Karşımda melez olduğunu yeni öğrenmiş olan kızım Isabella duruyordu. Bana sinirle ve küskünlükle değil, yalnızca saf bir merakla bakıyordu ve ona sarılmamak için kendimi zor tuttum. Elbette bir annenin kızına sarılması çok doğaldı ama ben otoritesi ve sertliğiyle nam salmış bir tanrıçaydım ve melez çocuklarımla olan ilişkilerimi fazla güçlendirmemeye hep dikkat ediyordum. Gülümseyerek Isabella'ya baktım ve "Hoş geldin kızım." dedim. İlk başta bir süre tereddüt ettikten sonra, "Hoş buldum... Anne." cevabını verdi. Çok heyecanlı olduğu her halinden belliydi ama heyecanının da ötesinde mutlu görünüyordu. Belki de yıllarca olmadığını düşündüğü annesini karşısında görmek, bu şekilde bile olsa onu sevindirmişti. "Hayatının şu anda karmakarışık olduğunu biliyorum. Kafan da çok karışmış durumdadır. Bana sormak istediğin soruların varsa, seni dinliyorum." dedim. Isabella'nın ilk karşılaşmayı çoğu kardeşine göre çok daha soğukkanlı bir biçimde karşıladığını fark ettim ve böylece daha ilk dakikadan gözüme girmiş oldu.