Sabah uyandığımda aklıma çılgınca bir fikir geldi.Okçuluk alanına gidip ok atacaktım.Bakalım bu konuda yetenekliymişiz diye düşünmeye başlamıştım bile.Ama aklımın kalan yanı bu işi yapmamamı istiyordu nedense..Hadi hayırlısı..
Hemen üstüme hafif bir zırh giydim.Hemen okçuluk sınıfına doğru yürümeye başladım.Hala gidip gitmemekte emin değildim.Ama önümdeki müthiş alanı görünce hemen atladım.Okçuluk alanı şöyle bir yerdi.Hedefler büyükten küçüğeydi.İsterseniz 10 metre'den,isterseniz 20 metreden ok fırlatabiliyordunuz.Yerde kumlar vardı.
Hemen bu alanın sorumlusunu buldum ve ondan biraz ok ve yay istedim.Bana yeni başlayıp başlamadığımı sordu.Ona böbürlenerek Ben bu işin ustasıyım demek yerine Yeni başladım dedim.O da bana gülümseyerek ve okları vererek kolay gelsin dedi ve bana yolu gösterdi.Bu saatte kimse ok atmak istemiyordu herhalde.Çünkü yeni başlayanlarda tek başımaydım.Oku gerdim ve bıraktıktan sonra..
Karavana gitti.Evet ok resmen karavana gitti.Bunu nasıl atamamıştım ben.10 metrelik hedefi vurmamaıştım.Her neyse..Neredeyse 10 atış yaptım ama sadece 2 defa vurdum.Demek ki bu işte yeteneğim yoktu.Ama bu işi bırakmamıştım.Mevcut derslerim bitince okçuluk sınfına gidecektim.
Ok ve yayı görevliye verdikten sonra biraz Apollon çocuklarına baktım.Onlar bu işte usta olduklarını belli ediyordu.Eh benim babamda okçuluk tanrısı olsa bende öyle kullanırdım yayı.Kılıcımla,hançerimle kapışsınlar.Neredeyse onları 1 saat izledikten sonra hemen kulübeme gittim.Kulübemde duş aldıktan sonra Melez Kafe'ye doğru yol almaya başladım ..