Coco ile çantalarımızı hazırlamış doğru tarlalara gelmiştik. Biraz durduk ve tazecik çilek kokularını içimize çektik. Bir tane kopardım ve tadına baktım.Sonra da "Mmm... Nefismiş !" dedim. Coco da "Eee nereden başlıyoruz o zaman?" diye sordu gülerek. Ben de "Bir, iki, üç ! Başlayalım !" dedim ve gülüşerek çantalarımıza çilekleri doldurmaya başladık. Bir yandan çilekleri yiyor, bir yandan kahkalarla gülüyor bir yandan da muhabbet ederek çilek topluyorduk. "Kulübenden memnun musun?" diye sordum. Coco da "Ah hemde nasıl ! Kulübemiz cıvıl cıvıl özellikle çekiklerimiz sağolsun." dedi ve gülüştük. "Aslında ben de Asyalıyım" dedim. Coco yüzüme şaşkınlıkla bakarak "Ama sen..." dedi ben de hemen "Biliyorum, biliyorum. Yani daha doğrusu babam Koreli. Ben anneme çekmişim." dedim. Coco şimdi daha şaşkın görünüyordu ve "Bir dakika, babam Koreli dedin, peki annen hangi Tanrıça ?" diye sordu. Ben de "Hiçbiri.Ben melez değilim." dedim. Coco çok şaşkındı ve"Ama özel gücün olduğunu söylemiştin." dedi. Ben de "Evet, ama melez değilim işte. Ayrıca melez gibi de kokuyorum ama melez değilim." dedim. Bunları konuşurken çilek toplamaya ara vermiş, çileklerin arasında uzanıyorduk. Ağzıma bir çilek attım ve "Çıktığın biri var mı Coco?" diye sordum. Artemis avcısı olduğum için bu konularda konuşmak bana garip geliyordu ama sormuştum bir kere. Sonra merakla Coco'nun cevabını beklemeye başladım.