Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Tiffany Trully
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Tiffany Trully


Mesaj Sayısı : 1885
Kayıt tarihi : 11/10/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimeSalı Ara. 21, 2010 4:49 am

Okçuluk eğitiminden daha yeni çıkmıştım. Kampta boş boş dolaşmaya başlamıştım. Canım çok sıkılmıştı. Konuşacak biri var mı diye etrafıma bakındım. Off! Hiç kimse yoktu. Ben şimdi ne yapacaktım? Kulübeme doğru yürümeye başladım. Çok fazla yürüyemeden Lucy birden önüme çıktı. Onun geldiğini görmediğim için biraz korkmuştum ve yerimden sıçramıştım. Lucy mahçup bir ifadeyle "Korkuttum mu?" diye sordu. Kendime geldikten sonra "Önemli değil, boşver." dedim. Lucy gülümsedi ve koluma girdi. Biraz yürüdükten sonra "Seninle yarış yapalım mı?" diye bir öneride bulundu. Hımm, bunu hiç beklemiyordum ama çok güzel bir fikirdi. Hem yapacak başka hiç bir şeyim de yoktu. Bu teklifi kabul etmezsem kulübemde can sıkıcı saatler beni bekliyor olacaktı. Biraz daha bekleyebilirlerdi. Gülümseyerek "Tamam, ne yarışı?" diye sordum. Lucy düşünceli bir ifade takıldıktan sonra "Cirit atmaya ne dersin?" dedi. Cevabım netti, "Hadi o zaman cirit sahasına gidiyoruz." dedim ve güldüm. Lucy'yle birlikte kıkırdayarak cirit sahasına yöneldik. Cirtte iddialıydım ve kimin yeneceğini çok merak ediyordum. Sonuçta Lucy de güçsüz bir rakip değildi. Bir de üstüne üstlük o benden daha kıdemliydi. Kim bilir daha önce kaç defa cirit atmıştı... Meraklı ve biraz da kendimden emin bir ifadeyle "Acaba, kim yenecek?" diye sordum. Lucy her zamanki gibi, hemen "Tabii ki ben yeneceğim." cevabını verdi. Güldüm ve "Hiç sanmıyorum." dedim. "Hımm, desene güzel bir rekabet olacak. Gerçi kesin ben yeneceğim ama neyse." dedi. İşte buna çok kızmıştım. Lucy kendin aşırı emindi. Gerçi ben de kendimden aşırı derecede emindim ama olsun, bu durum yinede beni kızdırmıştı ve daha çok hırslanmama neden olmuştu. Bu yarışı kesinlikle ben kazanmalıydım. Cirit sahasına varmıştık. Lucy'e "Hı hı!" dedim ve içerilere doğru ilerlemeye başladım. Lucy de hemen arkamdan geliyordu. Kahkaha sesleri duydum. Tabii ki Lucy gülüyordur diye düşündüm...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimeSalı Ara. 21, 2010 10:45 am

Tiff'in iddialı lafları kahkaha atmama neden olmuştu, ona daha önce cirit sahasında şansımın hiç yaver gitmediğini söyleyerek, kendine güven kazanmasını sağlayacak değildim. Hem, belki bu sefer talihsizliğim dönerdi ve kazanırdım. Sonuçta, mızrak kullanmak konusunda çok iyiydim ve bu ciritlerin de mızraktan pek farkı yoktu. Karşıma bir canavar çıkarıp onu deşmemi isteseler, skorlar için hiç endişelenmezdim ama iş fırlatma olunca, kol kaslarımın bana ihanet edeceğinden her zaman korku duyuyordum. Hoş, bunların hiçbiri kendime duyduğum sonsuz güvenimi zedelemiyordu; ben her zaman bir numaraydım. En azından Tiffany kampa gelene kadar öyleydim... diye geçirdim içimden. Apollon kızı kısa zamanda muazzam başarılar sergileyerek, burada herkesin göz bebeği halini almıştı ve bu durum oldukça sinirlerimi bozuyordu. Eh, doğrusu, ona haddini bildirmek için de aşırı bir istek duyuyordum. Erkeklerden konuşurken, alışveriş yaparken veya benzer konularda kendisi benim için yakın bir arkadaştı. Ama iş kahramanlık becerilerine geldi mi, bir numaralı rakibim halini alıyordu. Gülümsememin suratımdan silinmemiş olduğundan emin olduktan sonra Tiff'e dönerek, "Madem bu kadar eminsin kendinden, ilk atışı sen yap. İkimiz de sırayla üçer kez cirit atacağız ve attığı üç mesafenin toplamı daha büyük olanı, kazandı kabul edeceğiz." dedim. Tiff memnuniyetle gülümsedi ve "Ah, tabii ki ilk atışı ben yapacağım, Apollon kulübesi her zaman önce gelir!" dedi. Sonra, sinirlerimi bozan bir tatlılıkla ekledi: "Sen de bir yerlerden dürbün bulsan iyi olacak, malum, gözlerin ciritimin ulaştığı noktayı göremeyebilir."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tiffany Trully
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Tiffany Trully


Mesaj Sayısı : 1885
Kayıt tarihi : 11/10/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimeÇarş. Ara. 22, 2010 4:23 am

Kendimden çok emindim. Bu yarışı ben kazanacağım. Sonuçta ben bir okçuydum. Ciriti olabildiğince uzağa atmalıydım. Bir yerden cirit aldım ve atma yerine gittim. Kendimi hazır hissettiğimde Lucy'ye döndüm ve gülümseyerek "İzle beni." dedim. Lucy güldü ve "İzlememe gerek yok ama neyse, biraz eğleneyim." dedi. Alaycı bir tavırla "Tabi tabi!" dedim ve ciritimi sıkıca tuttum. Derin bir nefes aldıktan sonra hızlıca koşmaya başaldım. Tam çizgiye geldiğimde ciriti bütün gücümle fırlattım. Cirit havada bir kuş misali süzülüyordu. Bayağı uzağa gitmişti ama yine de benim için yeterli değildi. Cirit en sonunda inişe geçti ve yere saplandı. Lucy'e baktıktan sonra ciritin yanına gitmeye başladım. Lucy de arkamdan geliyordu. Biraz bozulduğunu hissettim ama dediğim gibi bu sadece bir histi. Sonuçta çok iyi bir atış yapamamıştım. Ciritin yanına vardığımda 30.2 metreye saplandığını gördüm. Ah! Bu daha iyi bir atış olabilirdi. Lucy'ye dönüp baktım. Bana alaycı bir gülümsemeyle bakıyordu. "Senin için güzel bir atış. Şimdi beni izle." dedi ve atış yerine gitti. Of! Kesin beni geçecekti. Çaresizlik içerisinde Lucy'yi takip ettim. Lucy atış çizgisine geçti ve koşmaya başladı. Çizgiye bir santimetre kala durdu ve ciriti fırlattı. Gözlerim, bir şahininki gibi keskin olduğundan Lucy'nin benden daha iyi bir atış yaptığını çok rahat anladım. Kesin beni geçecekti ve benim elimden bir şey gelmiyordu. Lucy güldü ve yürümeye başladı. Tabi keyfi yerindeydi. Kısa bir süre sonra cirit yere saplandı. Yanına ulaştığımızda 30.4 metreye saplandığını gördük. Lucy kahkaha atmaya başladı. Çok bozulmuştum ama bunu belli etmemeliydim. Lucy susmayı başardığında "Ben sana demedim mi?" dedi. Umursamaz bir tavırla "İki atış daha kullanacağız canım!" dedim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimePtsi Ocak 03, 2011 8:46 am

Stresle dişlerimi gıcırdattım. Tiffany doğru söylüyordu, daha önümüzde ikişer atış vardı. İlk turda onu çok az bir farkla da olsa geçmeyi başarmıştım ama bu hiçbir şeyi belirlemeye yetmezdi çünkü kazanan üç turun toplamında diğerini geçecek kişi olacaktı. Yine de aklımdan geçenleri ona belli etmeden omuz silktim ve dokundurucu bir ses tonuyla, "Apollon kızına iki yenilgi daha demek, ha?" diye sordum. Tiff sözlerime gözlerini devirerek cevap verdi ve böylece beni daha da fazla sinirlendirmiş oldu. Bu Apollon kızına bazen gerçekten de tahammül edemiyordum. Kampın en artistinin ben olduğumu sanırdım ama sarışın kız sınırlarını benden de fazla zorlamaktaydı. Burada ona tüm kampın diline dolanacak bir yenilgi yaşatmalı, böylece egomu tatmin etmeliydim. Bunu başarıp başaramayacağımı bilmiyordum ama içimdeki o hırsı timsal eden ses ikide birde "Yenilmek gibi bir şansın yok, Lucy." diyerek beni uyarıyordu. Ciritlerin durduğu yere doğru ilerleyerek hepsi birbirinden düzgün uzun, mızrak benzeri sopalar arasından en yamuk yumuğunu seçmeye çabaladım. İçime en az sinen ciriti bulunca onu çıkardım ve yavaş yavaş yanıma gelmekte olan Tiffany'ye uzattım. "Al, bakalım. Eminim bu sana şans getirecektir." diyerek göz kırptım. Artist kız hiç tereddüt etmeden elimdeki ciriti kaptı ve, "Ah Lucy, artık kazanmak için yamuk ciritlerden mi medet umuyorsun?" diye sorup göz kırptı. İşte, bu kulaklarımdan duman çıkmaya başlaması için gayet yeterli bir nedendi ama zor da olsa kendimi tutmayı başardım. Birlikte tekrar Tiff'in atış yapacağı alana gittiğimizde kenara çekilerek ona yer açtım. Apollon kızı kendinden son derece emin bir edayla ciritini havaya kaldırdı. Hiç koşmadan onu ileriye fırlatacağını sanarak bir an için de olsa heyecanlandım ama yaptığı şey hava atmaktan farksızdı... "Ey aydındık günlerimizin temsili babam, Güneş Tanrısı Apollon, şu ciriti elimden gelen en uzak noktaya fırlatabilmem için bana yardım et!" diye bağırdı. Sözlerinin bitişiyle eş zamanlı olarak elinde tuttuğu cirit parlamaya, adeta gökyüzündeki güneş ışığını yansıtmaya başladı. İşin kötüsü, Tiff'ten yayılan ışık o kadar fazlaydı ki, başımı başka yöne doğru çevirip ellerimi gözlerime siper etmek zorunda kaldım. Bunun arkadaşımın hayatının en iyi atışı olacağından emindim ve ciritte kendi rekorum aklıma gelince korkuyla yutkundum. Acaba bir dahaki turda ben de annemden yardım istesem, nasıl bir yanıt alırdım? Kesinlikle bunu deneyecek kadar cesaretli değildim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tiffany Trully
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Tiffany Trully


Mesaj Sayısı : 1885
Kayıt tarihi : 11/10/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimePtsi Ocak 03, 2011 9:36 am

Babamdan bu atış için yardım istemeliydim çünkü kesinlikle Lucy'yi geçmeliydim. Yani başka çarem kalmamıştı. Ciritimi havaya kaldırdım ve "Ey aydınlık günlerimizin temsili babam, Güneş Tanrısı Apollon, şu ciriti elimden gelen en uzak noktaya fırlatabilmem için bana yardım et!" diye bağırdım. Lucy'nin halini çok merak ediyordum ama şu anda ona bakamazdım. Konsantre olmaya başladım. İçimdeki ışığa odaklanmaya çalışıyordum. Işık saçtığımı hissettim. İçimde babamın bana yardım ettiğini biliyordum. Bu duamı geri çevirmemişti. Çok mutlu oldum. Ciritin çok uzağa gidiceğini biliyordum. Kendimi yeterince hazır hissettiğimde ciriti koşarak fırlattım. Cirit saniyeler içerisinde çok uzağa gitmişti. Bu kadarını beklemiyordum. Lucy'ye baktım ve ona dalga geçer bir bakış attım. Çok sinirlenmişti. Bir de anladığım kadarıyla yaydığım ışığın çok fazla olması onu etkilemişti. Merakla ciritimin düşeceği yere doğru koştum. Lucy'nin arkamdan gelmediğini biliyordum. Şok olmuştu ve çok sinirlenmişti. Ciritimin düştüğü yere varduğımda 72 metreye saplandığını gördüm. Bu çok büyük bir sayıydı. Bunu babam sayesinde başarmıştım ama sonuçta atan bendim. Refleksif olarak "Oleyy!" diye bağırıp yerimden zıpladım ve kahkaha atmaya başladım. Koşarak Lucy'nin yanına gittim. Lucy beni öldürecekmiş gibi duruyordu. Onun yanına vardığımda o bir cirit aldı ve atış yerine gitti. Arkasından "O güzel yorumlarından yapmayacak mısın?" diye sordum. Lucy bana çok kötü bir bakış attıktan sonra "Atışı yapan Tanrı Apollon'du. Sen değildin." dedi. Aslında haklıydı ama bunu söyleyemezdim. Güldüm ve "Tabi tabi." dedim. Lucy daha da -düşünün artık- sinirlenmişti. Bunu bana belli etmemeye çalışıyordu ama becerdiği söylenemezdi. Her an beni boğarak öldürebilir. ok şükür ki bunu yapmadı. Atış çizgisine baktı. Sessizlik oluşmuştu. Lucy Athena kızı olduğundan bir planı olabilirdi. Bunu hiç sanmıyordum ama olabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimePtsi Ocak 03, 2011 10:45 am

Sinirden çatlamak üzereydim! Tiffany -hangi şekilde olursa olsun- ciritini tam 72 metre uzağa fırlatmıştı ve onu geçmem her halükarda imkansızdı. Yine de hırslı bir Athena kızı olarak arkamı dönüp koşarak kaçmaya başlayacak değildim. Şansım yüzde sıfır olsa bile kazanma ihtimalimi zorlamam gerekirdi. Derin bir nefes aldıktan sonra neler yapabileceğimi düşünmeye başladım. Elbette ki böyle ufak bir şey için annemden yardım isteyemezdim çünkü annem gözümde Kar Tanrıçası Khione'den daha çok hak ediyordu 'Buzlar Kraliçesi' lakabını. Ondan böyle bir yardım beklemeyi aklımdan dahi geçirmem saçmalıktı. Peki bana kim yardım edebilirdi? Olimpos tanrılarının hiçbiri tarafından sevildiğim söylenemezdi. Hatta çoğu öldüğüm anı görmeyi heyecanla beklemekteydiler. Belki sadece Hestia bana yardımcı olurdu ama Kronos'un kızı İlk Doğan Tanrıça'yı böyle önemsiz bir şey için ayağıma çağıramazdım. Kara kara ne yapacağımı düşünürken bir yandan da Tiff'e renk vermemeye çalışıyordum. Şu anda eminim ki mutluluktan havalara uçmaktaydı ama onu kaale alacak değildim. Kim Tanrı Apollon'un yardımıyla gerçekleştirilmiş olan 72 metre atışını geçebilecek kadar rüzgara hakimdi? Zeus? Ölmek için çok gençtim. Aeolus? Kesin 12 dakikalık haber bülteni arasına denk gelmezdi. Boreas? Eh, Kuzey Rüzgarı bu iş için biçilmiş kaftandı ama daha önce ismini sadece anlatılan hikayelerde duymuştum, kendisiyle bir tanışıklığımız yoktu. Yine de efsaneler ondan az da olsa yardımsever olarak bahsederdi. Derin bir nefes aldım ve Tiff'in duyamayacağı bir tonla mırıldanmaya başladım. "Ey kudretli Kuzey Rüzgarı Boreas, şu hırslı Athena kızına iyi bir atış yapmak için yardım et." dedim ve sonra derin bir nefes alarak geriye doğru birkaç adım attım. Koşmak için ideal bir aralığa sahip olduğumu görünce de, kendimi hışımla ileri attım. O kadar hızlı koşuyordum ki kendimi bir fırtınadan farksız hissediyordum ama ters giden bir şeyler vardı; zaten neredeyse bir fırtınaydım. Ayaklarım tam anlamıyla yerden kesilmişti ve hava akımına kapılmıştım. Ben daha ne olduğunu anlayamadan kendi etrafımda dönmeye başladım ve en sonunda sertçe yere çakıldım. Düşüşüm sırasında ciritimi fırlatmayı başarmıştım ama içler acısı bir noktaya indiğini rahatça görebiliyordum. Suratım acıyla kasılırken Tiff yanıma geldi ve kahkahalarından fırsat bulduğunda mutlulukla "2,5 metre!" dedi. Gözlerimi ve yumruklarımı sıktım ve içimden Boreas'a, "Sadece hayır da diyebilirdin." dedim. Anlaşılan tanrı seçimini yanlış yapmıştım ve bu bana bir yenilgiye mal olmuştu. Yine de moralimi bozmamam gerekirdi çünkü az bir farkla olsa bile ilk turun galibi de bendim. Tiffany'ye, "Gülmeyi kes ve gidip son atışını yap." dedim ama Apollon kızının dalgaları uzun süre devam edeceğe benziyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tiffany Trully
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Tiffany Trully


Mesaj Sayısı : 1885
Kayıt tarihi : 11/10/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimeSalı Ocak 04, 2011 5:41 am

Lucy’nin içinden kime dua ettiğini bilmiyordum ama sonuç onun için içler acısı, benim için gülünç olaydı. Lucy havada birkaç takla attıktan sonra ciriti fırlatmıştı ve cirit 2.5 metreye denk gelmişti. Kendimi tutamayıp kahkahalar atmaya başladım. Gülmekten boğulup öleceğimi hissediyordum. Lucy’nin hali çok komikti. Aşırı sinirlenmişti. Hele hele benim gülmeme onu daha da çileden çıkarmıştı. Çok eğleniyordum. Bunu sık sık yapmalıydık. Lucy bana kötü bir bakış atıp "Gülmeyi kes ve gidip son atışını yap." dedi ama sorun şu ki gülmekten duramıyordum. Bunun için Lucy’ye cevap bile veremiyordum. En sonunda kendimi toparladım ve ciriti elime aldım. Lucy’ye dönerek "Bence bu son turu atmaya gerek yok. Kazanan belli." dedim. Lucy alaycı bir ses tonuyla "Hı hı!" demekle yetindi. Dayanamadım ve tekrar gülmeye başladım. Lucy sinirden kudurmak üzereydi. Derin derin nefes alarak susmayı başardım ve atış yerine gittim. Babama dua etme gereği duymuyordum çünkü hep her şekilde Lucy’yi geçecektim. Hem de babamdan bir kez daha yardım istemek sorun yaratırdı. Bu işi kendim halletmeliydim. Ciritimi sıkıca tutum ve koşmaya başladım. Tam atış çizginse geldiğimde ciriti olabildiğince hızlı fırlattım. Cirit havada süzül süzüldü ve çok geçmeden yere düştü. Lucy’ye baktıktan sonra koşarak ciritimibn düştüğü yere gittim. Lucy gelmeye hin tenezzül etmemişti. E, o da haklı. Ne de olsa yenilceğini biliyordu. Ciritmin yanına vardığımda 40.2 metreye düştüğünü gördüm. Eh! Bu hiç fena değildi. Lucy imkansızı başarmazsa kazanan bendim. Lucy’nin yanına geri döndüm ve "İstersen direkt yenilgiyi kabul et." dedim. Lucy bana öldürecekmiş gibi baktıktan sonra "Athena kızı asla bir şeyi yarım bırakmaz." dedi. Bunu o kadar sinirle söylemişti ki Lucy'den korkmaya başlamıştım. Ne vardı bu kadar sinirlenecek canım. "Hadi o zaman atışını yapta ben kazanayım." dedim. Lucy hışımla arkasını döndü ve atış yerine gitti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimePaz Ocak 09, 2011 1:24 pm

Bu Apollon kızı çok... ama çok sinirlerimi bozuyordu! Ona karşı duyduğum öfkeyi kelimelere dökmek istesem, gayet geniş olan dil bilgisi haznem yetersiz kalırdı. Anneme ve kulübeme duyduğum saygı nedeniyle pes etmeyecek, yenilirsem de gururumla yenilecektim. En yakın zamanda da Boreas'a gidecek ve ona sorunlu, psikopat, narsist bir esintiden başka bir şey olmadığını söyleyecektim. Alt tarafı Kuzey Rüzgarı'ydı! Bu ona her istediğinde melezleri rezil etme hakkını vermezdi! Öfkeyle ciritlere doğru gittim ve rastgele bir tanesini alıp atış sahasının yolunu tuttum. Tiffany iki elini de ağzına bastırmaktaydı ama sevinç hıçkırıklarını duymamı engellemek gibi bir çabası yoktu, tek amacı daha fazla dikkatimi çekmekti. Bu Apollon çocuklarının dünyanın merkezi olmak isteme şeklinde bir sorunları vardı ve nedense böyle bir hedef şu anda gözüme sevimli görünmüyordu. Dayanamayarak iki parmağımı kaldırıp Tiff'e doğrulttum ve ona şu meşhur Antik Yunan işaretlerinden birini çaktım. O kadar sinirliydim ki direk Erre es Korakas demek geliyordu içimden ama, ertesi gün pişmanlık duymama sebep olacak bir söz söylememek için kendimi frenledim. İşaret sandığımdan daha etkili oldu. Tiffany'nin altındaki yer bir an için hafifçe sarsıldı ve güzel kız kendini aynı saniye içerisinde yerde buldu. Kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı ama yanına gidip kalkmasına yardım edecek değildim, elimdeki ciriti sıkıca kavradım ve atışımı yapmak üzere koşmaya başladım. Bu sefer tam da en uygun olan zamanda ciriti büyük bir güçle havaya fırlatmayı başardım. Ellerimi gözlerime siper ederek zorlanarak da olsa saplanmış olduğu noktayı gördüm. Sırıtarak üzerindeki tozları çırpmakta olan Tiff'in yanına gittim ve "40,4 metre. Ah, ne oldu? Yoksa seni geçtim mi?" dedim. Sözlerimin sonuna doğru olaya daha fazla duygu yükleyebilmek adına dudaklarımı büzmüştüm. Tiffany bunun bir önemi olmadığını kavramamı istercesine, "Sonuç olarak geçen roundda tam bir felakettin ve yarışı ben kazandım." dedi, ardından film aktristi edasıyla göz kırptı. Gevrek bir kahkaha atarak, "İlk turu kim kazanmıştı?" diye sordum. Ses tonumdan cevabın ne olacağını tek hücreli canlılar bile kavrayabilirdi. Tiff gözlerini devirdi ve "Bu neyi değiştirir ki?" diye bir başka soruyla bana karşılık verdi. Onun bu kendinden emin tınısı beni bir gün öldürecekti! Athena kızıydım ve asla -en çaresiz olduğum durumlarda bile- pes etmezdim. Hilekarlık benim göbek adımdı. Verdiğim "Yarışımız üç tur sürdü. Birinci ve üçüncü turların galibi benim. Kısacası ben kazandım." cevabı, benim gibi Apollon kızını da pek şaşırtmamıştı. Yine de Tiff bir Apollon kızı için fazlaca iddialıydı ve bunu her ortamda insanların gözüne sokmaktan fazlaca zevk alırdı. Derin bir nefes aldı ve ardından, "Mesafelerin toplanacağı kuralını koyan sendin. Kısacası seni uçurum kadar bir farkla yendim." dedi. Gözlerimi kapattım ve yapabileceklerimi düşündüm. Kaybedemezdim, Athena'ya bir yenilgi yaşatamazdım... Yarışın şimdi bitmemesi, devam etmesi gerekiyordu. Böylece neticede benim zaferimle sonuçlanabilecekti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Tiffany Trully
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Tiffany Trully


Mesaj Sayısı : 1885
Kayıt tarihi : 11/10/10

Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Empty
MesajKonu: Geri: Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)   Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1) Icon_minitimePtsi Ocak 10, 2011 4:10 am

Lucy'ye inanamıyordum. Sırf beni yenmek için kuralları değiştirmeye çalışıyordu. Yani resmen hile yapıyordu. Ben bu hileleri yer miyim! Sakin olmalıydım. Beni sinirlendirmesine izin vermemeliydim. Sonuçta ne yaparsa yapsın bu oyunu ben kazanmıştım. Lucy kara kara düşünüyordu. Anladığım kadarıyla hala beni nasıl yeneceğini düşünüyordu. Daha doğrusu başka nasıl bir hileye başvurabilirim diye düşünüyordur. Lucy beş saniye kadar daha düşündükten sonra "Sen hileyle yendin." dedi. Kendimi tutamayıp "Ne?" diye bağırdım. Bu ne hilesinden bahsediyordu ya? Ben hile falan yapmamıştım. Biri hile yaptıysa, o sadece Lucy olabilirdi. Lucy yüzüne sinsi bir gülümseme kondurarak "Baban sayesinde beni yendin. Apollon olmasaydı yenemezdin." dedi. Çok sinirlenmiştim. Bunu diyemezdi. "Saçmalama. Ayrıca sende bir tanrıdan yardım istedin." dedim. Hangi tanrıdan yardım istediğini bilmiyordum ama ikinci atışında bir tanrıdan yardım istediğine yüzde yüz emindim. Lucy, ifadesini hiç bozmadan "Ben onu bunu anlamam. Kendine çok güveniyorsan başka bir şey de daha yarışalım." dedi. Bunu diyeceğini hiç beklemiyordum. Köşeye sıkışmıştım. Hayır diyemezdim. Lucy benimle çok fena dalga geçerdi. Evet dersem, yenilirsem ne olacak. Lucy bir cevap bekiyordu. Ona baktım ve mecburi "Ne gibi?" diye sordum. Lucy iki saniye düşündükten sonra "Tırmanma duvarına ne dersin?" diye sordu. Tırmanma duvarında hiç iyi değildim. Oraya sadece bir kez gitmiştim ve sonum revirde bitmişti ama başka çarem yoktu "Tamam." dedim. Lucy’nin keyfi yerine gelmişti. Bu durum benim çok sinirime dokunuyordu ama bunu belli etmeye hiç niyetim yoktu. Lucy’e baktım ve gülümsedim. Sonra yavaş yavaş cirit sahasından çıktık ve tırmanma duvarına doğru ilerlemeye başladık. Yol boyunca hiç konuşmuyorduk. Anladığım kadarıyla Lucy şimdiden aklından plan kuruyordu. Of, bu Athena çocukları beni öldürüyor.




Cirit Sahası'ndaki Rp Bitmiştir! Devamı Tırmanma Duvarında!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/1)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/5)
» Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/2)
» Tatlı Bir Rekabet
» Pek de Tatlı Olmayan Bir Rekabet (Görev 73/4)
» Rekabet

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Cirit Sahası-
Buraya geçin: