Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Kulübe Temizliği - Denetleme #10 | |
|
+3Andrea Grace Harvey William Maxwell Lucianna Fackrell 7 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Paz Şub. 06, 2011 4:45 am | |
| Andrea, Isabella ve William ile çalışma masamıza oturmuş bezik oynuyorduk. Yeni gelen kardeşlere aşk hayatımın bedbahtlığına karşın kumarda bir efsane olduğumu kanıtlamak derdindeydim. Takım arkadaşım olan Andy ile zihin gücüm sayesinde iletişim kuruyor, her fırsatta Bells ile Will'in düşüncelerine sızıyordum ve nedense henüz hiçbiri masayı kafama geçirmemişlerdi. Pekala, kendime yeni kurbanlar bulduğum için mutluydum ama bunun uzun sürmeyeceğini biliyordum çünkü yaptığım hileler yüzünden kimse benimle bezik oynamazdı, çaylakları arada tuzağıma düşürürdüm ama onların da işe ayıkması pek uzun sürmezdi. Sıkıntıyla kucağımda duran kaseye odaklandım ve kıtlıktan çıkmış gibi cips yemeye başladım. Athena kulübesinin gizli abur cubur stokları asla keşfedilemediği için, kulübemizdeki kimse hiçbir zaman zararlı yiyecek krizine girmezdi. Elimizin altında her daim birkaç paket cips, biraz da çikolata bulunurdu. Tabii Helen'in minik mutfağımızda yarattığı mucizeler de her zaman tüm kulübenin ağzını sulandırırdı. Evimi ve kardeşlerimi çok sevdiğimi bir kez daha fark ederek neşeyle içimi çektiğim sırada, korku filmlerindeki sahneleri andıran bir hızla Summ çalışma odamıza daldı. İçeride bulunan üç melezle birlikte ben de istem dışı olarak yerimden fırladım. Ne yazık ki aşırı gelişmiş melez reflekslerim bu sefer beni hayal kırıklığına uğratmıştı; elimdeki cips kasesi yere düşüp kırıldı ve içindekiler yeşil halımızın üzerine saçıldı. Summ'ı gayet iyi tanıyan Andy telaşla sandalyesinden kalkıp pencereden dışarıyı seyretmeye koyulurken Bells ile Will ne yapacaklarını bilemez halde bir bana bir kardeşime bakıp duruyorlardı. İlk önce ortamı yumuşatmak için Summ'a cips isteyip istemediğini sormayı düşündüm ama gözlerindeki bir şey beni bunu yapmaktan alıkoydu. Titrek bir nefes aldıktan sonra "Summ, neden içimden bir ses beni öldürmek istediğini söylüyor?" diye sordum ve beceriksizce sırıttım. Kardeşim olması gerekenden yüksek bir tonla, "Çünkü çok sinirliyim! Herkes derhal kulübenin salonuna geliyor, bilgi yarışmas yapacağız. Her kişi bir kardeşine bir soru yöneltecek, bilenler serbest kalacak ve bilemeyenler temizlik ekibine dahil olacak." dedi. Yine mi temizlik yapılacaktı?! Demin sıcak yuvamı sevdiğimi düşündüğüm için hafiften pişmanlık duyarak, "Tamam, siz gidin, ben gelmiyorum. Zihin gücümle bana yöneltilen sorunun cevabını soran kişinin zihninden öğrenip söyledim ve temizlikten yırttım sayın." dedim. Summer gevrek bir kahkaha atıp ardından "Onu da düşündüm. Marcus ve sen zihin güçleriniz yüzünden temizlik ekibine direk dahil olacaksınız, size ne de olsa bileceğiniz için soru sormayacağız." cevabını verdi. Düşünceli bir şekilde başımı kaşıdıktan sonra "Bir Amerikan vatandaşı olduğumu söylesem, işe yaramaz, değil mi?" diye sordum. Bells kendini tutamayıp kahkaha atarken Summ yerdeki cipsleri işaret etti ve "Onları toplarken deneyebilirsin, bakalım yarayacak mı?" cevabını verip göz kırptı.
"Ah, harika. Tanrılarım! Neden ben?" diye yakınırken 'başa gelen çekilir' moduna çoktan girmiştim. Will'e benimle gelmesi için işaret ettim ve birlikte süpürge ve benzeri temizlik malzemelerini alıp çalışma odasına geri döndük. "Evet kardeş, göster marifetini." demem üzerine Will yerdeki cipslere odaklandı ve hepsi bir anda havaya yükselerek kendi kendilerine çöp poşetinin yolunu tuttular. Kardeşimin telekinezi yeteneği daha önce beni hiç bu kadar mutlu etmemişti. Will'in cipslerle işi bittikten sonra ben de halıyı süpürmeye başladım. Acele ediyordum çünkü bilgi yarışmasını kaçırmak istemiyordum. Benim de kardeşlerime sormak istediğim birkaç güzel soru vardı. Suratıma sinsi bir gülümseme yerleşirken, belki temizlikten yırtmak için birileriyle düello yapabileceğimi düşündüm. Bir telepat ve kılıç eğitmeni olarak bu temizlikten yırtamazsam, yarın gidip Sere'nin evcil tazısına öğle yemeğini ben verecektim, tuhaf bir şekilde kendimle iddiaya girmiştim.
(Evet Athena kulübesi, göreyim sizi! )
| |
| | | William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Paz Şub. 06, 2011 7:53 am | |
| İki telepata karşı bezik oynamak yaptığımı en mantıklı davranış değildi. Her ne kadar oyunun %80inde Queen'in Bohemian Rhapsody şarkısını kafamda söyleyerek düşüncelerime ulaşmalarını engellesemde kalan zamanlarda hamlemi anlayıp ona göre oynuyorlardı. Tabiki beşinci kez yeniliyorduk. Sinirle ağzıma bir avuç cipsi tıktıktan sonra bir sonraki hamlemi kestirmeye çalışıyorken kapı hışımla açıldı. Çıkan gürültü yüzünden Lucy elindeki cips tabağını düşürdü. İçeriye giren Sum'a benzeyen bir yaratıkdı diyebilirim. Evet yaratık! Dış görünüşü Sum'un aynı olmasına ramen yüzündeki vahşi ifade ve keskin bakışları onu korkunç bir yaratığa benzemesine neden oluyordu. Sonunda konuşacak cesareti bulabilen Lucy olmuştu."Summ, neden içimden bir ses beni öldürmek istediğini söylüyor?" Telaşla Summa döndüm. Sinirli bir sesle cevap verdi. "Çünkü çok sinirliyim! Herkes derhal kulübenin salonuna geliyor, bilgi yarışması yapacağız. Her kişi bir kardeşine bir soru yöneltecek, bilenler serbest kalacak ve bilemeyenler temizlik ekibine dahil olacak." Bu duyduğum en aptalca şeydi. Lucy ve Marcus'un telepat olduğunu unutmuş muydu? Bu haksız rekatbet ile ilgili görüşlerimi belirtmek üzereyken. Lucy konuştu. "Tamam, siz gidin, ben gelmiyorum. Zihin gücümle bana yöneltilen sorunun cevabını soran kişinin zihninden öğrenip söyledim ve temizlikten yırttım sayın." Benimle aynı şeyi düşündüğü açıktı. Hemen arkasından zafer kazanmış bir eda ile haince gülümseyerek cevap veren Sum bu kez haklıydı. "Onu da düşündüm. Marcus ve sen zihin güçleriniz yüzünden temizlik ekibine direk dahil olacaksınız, size ne de olsa bileceğiniz için soru sormayacağız." Onaylayan bir şekilde başımı salladım. Bu daha adil gözüküyordu. "Bir Amerikan vatandaşı olduğumu söylesem, işe yaramaz, değil mi?" Bir espri ile ortamı kurtarmaya çalışan Lucy'ye ters bir cevap verdi Sum. "Onları toplarken deneyebilirsin, bakalım yarayacak mı?" Yerdeki cipsleri gösteriyordu. Lucy bana bakarak yardım istedi. kardeşimi kıramadığım için Telekinezi gücümle yerdeki cam parçaları ve cipsleri çöpkutusuna gönderdim. Daha sonra Sum'u takip ederek diğer odaya geçtik. Daha sonra sum konuşmaya başladı. "Kurallar çok basit. Herkes bir kardeşine soru soracak soruyu bilen istediğini yapar bilemeyen temizlikle uğraşır. Yerinizde olsam en iyi atışımı yapardım. Karşınızdakinin yırtmasını istemezsiniz. Çünkü siz yırtamazsanız daha çok iş yapmanıza neden olacak bu. İlk sen başlıyorsun Will sor bakalım istediğin kardeşe." İlk başlamak hoşuma gitmedi ama bildiğim tek şey Sum'un haklı olduğu idi. Çünkü kurtulan her kardeş yapanlara daha fazla işe neden olacaktı. Hemen düşünüp sorumu sordum. " Yunanistan'ın Kozani şehrindeki büyük Athena anıtı hangi yılda yapılmıştır Summ?" kardeşim zekiydi. Ama ona sormamı beklemiyordu. Affallamış bir şekilde bana baktı. Bende ona sen kaşındın der gibi bir bakış attım.
| |
| | | Andrea Grace Harvey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 609 Kayıt tarihi : 18/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Paz Şub. 06, 2011 11:43 am | |
| Kulübede Lucy, Will, Isabella ve ben bezik oynuyorduk.Lucy'yle aynı takımda olduğum için kendimi şanslı sayıyordum çünkü eğer karşı takımda olsaydım delirebilirdim.Tabii ki Lucy sayesinde 5. kez yeniyorduk.Her ne kadar pek bir etkim olmasa da zafer duygusunun verdiği sevinçle gülümsüyordum.Tam Lucy ile bir sonraki hamlemizi yapacakken bir anda Summ büyük bir hışımla içeri girdi.Bu hayra alamet değil diye düşünüyordum.Summ'ın bu yüz ifadesi hiç de güzel bir şey söyleyecekmiş gibi durmuyordu.Summ'ın bu tavrına daha önce birçok kez tanık olduğum için başımı hemen pencereden dışarı çevirdim.Her ne olmuşsa umarım benim başıma patlamaz dedim kendi kendime.Lucy benim kadar tedbirli olamamıştı.Summ'ın korkudan titreten girişi yüzünden ani bir refleks gösterip cips tabağını yere düşürmüştü.Yeşil halımıza.Lucy sakin bir ses tonuyla "Summ, neden içimden bir ses beni öldürmek istediğini söylüyor?" dedi.Summ'ın sinirli ifadesinden bir şey değişmemişti.Hala birazdan arkasından bir kılıç çıkartıp hepimizi doğrayacakmış gibi bakıyordu."Çünkü çok sinirliyim! Herkes derhal kulübenin salonuna geliyor, bilgi yarışması yapacağız. Her kişi bir kardeşine bir soru yöneltecek, bilenler serbest kalacak ve bilemeyenler temizlik ekibine dahil olacak." dedi Summ.Lucy rahatlamış görünüyordu.Onun için sorun olmayacaktı bu yarışma.Soru soranın zihninden soruyla beraber cevabı da alacak ve temizlikten yırtmış olacaktı.Hiç adil değil!Tabi eğer sevgili kardeşim bana da yardım ederse sesimi çıkarmazdım. "Tamam, siz gidin, ben gelmiyorum. Zihin gücümle bana yöneltilen sorunun cevabını soran kişinin zihninden öğrenip söyledim ve temizlikten yırttım sayın." dedi Lucy.Summ bunu duyar duymaz hazırlıklı bir şekilde konuştu: "Onu da düşündüm. Marcus ve sen zihin güçleriniz yüzünden temizlik ekibine direk dahil olacaksınız, size ne de olsa bileceğiniz için soru sormayacağız." İşte şimdi Lucy için üzülmüştüm.Hiç değilse benim bir kurtulma şansım olabilirdi ama Lucy için artık şans mans kalmamıştı.Lucy ile Summ'ın arasında geçen ufak bir atışmadan sonra Summ'ın arkasından salona doğru gitmeye başladık.Umarım kardeşlerim beni zorlamaz diye düşünüyordum.İçimden bir ses bunun tam tersi olacağını söylüyordu ama neyse... Summ salonun ortasında durdu ve "Kurallar çok basit. Herkes bir kardeşine soru soracak soruyu bilen istediğini yapar bilemeyen temizlikle uğraşır. Yerinizde olsam en iyi atışımı yapardım. Karşınızdakinin yırtmasını istemezsiniz. Çünkü siz yırtamazsanız daha çok iş yapmanıza neden olacak bu. İlk sen başlıyorsun Will sor bakalım istediğin kardeşe." dedi.Adil bir yarışma olacak sanırım diye geçiriyordum içimden.Will sanki önceden hazırlanmış gibi hemen sordu: "Yunanistan'ın Kozani şehrindeki büyük Athena anıtı hangi yılda yapılmıştır Summ?'' İnanmıyorum, bu sorunun cevabını bilmiyordum.Benim bildiğim Athena Anıtı Atina kentinde yapılmıştı.Çünkü Athena, Atina şehrinin koruyucusu olarak anılmaktaydı.Will ya blöf yapıyordu ya da gerçekten Kozani şehrinde böyle bir anıt vardı.Dikkatli gözlerle bir Will'e bir de Summ'a bakıyordum.Onlar ise kendi aralarında göz teması kurmuşlardı.Sanki her an birbirlerini boğazlayacaklarmış gibi bakıyorlardı.Summ düşünüyordu.Ben ise hem soracağım soru için hem de bana sorulacak soru için kendimi hazırlıyordum.
| |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 07, 2011 3:59 am | |
| Will'in bu sorusu karşısında afallamıştım. Böyle bir soru beklemiyordum. Bir süre düşündüm. Ama belki sinirli olduğumdan belki de -bu ihtimali düşünmek bile istemiyordum.- sorunun cevabını gerçekten bilmediğimden düşünmem hiçbir işe yaramadı. Hala cevabı bulamamıştım ve bu beni deli ediyordu. Will bana bakıp "Ne o, yoksa sorunun cevabını bulamadın mı Summ ?" diye sordu. Ona sinirle bakarak "Hayır." dedim. "Sorunun cevabını tabii ki biliyorum ama sırf temizliğe kalmak için bu soruya cevap vermeyeceğim." dedim. Diğer kardeşlerimin bu yalanı yemedikleri çok aşikardı ama sanırım bakışım onları korkutmuştu, kimse bir şey diyemiyordu. Bunun üzerine biraz daha sakinleştikten sonra gülümseyerek Sere'ye döndüm. Temizlik konusunda beni tek anlayan kardeşim oydu. Ama nedense bugün biraz solgun ve halsiz görünüyordu. Morali de biraz bozuk gibiydi. Bu yüzden onu temizlikten kurtarmak amacıyla ona kolay bir soru sormaya karar verdim. Gerçi zor bir soru sorsam da Sere'nin bu soruyu anında bileceğinden emindim ama yine de işimi şansa bırakmak istemiyordum. "Ben sorumu Sere'ye soracağım." dedim. Bu sözlerim üzerine Sere dikkat kesilmişti. Biraz düşünür gibi yaptım ve "Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon'un anlaşamamasının kökünde hangi olay yatıyor ?" diye sordum. Diğer kardeşlerim bu soru üzerine tam itiraz edeceklerdi ki "İstediğim soruyu sorabilirim, değil mi ?" dedim. Böylece her ne kadar bunu adil bulmasalar da susmak zorunda kaldılar. Sere de biraz alınmış gibiydi. Sanki Summer, bana bu kadar kolay bir soru sorduğuna inanamıyorum. der gibi bakıyordu. Sere'ye odaklanıp "Sanırım biraz dinlenmeye ihtiyacın var." diye düşündüm. Bu, özel gücümü ikinci kullanışımdı ve işe yarayıp yaramadığından emin değildim ama Sere bana hafifçe gülümseyince işe yaradığını anladım. Sere derin bir nefes aldıktan sonra "Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon anlaşamamalarının kökünde onların önceden Atina şehri için yarışmaları yatıyor. Önce Tanrı Poseidon, Atina şehrine hediye olarak üç başlı yabasını yere vurur ve yerden bir at çıkartarak şöyle der: 'Bu evcil bir attır, insanı yorulmadan istediği her yere götürür, onun yüklerini taşır.' Bunun üzerine juri bu ata hayran kalır. Ama Tanrıça Athena henüz hediyesini sunmamıştır. Athena mızrağını yere saplar ve sapladığı yerden çok güzel bir zeytin ağacı çıkar. Athena da hediyesini şöyle açıklar: 'Bu da zeytin ağacıdır. Meyvesi olan zeytinin saymakla bitmeyen özellikleri vardır. Zeytini insanlar yiyebilirler, yemeklerine katabilirler. Yağını yapıp, yakarlar, geceleri aydınlatırlar. Yemeklere dökerler, çok güzel lezzetler elde ederler. Aynı zamanda bozulmaz, ve bozulmasını istemedikleri yiyecekleri saklarlar. Ve böyle faydaları daha da sayılabilir.' Juri, bu ağaca hayranlıkla bakar bir süre. Sonra da Tanrıça Athena'yı tebrik edip şehrin artık ona ait olduğunu söylerler. Şehrin ismi de Atina olmuştur. Bir Tanrıça'ya yenilen Poseidon da üçlü yabasını sinirle bir dağa fırlatır. İşte bu yüzden ikisi pek anlaşamaz." diye cevap verdi. Sere'nin cevabı gerçekten tatmin edici olmuştu. Sanki bir kitaptan okur gibi anlatmıştı tüm bunları. Hepimiz bu hikayeyi belki de yüzlerce kez dinlememize rağmen Sere anlatırken çıt çıkarmamıştık. Hayranlıkla dinlemiştik onun bu cevabını. "Doğru." dedim gülücükler saçarak. Artık sinirli halimden eser kalmamıştı. "Bu da demek oluyor ki Sere temizliğe katılmayacak. Tebrikler Sere !" Sere hafifçe gülümserken Helen'in neşeli sesini duyduk. "Evet kardeşler, şimdi de soru sorma sırası bende !"
En son Summer K. Ramsey tarafından Ptsi Şub. 07, 2011 4:46 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Isabella Andie Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 112 Kayıt tarihi : 13/11/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 07, 2011 4:33 am | |
| Lucy, Andrea, Will ve ben çalışma masasında otumuş bezik oynuyorduk. Lucy ve Andy ortak olmuşlardı ve bizi yeniyorlardı. Bunda bir hile vardı ama aldırmıyordum, çünkü yapacak başka bir şeyim yoktu. Yenilsekte bezik oynamak en iyisiydi. Biz bezik oynarken Summ hızla yanımıza geldi, sinirli görünüyordu. Lucy "Summ, neden içimden bir ses beni öldürmek istediğini söylüyor?" diye sordu Summ'a ve gülümsedi. Summ biraz yüksek bir ses tonuyla "Çünkü çok sinirliyim! Herkes derhal kulübenin salonuna geliyor, bilgi yarışmas yapacağız. Her kişi bir kardeşine bir soru yöneltecek, bilenler serbest kalacak ve bilemeyenler temizlik ekibine dahil olacak." dedi. Temizlik! Ben tam bir temizlik hastasıydım ve bilgi yarışmasında bana sorulan soruyu bilmesem bile temizliğe kalmak istediğimi söyleyecektim. O sırada Lucy "Tamam, siz gidin, ben gelmiyorum. Zihin gücümle bana yöneltilen sorunun cevabını soran kişinin zihninden öğrenip söyledim ve temizlikten yırttım sayın." dedi. Ardından Summ tekrar konuşmaya başladı "Onuda düşündüm. Marcus ve sen zihin güçleriniz yüzünden temizlik ekibine direk dahil olacaksınız, size ne de olsa bileceğiniz için soru sormayacağız." dedi. Lucy sanırım temizliği sevmiyordu ama Summ'ın söylediğine uyacaktı.
Salona geçtiğimizde ilk önce Will Summ'a sorusunu sordu, Summ soruyu bilemedi ve temizliğe kaldı. Sonra Summ sorusunu Sere'ye sormak istediğini söyledi "Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon'un anlaşamamasının kökünde hangi olay yatıyor ?" diye bir soru sordu. Sere bu soruyu kolayca cevapladı "Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon anlaşamamalarının kökünde onların önceden Atina şehri için yarışmaları yatıyor. Önce Tanrı Poseidon, Atina şehrine hediye olarak üç başlı yabasını yere vurur ve yerden bir at çıkartarak şöyle der: 'Bu evcil bir attır, insanı yorulmadan istediği her yere götürür, onun yüklerini taşır.' Bunun üzerine juri bu ata hayran kalır. Ama Tanrıça Athena henüz hediyesini sunmamıştır. Athena mızrağını yere saplar ve sapladığı yerden çok güzel bir zeytin ağacı çıkar. Athena da hediyesini şöyle açıklar: 'Bu da zeytin ağacıdır. Meyvesi olan zeytinin saymakla bitmeyenözellikleri vardır. Zeytini insanlar yiyebilirler, yemeklerine katabilirler. Yağını yapıp, yakarlar, geceleri aydınlatırlar. Yemeklere dökerler, çok güzel lezzetler elde ederler. Aynı zamanda bozulmaz, ve bozulmasını istemedikleri yiyecekleri saklarlar. Ve böyle faydaları dahada sayılabilir.' Juri, bu ağaca hayranlıkla bakar bir süre. Sonra da Tanrıça Athena'yı tebrik edip şehrin artık ona ait olduğunu söylerler. Şehrin ismi de Atina olmuştur. Bir Tanrıça'ya yenilen Poseidon da üçlü yabasını sinirle bir dağa fırlatır. İşte bu yüzden ikisi pek anlaşamaz." dedi Sere. Ardından gülümseyerek konuşmaya başladım "Ben sorumu Will'e sormak istiyorum. Söyle bakalım Will, İskandinav Mitolojisi'nde ki Tanrıça Freyja ne tanrıçasıdır?" dedim Will'e. Sanırım o da temizliğe kalacaktı. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 07, 2011 5:05 am | |
| Bella benden önce davranmıştı. Will hafiften bozulmuştu, böylesine bir soruyu beklemiyor gibiydi. Düşünmesi için ona zaman bıraktık. En sonunda ''Sanırım bilmiyorum. Hem İskandinav Tanrıçası nereden çıktı ki şimdi?'' diye yakındı. Hepimiz gülüşürken, Will çoktan adını listeye yazdırmıştı. Freyja, bildiğim kadarıyla bereket tanrıçasıydı. Sırama isyan ederek,''Tamam artık kimse beni durduramaz! Ben de sorumu sorucam. Ben sorumu Andy'e soruyorum.'' Andy heyecanla sorumu bekleyemeye başladı. Yeni gelen kardeşler nasıl olsa ileride çok temizlik yapacaklar diye düşünerek kolay sormaya karar verdim. ''Andy, Antik Roma Mitolojisinde, Zeus'a ve Athena'ya verilen isimleri söyler misin?'' Bu soruyu bileceğinden emindim. Diğerleri Andy'nin cevabını beklerken ben kollarımı birbirine dolayıp geriye yaslandım. Andy gözlerini devirdi, ''Sanırım sadece Athena'yı biliyorum. O da Juno.'' Summer benden önce kafasını sallamaya başlamıştı. Duruma gülerek, ''Yaklaştın ama Juno başka birinin adı. Kıskanç birinin.'' Andy kıkırdamıştı ama aklına gelmiyor gibiydi. ''İyi düşün, Andy! Bilebilirsin, çok kolay.'' ''Bilemiyorum Helen. Hatırlıyor gibiyim ama hepsini birbirine karıştırdım. Bence bu kadar yeterli elinde sonunda temizliğe katılacaktım zaten.'' dedi. ''Ah, pekala canım.'' dedim. Summer lafa karıştı, ''Hey! Doğru cevap nedir peki?'' Ona dönerek, ''Zeus, Jüpiterdi. Athena ise Minerva. Kılıçımla kalkanım bu yüzden bu ismi taşıyor.'' dedim. ''Evet nasıl unuturum! Juno Heraydı.'' Üzüntüyle başımı salladım. Kim kime ne soracağını düşünürken ben sadece bana gelecek soruyu tahmin etmeye çalışıyordum. Lucy sorusunu düşünmüştü, sessizliği bozarak, ''Ben sorumu buldum. Şimdi kime sorsam, kime sorsaaam?'' diyerek hepimizi baştan aşağı süzdü. En sonunra ''Helen?'' dediğini duydum. Kendimi büyük bir bilgi yarışmasının içinde gibi hissediyordum. ''Evet Lucymu! Sor bakalıım.'' dedim. Lucy, merakla bana doğru döndü ve düşünmeye başladı. Lucy düşünürken kafama girmesini engellemek için aklımdan yüksek seslerle 'Nolur temizliğe katılmayayım, Nolur temizliğe katılmayayım' diye dua etmeye başladım. Lucy aniden gözlerini açıp şaşkınlıkla bana baktı. Birden bir kahkaha koyverdik ve diğerleri ne olduğunu anlamaya çalışırken Lucy sorusunu sordu.
| |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 07, 2011 6:13 am | |
| Halımızı kırık camlar ve cips kırıntılarından tamamen arındırdıktan sonra aceleyle çalışma odamızdan çıkarak salonumuzun yolunu tuttum. 12 kardeşim de salonun ortasında ayakta dikilmekteydi ve suratlarında birbirine eş heyecanlı ifadeler vardı. Bells'in yanına yaklaşıp "Ben yokken neler oldu?" diye fısıldadım. Bana sırıtarak bakıp "Şimdiden iki kişi temizliğe kaldı ve Will de birkaç dakika içinde gruba dahil olacak gibi." cevabını verdi. "Peki yırtan kimse olmadı mı henüz?" diye sorduğumda, "Sadece Sere. O da Summ kolay bir soru sorduğu için." cevabını aldım. Summer bu bilgi yarışması işini iyi düşünmüştü. Şimdi tüm kardeşler birbirlerini temizliğe bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlardı ve bu da temizliğin daha fazla kişi tarafından, daha kolay bir şekilde yapılabilmesini sağlayacaktı. Summer'ı takdir ederdim; temizliğe kalacak grubun daimi üyesi olarak görülmeseydim. Herkes soracak bir soru düşünüp kurbanını seçerken ben Helen'i gözüme kestirdim. Düşüncelerini okuduğumda kendimi tutamayarak kahkaha attım çünkü zihninin içinde bas bas 'lütfen temizliğe katılmayayım' tarzı bağırıyordu. Sırıtarak ona "30 Yıl Savaşları'nı biliyorsundur. Bana Danimarka kralı 4. Christian'ın savaşa kaç yılında ve kimin tarafında dahil olduğunu söyleyebilir misin?" diye sordum. Helen dudaklarını büzerek masumca bana baktığında, sorumun biraz zor kaçmış olduğunu fark ettim. Eh, kardeşimi çok seviyor olabilirdim ama konu benim de katılacağım bir temizlikse, ekibi kalabalık tutmak işime gelirdi. Tüm kardeşlerin suratına düşünceli bir ifade hakim olmuştu, Helen ise gözlerini tavana dikmişti. Ona kısık bakışlar atarak "Madalyonundan yardım almak yok." demem üzerine iki elini de havaya kaldırarak ''Pekala, pes ediyorum. Beni de listeye ekleyin." dedi. Gülümseyerek "Bunu nasıl bilmezsin Helen?" dedim ve şakacıktan kardeşimi ayıpladıktan sonra "1625 yılında, İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın desteğiyle kendisini Protestanlığın savunucusu ilan etmişti." dedim. Üniversitede tarih bölümünde okuyordum ve çok fazla araştırma yaptığımdan, geçmişle ilgili tüm detaylı bilgilere sahiptim. Kulübedeki tüm kardeşler gözlerini devirmek tarzı tepkiler verirken tekrar yarışmaya dönmemiz gerektiğini fark ettim.
Tüm kardeşlerime tek tek baktıktan sonra "Temizliğe kalacak kişiler gidip koltuğa otursun ve yırtanlar salondan çıksın." dedim. Sere bana hafif bir baş selamı verdikten sonra gülümseyerek kulübeden çıktı. Andy, Summer, Marc ve Helen ise suratlarında yılgın bir ifadeyle koltuklara geçtiler. Bu yarışmanın çok eğlenceli olduğunu fark etmiştim. "Madem bana soru sorulmayacak, ben iki soru sorayım o halde." diyerek göz kırptım. Sağ elimin işaret parmağını çeneme dayayarak bir süre soru soracağım kişiyi düşündüm ve sonra kurbanımı seçtim. "İkinci sorumu Troy'a soruyorum." diyip gülümsedim. Troy bana küskün bir bakış atarken, "Türkçe dilinde en fazla kaç sessiz harf yan yana gelmiştir?" diye sordum. Doğma büyüme Amerikalı olan Troy büyük ihtimalle o dilin varlığından bile haberdar değildi. Sıkıntıyla bir süre bana baktıktan sonra "En iyisi sallamak. 5 diyorum." cevabını verdi. Tüm kardeşler kahkaha atarken Summ, "Bari tutma ihtimali olan bir sayı atsaydın!" dedi. Temizlik için bir kurban daha bulduğunu düşündüğü için suratına koca bir gülümseme yayılmıştı. Sıkıntıyla Troy'a dönüp "Bildin. Sendeki şansa halk dilinde eşek şansı derler. Türkçede beş sessiz harfin yan yana geldiği bir kelime var; kontrplak." dedim. Şimdi tüm kardeşlerin suratına şaşkın bir ifade hakimdi. Bazılarının Troy'u parçalarına ayırmak istedikleri gözüme net bir şekilde çarpıyordu. Troy yüksek sesle bir kahkaha attıktan sonra, "O halde, auf wiedersehen sevgili kardeşlerim!" diyerek kulübeden çıktı. "Şimdi, bir bakalım kimler kalmış. Cole, Bells, Mariela, Marissa, Melody. Will, sen cevabını henüz vermedin, değil mi?" diye sordum kardeşime. Eşyalara hükmediyor olabilirdi ama anladığım kadarıyla alnında boncuk boncuk birikmiş olan terler cevabı bildiği içib orada değillerdi.
En son Lucianna Fackrell tarafından Salı Şub. 08, 2011 10:52 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 07, 2011 6:30 pm | |
| Sorulan soru kafamı allak bullak etmişti. Bana neydi ki iskandinav tanrıçasından. Bu temizlikten yırtmalıydım bir şekilde ama nasıl? Kafamın içinde planlar yapmaya başladım. Eğer elektrik kablolarına sızabilirsem... Evet evet elektriği kesip birkaç eşya deviririm deprem oldu sanırlar. Soruda unutular bir dahaki seferede cevabı öğrenmiş olurum. Harika bir plandı ancak henüz gözlerimi kapatmadan gücümü kullanamıyordum kapatırsam da görme ihtimalleri yüksekti. Lucy'nin bana yöneltiği cümle yüzünden tüm ilgi üzerimdeydi. Artık yapacak birşey yoktu. Boğazımı temizledikten sonra konuşmaya başladım. "Frejya aslında mitolojideki... Boşversene bilmiyorum işte sallayıp rezil olmanın anlamı temizlik yaparım daha iyi." Evet bu ani olay yüzünden temizlikten yırtamamıştım. Neyse ki özel güçlerimle işin bana düşen kısmını hızlıca ve yorulmadan yapabilirdim. O sırada temizliğe kalan isimlere baktım. Lucy, Sum, Marc, Ben hala açıkta beş kardeş vardı. İçerideki dağınıklığı düşününce bence kalanların hepsine ihtiyacımız vardı ama konuşmak istemedim. Birsüre kimseden ses çıkmayınca. "O zaman Helen'e ben sorayım. Söyle bakalım Truva şehri hangi tanrıyı tanrısı olarak seçmişti?" Bu benim favori sorumdu. Çoğu kişi bunu doğru bildiğini sanırdı. Helen'in cevabı hızlı ve kendinden emindi. " Tabi ki de Poseidon." Bense yarışmalardaki yanlış cevap butonu sesi çıkartarak güldüm. "DAAAT...Doğru cevabımız Apollon olacaktı." Bu iyi olmuştu. Şimdi temizlik yapacak bir kişi daha vardı. Ben kafamda en kolay işi seçmek için düşünüyordum. O sırada kardeşlerimizden 4'ü sabırsızlıkla bekliyorlardı. Lucy zorunlu olarak temizliğe kalacak olmaktan pek hoşlanmamışa benziyordu. Odadaki gergin ortamı hissedebiliyordum. Bugün temizlik sırasında nahoş bir olay yaşamamız işten bile değildi. Belki de Sum'a kolay bir soru sorup gitmesine izin vermeliydim böylece olası bir tatsızlığın önüne geçmiş olabilirdim. Ama artık çok geçti. Susup diğerlerinin soru cevap bölümünü bitirmesini bekledim. | |
| | | Andrea Grace Harvey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 609 Kayıt tarihi : 18/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Salı Şub. 08, 2011 12:25 am | |
| Kulübede kardeşler arasındaki gergin ortam devam ediyordu.'Umarım bu yarışma bir kavgayla sonuçlanmaz' diye geçirdim içimden.Herkes birbirine sorular sorarak temizlikten yırtmaya çalışıyordu.Adil bir yarışma oluyordu.Tabii Lucy ve Marc'ın benimle aynı fikirde olduğunu pek zannetmiyorum.Lucy her ne kadar temizliğe katılacak olmasından mutsuzluk duysa da yarışmayı büyük bir keyifle izliyordu.Şu anda temizliğe katılacak olan 5 kişi vardı: Lucy, Marc, Summ, Will ve ben.Bu koca kulübeyi 5 kişi temizlemek gözüme çok zor bir işmiş gibi gözüktü bir anda.Sanırım zaten de öyleydi.Temizlik listesine birkaç kişi daha almamız gerekiyordu.Hazır kimse birbirine soru sormuyorken fırsattan istifade ederek araya karşıtım.''Durun durun!Bana soru sorulduğuna göre artık benim de birine soru sorma zamanım gelmiştir ha?'' diyerek kardeşlerime baktım.Helen evet anlamında başını salladı ve ''Seç bakalım kurbanını!'' diyerek sırıttı.Ben de kardeşlerime gülümseyerek ''Merak etmeyin kardeşlerim, merhametli olacağım.'' dedim.Henüz kendilerine soru sorulmamış olan kardeşlerimi süzüyordum.Gözüme Isabella'yı kestirmiş bir şekilde ona bakarak ''Söyle bakalım Isabella, Yunan mitolojisindeki Medusa dışındaki diğer gorgonlar kimlerdir?'' diyerek sordum.Isabella sorduğum soruyu duyar duymaz gözlerini devirerek mahzun gözlerle bana bakmaya başladı.Bu soruyu biliyor olmalıydı.Onun Yunan mitolojisiyle ilgili tüm kaynakları okumuş olduğuna emindim.Çünkü o çok meraklı ve araştırmacı biriydi.Diğer tüm kardeşlerim gibi.Isabella sakin ve pes etmiş bir şekilde ''Sanırım şeeey, beni de listeye ekleyin, bilmiyorum.'' dedi.Dudaklarımı ısırarak Isabella'ya baktım ve özür dilerim anlamında başımı salladım.''Hadi ama Is, biraz düşünürsen hatırlayacağına eminim!'' diyerek ısrar ettim ama Is ''Bilmiyorum ki hatırlayayım!Hem zaten 5 kişi bu kulübeyi anca iki günde temizlerdiniz.'' dedi.Kızgın olmadığı belliydi ve bunu anlayınca içim rahatladı.''Peki o zaman, 6 kurban olduk.'' dedim muzipçe.Will meraklı bir şekilde sordu ''Medusa'dan başka yılan kafa var mıydı ki?'' Will'e bakarak güldüm.Gözlerimi kırptım ve ''Evet, üç kız kardeştirler; Medusa, Euryale ve Stheno.Medusa hayata çok güzel bir kız olarak başladığında, Athena onu çok kıskanmıştı. Poseidon'un Medusa'nın güzelliğinden başı öylesine dönmüştü ki, ona Athena'nın tapınaklarından birinde sahip oldu. Bu Athena için son derece aşağılayıcı bir davranıştı, o da Medusa'yı bir Gorgon yaparak cezalandırdı. Medusa, bir insan olarak doğduğu için ölümlüydü.'' Aslında Will' sadece 'evet' demem yeterliydi ama sanırım kardeşlerime kendimi kanıtmalamak istiyordum.Ayrıca söz Yunan mitolojisi olunca bilgilerimi paylaşamama engel olamıyordum.Will ''Aman ne güzel!'' diyerek kinayeli bir şekilde konuştu.Hepimiz ona gülmeye başlamıştık. Koltuğun tepesine oturmuş ve kardeşlerimize bakarak gülen Lucy'nin yanına oturdum.''Çok çekişmeli bir yarışma ha?'' diyerek Lucy'ye sırıttım.Lucy de güldü ve ''Hem de ne biçim!Umarım kimse birbirini boğazlamaz!'' dedi komik bir şekilde.İkimizde kahkahayı bastık ve koltuğun tepesinde yarışmayı izlemeye devam ettik.Temizliğe katılmamı engelleyecek olan soruyu bilemediğim için üzülmüştüm ama sanırım temizlik yaparken bile çok eğlenecektik.Yarışma devam ediyor, yeni kurbanlar aranıyordu.
| |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Çarş. Şub. 09, 2011 7:46 am | |
| Kısa bir sessizlikten sonra Mariela "Ben sorumu Cole'e sormak istiyorum." dedi. Cole, hiç de temizlik için istekli gibi durmuyordu. Bezgin bir tavırla "Tamam, hadi sor bakalım." dedi. Mariela bir süre düşündükten sonra Cole'e "Basketbol sahasının alan ölçülerini söyleyebilir misin ?" diye sordu. Birden Cole'ün yüzü aydınlandı. Sorunun cevabını bildiği anlaşılıyordu. Neşeyle "Tabii ki de söyleyebilirim. Basketbola bayılırım ben !" dedi. Bu cevabın üzerine Cole dışında hepimiz üzüntüyle dudaklarımıza büzdük. Cole "Alanın ölçüleri değişiklik gösterebilir ama normal ve ideal boyutlar 28 metreye 15 metredir." diye yanıtladı soruyu gülümseyerek. Hepimiz bir umut Mariela'ya baktık. Mariela sıkıntıyla iç çektikten sonra "Doğru." dedi ve böylece hepimizin umutları suya düşmüş oldu. Cole neşeyle "Öyleyse ben sorumu sorup gideyim." dedi ve soru soracağı kişiyi aramaya başladı. Gözleri bir süre Melody ile Marissa arasında gidip geldikten sonra gözlerini Marissa'da sabitledi ve "Ben sorumu Marissa'ya soracağım." dedi. "Hmm, evet Marissa. Söyle bakalım, turkuaz rengini nasıl elde edersin ?" diye sordu. Bizi olabildiğince az kişi olarak mı bırakmaya çalışıyordu ? Lucy Cole'e "Bu soruyu çok mu düşündün Cole ?" deyip sinirli bakışlar atarken Cole sinir bozucu bir gülümsemeyle "Soru sorudur Lucy." dedi. O sırada Marissa sevinçle "Mavi, yeşil ve beyaz renklerini karıştırarak turkuaz rengini elde edebiliriz." dedi. Cole "Evet Marissa, doğru bildin. Bu kıyağımı da unutma. Neyse, ben çıkıyorum kardeşler. Kampta şöyle güzelce eğleneceğim. Merak etmeyin, sizin yerinize de eğlenirim. Ha unutmadan, size iyi bir haberim var. Bu sefer çoraplarımı topladım. Rahat olabilirsiniz yani." dedi ve neşeyle kulübeden çıktı. Cole'ün bu davranışı gerçekten sinir bozucuydu ama bilgi yarışmasına devam etmekten başka çare yoktu. Umutsuzca Marissa'ya döndüm ve "Evet Marissa, sanırım sen de sorunu Melody'ye soracaksın." dedim. Marissa başını evet anlamında salladıktan sonra Melody'ye dönerek "Evet Melody, 'Düşünüyorum, öyleyse varım.' Bu sözü kim söylemiştir ?" diye sordu. Lucy favori sözlerinde yer alan bu sözü duyunca neredeyse cevabı söyleyecekti ki son anda kendini tuttu. Ama zaten o söylemese bile Melody bu soruyu bilecek gibi duruyordu. "Descartes !" dedi sevinçle. "Doğru yanıt Melody." dedi Marissa. Melody de bildiğine göre temizliğe Lucy, Andy, Will, Isabel, Helen ve ben katılacaktık. En azından bir kişi daha bulabilirdik. Ama maalesef herkes birbirine bildiği yerlerden sormuşlardı sanki önceden anlaşmış gibi. Belki de gerçekten öyle yapmışlardı ama artık bunun bir önemi yoktu iş işten geçmişti ve biz de daha fazla vakit kaybetmeden başlamalıydık temizliğe. "Evet." diyerek ayağa kalktım. "Üzgünüm ama artık temizliğe başlamak zorundayız kardeşler !" diyerek acı gerçeği yüzlerine vurdum. | |
| | | William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Paz Şub. 13, 2011 7:05 pm | |
| Son olarak Melody'nin de kulübeyi terk etmesiyle kulübede 6 kişi kalmıştık. Herkes isteksizce ve asık bir suratla birbirine bakıyordu. Sessizliği bozan ben oldum. "Pekala millet, kulübenin kendi kendine toplanacağı yok anlaşılan. Şimdi kaldırın arkalarınızı da işe başlayalım." İsteksiz inlemelerin ve oflamaların kesilmesini bekledikten sonra konuşmamı sürdürdüm. "Evet ben de en az sizin kadar mutluyum bu kutsal görev bana kaldığı için(!) ama bu iş yapılmak zorunda. Bence en kolay ve hızlı yol iş bölümü yapmak. Kulübe başkanımız olarak Lucy kimin ne yapacağına adil bir şekilde karar verebilir diye düşünüyorum."Adil kelimesini özellikle vurgulamıştım. Lafımı bitirdikten sonra Lucy'ye baktım. Lucy biran düşündükten sonra kararlı bir tonda konuştu. "O zaman ikişerli gruplara görevleri bölüştüreceğim. Helen ve Andy siz yerleri ve camları silin. Sum ve Will siz ikiniz yatakları ve giysileri toparlayıp zırhları parlatın. Isabel ve ben de mutfak ve banyo ile ilgileniriz." dedi. Biraz için itiraz edecek gibi olan Sum'a bakıp "İşini bitiren grup diğer gruplara yardım ederler. Hadi herkes iş başına." dedikten sonra Isabel ile mutfağa doğru yöneldiler. Ben de Sum'a şöyle bir baktım. Göz göze geldiğimizde hala soru yüzünden bana kızgın olduğunu farkettim. Zorla gülümsedikten sonra en yakındaki yatağın yanına gittim. Yastıkları yerleştirip yorganı kapattıktan sonra üzerine beyaz standart yatak örtülerinden birisini hızla kapatıp diğer yatağa geçtim. Sum da başka bir yatakla ilgileniyordu. Er ya da geç öfkesini suratıma kusacaktı. Ortamdaki gerginlik gittikçe artıyordu. Göz göze gelmemek için arkamı döndüm. O sırada mutfaktan cam kırılması sesi geldi. Bir süre sonra Lucy'nin sesini duyduk. "Pardon benim hatam." Galiba bir bardak kırılmıştı. Tekrar işimizin başına döndük. Telekinezi kullanarak aynı anda birden fazla yatağı düzeltiyordum. Kulübeye geldiğimden beri her temizliğe katılmıştım. Her seferinde bu işten biraz daha soğuyordum. O kontroller olmasa bu kampta herşey mükemmel olacaktı. Görevler, eğitimler ve antremanlar derken zaten canım çıkıyordu. Tüm o yorucu işelerin üzerine bir de temizlik yapmak en çok koyuyordu insana. Ayrıca anaokulundan beri de ilk defa bilgi yarışmasında sorulan bir soruyu bilememiştim. Kendimi kavanozdan kurabiye çalmış kiçik bir çocuk gibi hissettim biran için. İskandinav mitolojisini nerden bilebilirdim ki. Ben ki ilkokulda matematik olimpiyatlarında ortaokul öğrencileriyle aşık atmış bir öğrenci, kulübe de sorulan basit bir soruyu bilememiştim. Kendime çok kızgındım. O sırada Sum'un kızgın sesiniz duydum. "Oyalanmayı bırak çabuk ol!" Sesinde hırçın bir ton vardı. Gülerek cevap verdim. "Sorduğum soru için kızgınsın değil mi Sum?" Kafasını hızla çeviredi ve "Hıh" dedi. Ben ise konuşmamı sürdürdüm. "Cevabı öğrenmek istersin belki. Kozani'de Athena anıtı yoktur." gülmeye devam ettim. Sinirlendiğini hissedebiliyordum. Vereceği cevabı merakla bekliyordum. | |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Perş. Şub. 17, 2011 12:23 pm | |
| Will'in bu sözüyle birlikte içimi bir öfke dalgasının kaplamaya başladığını hissettim. Sinirimi dışa vurmamak için dişlerimi sıkmak zorunda kaldım. Ama bu pek de işe yaramamıştı. "İyi." dedim. "Umarım şimdi ikimiz de temizliğe kaldığımız için mutlusundur, kardeşim." Will'in sözlerimdeki imayı ve sinirli halimi fark etmemesi mümkün değildi. Bu her halimden anlaşılıyor olmalıydı. Her ne kadar kendimi tutmaya çalışsam da öfkem dışa yansıyordu. Will'in bana çaktırmadan gülmeye çalışmasının da işimi pek kolaylaştırdığı söylenemezdi. Ben de bunları unutup biraz sakinleşmek için kendimi işime verdim. Zaten Will ile çoğu yatağı toplamış olduğumuz için kendimi oyalayamadan buradaki iş bitmiş, sıra giysileri toplamaya gelmişti. Ben kendi dolabımdaki ve diğer kız kardeşlerimin dolaplarındaki giysileri toplarken Will de erkek kardeşlerimizin kıyafetlerini topluyordu. Topladığım kıyafetleri bir sepete doldurdum ve tam Will çamaşır makinesine doğru giderken hızla yanından geçerek sepetteki giysileri makineye attım. Ona arkamı döndüm ve tatlı tatlı (!) gülümseyerek "Sanırım önce bu çamaşırların yıkanmasını beklemen gerekecek." dedim. Memnun bir ifadeyle zırhların yanına giderken "Hey Will, gelirken kendine bir bez almayı unutma. Ben sana getirmemişim sanırım." demeyi de ihmal etmedim. Evet, doğru tahmin ettiniz, bu temizliği ona zehir etmeyi planlıyordum. Gerçi zaten o temizlikten ben olmadan da nefret ediyor olmalıydı. Ama yine de bu yeterli değildi. Onu gıcık etmek için elimden geleni yapmalıydım. Ben zırhları temizlemeye başlayalı yaklaşık yirmi dakika olmuştu. Büyük ihtimalle Will hala bezini arıyordu. Ben kendi kendime sinsi bir şekilde gülümserken Will'in oflama seslerini duydum. "Hey, Sum ! Şu bez parçasının nerede olduğu hakkında bir fikri-" Konuşması yarıda kesilince bezin benim yanımdaki masanın üzerinde gördüğünü anladım. Birkaç saniye ağzı açık bir şekilde bekledikten sonra "Ne yani ? Bu küçük bez parçası deminden beri burada mıydı ? Ben iki saattir onu arıyorum be !" dedi sinirli bir şekilde. Bu kez gülen taraf bendim. "Abartma Will, en fazla yirmi dakika oldu." dedim. Eh, bu sefer de sinir etme sırası bendeydi. "Sen. Onu bana bilerek arattın, değil mi ?" Will gerçekten çok sinir olmuştu. "Ben mi ? Yok canım, ben hiç öyle şey yapar mıyım ? Hem de kardeşime, yalnızca gözümden kaçmış işte. Kusura bakma." dedim. Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kalmıştım. Gerçi Will bunu kasıtlı olarak yaptığımı anlamıştı ama bir şey demedi. Yalnızca masanın üzerindeki bezi hızla çekip zırhlara yönelmekle yetindi. Birinci zırhı normal bir şekilde temizleyip parlattıktan sonra kardeşim özel gücünü kullanmaya başladı. Zırhları telekinezi yoluyla temizliyordu şimdi. Ben ise hala harıl harıl zırhları parlatmakla uğraşıyordum. Aslına bakılırsa onun bu yeteneğine imrenmiyor değildim; temizlikteki faydalarını görünce...
Zırhları bir süre daha temizleyip sonunda üstlerinde yansımalarımızı görmeyi başaracak kadar temiz olduğunda elimizdeki bezleri bıraktık ve birbirimize dik dik bakarak salona yöneldik. Diğer kardeşlerin de işlerini bitirmiş olduklarını umuyordum.Biz salona girdiğimizde Lucy ile Isabel de mutfaktan geliyorlardı. Görünüşe göre Lucy ile Isabel'in işleri bitmişti. Ama Andy ile Helen'in işleri için aynı şey söylenemezdi. Onlar hala camları silmekle meşguldüler. Büyük ihtimalle 'İşini bitiren diğerlerine yardım eder.' kuralını hatırlayan Will temizlikten birkaç dakikalığına da olsa kurtulmak amacıyla "Aslında benim çamaşır makinesine atmam gereken çamaşırlar var." dedi ve salondan çıktı. Benim ise onu rahat ettirmeye niyetim yoktu. Diğer kardeşlerime gülümseyerek "Bari ben de Will'in yanına gideyim. Malum, daha makineden çıkan çamaşırların asılması falan gerek. Yardıma ihtiyacı olabilir." dedim ve salondan çıktım. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 21, 2011 7:59 am | |
| Bells ile önce banyoyu güzelce temizlemiş, sonra da mutfağımıza geçmiştik. Sabah yaptığımız kahvaltının bulaşıklarını yıkamak oldukça fazla vaktimi almıştı ama genel olarak ikimiz de az konuşup çok çalıştığımız için kardeşimle uyumlu ve hızlı bir şekilde işi ilerletiyorduk. Benim sakarlıklarım yüzünden arada başımıza birkaç kaza geliyordu ama onu beni mutfağa sokmadan önce düşünmeleri gerekiyordu. Kimse bana yaşattıkları haksızlığı önemsemiyor gibiydi ama temizliğe kalmayı hak etmediğimi düşünüyordum. Yarışmada sorulan sorulardan yalnızca Kozani'deki Athena Anıtı sorusu kısa bir süre bocalamama neden olmuştu ama çok geçmeden cevabın orada bir anıt bulunmadığı olduğunu anlamayı başarmıştım. Zihinsel güçlerim olsun veya olmasın, ben konu bilgi yarışması oldu mu hep iddialı davranırdım. Bir sandalyenin üzerine çıkmış, mutfak raflarının tozunu alırken Bells'e "Cezamız o kadar da kötü değil." dedim kendimi avuturcasına. Anlaşılan aramıza yeni katılmış olan kardeşim pek de benim gibi düşünmüyordu ama gülümseyerek "Haklısın." cevabını vermekle yetindi. Başımı yukarı ve aşağı yönlerde salladıktan sonra "En azından yataklar ve camlardan yırttık." dedim, Bells sözlerime bir kahkaha ile karşılık verdi. O kadar haksızlığa uğradıktan sonra kendime iş bölümünde minik bir kıyak geçmemin kimseyi rahatsız etmeyeceği düşüncesindeydim. Hem, banyomuz bizi fazla uğraştırmamış olsa da mutfak kesinlikle küçümsenemeyecek kadar kirliydi. Titiz bir kız kardeşe sahip olduğum için şanslıydım; Bells ile mutfağı tamamen mükemmel hale getirmeyi, zor da olsa başardık. İkimiz de derin birer nefes aldıktan sonra tam ben içeri gidecekken "Kardeşlere bir sürpriz yapmaya ne dersin?" diye sordu Bells. Merakla ona döndüm ve sonra, "Bence temizliğin üzerine çay ve yanında da kakaolu kek iyi gider." diyerek göz kırptım. İki kız, suratımızda sevinçli ve fedakar ifadelerle tekrar mutfak tezgahına yöneldik. Hakkını yememem lazımdı; Bells konu yemek yapmak olduğunda benden çok daha başarılıydı. Onun için keki hazırlama faslında sadece getir-götür işleriyle ilgilenmeyi tercih ettim. O kekimizi fırına koyarken ben de güzelce demlensin diye çayın altını kısmıştım. Keki hazırlamak için kullandığımız malzemeleri de yıkadıktan sonra içeri gitmeye karar verdik. Burada yapabileceğimiz bir şey kalmamıştı ve kardeşelerle başta yaptığımız anlaşmaya göre, işini bitirenin diğerlerine yardım etmesi gerekiyordu. Biz mutfaktan çıkarken, Summ ve Will de salonumuza geldiler. İşlerini çabuk bitirmiş olduklarını düşünüyordum ama Summ'ın pratikliğiyle Will'in telekinezi yeteneğini küçümsemiş olmam da bir ihtimaldi. En azından ikisi de hala yaşıyordu ve şimdiye kadar birbirlerini öldürmemiş olduklarından, kendimizi şanslı sayabilirdik.
Helen ve Andy'nin işlerinin bitmemiş olduğunu gören kardeşler geldikleri kadar hızlı bir şekilde salonu terk ettikten sonra Bells ile bir süre birbirimize baktık. En sonunda Helen'in suratındaki tatlı ifadeye daha fazla dayanamayacağımı fark ettim ve ona mutfağı işaret ederek "Orada sizi bir sürpriz bekliyor, gidip biraz dinlenin. Burayı Bells ve ben hallederiz." dedim. Andy ve Helen bana minnettarca gülümsedikten sonra mutfağın yolunu tuttular. Bells'e moral verici bir şekilde gülümsedikten sonra cam silme bezini elime alıp, yarısı temizlenmiş cam ile uğraşmaya giriştim. Kollarımın yavaş yavaş bana ihanet etmeye başladığını hissediyordum ama henüz pes edemezdim çünkü iş dağılımı yaparken atladığım bir alan vardı ve tüm kardeşler hep beraber toplamaya girişsek bile oradaki işimizi bitirmemiz saatler alırdı... Çalışma odamız, karmakarışık ve tozlu raflarıyla hala biz zavallı Athena çocuklarını bekliyordu.
Kek;
- Spoiler:
| |
| | | William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 21, 2011 8:37 am | |
| Lucy'nin herşeye ramen bize kek yapması hoş bir davranıştı. Tabiki kardeşim Bels de aynı şekilde. Üstelik çikolatalı kek en sevdiğim. Mutfakta oturup çikolatalı kekten koca bir dilim yerken sıcak, demli bir bardak çay içimek herkesin üzerindeki gerginliği almıştı. Summ bile bana cinayet işleyecekmiş gibi bakmıyordu artık. Kek o kadar lezzetliydi ki dayanamayıp bir dilim daha aldım. Herkes bu ufak moladan hoşnuttu. Sonunda herkes bitirmişti kekini. Konuşan Summ oldu. "Ben bulaşıkları yıkarım." Hemen arkasından da ben konuştum. "Bende yerdeki kırıntılarla ilgilenirim." Hayatımın her döneminde olduğu gibi temizlikten hala nefret ediyordum. Ama kardeşlerimin de hastası olduşu söylenemezdi. Sonuçta birisi bütün bunları yapmak zorunda kalacağına herkesin yapması çok daha kolay ve pratikti. Elime aldığım süpürgeyle hızla yerdeki kek kırıntılarını aldım. Bu sırada hızla bulaşık yıkayan Summ'a baktım. "Yardıma ihtiyacın var mı Summ?" Dönüp bana baktıktan sonra kafasıyla yukarıyı işaret ederek cevap verdi. "Sağol. Aslında şu kuruladığım tabakları yukarıdaki dolaba koyabilirsin benim için çok yüksekte dedi." Hemen kuruladığı tabakları alıp kollarımı uzatarak dolaba yerleştirdim. Biran sonra ikimizde diğer kardeşlerimizin yanına salona doğru yol almıştık. Salona geldiğimizde tüm kardeşler oradaydı. Lucy konuşmaya başladı. " İşin en zor kısmını en sona bıraktık. Evet şimdi sıra Çalışma odamızda." Olamaz hepimizin aslında bildiğimiz ama düşünmek bile istemediğimiz büyük soruna gelmişti sıra. Çalışma odasının temizliği. Athena çocukları araştırmayı ve çalışmayı çok sevdiği için en çok kullandığımız oda da çalışma odasıydı. İçeride kağıtlar, taslaklar, maketler, projeler, ödevler, stratejiler aklınıza gelebilecek herşey karman çorman bir haldeydi. Şimdi başlasak sabaha ancak bitecek bir haldeydi çalışma odamız. Kafamdan aptalca bir plan geçti. Telekinezi gücümle çalışma odasını kulübenin geri kalan kısmından ayırırsam denetlemede kimse görmezdi. Böylece toplamak zorunda kalmazdık. Düşüncelerimi Lucy'nin otoriter sesi bozmuştu. "Hepimiz birlikte yapacağız çalışma odasını." Herkes derin bir iç çekip çalışma odasına doğru yürüdü.İçeriye girdiğimizde beklediğimizden daha büyük bir kargaşa vardı. Odada adım atacak yer yoktu. Her taraf kağıt karton vb. ile kaplanmıştı. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Ptsi Şub. 21, 2011 9:28 am | |
| Andy ile birlikte çayları doldurmuş keki yemeye hazırlanırken, oturup keyif çatmaya gönlüm hiç razı olmadı. Hemen oturduğum yerden kalkıp Lucy'nin elinden cam bezini aldım. Lucy ilk şaşırmış gibi göründü ama zihnimi okuduğunu tahmin ettiğim için bir şey demeye gerek duymadım. ''Tatlı olduğu kadar vefalı mıymış benim kardeşiiim?'' diyerek güldü Lucy. ''Tabi ki öyleyim Lucy. O kadar uğraştın benim oturmam saçmalık! Hadi şimdi sen biraz dinlen. Ve Andy'e söyle onu burada bekliyorum, ve çok ciddiyim!'' Alaycı kızgınlığımı gören Lucy kahkaha attı ve ''Tamam, tamam. Gönderiyorum.'' diyerek içeri döndü. Andy yanıma geldiğinde çalışma odasının camlarını bitirmiştim. ''Andy'ciğim paspası eline almanı öneriyorum. Çünkü çay soğumadan bu iş bitmeli.'' Andy biraz bıkkınlıkla paspası alıp geldi. Ben çalışma odasından mutfağa geçerken o yerlere başladı. En sonunda ben ortak salonu ve banyoyu bitirip, yatakhaneye geçmiştim ki Andy bana yetişti. Bütün camları titizlikle sildikten sonra doğrulup temizlik bezlerini ve malzemelerini toparladım. Andy yanıma geldi paspasları dolaba yerleştirdikten sonra, ''Bu temizlikten kaçsaydık, kendimi gerçekten çok pişman hissedecektim. Teşekkürler Helen.'' Gülümseyerek, ''Asıl Lucy'e teşekkür et şekerim. Gözümüzü açan yine o oldu.'' diyerek birlikte güldük. İçeri döndüğümüzde Lucy fincanlarımıza çay dolduruyordu, ''İşte böyle kızlar! Harikasınız.'' dedi. Sandalyelere kendimizi bıraktığımızda kek hala sıcaktı ve çay harika kokuyordu. | |
| | | Andrea Grace Harvey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 609 Kayıt tarihi : 18/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Perş. Şub. 24, 2011 7:33 am | |
| Yarışma bitmiş, temizlik resmen başlamıştı.Her ne kadar yarışma bitmiş olsa bile bazı kardeşlerimiz arasındaki gergin ortam bitmemişti.Herkes bir yere dağılmış, iş bölümü yaparak kulübe temizliğini bitirmeye çalışıyordu.Helen'la bana ise camları silmek düşmüştü.Aslında gözüme zor bir işmiş gibi gözükmese de kulübede ne kadar çok cam olduğunu fark ettiğimde bu düşüncem değişmişti.Helen ile aramızda paylaşım yaparak işleri daha kolay bir şekilde bitirmeye çalışıyorduk.Ben bir elimde cam silme sıvısı, bir elimde sırılsıklam olmuş bir bez camları silerken içeri Summ ve Will girdi.Sanırım kendilerine düşen işleri bitirmişlerdi.Bize yardım edeceklerini düşünerek bir umut oluşmuştu içimde ama yanılmıştım.Çamaşır makinesi bahanesiyle içeri kaçan Will'in arkasından Summ da giderek bizi kirli camlarla baş başa bırakmışlardı.Onlara kızmıyordum ama bir el atsalardı hiç de fena olmazdı aslında.Helen ile canla başla çalışırken mutfaktan gelen çikolata kokusu dikkatimi çekmişti.Lucy neşeli bir şekilde odaya girip "Orada sizi bir sürpriz bekliyor, gidip biraz dinlenin. Burayı Bells ve ben hallederiz." dediğinde gerçekten rahatlamıştım.Hemen elimdeki bezleri bırakıp mutfağa koştum.Kendimi her ne kadar rahat olmasa da tahta sandalyenin üzerine attım.Oturduğumda daha çok hissetmiştim yorgunluğumu.Ama masa üzerinde duran nefis bir çikolatalı kek ile bir fincan dolusu sıcacık çayı görünce tüm yorgunluğum uçup gitmişti sanki.Kekten bir parça alıp keyfini çıkara çıkara çiğnerken Helen yerinden kalktı ve odaya girdi.Sanırım bir şey unutmuştu diye düşünerek aldırış etmedim.Daha sonra Lucy mutfağa girip ''Helen seni çağırıyor ve çok ciddi.'' dediğinde istemeye istemeye yerimden kalktım.Helen'ın yanına giderek masanın üzerine bıraktığım bezi tekrar elime aldım ve camları silmeye koyuldum.Biraz muhabbet ve çok işten sonra sonunda tüm camları silmeyi bitirmiştik.Derin bir oh çekerek kendimi koltuğun üzerine bıraktım.Helen da yanı başıma oturarak rahatlamaya çalıştı.Mutfağa geri dönerek kısa bir çay keyfi yaptıktan sonra Lucy içeri girdi ve ''İşte böyle kızlar! Harikasınız.'' dedi.Ağzımda kekimin son parçası ile Lucy'e gülümsedim.Bulaşıkları kaldırıp mutfağı tekrar temiz hale getirdikten sonra herkes salona geçti.Lucy oturduğu yerden kalkarak ellerini birleştirdi ve konuşmaya başladı."İşin en zor kısmını en sona bıraktık. Evet şimdi sıra çalışma odamızda." dediğinde hayal kırıklığına uğramıştım.İşimizin bittiğini düşünerek hissettiğim rahatlık bir anda kaybolmuştu. "Hepimiz birlikte yapacağız çalışma odasını." dedi.Lucy ellerini çırparak kontrolü ele aldı ve herkesi çalışma odasına götürmeyi başarabildi.Burası gerçekten de berbat bir haldeydi.Bir an için kaçmayı bile düşünmüştüm.Yüzünü buruşturarak ayağının altındaki kağıt parçalarını kaldıran Summ'ın yanına gittim.''Yarına biter herhalde.'' diyerek isyan ediyordu Summ.Gerçekten de bir günde temizlenecek gibi değildi burası.Lucy bir elinde kova diğer elinde temizlik malzemeleri ve bezlerler odadan içeri girdi.''Ne kadar çabuk olursak o kadar iyi!'' diyerek bizi teşvik etmeye çalıştı.Daha sonra tekrar uyarıcı bir ses tonuyla araya girdi ve ''Çabuk olun dediysem de baştan savma iş yapmayın sakın!'' dedi.Elime bir bez ve kokulu bir deterjan alarak masaların ve kütüphanenin raflarının tozunu almaya başladım.Bu iş çok zamanımızı alacak gibi görünüyordu. | |
| | | Summer Katherine Ramsey Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1643 Kayıt tarihi : 08/12/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Cuma Şub. 25, 2011 11:58 am | |
| Cam silmekten yırttığımı düşünmüştüm ama bu çamaşırlar gerçekten çok fazlaydı. Will ile çamaşırları makineden boşaltıp asarken kıyafet asmak için ayrılan yerin yetip yetmeyeceği konusunda tedirgindim. Ama neyse ki çamaşırların hepsini asmayı başarmıştık. Tabii daha yıkanması gereken bir makine dolusu daha çamaşır vardı. Onları da çamaşır makinesine attık ve mutfaktan gelen ağız sulandırıcı kokuya yöneldik. Bu yoğun temizlik koşuşturmacasının arasında Lucy ve Bells'in bizim için yaptığı kek gerçekten çok iyi gelmişti. O enfes kokusu bile yetmişti aslında. Kekten bir dilim aldığımdaysa ağzımda eridiğini hissetmiştim resmen. Bundan sonra Bells ile Lucy'yi mutfakta daha çok görmemiz gerektiğini kafamın bir köşesine not ettim. Ama tabii her güzel şey gibi bunun da bir sonu vardı. Keklerimizi bitirdiğimizde bizi bir 'savaş alanı' olarak nitelendirilebilecek çalışma odası bekliyordu. Ben bu odanın bir gün içinde asla temizlenemeyeceğini düşünürken Andy kütüphanenin tozunu almaya başlamıştı bile. Sonunda ben de yakınıp sızlanmanın hiçbir işe yaramayacağının farkına varınca viledayı kaptığım gibi yerleri silmeye başladım. İşimizin baştan savma olmamasının gerekmesi de ayrı bir sorundu. Yoksa siler geçerdim ama şimdi tüm o inatçı kirlerle tek tek uğraşmak zorundaydım. Will, sıkıntıyla iç çekerek Helen'in etraftaki çöpleri toplamasına yardım ediyordu. Lucy ile Bells de bir süre odanın durumuna sıkıntıyla göz atıp hangi işi yapacaklarına karar verdikten sonra harekete geçtiler. Bells Andy'nin kitapları dizmesine yardım ederken Lucy de eline bir bez alarak etrafın tozunu almaya başladı. Bu işi -özellikle de baykuş şeklinde olan eşyalarımızı- büyük bir özenle yapıyordu. Ama bunu zorunlu olduğu için mi yoksa sadece kulübesinin güzel görünmesi için mi yapıyor olduğunu tahmin etmek güçtü. Belki de her ikisi için yapıyordu. Her ne olursa olsun tüm kardeşlerimin bu kulübe için canla başla çalıştığını görmemek için kör olmak gerekliydi.
Uzun bir süre tüm kardeşler çalışma odası üzerinde elimizden gelen en iyi temizliği yaptıktan sonra hepimiz kapının önüne dizilip şöyle odaya bir baktık. Birkaç ufak istisna dışında çalışma masası mükemmel bir görünüme sahip olmuştu. Parıl parıl parlıyordu. Bu odanın kirden geçilmeyen halinden bu hale geldiğine inanmak çok zordu. Ama biz Athena çocukları olarak bunu başarmıştık işte. Birbirimizin yüzüne zafer dolu bir ifadeyle bakarken dudaklarımız memnuniyet ifadesiyle yukarı kıvrılmıştı. Temizlemesi en zor olan bölge de bittikten sonra herkesin keyfi yerine gelmişti. Lucy de bunu kanıtlamak istercesine neşeyle karşımıza geçerek "Peki şimdi kim benimle küçük bir düello yapmak ister ?" diye sordu elindeki kılıcı artist bir şekilde sallarken. | |
| | | William Maxwell Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 294 Kayıt tarihi : 20/01/11
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 C.tesi Şub. 26, 2011 11:14 am | |
| İsteksizce temizliğe başladım. Yerdeki çöpleri topluyor, planları kağıt parçalarını ve projeleri isimlere göre ayırıp herkesin kendi bölmesine koyuyordum. Helen de benimle birlikte çöpleri topluyor, Summer yerleri siliyor, Lucy tozları alıyor ve Bells de çalışma masasındaki kitapları tekrar düzenliyordu. Athena çocukları olduğumuz için kitap sayımız bir hayli fazlaydı. Her çeşit kitap çalışma masasında bulunabilirdi. Romanlar, mimari kitaplar, sanat kitapları, ders kitapları, ironik olarak yunan mitolojisi kitapları. hepsi kendi içinde bölümlere ayrılıp alfabetik olarak sıraya dizilse bile iki gün içinde sıradan çıkıyordu. Bütün kitapları fazlasıyla kullanıyorduk. Yerdeki çöpler bittiğindehepsini doldurduğumuz poşeti alıp çöp kutusuna koyduğumda temizlik neredeyse bitmek üzereydi. Oda adeta parlıyordu. Denetlemeden birkaç gün sonra eski halini alacak olması ne kadar kötüydü.
Tam olarak 2 saatimizi almıştı sadece çalışma odasının temizliği. Hepimiz yorgunluktan ölmek üzereydik. Bu işi tek başıma yapmak zorunda kalmadığım için mutluydum. Herkes bir nebze rahatlamış otururken Lucy'nin sözleri bütün kardeşleri dumur etmişti. "Peki şimdi kim benimle küçük bir düello yapmak ister ?" Kılıcını sallayarak hevesle bizlere bakınıyordu. Kafamı sallayarak cevap verdim. "Kafayı mı yedin sen Lucy? Herkes yorgunluktan ölüyor ayrıca ufak bir duello sırasında bile ortalık mahvolur daha yeni temizledik." dedim. Summer beni onaylar gibi kafasını salladı. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Paz Şub. 27, 2011 9:21 am | |
| Çalışma odasının da üstünden gelen Athena Takımı, eserine son bir kez mutlulukla bakarken Liderleri Lucy'nin sesiyle irkildi. "Peki şimdi kim benimle küçük bir düello yapmak ister ?" Fondaki mutlu sesin ardından Lucy'nin düello teklifi hepimizi şaşırtmıştı. Elinde kılıcını sallayıp mutlu mutlu gülümseyen Lucy'e hepimiz deli gözüyle bakmaya başlamıştık. "Kafayı mı yedin sen Lucy? Herkes yorgunluktan ölüyor ayrıca ufak bir düello sırasında bile ortalık mahvolur daha yeni temizledik." Diye yakındı Will. Hepimiz başımızı sallayarak ona onay verdik. Lucy ''İşte marifetimiz de burada olacak sevgili kardeşlerim. Bir babayiğit arıyorum ki, benimle ustaca karşılaşabilcek ve hiç bir şeyi kırmamaya, dağıtmamaya özen gösterecek düello esnasında-'' Kılıcını döndürmeye devam ederken, ''Lucy artık sana söyleyecek söz bulamıyorum kardeşim. Pes doğrusu!'' diye sözünü kesti Summer. ''Siz Summer'a bakmayın.'' diye yeni kardeşlere fısıldadı Lucy, ''Eee? Kim benimle?'' kılıcını havaya kaldırıp, üç silahşorler edasına bürünerek, ''Ya şimdi konuşsun, ya da sonsuza kadar sussun!'' diye bağırdı. Will taklite gülerek bizlere bakınırken, herkesin aklından geçen, birinin kendini feda etmesi ve bütün kardeşleri kurtarması gerektiğiydi. Şahsen ben Summer'in bu işe varım diyeceğini düşünürken, kendimi ''Ben varım!'' derken buldum. Bütün kardeşler şaşkınlıkla bana bakarken, hepsinin yüzünü tek tek rahatlama ifadesi kapladı. Lucy benim katıldığıma sevinerek güldü ve kılıcını bana doğru uzatıp, Cesur Yürek taklitlerine devam etti, ''Sen! Savaşçı. Seni düelloya davet ediyorum. Kazanırsan o ki şanın sonsuza kadar sürecek, ünün bütün nesillere aktarılacak! Kazanamazsan ki melez olarak devam edeceksin!'' Hepimiz kahkahalarla gülmeye başlamıştık ki ben devam ettim, ''Kabul ediyorum! Kralım!'' Lucy gülmeye devam ederken, ''O zaman sevgili Helen, kılıcını almanı bekliyorum.'' diyerek referans yaptı. Ben gülmeye devam ederken kılıcımı almaya gittim. Summer, Will ve dğerleri koltuklara yerleşirken Andy, ''Patlamış mısır yapsak ne harika olurdu. Şimdiden Cesur Yürek filmi temasına büründük.'' Millet tekrar gülmeye başlayınca, kılıcım elimde salona geri geldim. Lucy kılıcını tekrar salladı ve aramızda mesafe bıraktı. Minerva'nın bana yardımcı olması için içimden ona teşekkür ettim ve gardımı aldım. Lucy'yle aynı anda birbirimize doğru yürüdük ve ustaca daha doğrusu Sat bana ne öğrettiyse onu kullanmaya başlamıştım. Daha önceleri düello deneyimim çok olmamıştı ama altından kalkabileceğimi biliyordum. Kılıçlarımız çarpışırken sesler kesilmiş herkes bizi izliyordu. Lucy üzerime doğru geliyor, beni mutfağa doğru yürütüyordu ki atağa geçtim. Mutfağa girersem sağ çıkamayabilirdik. Bu sefer Lucy geriye yürümeye başladı. Son bir hareketle kendini kılıcımın sağına attı ve yana geçti. Ben ona yandan karşılık vermeye başlayınca kılıcım yanımızdaki heykelleri tehlikeye attı. Heykeli kurtarmak için 180 derece geri döndüm. Bu sefer kaçtığımı farkedemeyen Lucy'nin atağıyla masadaki antik vazo yere doğru harekete geçti. Ben ani bir hareketle vazoyu yakaladım ve yerine geri koydum. Lucy duraksamışken ''Bence artık bitirmeliyiz Lucy. Sonsuz şöhretten vazgeçiyorum kardeşim.'' dedim gülerek. Lucy ise kafasını salladı. Devam etmeye niyetli görünüyordu. | |
| | | Alexandra Bethany Daniels Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1854 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Kulübe Temizliği - Denetleme #10 Cuma Mart 04, 2011 1:56 am | |
| | |
| | | | Kulübe Temizliği - Denetleme #10 | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|