Long Island kıyısındaki harap olmuş çiçekleri eski güzelliğine kavuşturmak için sahile gelmiştim. Yazıktı bu çiçeklere, herkes ebeveynini beklerken yolmak zorundaymış gibi, gelen geçen çiçekleri yoluyordu. Direk melezlerin hayatına karışabilme gibi bir hakkımız olsa, hepsine doğayı öğretebilirdim veya onun önemini fakat öyle bir hakkımız yoktu. Bana bakan çocuk, geçen gün Apollon onu izliyordu, bu yüzden tanımam daha kolay olmuştu. Rocce, Apollon oğlu. Bana ilk başta biraz sert çıkışsa da babası gibi biraz önyargısı olması normaldi. Sonuçta olan melezdi, kuru havadan nem kapmaları gerekirdi. Ama çiçeklerle ilgilenen birinin de canavar olması imkansız gibiydi. "Neden bu kadar önyargılı bir giriş yaptın?" diye sordum meleze. Ardından elindeki ayçiçeğini havaya kaldırdım. "Bunu sakla." dedim gülümseyerek.