Satellite Morgan

Kampta yeni bir derslik açılmıştı; Sanat ve Zanaat Becerileri Dersliği. Bu dersliğin ilk üç öğrencisinden olmayı planlıyordum, bu yüzden kardeşim Lexi'den sonra olsa bile gidip sanat dersliğinin kapısına dayanmıştım. En sevdiğim arkadaşlarım Ange ile Lara dersliğin eğitmenlerindendi. Onlardan ders almak benim için ayrı bir zevk olacaktı. Üzerime biraz sanatsal olmak için rengarenk bir t-shirt ve kot pantolon geçirdim. Fluarımı da bağladım, fransız tarzı şapkamı da giyip dersliğe doğru ilerledim.

Derslik gerçekten çok güzel görünüyordu. Tarif edilemez bir şekilde beni kendine çekiyordu. Ayaklarımı vurarak beklemeye başladım, gerçekten sabırsızlanıyordum. İleriden iki kız gözüktü, Ange ile Lara. Hangisinin bana eğitmenlik yapacağını ise merakla bekliyordum.

Bir öğrenci daha!Sevinçle sat'ın yanına koşturdum.Ona ben bakacaktım,çünkü Lara zaten Alex'e bakmıştı ve şimdi sıra bendeydi.Lara'yı hemen gönderip Sat'ın yanına koşturdum. "Selam kuzi!Geldiğine ne kadar sevindim anlatamam!" dedim.Gerçekti.Bazıları sanat ve zanaatın ne işe yaradığını bilmiyordu.Aslında işe yaramadığını düşünüyorlardı ki bu gerçekten üzücüydü.Sat'ın kolundan çekerek bir sıraya oturttum. "Bekle kuzi ben malzemeleri alıp geliyim." dedim ve koşarak yeni dökülmüş bir heykel parçasını kaptığım gibi Sat'ın önüne koydum.

Arkası ve önü düz bir heykeldi bu.Onu şekillendirmeyi öğrencilerimize bırakıyorduk. Sonra bir koşu gidip büyük ve küçük çekiçleri aldım ve birden ona kadar numaralandırılmış gümüş ve çelik uçlu kalemleri aldım ve kuzenimin önüne koydum. "Şimdi istediğini yapmalısın kuzi.Ben burdayım." dedim gülümseyerek.

Ange bana birden ona kadar numaralandırmış çekiçleri vererek heykeli şekillendirmeyi bana bıraktı. Gülümseyerek beni izlemeye başladı. Ben de bu sırada kimi model olarak alacağımı düşünmeye başladım. Artemis, belki olabilirdi ama Artemis'i resmetmek imkansızdı. Bu yüzden daha kolay bir model bulmalıydım. Bir an için Ange'yi düşündüm ama benzetemezsem ayıp olur diyerek model olarak tam karşımda duran söğüt ağacını almaya karar verdim. İçindeki iğrenç dryadlara pis pis baktıktan sonra bu modelin de güzel olmadığına karar vererek çevreme bakındım. Ve pek kolay olmasa da okları model olarak seçtim. "Ange oklar nasıl?" diye sordum. Ange gülerek yanıtladı. "Güzeldir kuzi, haydi başla." diyince ben de 5 numaralı çekici seçip taşı kırmaya başladım.

Çekiçleri taşlara vururken çıkardığı ses gerçekten çok hoştu.Okları resmetmekte fena fikir sayılmazdı yani.Kuzenimi seyrederken bende sınıfı düzenlemek için birkaç tane heykel taşını ayırdım.Sınıff daha yeni olduğu için biraz dağınıktı. "Ange oklar bitti!" Sat'ın sesiyle ona döndüm ve hızlı adımlarla yanına ilerledim.

Normal bir ok gibi duruyordu.Yani cansız gibi gerçek değil gibi.Hemen masanın üstüne koyduğum çelik ve gümüş uçlu kalemlerden birer tane aldım ve Sat'a uzattım. "Kuzi bunlarla oklarının en ince ayrıntısına kadar çizersin." dedim bir tane gümüş uçlu kalemi aldım ve okların ucunun bir tarafını çizdim. "Böyle kuzi." dedim.Sevinçle.

Gümüş uçlu kalemle okun üzerine işlemeye başladım. Önümde örnek olarak dursun diye de hemen arkamdaki oklardan birini alarak ona baktım. Ardından kendi yaptığıma. Arada dağlar kadar fark vardı, nasıl yapacağımı düşünüyordum. Bir kere benim okum hepten gümüştü, yaptığım ise mermerden. Elimdeki gümüş kaleme baktım ve de okun büyüklüğüne. Yavaş yavaş çizmeye başladım, nasıl olsa yapacak daha çok şeyim vardı. Önce kıvrımını çizerek gölgelendirme ekledim. Ardından birkaç boncuk gibi şeyler ekledim üzerine ve yine Ange'yi çağırdım. "Angee! Oluyor mu?" Çok soru sorduğumun farkındaydım ama heykel bitince girişe asmak istiyordum, güzel olmalıydı ki kulübemiz güzelleşsin.

Koşarak kuzenimin yanına gittim ve yaptığı heykele baktım.Ağzımı kapatıp kuzenime bakmayısa sonradan akıl edebildim.
"Kuzi bu karika olmuş!Çok güzel..." Sat memnuniyetle gülümsedi.sanırım başka yapacak bişi yoktu.Tabii Sat başka birşeyler eklemek istemiyorsa.Hemen söze başladım.
"Kuzi,başka bişey eklemeyeceksen bitti.eklemek istersen aletlerimiz var." dedim yandaki alet bölümünü göstererek.

Biraz daha güzelleştirmek fena olmazdı hani. Orada bulunan malzemelerle son rötuşları yaparak mezun olmak hayalimdi. Ange de yardıma gelmişti, beraber eksik kalan yerleri düzelttik, fazla olan taşları kestik. Ok heykelinin üzerine minik minik resimler yaptık, gümüş gümüş oldu heykel okum. Çok sevmiştim, evime götürmek için sabırsızlanıyordum. "E olduysa mezun et beni Ange" dedim kıkırdayarak. Mezun olmak için sabırsızlanıyordum.

Başımı salladım.Kuzenim mezun olmak konusunda son derece haklıydı.Gülümsedim.
"Satallite Morgan,sanat ve Zanaat Becerileri sınıfının ilk mezunusun.Hayırlı olsun." dedim.Biraz ciddi olmuştu sanki ama ben ilk defa birisini mezun ediyordum ve çok eğlenceliydi.Sat gülümsedi ve ellerini çırpmaya başladı "Harika!Mezun oldum!" dedi gülerek.Gülümsedim.Kuzenimin sevinci banada bulaşmıştı sanırım.