| Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Perş. Ocak 20, 2011 5:47 am | |
| Tanrı Poseidon’dan böyle bir şey istemesine başta kardeşime kızdım ama sonra Poseidon kardeşimin bu istediğini gerçekleştirince kızgınlığımın yerini sevinç aldı. Bir sürü sıkıntıyı çekmeden Hades’in sarayına gelmiştik. Bu süperdi. Çünkü zaten başımız bayağı belada bir de başka şeylerle uğraşamazdık. Yeraltını hiç sevmiyordum. Güneşin olmadığı yerler beni bozuyordu ama buraya daha önce birçok kez geldiğim için yavaş yavaş alışmaya başladım. Bir de kardeşim yanımda olduğu için kendimi güvende hissediyordum. Yon’la beraber yürümeye başladık. Burada bir sürü ölüler vardı. Bu kadar ölünün olması inanılmayak gibiydi. Saraya doğru yürürken aklımdan Poseidon’la yaptığımız görüşmeyi düşünüyordum. Poseidon’un durup durmayacağını kestirememiştim. Aklım ve kalbim duracak diyordu çünkü durmalıydı. Hades’in sarayına vardık. Bu sarayda muhteşem görünüyordu. En azından benim için. Büyük yapıları severim. Niye ben saray da yaşamıyorum ki? Saçmalama Tiff. Sarayın önünde bizi iskelet askerler karşıladı. Bu iskeletleri hiç sevmiyordum. Çok soğuklardı. Gerçi iskelet başka nasıl olabilirdi ki? İskeletlere Tanrı Hades’le konuşmamız gerektiğini söyledik. İskeletler başta bizi öldürecek gibi dursalar da sonradan –nedenini bilmiyordum- bizi saraya götürdüler. Bu saray gerçekten müthişti ama çok soğuk ve karanlıktı. Poseidon’un mu sarayı, Hades’in mi sarayı diye sorsalar Poseidon’u seçerdim. Orası daha sıcakkanlıydı. İskelet askerlerle kocaman duvarların, upuzun koridorlardan geçtik. En sonunda büyük bir odaya vardık. Burası taht odasıydı. Bu her yerinden belli oluyordu. Odayı baştan sona incelemeye başlamıştım ki Tanrı Hades’i gördüm. Tahtında oturuyordu. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Perş. Ocak 20, 2011 6:01 am | |
| Doğrusu Her ne kadar Tanrı Hades'i sevmesemde doğrusu heybetliydi ve tabii güçlü gözüküyordu. Sarayı da Poseidon'un ki ile yarışırdı. Biraz zevk meselesiydi tabii ben karanlığı pek sevmezdim. Tanrı Hades'in önünde konuşmayı ben yapmayacakrım çün kü sinirlenip buharlaştırabilirdi. Zaten bana öyle bakıyordu. Bir insan-tanrı ya da gözleri olan herhangi bir nesne nasıl bu kadar kötü bakabilir ki? Öne doğru ilerledik ve önünde diz çöktük. Tanrılar resmi olmayı ve kendilerine saygı duyulmasına bayılıyorlardı. Bu sefer Tiff'in sırtına hafifçe vurarak konuş bakalım bakışımı attım. Tiff derin bir nefes aldı ve verdi konuşamadı. Sanırım Hades'in bizi etkilemek için taktığı karanlık miğferi dikkatini dağıtmıştı. Benim de Hades'e baktıkça vücudum karıncalanıyordu. Ama su altından zayıfta olsa sesim konuşmaya başladım.
Selam olsun T-tanrı Hades. Umarım tehlikenin farkındasınız ve önlemleri almışsınızdır. İşinize karışmak istemem fakat gelecek pek iç açıcı değil.
Hades bana sertçe baktı. Bir an buharlaştıracak zannettim ama konuştu. "Ne tehlikesiymiş parlak çocuk anlat bakalım" Muhtemelen tehlikenin farkındaydı ama acı çektirmek mi istiyorduysa artık. Kafamı çevirdim ve Tiff'e baktım.
| |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Perş. Ocak 20, 2011 6:24 am | |
| Hades hiçbir şeyden haberi yok gibi davranıyordu ama Poseidon biliyorsa Hades de mutlaka biliyor olmalıydı. Ancak şu an Hades’e açıklama yapmamız gerekiyordu. Yoksa yanımızdaki iskeletlerin biri olabilirdik. Giriş konuşmasını yine kardeşim yaptığı için açıklamayı ben yapmalıydım. Dilim konuşmaya varmıyordu. Tanrı Hades karanlık miğferiyle bana tehditkar bir havayla bakarken ben nasıl koşuşayım? Yine de kendime toparlamaya çalıştım. Her zamanki gibi nefes nefeseydim. İçimden babama bana güç vermesi için dua ettikten sonra "Tanrı Hades Gigantlar tanrıları yok etmek için ayaklanıyor." dedim. Hades bana bakıyor ama hiçbir şey demiyordu. Aynı Poseidon gibi onunda yüzü duvar gibiydi. Ne düşündüğünü ne hissettiğini anlamak mümkün değildi. Kardeşime baktım. O bana rahatlamamı söyleyen bir bakış attı ama kendisi hiç rahat görünmüyordu. Yon bile rahat değilken ben nasıl rahat olacaktım? Uzun bir süreden sonra Hades konuşmaya başladı; "Ne yapabilirim?" diye sordu. Şunu söylemem gerekiyor, bu tanrılar gerçekten gıcık. Nasıl ne yapabilirim? Anlaşılan Hades bizimle dalga geçiyordu. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Aslında biliyordum ama Hades’in karanlık miğferi benim ağzımı mühürlüyordu. Kardeşim durumumu anlamış olmalı ki konuşmayı devraldı. "Tanrı Hades kardeşlerinizle gücünüzü birleştirmeniz gerekiyor. Gigant tehlikesini geçiresiye kadar." dedi. Tanrı Hades bize bakıyor, sanki kafasında bin tane tilki geçiyor gibiydi. Bu benim hiç hoşuma gitmedi. Kardeşimin gözlerine baktığımda onun da artık korkmaktan çok huzursuz olduğunu fark ettim. Umarım bir şeyler ters gitmiyordur. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Perş. Ocak 20, 2011 6:38 am | |
| Tanrı Hades bize ölçermiş gibi bakıyordu. Dövüşsem mi buharlaştırsam mı acaba diye düşünüyordur heralde. Bildiğim tek bir şey vardı Hades Poseidon'dan çok daha gıcıktı ve başı önceki gibi sıkışana kadar yardım etmeyecekti. Ne kadar gıcık biriydi yahu. Ayrıca o karanlık miğferiyle beni hedef almış beni korkutmaya çalışıyordu. Ama sinirlenmiştim bir kere. Tanrı bile olsa zorbalık yapmamalı canım. Yani en azından bir dereceye kadar yapsın. Ben bunları düşünürken Hades'in düşüncelerimi okuduğunu unutmuştum. Kafamı kaldırdığımda bana çok pis bakıyordu ve o sırada kardeşim alıp yana büyük bir hızla fırladım. Yerr düşüp yuvarlanmıştık. Ama durduğumuz yerde şimdi lanet olası bir krater üzerinde de lanet olası dumanlar tütüyordu. Şimdi sinirlenmiştim işte biz henüz meydan okumamıştık gerçi ben aklımdan okumuştum ama neyse. Tiff " Gel gidelim" dedi. Ama kabul etmedim. " İkna edene kadar en azından cevap alana kadar bir yere gitmiyoruz" | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Perş. Ocak 20, 2011 7:02 am | |
| Kardeşimin bu sözü üzerine Hades kahkaha atmaya başladı. Kahkahası tüm sarayı inletiyordu ve kesinlikle çok korkutucuydu. Ancak Yon daha çok sinirlendi. Onu durdurmalıyım yoksa ikimizde pişmiş melez olacaktık. "Kardeşim yapma." dedim ama kardeşim beni hiç dinlemedi. Hades’e döndü ve "Anca gül!" dedi. Sesi biraz yüksek çıktı ama bunun önemi yoktu. Çünkü Hades kardeşimin söylediği sözlere zaten çok sinirlendi. Yüksek sesin lafı mı olur? Hades "Ne dedin?" diye bağırdı. Bu sesi duyduktan sonra hayatımda hiç korkunç şey yaşamamış olduğumu fark ettim. Kalbime inmek üzereydi. Bir şeyler yapmalıydım. Kardeşim Hades’e cevap vermeden "T-Tanrı H-Hades kardeşim öyle demek istemedi." dedim. Bu hiç ikna edici olmadı. Hades hala çok sinirliydi. Yon da geri adım atmayacak gibi duruyordu. Kardeşimi elimle dürttüm ve "Buharlaşmadan önce Hades’ten özür dile." dedim ama kardeşimin bir kerte inadı tuttu. Hiç özür diler mi! Zaten Hades’le hiç iyi anlaşamıyordu, bir de bu olanlardan sonra… İçimden babama dua etmeye başladım. "Baba bana lütfen yardım et. Bu gerginlik bitsin. Ölmek için daha çok gencim. Hem Hades’in elinden ölmek istemiyorum. Baba…" Şu an acınacak durumdaydım. | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Perş. Ocak 20, 2011 7:28 am | |
| Kardeşim yanımda titriyordu. Ona korkmaması için bir bakış attım. Yani öleceksem bile kardeşimin ölmesine izin vermeyecektim. Çok sinirlenmiştim bir kere. Daha önce hiç kullanmadığım kılıcım kullanacaktım. Caphanelikte yeni bulmuştum. Elimi sırtıma götürdüm ve görünmez kılıcım ortaya çıktı. Kılıcımı kınından çektim ve hadese doğrulttum. Kılıcın sap kısmı normal kılıçlara oranla daha uzundu ve kılıcın özelliği her kullanıcısının ölmesiydi. Bir nevi kılıç lanetliydi. Kılıcı Hades'e doğru uzattım. Hades ise ayağı kakmış bana ellerinde oluşan siyah güç toplarından fırlatacaktı. O toplardan biri herhangi bir yerime dokunduğu anda Tartarus'u boylardım. Ve yapılabilecek en iyi şeyi yaptım. Yaptığım hayatımın kumarıydı
"Erkeksen Tanrı Hades çek kılıcını." Tiff bana şapşalmışım gibi bakıyordu. Tabii ki bir tanrıyı yenemezdim ama ben bir kaç hile yapabilirdim mesela düellodayken benden başkasına zarar veremezdi. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) C.tesi Ocak 22, 2011 3:57 am | |
| Kardeşim tamamen delirdi. Hades’e meydan okudu. Yani ölüm fermanını imzaladı. Olaylar çok çabuk geliştiği için hiçbir şeyi engelleyemedim. Hades, Yon’a nefret bir bakış attıktan sonra "Tamam." dedi. Sonra da kılıcını çekti. Kılıcı çok uzundu ve ölüm karanlığı rengindeydi. Bu rengi ben uydurdum ama kılıca bakınca bana ölümü hatırlatıyordu. Kim bilir bununla kaç can aldı. Hades’e de böyle bir kılıç yakışır zaten ama o kılıcın benim kardeşime zarar vermesine izin veremem.
"Saçmalamayın!" diye bağırdım. Hades bana ters bir bakış attı. Kardeşim onun bakışını görünce kııcını sıkıca kavradı ve bana "Sen karışma." dedi. Nasıl karışmamı bekliyordu? Haytı tehlikedeydi. Sadece izlememi mi bekliyordu? | |
|
| |
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) C.tesi Ocak 22, 2011 11:41 am | |
| "Sen Karışma" dedim Tiff'e. En son kendi irademle. Gerisi tamamen iç güdülerime kalmıştı. Etrafı tam olarak duymuyordum ama her şeyi hissediyordum. Bu harika bir şeydi. Ama bunu fazla sürdürmemeliydim. Bir kaçış yolu bulmalıydım. Yoksa Tanrı Hades beni öldürerek özümün Tartarus'u boylamasına sebep olacaktı. Böyle bir şeyi asla ve asla istemiyordum. Tabii birde görevde başarısız olma durumu vardı ama böyle bir şeyi kabullenemezdim. Bunları saniyenin milyonda biri sürecinde nasıl düşündüğümü anlamasamda kendimi Hades'in omzuma gelen kılıç darbesini gücümün son raddesine kadar kullanarak durdurmak beni kendime getirmişti. Şimdi iradem yerine oturmuştu. Öfkemi dizginlemiştim. Artık hem reflekslerim hem aklım beraber işliyordu böylede olmalıydı.
Kılıcımla, Hades'in milyon ton kuvvetle omzuma bastırdığı kılıcı güç bela ittim ve hızlı bir şekilde geri çekildim. Ardından ona doğru çok hızlı bir şekilde koşarak hamle yaptım beni kılıcıyla karşıladı ve siyah bir güç dalgasıyla beni geriye fırlattı. Kendimi sarayın duvarlarına gömülü buldum. Kardeşimden çığlık sesini duymam ise bayılmamı engellemişti. Güç bela ayağa kalktım Hades'in yüzüne bakıp gözde küfürlerimden birini savurup gücümü serbest bıraktım. Biliyordum o kadar güçlü değildim. Ama Hades'i ikna etmenin bir yolunu bulmuştum. Artık ışık hızında haraket etmenin zamanı gelmişti. Kardeşime bakıp kendimden emin gülümsememi yüzüme yerleştirip göz kırptım. Bu görevi halledecektik ve Hades hangi tarafta olduğunu hatırlayacaktı. Derin bir nefes aldım. Verdiğimde çoktan Hades'in arkasındaydım. Kılıcımı boynuna doğru vurdum ama bir güç dalgası daha bana doğru geliyordu. Fakat bu sefer hazırlıklıydım ve ışık hızındaysam onlardan kaçması kolay oluyordu. Hades'in arkasına bakmadan gönderdiği güç dalgasından Hades'in 5m önüne ışık hızında haraketle kurtuldum. Dalga Tahtının arkasında ki duvarı çatlattı. Hades yüzümü saf öfkeyle bakıyordu ve bu benim irademi bastırıp korkmama neden oluyordu. Ve bir düello da korkmak demek ölüm fermanını imzalamak demekti. Hades'e bakıp sordum. " Tanrı Hades Poseidon ile ittifakınızdan kim karlı çıkacak. " Hades'i gafil avlamıştım. Yüzündeki anlık kararsızlığı görmüştüm. Ama o hiç bozuntuya vermeden cevap verdi. " Tabii ki ikimiz birden hak ettiğini alacak melez" Ben ona bilmiş ifademle baktım. Ondan korkarken dövüşemezdim ve tabi bu onu ikna etmek için kalan tek şansımızdı. " Peki Tanrı Hades bilirsiniz bir sarayın iki efendisi olmaz. Aynı şekilde Olimpos tahtınında iki sahibi olamaz. Bu sabit kuraldır hükümdar tek kişidir. Ülkeyi tek düşünce yönetir gerektiğinde başkalarından yardım alır. Eğer ülkenin son kararını verecek iki düşünce olursa Hades, ne olur. Hele ki bunlar 3000 yıldır kavga eden sizlerseniz vay halinize. Üstelik ülkenizin surları dışında tek başınıza yenemeyeceğiniz canavarlarda duruyor GİGANTLAR ! " İşte şimdi yüzünde ki kararsızlık daimiydi. Kardeşime baktım konuşmasını işaret ettim. Çünkü kaburga kemiklerimden biri ya çok feci zedelenmişti yada kırılmıştı. Kardeşim gülümsedi " Tamam " dedi. İşte şimdi mutlu ollmuştum. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) Paz Ocak 23, 2011 1:31 am | |
| Kardeşimin sonunda ne yapmak istediğini anladım. Hades’le savaşarak ona gerçekleri anlatmaya çalışıyordu ve bunun için kendini tehlikeye atıyordu. Buradan çıktığımızda ona hem çok akıllı olduğunu söylemeyi, hem de beni bu kadar korkuttuğu için onu dövmeyi planlıyordum. Kardeşim Hades’le yaptığı düello da çok fena yaralandı ve hala savaşmaya devam ediyordu. Işık hızı olmasaydı şimdiye ölmüştü. Sonunda Hades’e gerçekleri anlatmaya başladı. Konu Gigantlara gelince de gerisini bana bıraktı. Konuşmaya başladım. "Tanrı Hades siz Zeus’a karşı savaşırken Gigantlar tüm tanrılara saldıracak ve sizler birlik olmadığınız için yok olacaksınız. Lütfen Gigant tehlikesini geçirene kadar Zeus’la birlik olun." dedim. Hades çok düşünceli görünüyordu. Kardeşime saldırmayı bıraktı ve tahtına geçti. Kardeşim de derin bir nefes aldı. Kurtulmanın ve Hades’i düşündürmenin sevincini yaşıyordu. Tabii yaraları da çok acıyordu. Kampa döndüğümüz de sıkı bir tedaviye ihtiyacı vardı. Tanrı Hades uzun bir sessizliğin arkasından konuşmaya başladı. "Kardeşim Poseidon’la konuşacağım. Size kesin bir şey söyleyemem." dedi. Başardık. Hades ikna oldu. Poseidon’la konuşacak ve Zeus’la birleşeceklerdi. Görevimiz başarıyla sonuçlandı. "Teşekkürler Tanrı Hades." dedim. Hades, "Kardeşine dikkat et melez." dedi. Sonra da kardeşime döndü ve "Seni affediyorum çünkü cesursun ve kardeşine bir şey olmasını istemiyorsun." dedi. Yon, "Teşekkürler Tanrı’m." dedi. Hades "Gidebilirsiniz." dedi. Kardeşime baktım. Çok kötü görünüyordu. Buradan kampa nasıl gidecektik? Hades’ten yardım istemeliydim. Ters bir cevap vermesinden korkuyordum ama başka seçeneğim kalmamıştı. Hades’e döndüm ve "Kardeşimin durumu kötü. Bizi kampa ışınlayabilir misiniz?" diye sordum. Hades önce kardeşime baktı sonra bana baktı ve "Tamam." dedi. Kardeşimin yanına gittim ve ona gülümsedim. Görüntü değişmeye başladı. Kampa geri dönüyorduk. Görüntü düzeldiğinde kampa geldiğimizi gördüm.
Devamı Kheiron'un Ofisinde! | |
|
| |
| Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2 (Bölüm 4 - Hades'in Sarayı) | |
|