Ciddi bir şekilde Doğataşı'nı çıkardım ama mızmızlanmadan edemedim. ''Bir günümüz de canavarsız geçmeyecek mi? Alışveriş yine hayal oldu!'' Elena sadece güldü. ''Sonumuz hep aynı!'' dedi. Hemen canavarlara doğru koştuk. Kolaylıkla onları haklayabilirdim artık, çok tecrübeli bir melez ve kılıç ustasıydım. Yani, kılıçda ustalaşmıştım ama kılıç dersi bile almamıştım. Bu garipti, arkadaşlarım buna doğal bir yetenek diyorlardı. Elena da gayet iyi dövüşüyordu. Drakon ve Harpyalar arka arkaya yığılıyordu. Elena'ya sırıttım. Bu gayet eğlenceliydi, belki de alışverişden daha eğlenceli... Bu arada satirin yanındaki melez şoke olmuş bir şekilde bize bakıyordu. Daha da sırıttım. Yeni melezleri şaşırtmak çok eğlenceliydi.Son Harpya yere düşerken yorgun bir şekilde iç çektim.