Ebeveynim sitede yok. Onu Npc kabul ediyorum.
Empire State Binasına, babam Hephaistos'u görmeye gidiyordum. Zeus görmemeli ve Athena duymamalı idi. Tabi şu an kesin duymuştu ve kıkırdıyordu. Empire State Binasına gelince ordaki görevli "Yine sen! Babanı görmek istiyorsun değil mi? Asansöre bin ve ses çıkarma!" demişti. Anladığımı göstermek için kafamı aşağı yukarı hafifçe salladım. Ardından asansöre binip en üst kata çıktım. Babam hemen orada duruyordu. Tanrı bedeninde çok büyüktü. Kalın giysilerim ile beni görünce biraz şaşırmıştı ama sanki bana lazımmış gibi hemen konuya dalarcasına konuşmaya başladı: "Tam zamanında geldin Alex. Hemen şu tabloları ve kılıçları al ve kulübendeki duvarlara as. Temizlik denetlemesinin yanında iyi bir görünüş elde edersin. Ben kampta tam gelirken gelmiş olman büyük şans. Beni anladın mı? Hemen git ve duvara as bunları." demişti. Ben de "Bu bi görevmi baba?" diye sorunca "Elbette! Önemli bir görev Alex! Derhal git ve süsle oraları ve işte... Birşeyler yap! Orayı temiz tut. Kulübemin övülmesini istiyorum senden. Hadi durma! Marş marş!" demişti. Ben ise onu görüp hal hatır giderecektim. O sırada sağımızdan Athena geçiyordu. Babam ona mahçup bakışlarını gönderdi. O ise "Babasının huylarını almasa bari." dermişcesine kafasını sağlıyordu. Hani yoldan yaşlılar geçer de, şapkasını göğüs kafesine koyup para ister ya, işte bunun gibi bakmıştı babam da. Athena geçer geçmez konuşmasına devam etti: "Bak benimle konuşmak isteyebilirsin ama bu şu an önemli değil. Senin de benim de işlerimiz var. Kardeşlerini de uyar. Devamlı temizlik yapsınlar." sıkılmış tavırlar ile onu dinlemiş ve "Artık gitmem gerek baba güle güle" dedim hüzünlü bir şekilde. Elimde babamın verdikleri ile kulübeme doğru yol aldım.