Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Perş. Ara. 09, 2010 2:25 pm | |
| İç organlarımdaki kasılma artık dayanılmaz bir boyuta ulaşmıştı. En sonunda bir yerlere gelmeyi başardığımızda, telaşla üstümü başımı yokladım ve benim anımdakinin aksine, burada gerçek bir bedene sahip olduğumu fark ettim. Hemen yanımda da Robyn duruyordu, o da bu yeni gelişme karşısında mutlu olmuş gibiydi fakat bir an sonra gözleri, arkamdaki bir noktaya odaklandı ve sağ elinin işaret parmağını kaldırıp o yönü işaret ederek, "Arkana bak ve... Çığlık atma." dedi. Fısıltıdan farksız çıkan sesi, daha dönüp bakmadan önce kimi göreceğimi kavramamı sağlamıştı. Gözlerim, uzaktaki o kan dondurucu kişiye bakmaya başladığında, zerre kadar şaşkınlık hissetmedim. Robyn'in 6 Aralık tarihinde kaydettiği anı, babası Tanrı Hades'in sarayında geçiyordu! Dehşet içinde titrek bir nefes alarak, etrafa hızla bir göz aldım. Tanrıça Persephone bakışlarını doğrudan bize dikmişti ama gözleri sanki içimizden geçip gidiyormuş gibi, arkamızdaki bir noktaya odaklanmıştı. O an, burada diğerleri için -hatta en güçlü tanrılar için bile- saydam olduğumuzu fark ederek rahatladım. Gülümseyerek Robyn'e döndüm ve "Dostum, sakin ol, görünmeziz!" diye bağırdım. Robyn anında dehşetle kasıldı ve aradan yaklaşık bir dakika geçtikten sonra, rahatladığını belli eden bir ses tonuyla, "Anlaşılan aynı zamanda duyulmazız da." dedi. İçinde bulunduğumuz duruma rağmen yine beni güldürmeyi başardığı için ona sağlam bir yumruk indirmek istiyordum ama, o sırada içeriden gelen, ürkütücü bir ses işittim. Ölüler ve Yeraltı Tanrısı Hades, sinirden gözü dönmüş -gözleri alevlerden oluşuyorsa bu hiç de hoş değil, inanın- vaziyette birine bağırıp çağırmaktaydı. Eşi Persephone'un onu sakinleştirme çabalarının bir fayda sağlamadığı çok aşikardı. Tanrı Hades'in tüm öfkesini kustuğu kişi ise, 13 gün önce karşısında ondan beklemeyeceğim kadar korkusuzca dikilmekte olan Robyn'di. "Onu nasıl yanında getirmezsin?!" diye gürleyen babasına sakince, "Onu getirmediğimi kim söyledi? Sadece aramıza biraz gecikmeli katılacak o kadar. Çünkü... Yanında seni çok sevindirecek bir misafir de getirmekte." cevabını verdi. Endişeyle sol elimi ağzıma götürerek tırnaklarımı kemirmeye başladım. Acaba hafızamdan silinen 13 gün öncesine ait bu zaman diliminde, Robyn'in 'misafir' diye bahsettiği kişi ben mi olacaktım? Pekala, şu anda saydam da olsam nefes alıp verebildiğime göre hala yaşıyordum. Tabii bu gerginlikten bacaklarımın titremesine engel olmam için yeterli değildi. Hani sonunu bildiğiniz halde oturup tekrar tekrar sıkılmadan izlediğiniz filmler olur ya, kendimi o tarz bir filmde başrol oyuncusu gibi hissediyordum ve bir dublörümün olmadığından da emindim. | |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Perş. Ara. 09, 2010 11:07 pm | |
| Tek kaşımı kaldırarak Ölüler Tanrısı'nın karşısında dimdik duran, 13 gün önceki halime gururla baktım. Kendime bu kadar özgüven duymamı ne sağlamıştı bilemiyordum ama, o an bunu pek de önemsediğim söylenemezdi. Babamı daha önce sayısız defa sinirli halde görmüştüm ama şimdi, resmen gerilimden patlayacakmış gibi duruyordu. Demek ki Lucy'nin annesinin ona yaptığı gibi, babam da bu günden önce bana bir görev vermişti, benden birini bulup ona getirmemi istemişti. Kaşlarımı çatarak, bu kişinin kız kardeşim olma ihtimalinin ne kadar olduğunu hesap etmeye çalıştım. Yani, eğer öyleyse az sonra buraya gelirdi ve ben, onu görmüş olurdum. Bu ihtimal bile heyecanlanmamı sağlıyordu. Bir de şöyle bir soru vardı aklımda, eğer Lucy kızın peşine düşmüşse, ben de onun peşindeysem, o zaman Athena kızını ciddi ciddi karşıma almıştım! Tamam, onun Olimpos'ta annesine verdiği sözleri hatırlıyordum ama o hep, mantığını her şeyden önde tutan biri olmuştu, bense dış görünüşümün aksine duygularımın hayatımı oluşturmasına hep izin verirdim. Yani, eğer Lucy'yi karşıma almayı kabul etmişsem, ona gerçekten de çok sinirlenmiş olmalıydım. Acaba babam o sıralarda, onun da kardeşimi aradığını biliyor muydu? Belki de beni sırf bunun için görevlendirmişti: Lucy'yi saf dışı bırakmak için! Babam ve 13 gün önceki kendime iyice yaklaşarak tam yanlarına geçtim. Benden bağımsız bir şekilde hareket eden Robert'ı görmek, odada ansızın siyah bir sis bulutu belirmese beni gülümsetebilirdi. Bu bulutu tanıyordum, biri gölge yolculuğuyla bir yere ulaştığı zaman etrafında belirirdi. Tanrı Hades de bunu anlamıştı, şimdi suratında az önceki kızgınlıktan eser yoktu. Takdir eden bir gülümseme eşliğinde, "Aferin, oğlum." dedi. 13 gün öncesine ait Robert da gülümsüyordu. Suratında... Kendime yakıştıramadığım o acımasız bakışlar hemen gözüme çarptı. Evet, anlaşılan biri beni gerçekten de çok sinirlendirmişti ve ben, bu kişiden intikamımı almaya kararlıydım. Sis bulutu dağılmaya başladığında meydanda iki kız belirdi; taş çatlasın 11 yaşında olan, düz siyah saçları beline kadar uzanan ve keskin bakışlarını babamın üzerine dikmiş bir kız ve sinirle onu buradan geri götürmek için kızın koluna yapışmış, Lucy. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Perş. Ara. 09, 2010 11:55 pm | |
| Robyn'in peşinden ben de Tanrı Hades'in bulunduğu yere yaklaşarak, her ihtimale karşı Tanrıça Persephone'un tahtının ardına gizlendim. Doğru, bu içinde olduğum yalnızca bir anıydı ama tehlikenin ne zaman, nereden geleceğini bilemezdim. Bu ortamda bana zarar verebilecek tek kişi, benimle aynı boyutta olan Robyn'di ve verdiği söz benim için hiç güvenceli değildi, Hades oğlunun kendini kaybediş anlarına sayısız defa şahit olmuştum... Eğer bu anıda bir şeyler korkunç derecede ters giderse, nasıl kurtulacağım hakkında bir plan yapmaya koyuldum. Tamamen odaklanmaya çalışıp tüm gücümle zihinsel kalkanlarımı devre dışı bırakır, Robyn'in uyumasını veya bayılmasını sağlardım. Sonra elinden madalyonu kapar ve bu tiyatroyu bitirirdim. Evet evet, çok da korkmama neden yoktu. Ben her zaman ondan daha iyi bir savaşçı olmuştum ne de olsa. Aklımdaki kan donduran kendimi koruma planımı bitirdikten sonra, tekrar dış dünyaya döndüm. Hades oğlunu tebrik etmişti, Ölüler Tanrısı bu tarz jestleri pek yapmazdı. Demek ki oğlu gerçekten de büyük bir iş başarmıştı. Gözlerimi içeride oluşan kara bulut katmanına diktiğimde, nefes alış verişlerim hızlandı. Görüntünün ikinde bana hiç de yabancı gelmeyen iki kız belirmeye başlamıştı. Kızlardan biri -kendini çabucak toparlayıp Hades'in karşısına dikilen- 13 gün önce Robert'ın hayatında ilk kez gördüğü kız kardeşinden başkası değildi. Bir Hades çocuğunun gözlerini nerede görsem tanırdım, ayrıca silinen belleğime ihanet eden birkaç düşünceden anladığım kadarıyla, daha önce kendisiyle biraz vakit de geçirmiştim. Diğer kız ise, üstü başı perişan hale gelmiş ve buradan çıkmak için direnmekte olan benden başkası değildi. Üzerimde hala 4 Aralık gecesi annemle yaptığımız konuşma sırasında giyiyor olduğum kot pantolonum ile gri kazağım vardı. Anladığım kadarıyla Olimpos'tan ayrıldıktan sonra gerçekten de bir uçağa atlayıp Mısır'a gitmiş, mucizevi bir erkenlikte kızı bulmuştum. Ama bir yerden sonra çuvallamıştım, onu anneme ulaştırmayı başaramadan Hades'in eline düşmüştüm ve buna neden olan kişi Robyn'di. Benim gibi bu anı izlemekte olan gerçek Robyn, ellerini kaldırarak bana '1-1' işareti yaptı. Ona, sevimsizce dudaklarımı büzüştürerek karşılık verdim. | |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Cuma Ara. 10, 2010 12:14 am | |
| Ne kadar korkutucu görünüyor olsam da, 13 gün önceki halimle gerçekten gurur duymuştum. Babamın verdiği görevi fazlasıyla yerine getirmeyi başarmıştım. Artık bu anıyı tekrar yaşadığıma göre, sonrasında dönüp dönüp tekrar hatırlayabilirdim ama şimdi, gözlerimi anıda yaşayan Robert gibi ben de küçük kızdan ayıramıyordum. O gerçekten de benim kardeşim miydi? Babam neden bana onun varlığından hiç bahsetmemişti? Ben bu kız uğruna mı yakın dostum Lucy'yi karşıma almış, onu babamın insafına bırakmıştım?.. Bu soruların en kısa zamanda cevaplanması gerekiyordu. Kız sinirli bakışlarını babama odaklamıştı. Tam ağzını açıp konuşmaya başlayacakken, anıma yeni katılmış olan Lucy, "Cecilia, dinle beni! Hemen gitmemiz lazım buradan. O gölge yolculuğunu tekrar yapmaya çalış, bizi başka bir yere götür!" diye cırladı. Sağ eliyle kardeşimin bileğine yapışmıştı, sol eli de tereddütle boynunda duruyordu. Anladığım kadarıyla izlediğimiz annesiyle yaptığı konuşma sırasında kendisine verilen kolyeyi kullanıp kullanmamak konusunda karar vermeye çalışıyordu. Buna izin veremezdim, kendimi tutamayarak 13 gün öncesine ait Robert'a, "Kolye! Kolyeyi al seni ahmak!" diye bağırdım. Benim gibi anıyı dışardan izlemekte olan Lucy, Persephone'un tahtının arkasında bir kahkaha attı ve "Merak etme sinirli çocuk. Anladığım kadarıyla kolyeyi kullanmayacağım." dedi ve kardeşimin koluna yapışmış olan kendini işaret etti. Sol eliyle kolyeyi hızla boynundan çıkarmıştı şimdi. Aklında nasıl bir plan olduğunu bilmiyordum ama, benim gibi bu görüntüyü izlemekte olan Lucy'nin anladığından emindim. Hafızasının silinmiş olması onun için pek de sorun değildi, sonuçta kendini iyi tanıyordu ve yapacaklarını önceden kestirebilirdi. Buna takılmamaya karar verdim, demek küçük kız kardeşimin adı Cecilia'ydı, bu anının sonunda şu anda nerede olduğunu öğrenebilmem için dua etmeye başladım. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Cuma Ara. 10, 2010 12:27 am | |
| Bu anı -daha önce yaşadığımı hatırlamamama rağmen- şu anda tekrar yaşıyordum ve ne yapmaya çalıştığımı gözlerimden anlamıştım. Hades'in karşısına çıktığım andan itibaren, kendimden vazgeçmiş ve kızı -Cecilia'yı- kurtarmaya odaklanmıştım. Aslında... Kurtarmak değil de, anneme teslim etmek desem daha doğru olurdu sanırım. Neden Robyn ile bu ana ilk geldiğimizde o kadar korktuğumu şimdi anlıyordum, Hades o günden itibaren bilinçaltıma kazınacak kadar büyük bir kabus halini almıştı benim için. Nedenini bilmiyordum ama içimden bir ses, bunun Cecilia ile ilgisi olduğunun garantisini veriyordu. Tanrı ve üç melez, arkalarında yanmakta olan devasa boyutlardaki şömine ateşi yüzünden parıldıyorlardı. Onları izlerken şu anda bu ortama müdehale edebilmek için her şeyimi verebileceğimi düşündüm. Ama nafileydi, elimden gelen tek şey izlemekti. Robyn de şimdi yanıma gelmişti, sanki az sonra yaşanacakları şimdiden hissetmiş ve görüntüdeki karakterlerden uzak durmak istiyormuş gibiydi. 13 gün öncesine ait Lucy'nin sözleri üzerine kız ilk kez konuştu; "Sana neden güveneyim ki?" diye bağırdı. Sesinin can alıcı bir tınıya sahip olması benim için sürpriz değildi, Tanrı Hades'in kızı için şaşılmaması gereken bir durumdu. Anıdaki ana karakter halini almış ben, "Ona mı güveneceksin yani?" diye sorarak, şaşkınlıkla kardeşine bakmakta olan Robyn'i işaret ettim. Kız olumlu anlamda başını salladı ve "Onu kendime yakın hissetmemi sağlayan bir şeyler var. Dürüst olduğunu hissediyorum." dedi. Lucy -yani o anı yaşayan ben- sinirle ayağını yere vurdu ve az önce çıkarmış olduğu kolyeyi kıza uzatarak, "Pekala. Ama yanıldığını fark ettiğin zaman bu kolyeyi kullan. Hayatını kurtarabilir." dedi. Her zaman iyi bir tiyatrocu olduğumu düşünmüştüm ama bugün, bundan kesinlikle emin oldum. Babasının ve ağabeyinin gözleri önünde kızın hayatını hiçe sayarak, ona kolyeyi vermiştim, kullanırsa kurtulacağını söylemiştim. Böylece, Hades bana ne yaparsa yapsın annemin kızı ele geçirebilme şansı olacaktı. Ben... Gerçekten de zeki ve... korkunç biriydim. | |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Cuma Ara. 10, 2010 12:40 am | |
| Yanımda duran saydam Lucy'ye dönerek sinirli bir bakış attım. Yumruklarımı sıkmıştım, o kolyeyi kardeşime vermeyi akıl ettiği için onu öldürmek istiyordum. Neyse ki görüntüdeki Robert da bundan biraz işkillenmişti. Doğrudan kardeşime hitaben, "Bence bu bir tuzak. Kolyeyi kullanmamalısın." dedi. Kardeşim, o anda onun ağabeyi olduğumu bilmemesine rağmen bana güveniyor olacak, kolyeyi sertçe yere, Lucy'nin ayaklarının altına fırlattı. Bu hareket benim gibi görüntüdeki Robert'ın da gülümsemesine neden oldu. Melezlerin arasındaki bu konuşmalardan sıkılmış olan babam Hades, "Şimdi... Bir bakalım. Athena kızı en acı şekilde ölmeyi çoktan hak etti. Sence onu nasıl öldürmeliyiz Robert?" diye sordu. Vereceğim cevabı çok merak etmiştim ama anlaşılan hiçbir zaman öğrenemeyecektim; o sırada kardeşim Cecilia, "Yeter! Kim veya ne olduğunuzu bilmiyorum ama buna dayanamayacağım! Aranızdaki hiçbir şey beni ilgilendirmiyor! Şimdi buradaki biri ölecek ama, o kişi bana tanıştığımız andan itibaren iyi davranmış olan kız değil. Pekala, gerçek niyetinden şüphe duyuyor olsam da, onun iyi biri olduğunu biliyorum." dedi. Küçük kız kor gibi yanan şömine ateşine doğru gitmeye başladığında, oradaki herkes ona engel olmak için etrafını sardı. 13 gün öncesine ait Robert, titrek bir sesle, "Başta çok karmaşık geliyor, biliyorum. Ama zamanla alışacaksın. Sen bir melezsin, yani yarı-tanrısın. Yunan mitolojisi gerçek ve baban Ölüler Tanrısı Hades. Ben de senin ağabeyinim." dedi. Yaptığım açıklamanın hiç ikna edici olmadığı kesindi. Kızın kafasının iyice allak bullak olmasına neden olmuştu. Yaşından beklenmeyecek bir bilgelikle, "Seni tanıdığıma sevindim, Robert. Ve bunu kafam karışık olduğu için değil, doğru olduğunu düşündüğüm için yapıyorum. Eğer dediklerin gerçekse, zaten Ölüler Diyarı'nda seninle tekrar görüşme şansı buluruz." dedi. Saydam bedenimin boğazında bir şeylerin düğümlendiğini hissediyordum. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) Cuma Ara. 10, 2010 12:53 am | |
| Cecilia, son sözlerini söylemişti. Önündeki engelleri aşmak için etrafına bir güç dalgası savuran Hades kızının kendini 10 katı büyüklüğündeki şömineye atışını görmek istemediğim için yaşarmış olan gözlerimi kapattım. Küçük bir çocuk, ölmüştü ve bunun en büyük sorumlusu bendim. Tanrı Hades'in korkutucu ve aynı zamanda iç acıtan feryadıyla gözlerimi tekrar açtığımda, yanımdaki Robyn'in şoka girmiş olduğunu fark ettim. Görüntüdeki Robyn ise şöminenin önünde diz çökmüş, sırtı bize dönük oturuyordu. Lucy ise... Ah, içeride yaşanan karmaşayı fırsat bilerek kolyesini yerden almış, Yeraltı Sarayı'nın çıkışına doğru koşuyordu. İçerideki kimse onu fark etmemiş veya önemsememişti. O anı tekrar yaşıyor olsam bunu yapıp yapamayacağımı bilmiyordum ama kurtulmak için tek şansımı değerlendirmiş olduğum için kendime kızmıyordum, zaten sahneyi terk ederken vücudumu sarmış olan titreme ve gözlerimden akan yaşlar, aynı iç acısını o anda da yaşıyor olduğumun kanıtıydı. Görüntüdeki Robyn fısıltıdan farksız sesiyle, "Önce o... Şimdi de Cecilia." dedi. Tanrı Hades ondan hiç beklemeyeceğim bir şey yaparak, ona destek olduğunu belirtmek için oğlunun omzunu kavradı. Tüm yaşananlar sırasında sessizliğini korumuş olan Persephone, şefkatli bir sesle, "Bence henüz her şey çok tazeyken, madalyonunu kullanarak bu anı kaydetmelisin Robert. İleride kimin dostun, kimin düşmanın olduğunu anlamana yardımcı olur." dedi. Görüntüdeki Robyn üvey annesinin sözlerini onaylarak cebinden madalyonu çıkardığı esnada, etrafımızı -bu sefer beyaz- bir sis bulutu kapladı ve bizi içine aldı. Anının sona erdiğini ve Long Island'a geri dönüyor olduğumuzu anladım, nedense içgüdüsel olarak karşılacağım Hades oğlundan korktuğum için bilekliğimin kılıcım Nefesalan şeklini almasını sağlamıştım. Robyn'i sakinleştirmeyi başarıp, bizi diğer kaydına, yani 9 Aralık gününe götürmesini başarabilmek için dua etmeye koyuldum. Rp'nin Hades'in Sarayı'ndaki bölümü bitmiştir. (Devamı, Sualtı Krallığı'nda.) | |
| | | | Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 3*Hades'in Sarayı) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|