Rose'u uzun süredir görmüyor olduğumdan sevinçle yanına gidip onu selamladım. Sonra kısaca Tiffany ile yaptığımız rekabetleri, cirit sahası, tırmanma duvarı, pegasus ahırları ve Olimpos maceralarımızı anlattım. Son olarak da annemin bize verdiği görevden bahsettim. Sözlerim bittiğinde Rose fazlasıyla dehşete düşmüştü ve bizim akıl sağlığımızın yerinde olmadığından şüphe duymaya başlamıştı ama "Rose, işte böyle. Şimdi babanın sarayında hırsızlık yaptıktan sonra oradan kaçabilmemiz için senin incilerine ihtiyacımız var." dedim. Rose'un geri dönüşümlü üç incisi, şu ana kadar çok kez tarafımdan kullanılmıştı ve Poseidon kızı gerçekten çok yardımseverdi. Lafımı tekrarlamama zaman tanımadan yüzündeki iki inciyi uzatıp Tiff ve bana uzattı. Ona minnettar olduğumuzu söyleyek uzun uzun teşekkür etmemizin ardından, "İncilerimin hepsini harcadıysam, ben okuluma nasıl döneceğim şimdi?" diye sordu. Ona sırıtarak "İstersen bizimle babanı ziyarete de gelebilirsin tabii ama dönmeye niyetliysen pegasuslarımız emrinde." cevabını veren Tiffany oldu. Rose kampın pegasus eğitmeniydi ve onlarla arası kesinlikle çok iyiydi. Kız suya hükmedebildiği gibi, pegasuslarla da iletişim kurabiliyordu. Suya hükmedebildiği gibi... Pegasuslara yönelmiş olan arkadaşımın koluna yapıştım ve "Bekle. Gitmeden önce ufak bir iyilik daha. Suyun bizi boğmaması veya basınçtan patlatmaması için güçlerini kullanabilir misin?" diye sordum. Tiffany Rose'un cevap vermesine fırsat tanımadan "Hiçbir planın yoktu! Bunu şimdi akıl ettin!" diye cırladı. Ona artist bir havada "Bu konuyu 5 saniye kadar düşündükten sonra, suyun altında nefes almamızın bir yolu olmadığına karar verip diğer gündem maddeme geçmiştim sadece. İyi plan yapabilirim ama bazen kritik noktaları atlıyorum." dedim. Eh, eğer son anda Rose'dan yardım almayı akıl edememiş olsaydım beni parçalamakta sonuna kadar haklı olacaktı. Rose bizim daha fazla tartışmamamızı istediği için Tiff laf dalaşını sürdüremeden araya girip "Merak etmeyin, bunu halledebilirim." dedi. Limanın köşesine gidip iki elini de suya doğrulttu ve tuhaf bir şeyler yaptı. Etrafımda bir güç akımı hissettiğimde, başarmış olduğunu anladım. Yine birkaç dakika süren teşekkür etme maratonumuzun ardından Rose benim pegasusum Sherry'yi alarak limandan ayrıldı. Tiff'e dönerek, "O halde, haydi tekneye! Dönüşte Sissy'nin sırtını paylaşacağız, ona göre." dedim ve tam otomatik teknoloji harikası tekneye doğru ilerlemeye başladım.
Rp'nin Canavarlar Denizi bölümü bitmiştir, devamı Poseidon'un Sarayı'nda!