Kheiron bizi sadece mutfağa bulaşık yıkamaya göndermişti, elimizdeki silahları da almamıştı. Bu muydu büyük cezası? Ah ben bu Kheiron'u çok seviyordum. Ceza anlayışı çok basitti, Athena gibi Küçük Tanrılar Mahallesini temizletmiyordu. Kheiron'un yanında uzaklaşınca "Bu çok süper Alexi, ben bu adamı gerçekten çok seviyorum!" dedim. Şaşkınlığım halaa üzerimdeydi. Kamp Mutfağının önüne geldiğimizde kendime gelmiştim. Arka kapıdan içeri girdik ve bulaşıkların yanına gittik. Çok fazla bulaşık vardı, bunları nasıl yıkayacaktık ki? Olsun, en azından Mutfakta bulaşık yıkama görevi almıştık. Lavabonun içinde kocaman bköpükler vardı ve yan tarafta ise üst üste dizili tabaklar ve bardaklar. Bunları yıkamak çok uzun ve yorucu olacaktı. Eğlencesiz bu iş olmazdı. Elimi lavoboya daldırdım ve elime dolan köpüğü Alexi'nin suratına attım, ardından gülmeye başladım. Çok komik olmuştu. "Aynı ak sakallı dede gibi oldun Alexi!" diyerek onunla dalga geçtim.