da aramıza kattıktan sonra pegasus ahırlarında buluşmak üzere sözleştik ve hazırlanmak için kulübelere dağıldık. Kulübeye vardığımda hemen içeri girdim ve odama girerek dolabımı karıştırmaya başladım. Dolabımı alt üst etmiştim ama hiç doğru düzgün bir şey bulamamıştım. "Aah bu alışverişe gerçekten ihtiyacım varmış !" diye düşündüm ve en sonunda kısa bir kot şort buldum ve üzerine de siyah renkli bir askılı giydim. Ama yine de gayet sade olmuştum. Neler yapabileceğimi düşündüm ve rocker bir stile bürünmeye karar verdim. Gözlerime siyah kalem ve far sürdüm. Adya'dan ödünç (!) aldığım dikenli kemeri taktım ve deri ceketimi giydim. Aynaya baktığımda simsiyahtım ve bu... Çok hoşuma gitmişti. Siyah ojeler sürdüm ve çok uzun olmayan deri, bağcıklı bir çizme giydim. Saçlarımı yandan ördüm ve son kez aynaya baktım. Siyah takıntısı olan manyak bir metalci gibi görünüyordum ve açıkçası biraz fazlaydı. Ama sonuçta Manhattan'a gidecektik, oraya da her zamanki halimle gidemezdim. Yanıma birkaç yüz dolar aldım ve ne olur ne olmaz diye broşumu taktım. Çapraz askılı yine siyah çantamı da taktıktan sonra "Bekle Manhattan, ben geliyorum..." diye mırıldandım ve kulübeden adeta fırlayarak dışarı çıktım. | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Şub. 18, 2011 11:13 am | |
| Kampı turluyordum. Kardeşlerim uyuyordu ve benim canım sıkılmıştı. Uyumak istemediğim için kendimi dışarı atmıştım. Etrafta boş boş gezerken Summ, Sere ve Lexi'nin konuşmalarına kulak misafiri oldum. Manhattan ve alışveriş kelimelerinden sonra konuşmaya damlayıp "Biri alışverişten mi söz ediyor ?" dedim. Kendimi de alışverişe dahil ettikten sonra pegasus ahırlarında buluşmak üzere sözleşip ayrıldık. Koşturarak kulübeye girdim ve paldır küldür merdivenleri çıkıp odama daldım. Ne giyecektim ben!? Bir an durdum, tam bir Afrodit kızı gibi davranmaya başlamıştım. Sonra kendi kendime "Kimin umrunda?" dedim ve en sevdiğim mavi eteğimi çıkardım. Balerin tütüleri gibi tüldendi, ama onlar kadar kabarık değildi. Üzerine giymek için beyaz askılımı ve mavi ince hırkamı da çıkardım. Üstümü değiştirip beyaz babetlerimi giyince saçlarımı normal halinde bırakmaya karar verdim ve hafif bir makyaj yaptım. Aşağı inip bizimkilerin görebileceği bir yere not bıraktım, sonra da mavi el çantamı alıp çıktım. Kızları bekletmemek için hızlı adımlarla pegasus ahırlarının yolunu tuttum.
| |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Şub. 18, 2011 12:55 pm | |
| Sere ile kulübeden çıktıktan sonra hiç vakit kaybetmeden Pegasus Ahırları'na gitmiştik. İkimiz de Manhattan'a gidip alışveriş yapacağımız için kıpır kıpırdık. Pegasus Ahırları'na giderken yolda Lexi ile karşılaştık. Aynı anda hazırlanmıştık demek. Heyecanımızı birbirimizle paylaşarak Pegasus Ahırları'na vardık ve Lavy'yi beklemeye başladık. Birkaç dakika sonra o da yanımızdaydı zaten. "Çok bekletmedim, değil mi ?" diye sordu endişeyle. Hayır anlamında başımızı sallayınca biraz rahatladı ve "İyi öyleyse. Haydi, artık Manhattan yolculuğuna çıkalım. İçim içime sığmıyor." dedi neşeyle. Tam da benim duygularımı tercüme etmişti. Onun bu sözleri üzerine hepimiz pegasuslarımızı ahırlardan çıkardık ve üstlerine atlayarak yavaşça havalanmaya başladık. Kızlara döndüm ve keyifle "Evet, şu andan itibaren yolculuğumuz başlamış bulunmakta. Umarım tehlikesiz ve zevkli bir uçuş geçiririz." dedim. Sere "Umarım..." dedikten sonra pegasuslarımız hızlanmaya başladı. İşte yolculuğun keyifli kısmı başlıyordu. Bir süre kimse konuşmadı, herkes kendisini rüzgarın tatlı serinliğine bırakmıştı. Sessizliği bozan Lexi oldu. Bize ağaçlık bir alanı işaret ederek "Şuraya inmeye ne dersiniz ?" diye sordu. İlk önce ne demek istediğini anlayamamıştım. Ama sonra Manhattan'a ulaştığımızı anladım. Ne yani, bu kadar çabuk mu ? Gök yüzündeyken zaman hızlı akıyormuş gibi geliyordu insana. Pegasuslarımızı Lexi'nin işaret ettiği ağaçlık bölgeye bıraktıktan sonra onlara ıslık çaldığımızda gelmelerini öğütledik ve üstlerinden indik. Birbirimize heyecan ve mutluluk dolu bakışlar attıktan sonra Manhattan'ın tozunu dumanına katmak için ilk gördüğümüz mağazaya girmek üzere yürümeye başladık. | |
| | | Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Şub. 18, 2011 10:19 pm | |
| Hiç zaman kaybetmeden pegasuslarımıza binmiştik. Serenity ile yolculuk etmeyeli uzun zaman olmuştu doğrusu. Onu pek özlemiştim. Hele de gökyüzünün bu etkileyici görünüşü, rüzgarın hızlı dokunuşları… Sanki yıllardır bu olayların sahibiymişim gibi hissediyordum kendimi. Buraya aittim, havaya… İçimdeki heyecanı ve dertleri unutmuştum. Sadece burada olmak istiyordum. Üstelik Serenity’nin de bu duyguları hissettiğini biliyordum. Sessizce güldüm ve pegasusumun boynunu okşadım. Kimse konuşmuyor küçücük bir çıt bile çıkmıyordu. Herkes gökyüzünün büyüleyici görüntüsüne kapılmıştı. Sadece rüzgarın sesi geliyordu. Biraz daha yukarı çıkıp tam tepeden bakmak istesem de yükseklik korkumun tavan yapacağını hissediyordum. Yükseklik korkusu demişken, hem mutlu oluyordum hem de korkuyordum. Bazen çok garip bir insan olduğumu düşünüyorum aslında. Düşüncelerimin arasına öylece dalmışken sessizliği bozan Lexi oldu. "Şuraya inmeye ne dersiniz ?" Hemen gösterdiği yere baktım. Ağaçlık alandı. Başımı salladım ve Serenity’e inmesini söyledim. Tabi daha sözümü ikiletmeden inişe geçmişti. Gülümsedim kendi kendime. Yere ayak basınca yavaşça indim pegasusumun üstünde. Islık çaldığım an gelmesini de söyledim. Serenity her zaman ki gibi bakıyordu bana. Sanırım ona küçük bir çocuk gibi davranıyordum. Boynuna küçük bir öpücük koyup el salladım ve kızlarla yürümeye başladık. Yine sessizdi. Lanet olsun! İş bana düştü. ‘‘Ah geçen babamla gezerken çok tatlı bir alışveriş merkezi gördüm. Yeni açılmış. Hatta yemyeşil bir bluz vardı. Tam sana göreydi Summ! Tabi diğer dostlarıma göre de çok şey buldum. Sanki mağaza bizim için yaratılmıştı. Ne dersiniz? Bir uğrayalım mı?’’ Sevinçle kızlara baktım. Bir günlüğüne moda aşkım olmuşsa ne yapabilirdim yani? Kızlar kıkırdayarak onay verdikten sonra şu meşhur mağazaya doğru yürümeye başladık | |
| | | Alexis Kwon Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 1315 Kayıt tarihi : 30/12/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar C.tesi Şub. 19, 2011 7:08 am | |
| Pegasuslarımızı göstediğim ağaçlık alana indirdikten sonra hepimiz pegasuslarımıza bazı talimatlar verdik. Rebel talimatlarıma pek uymuyordu ve sürekli asilik yapıyordu. En sonunda, birazcık da özel gücümü kullanarak, onu diğer pegasuslarla takılmaya ikna ettim. Sonra ağaçlık alandan caddelere doğru yürümeye başladık. Sessizce yürüyorduk ve bu beni deli ediyordu. Birden Sere aklımı okumuş gibi sessizliği bozarak konuşmaya başladı; "Ah geçen babamla gezerken çok tatlı bir alışveriş merkezi gördüm. Yeni açılmış. Hatta yemyeşil bir bluz vardı. Tam sana göreydi Summ! Tabi diğer dostlarıma göre de çok şey buldum. Sanki mağaza bizim için yaratılmıştı. Ne dersiniz? Bir uğrayalım mı?" Birden hepimizin neşesi gelmişti ve hepimiz kıkırdayarak onayladık ve Sere'nin söylediği mağazaya doğru yürümeye başladık. Caddelere çıktığımızda tam havamızdaydık ve tam bir Manhattan kızı gibiydik. Gülüşüp kıkırdıyor ve durmadan muhabbet ediyorduk. Abartılı hareketlerimizle bazen çevredekilerin dikkatini çekiyorduk ama uzun zamandır ilk defa kendimi tam bir kız gibi hissediyordum. Biz melezler için dikkat çekmek o kadar iyi bir şey değildi ama o sırada melez olduğumuzu tamamen unutmuştuk, şu an her silahta uzman güçlü melezler değil, son moda giyinmiş Manhattan kızlarıydık. Sere'nin önerdiği mağazaya giderken yol boyunca başka mağazalara giriyor, sürekli kıyafet deniyor ve gerekli gereksiz bir sürü kıyafet alıyorduk. Ellerimiz torbalarla dolmuştu ve çok eğleniyorduk, en azından ben çok eğleniyordum. "Aman tanrılarım, Gossip Girl'de gibi hissediyorum !" dedim. Summ da "Ahah, ben de !" dedi ve önümüzden geçerken bize kıskançlık dolu bakan kızları işaret ederek "Kıskanç sosyete kızları, nasıl da çatladılar ama !" dedi ve bunun üzerine gülüştük. Biraz daha yürüdükten sonra Sere "İşte geldik, bu mağaza." dedi ve tabelası çok şatafatlı olan bir mağazaya girdik. Mağazaya girdiğimde elim nedense broşuma gitti ama içeri göz attığım anda kıyafetlerin güzelliğe kapıldım. Kızlar da aynı durumdaydı ve denemek için bir sürü kıyafet seçip duruyorlardı. Lavy "Burası harikaymış Sere, buraya gelmemiz çok iyi oldu !" dedi heyecanla. Biz de Lavy'nin sözlerini onayladık ve kabinlere doğru gittik. Elimiz kıyafetlerle dolmuştu çünkü neredeyse çoğu kıyafet tam bizim zevkimize göreydi. Sanki...bizim için yaratılmıştı. Kabinlere geldiğimizde sıra olacağını düşünüyorduk çünkü içerisi tıklım tıklımdı, ama buna rağmen kabinlerde kimse yoktu. Bir gariplik vardı ama bu düşünceleri kafamdan atarak kabine girdim. | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar C.tesi Şub. 19, 2011 11:39 am | |
| Hayatımda bu kadar eğlenceli bir alışveriş yaptığımı hatırlamıyordum. Eğleniyordum, arkadaşlarım yanımdaydı, uzunca bir süredir ilk defa normal hissediyordum... Kısacası babamın bir yunan tanrısı olduğu ve peşimizde canavarlar olduğu fikri aklımdan uçup gitmişti. Sere'nin önerdiği mağazaya gelince, burası harikaydı! Tüm kıyafetler zevkime göreydi ve hepsi beni benden alıyordu. Sadece ben değil, Sere, Summ ve Lexi'de bayılmışlardı elbiselere. Elimiz kolumuz dolu bir şekilde kabinlere gittik. Mağaza tıklım tıklım dolu olsa da, kabinler bomboştu. İçimde bir huzursuzluk vardı. Kızlara baktım bir an, gayet mutlu görünüyorlardı. Eğer bir terslik olsaydı benden önce onlar fark ederdi. Sonuçta ben uyumakla meşgulken, onlar avlamak ve düşünmekle uğraşıyorlardı. Kabine girdim ve pembe bir elbiseyi giydim. Aynalara bakmak için dışarı çıktığımda 'Vay canına, tam oturmuş.' diye düşündüm. Çok beğenmiştim. Bu sırada yanıma geldiğini hiç fark etmediğim satış görevlisi, "Çok yakıssstı küçükhanım." dedi. "Teşekkür ederim." dedim. Ama sonra kaşlarımı çatarak kadına baktım. S'leri biraz uzatarak mı söylemişti? Kadın ona dikkatle baktığımı görünce "Bir sssorun mu varss?" dedi. Bu kadın resmen tıslıyordu! "Imm, şeyy, hayır! Neden olsun ki?" dedim gülümsemeye çalışarak. Bu kadını hiç sevmemiştim. Bana drakonları hatırlatıyordu. Hızla arkamı döndüm ve "Kızlar? Hadi ama, elbiseler yakıştı mı, merak ediyorum!" dedim. Bu sırada "Sssssseni duyamasssslar!" dedi ve üstüme atladı. Yere düşerken çığlık attım ve "İmdat!" diye bağırdım. Kızlara ne yapmıştı? Niye beni duyamıyorlardı!? "Kabinlerimissss oldukça ssssess geçirmesssdir." dedi üzerimde durup kolyeme ulaşmamı engelleyerek. Son bir umutla mağazadakilere bağırdım. "Yardım edin!" Sonra aklıma geldi, Sis nedeniyle bu olanları göremezlerdi. Lanet olsun! Debelenmeye başladım. Bir yandan onu üzerimden atmaya çalışıyordum, bir yandan da tekme atmaya. Ama bir türlü başaramıyordum. Tam bu sırada kafama bir darbe aldım ve dünya karardı. | |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar C.tesi Şub. 19, 2011 10:05 pm | |
| Mağazadaki bir kabine girmiş, açık mavi bir elbiseyi deniyordum. Elbiseyi giydikten sonra aynadan şöyle kendime bir göz attım. Evet, bu elbiseyi beğenmiştim. Üstümde güzel duruyordu. Gülümsedim ve diğer arkadaşlarımın elbiselerine göz atmak için kabinden dışarı çıktım. Dışarıda Sere vardı. Üstünde eflatun bir kıyafet vardı ve ona çok yakışmıştı. Gözlerimi irileştirerek Sere'ye baktım ve "Sere, sen harika olmuşsun !" dedim. Sere'nin yüzü hafifçe kızarmıştı. Biraz utangaç bir ifadeyle "Teşekkür ederim Summer, sen de öyle." dedi. O sırada bir kabinin kapısı açıldı. Kabinden Lexi çıktı. Onun üstünde de bir elbise vardı. Onu pek böyle görmeye alışık olmadığım için biraz şaşırmıştım ama bu elbisenin ona fazlaca yakıştığı inkar edilemez bir gerçekti. Lexi'ye "Lexi, bu elbiseyi kesinlikle almalısın !" dedim. Lexi kararsız görünüyordu. "Bilemiyorum, pek benim tarzıma uymuyor sanki..." dedi. Sere ise "Summ'a katılıyorum Lexi, bu elbiseyi kesinlikle almalısın. Ayrıca biraz değişikliğin kimseye bir zararı olmaz." diyerek Lexi'ye göz kırptı. Lexi ikna olmuş gibiydi. O sırada bir eksiklik olduğunu fark ettim. "Kızlar, aranızda Lavy'yi gören oldu mu ?" diye sordum. Belki de ben göremeden bir yere gitmişti. İkisi de kafalarını hayır anlamında salladılar. Lexi "Belki de kabininde uyuyakalmıştır." dedi. Aslında Lavy Hypnos kızı olduğundan bu olası bir ihtimaldi. Lavy'nin kabinin önüne giderek kapıyı tıklattım. Biraz bekledim ama içeriden hiçbir ses gelmedi. İçimde oluşmaya başlayan endişe dalgasıyla bir kez daha tıklattım kapıyı. "Lavy ?" Ama hala ses yoktu. Bunun üzerine yapacak tek bir şey kalmıştı. "İçeri giriyorum Lavy." dedim ve kapıyı açtım. Kilitli değildi, üstelik içeride Lavy'nin kıyafetlerinden başka hiçbir şey yoktu. Öyleyse mağazadan denemek için aldığı elbise Lavy'nin üstünde olmalıydı. Kabinin boş olduğunu gören kızlar şaşkınlıkla etraflarına bakıp, Lavy'yi aramaya başladılar. Bulamayınca bir mağaza görevlisine sormaya karar verdik. Sere bir görevlinin yanına gitti ve "Bakar mısınız ? Bizim buraya girerken yanımızda bir arkadaşımız vardı. Onu gördünüz mü acaba ? Muhtemelen şu an üzerinde sizin mağazanızdan aldığı pembe bir elbise var." dedi. Görevli bize doğru dönerek "Hayır, öyle birisssini hiç görmedim." dedi. Konuşmasındaki gariplik bana br şey hatırlatıyordu. Kötü bir şey. Ama ne olduğunu tam çözememiştim. Sere görevliye "Tamam, teşekkürler." dedikten sonra bizim yanımıza doğru yürümeye başladı. O bize doğru yürürken arkasındaki görevlinin birdenbire bir drokana dünüştüğünü gördüm. İşte şimdi o konuşmanın bana neyi hatırlattığını anlamıştım. | |
| | | Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Ptsi Şub. 21, 2011 4:24 am | |
| Elime geçen eflatun elbiseyi itiraz etmeden denemiştim. Resmen beni kendine çekmişti. Kabinden çıkar çıkmaz kendime baktım ve gülümsedim. Beğenmiştim ve bu kadar mini bir elbise bana aşırı derecede yakışmıştı. Arkamdaki sesi duyduğum an ürkmüştüm. "Sere, sen harika olmuşsun !" Summ’a gülümseyerek baktım. Yanaklarımın ısındığını da hissetmiştim tabi. Biraz utanarak cevap verdim. "Teşekkür ederim Summer, sen de öyle." O anda üzerindeki elbisenin mükemmel olduğunu da görmüştüm. Çok güzeldi kesinlikle. Açık mavi renkliydi ve omuzları sarkıyordu. Benim elbisem kadar kısa olmasa da güzeldi. O sırada Lexi kabinden çıktı ve gözüm tekrar elbisesine kaydı. Bu kıyafet bir Artemis avcısına gitmezdi belki ama Lexi’ye gerçekten aşırı derecede uymuştu. Sum, Lexi’ye elbiseyi almasını ısrar ederken başımla onayladım ve konuşmaya başladım. "Summ'a katılıyorum Lexi, bu elbiseyi kesinlikle almalısın. Ayrıca biraz değişikliğin kimseye bir zararı olmaz." Göz kırpmayı da ihmal etmemiştim. Kızlarla ve üstümdeki elbise ile uğraşmaktan Sum’ın sesini zor duymuştum. Doğru ya Lavy neredeydi? Etrafıma bakındım fakat kimsecikler yoktu. "Belki de kabininde uyuyakalmıştır." İlk öneri Lexi’den gelmişti. Ah, o bir Hypnos kızıydı ve olabilirdi. Büyük ihtimalle de öyleydi. Kıkırdadım ve kabinine yaklaştım. Sum kabinin kapısını birkaç kere tıklattı fakat ses soluk çıkmıyordu. Sonunda dayanamadı ve kapıyı açtı. Elbiselerden başka bir şey yoktu. Üçümüz birbirimize bakındık. Sonunda dayanamayıp bir görevlinin yanına gitmiştim. Neredeydi ki bu kız? "Bakar mısınız? Bizim buraya girerken yanımızda bir arkadaşımız vardı. Onu gördünüz mü acaba? Muhtemelen şu an üzerinde sizin mağazanızdan aldığı pembe bir elbise var." Şirin görünümlü görevli gülümseyerek cevap verdi. "Hayır, öyle birisssini hiç görmedim." Acaba görevlinin s’leri uzatma gibi bir hastalığı mı vardı? İçimdeki karanlık öfke harekete geçmişti. Bir şeyler vardı. Işık Saçan’ın elimde olmasını istedim ve kulakları ile etrafı daha iyi dinlemeye başladım. Teşekkür ederek arkamı döndüm. Kızlara doğru yürürken arkamdan gelen ürkütücü sesleri fark etmiyor değildim. Işık Saçan’ı kılıca dönüştürüp canavara saldırmam bir olmuştu. Lanet olası pislikler! Bu canavarlarda hep bizi bulur zaten. Mağaza resmen boşalmıştı. Görevliler yavaş yavaş dragonlara dönüşüyordu. Kim bilir daha ne tür canavarlar gelecekti. ‘‘Kızlar dikkatli olun!’’ Kızları uyarıyordum fakat kendim hiçbir şeye dikkat etmiyordum. Üzerimdeki eflatun elbise yapışkan bir hal alıyordu. Sanki tüm bedenimi yiyor ve emiyordu. ‘‘Lanet olsun! Elbiselerden kurtulmamız gerek. Kurtulamazsak tek şansımız Lavy!’’ Bu doğruydu. Eğer bu elbiseler ile yapışık kalırsak kimse bizi kurtaramazdı. Ah Lavy, neredesin sen? | |
| | | Alexis Kwon Artemis Avcısı
Mesaj Sayısı : 1315 Kayıt tarihi : 30/12/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Çarş. Mart 02, 2011 8:26 am | |
| Görevlilerin drakonlara dönüşmesiyle "Ah bir gün melez olduğumuzu unutuyoruz, ama yine hatırlatıyorlar !" dedim içimden. Broşumu bir kılıca çevirmiş tam drakonlara saldıracaktım ki Sere'nin ‘‘Kızlar dikkatli olun!’’ demesiyle dikkatimi kaybettim ve yerlere dağılmış elbiselerden birine basarak yere düştüm. "Hay aksi !" dedim ve kalkmaya yeltendim. Ama kalkamıyordum, sanki düşünce yere yapışmıştım. Tüm gücümü topladım ve kalktım. Ama elbise gittikçe yapışkanlaşıyor, hareket etmemi önlüyordu. Bunu diğer kızlar da fark etmiş olacaktı ki Sere ‘‘Lanet olsun! Elbiselerden kurtulmamız gerek. Kurtulamazsak tek şansımız Lavy!’’ diye bağırdı. Biz elbiselerden kurtulmaya çalışırken drakonlar da boş durmuyordu tabii. Bir düzine drakon bize yaklaşırken de elbiselerden kurtulmamız pek kolay değildi. Eğer elbiselerden kurtulamazsak Lavy'i de bulma şansımız yoktu. "Aaah, bu iş iyice üç bilinmeyenli denkleme döndü." diye düşündüm ve elbisemin bedenimi ele geçirmesine aldırmamaya çalışarak kılıcımla bana yaklaşan beş drakondan birini zar roe toza çevirdim. Kızlara baktım; onlar da benimle aynı durumda sayılırlardı. Sere'nin de elbisesi sanki onu etkilemiyormuş gibi kılıcını bir drakondan diğerine sallıyordu ve teker teker hepsini yok ediyordu. Summ da şaşırtıcı derecede bir çeviklikle drakonları beklemedikleri anda tam zayıf noktalarından vuruyordu. Bense bir drakonu anca üç-dört darbede indiriyordum ve en sonunda kılıçla devam edemeyeceğimi anladım ve broşumu bir yaya çevirdim. "Şimdi daha iyi oldu." diye düşündüm ve hedefimi drakonların tam kalplerine (tabii kalpleri varsa) doğru ayarlardım. (Kızlar kısa oldu biraz, acele yazdım kusura bakmayın ) | |
| | | Alexia Sophie Russell Hypnos'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 654 Kayıt tarihi : 26/01/11
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar Cuma Mart 04, 2011 7:27 am | |
| Gözlerimi açtığımda karşımda bir drakon duruyordu. Odanın bir köşesinde pembe bir yapışkanla sabitlenmiştim. Sinirle debelendim ve şu yapış yapış şeyden kurtulmaya çalıştım. Ancak hiçbir işe yaramıyordu, aksine daha çok batıyordum. En sonunda durdum ve keyifle beni izleyen drakona "Bizden ne istiyorsunuz? Arkadaşlarım nerede!?" diye bağırdım. "Ölümle pençelesssen arkadasslarının ssssessslerini duyamıyor mussssssunss?" dedi. O anda dışarıdan gelen sesleri fark ettim. Kılıçların metalik sesleri ve havayı yaran okun sesini duyabiliyordum. Lanet olsun! "Eğer beni hemen çözmezsen başına geleceklerden sorumlu değilim pis yılan!" dedim. Kahkaha olduğunu düşündüğüm bir ses çıkardı ve "Ne yapacakssssın? O çok beğendiğin elbissssssenin içinde mi boğulacakssssssın?" dedi. Ne? O çok beğendiğim elbise mi? Üzerimdeki yapışkan şeye baktım. Denediğim elbiseyle aynı renkteydi. Lanet olsun! Biz bu tuzağa nasıl düştük!? Biraz daha debelendim ama hiçbir işe yaramıyordu. Tek umudum kızların elbiselerden kurtulmuş olmalarındaydı. Derin bir nefes aldım ve "Çok merak ediyorum, bizi tuzağa düşürürken aklınız neredeydi?" dedim. Drakon şaşırmış görünüyordu. "Ne demek bussss?" dedi. Sırıtarak "Şu demek canım, dışarıdaki kızlar o kadar güçlü melezler ki, seni toza dönüştürmek onlar için ceza sayılır. Kolay lokmasınız yani..." dedim. O anda üzerimdeki yapışkan şey kabarmaya başladı. "Bakalım arkadasssslarının ölüsssssünü görünce ne yapacaklarsssss!" dedi. Korkuyla ağzıma doğru yükselen pembe sıvımsı şeye baktım. Ne yani, aptal bir drakonun aptal bir tuzağında mı ölecektim yani!? Çığlık çığlığa "Kes şunu!" diye bağırdım. Ne yazık ki şans benden yana değildi. Drakon kılını bile kıpırdatmıyordu. Pembe sıvı ağzıma kadar yükselmişti, artık konuşamıyordum bile. Resmen burada ölecektim!
| |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar C.tesi Mart 05, 2011 1:20 pm | |
| Durumumuz git gide kötüleşiyordu. Elbiselerin bizi boğmasına az bir vakit kalmıştı. Ölümle burun burunaydık. Çoğu zaman olduğu gibi. Ama yine de pes etmeye niyetimiz yoktu. Hala drakonlarla savaşmaya devam ediyorduk. En azından devam etmeye çalışıyorduk. Tam umudumu yitirmeye başladığım sırada Sere'nin ümit dolu sesini duydum. "Kızlar, aranızda yanında kağıt ve kalemi olan var mı ?" Bu soru iyice kafamı karıştırmıştı. Bu durumda resim mi yapacaktı yani ? Ama yine de sorgulamadan ellerimi hareket ettirebildiğim kadarıyla ceplerimi karıştırmaya karar verdim. Soru sormak için vakit yoktu, zaten yakında nedenini öğrenecektik. Tabii, bunu öğrenebilecek kadar yaşayabilirsek...
Küçük bir araştırmadan sonra cebimden buruşuk bir kağıt parçası bulup çıkardım. Lexi'ye baktığımda onun da elinde bir tükenmez kalem olduğunu gördüm. İkimiz de zorlanarak da olsa kağıt ve kalemi Serena'ya vermeyi başardık. Artık her şey Sere'ye bağlıydı. Ne yapacağını bilmiyordum ama içimden işe yaraması için tüm Tanrılar'a dua ediyordum. Sere, kağıda bir şeyler çizmeye başladı. Eli kağıdın üstünde öyle hızlı ve ustaca gidiyordu ki elini görebilmek için çaba harcamak gerekiyordu. Yaklaşık on saniye sonunda çizimine kısaca bir göz attı ve yok oldu. Lexi ile ağzımız bir karış açık Sere'nin -artık olmadığı- yerine bakıyorduk. Buna her ne kadar anlam veremesem de içimi bir umut kaplamaya başlıyordu. Yaklaşık birkaç dakika sonra, elbiselerin bizi boğmasına ramak kala Sere üzerinde kendi kıyafetleriyle çıkageldi. O an, Sere'nin özel gücünü hatırladım. Sere, çizdiği bir resimle yolculuk yapabiliyordu. Şimdi de aynını yapıp kabinlere gitmiş olmalıydı. İlk işi de elbiselerin bizi boğan kısımlarını kesmek oldu. O an, nefes almanın ne kadar harika bir duygu olduğunu hatırladım ve Tanrılar'a şükrettim. Lexi ile ben tekrar nefes almaya başlayınca Sere bize dönerek "Çabuk, elbiseler sizi tekrar boğmaya başlamadan kabinlere gidip üstünüzü değiştirin !" diye bağırdı. Önce Sere'yi drakonlarla baş başa bırakamayacağımızı düşündüm ama etrafa şöyle bir göz atınca iki-üç drakondan fazlasını göremedim. Bunu Lexi de fark etmişi olacak ki, benimle aynı anda kabinlere doğru koşmaya başladı. Olabildiğince çabuk bir şekilde üzerimizi değiştirmeliydik. Lavy'nin fazla zamanının kaldığından pek de emin değildim doğrusu. | |
| | | | Biraz Alışveriş, Birkaç(!) Canavar | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|