Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) Paz Ara. 05, 2010 1:15 am | |
| Sıkıntıyla kumsalda oturmuş, dalgaların kıyıya vururken ahenkle dans edişini izliyordum. Ne kadar zamandır burada olduğumu bilmiyordum, bilmek istediğim de söylenemezdi. Annemin verdiği son görev yüzünden uzun süredir kampa uğrayamıyordum. Yorucu kış ayını dünyanın dört bir yanını gezmek ve yeni melezler bulup onları sağ salim kampa getirmeye uğraşmakla geçiriyordum. Görevim benim gibi gezmeyi ve keşif yapmayı seven bir melez için aslında eğlenceli bile kabul edilebilirdi ama, kamptaki sakin yaşantımı çok özlüyordum. Tabii üniversitede astığım dersler de aklımdan hiç çıkmıyordu. Ah, bir de Stell ile kimsenin bize müdahele etmediği bir yerde, saatlerce içmek ve tasasızca kendimizi kaybetmek... En son ne zaman öyle eğlenmiştik, onu bile hatırlayamıyordum. Adrian da ayrı bir meseleydi. Bazen annemin bana bu görevi sırf ondan ayrı kalmamı sağlamak için verdiğini düşünmekten kendimi alamıyordum. Erkek arkadaşımı en son ne zaman görmüştüm acaba, bir hafta önce mi? Yoksa iki hafta mı? Yine de, bu benim için çok büyük bir ceza değildi çünkü onun bana vermiş olduğu kalp şeklindeki yüzük, yüzük parmağımda olduğu sürece, bir an bile aklımdan çıkmıyordu; onun da sık sık beni düşündüğünü biliyordum, bu nedenle içim rahattı. "Daha ne kadar orada oturmayı düşünüyorsun?" duyduğum ses üzerine istem dışı olarak yerimden sıçradım ve karşımda Robyn'i görünce daha da şaşırdım. Ukala Hades oğlu bu aralar kampa pek uğramazdı, Hoover Barajı yakınlarındaki bir üniversitede matematik bölümündeydi ve Rose'un anlattığına göre kafasını kaşımaya bile vakit bulamıyordu.
İstifimi daha fazla bozmamaya özen göstermeye çalışarak, "Ah, merhaba Robyn. Hangi rüzgar attı seni kampa?" diye sordum ve elimle yanıma oturmasını işaret ettim. Robyn sıkıntıyla kumların üzerine çökerken bana kafası karışmış gibi baktı ve "Ne kampı?" şeklinde tuhaf bir soru yöneltti. Gözlerimi devirerek çevreyi gösterdim ve "Bak, şu anda Long Island kıyısındayız, Melez Kampı sınırları içerisindeyiz." dedim. O anda ansızın, tatsız bir anı zihnime yerleşti ve seslice yutkunduktan sonra, "Be-ben en son, Mı-Mısır'daydım. Bu-buraya nasıl ge-geldiğimi bilmiyorum." dedim büyük çaba harcayarak. Hades oğlunun suratına da benimkine eş bir korku ifadesi hakim olmuştu. Sahi, ben ne zaman ve nasıl gelmiştim buraya? Ve bunu neden fark edememiştim? Robyn de benimle aynı şeyleri mi yaşıyordu ve eğer öyleyse, bu işin içinden nasıl çıkacaktık? Hiçbir fikrim yoktu, içimdeki sinir bozucu ses tüm sorularımın kısa zaman içinde cevap bulacağını fısıldıyordu bana ama, nedense her şeyin açığa çıkmasını dört gözle beklediğimi de düşünmüyordum. | |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) Paz Ara. 05, 2010 1:20 am | |
| Kaşlarımı çatarak içinde bulunduğum duruma anlam vermeye çalışıyordum. Bir süredir burada, dalgaları seyre dalmış Lucy'yi izliyordum. En sonunda onunla konuşmaya karar verip yanına gitmiş ve ona bu sıkıcı şeyi yapmaya daha ne kadar devam edeceğini sormuştum. Bana oturmamı işaret ederken, Long Island'da ne aradığım şeklinde bir soru yöneltmişti. Long Island... Geçerkten, burada ne arıyordum? Lucy ansızın tatsız bir anıyı hatırlamış gibi suratını buruşturdu ve en son Mısır'da olduğunu söyledi. Kelimeler ağzından zoraki çıkıyordu ve sesi fısıltıdan farksızdı. Pekala, çatlağın tekiydi ama Mısır'dan New York'a, oradan da kampa gelse bunu biraz hatırlardı herhalde, henüz o kadar da kafayı yememişti, değil mi? Zaten asıl tuhaf olan, onun yaşadığı karmaşaya anlam veremiyor oluşuna hak verişimdi çünkü ben de onunla aynı durumdaydım. En son... Lanet olasıca hafızam bana ihanet ettiği için buraya gelmeden önce en son nerede olduğumu hatırlayamıyordum ama zihnimde öten alarm, önemli bir yerde, önemli bir şeyler yapmakta olduğumu söylemeye çalışıyordu bana. "Kahretsin! Lucy çıldıracağım. Neler olup bittiğine bir anlam veremiyorum!" dedim sinirle. Gerçekten de kafatasımın patlayacağını hissediyordum. İçinde bulunduğum bu durum da neyin nesiydi?! Athena kızı tam da ondan beklediğim cevabı verdi: "Sanki benim kafamdaki her şey çok net Robyn. Kes sesini." Ama tüm sinir bozuculuğuna rağmen benimle aynı durumu paylaştığı için Lucy'ye minnettardım, eğer yalnız olsaydım bunu bu kadar iyi karşılayamayabilirdim. Lakin susmaya da hiç niyetim yoktu. Bulmacanın eksik parçalarını anca konuşarak tamamlayabileceğimi hissediyordum. "Dinle, buraya gelmeden önce hafızamda yer edemeyecek kadar az uğradığım bir yerdeydim. Be-ben, nefes almakta zorlandığımı hatırlıyorum. Hava baloncuğu vardı. Bir de küçük kız. Off, delireceğim!" dedim ve sonra tekrar derin düşüncelere daldım.
O küçük kızla ilgili hatırlamam gereken çok önemli bir şey olduğunu biliyordum. Ayrıca... Sanki Lucy de yaşadıklarıma dahil olmuş, orada değilmiş ama bir şekilde olayların içindeymiş gibi hissediyordum. Zihindeşen gözlerini kısarak bana baktı ve "Poseidon'un Sualtı Krallığı'ndaydın. Yanında değildim ama orada olduğunu biliyordum. Net hatırlayamıyorum ama önceden haberleşmiştik sanırım. Ve-veya biri... korumakla yükümlü olduğum biri, bunu bana söylemişti. Yanına gitmesi gerekiyordu. Seninle Poseidon'un krallığında buluşacaktı ve sen onu koruyacaktın." dedi. Sanki bir şeyler hatırlamaya başlıyordum... Küçük kız, küçük kız bizim için bir ipucu olabilirdi. "O kız, o kız kimdi Lucy? Korumakla yükümlü olduğumuz kız kimdi?" diye sordum çaresizce. Beyin hücrelerimin tıkandığı nokta tam da buydu. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) Paz Ara. 05, 2010 1:28 am | |
| (Işık hızıyla yazmışsın!)
"O kız, o kız kimdi Lucy? Korumakla yükümlü olduğumuz kız kimdi?" diye sordu Robyn. Ah, bir bilsem aklımdaki tüm soru işaretleri sanki bir anda gidecekti ama, bilmiyordum işte! Mısır'da ne aradığımı veya Robyn'in Poseidon'un krallığına neden gittiğini de bilmiyordum. Neden herhangi bir iş için onunla iş birliği yaptığımızı da bilmiyordum. Sanırım... sanırım zaten onunla iş birliği falan yapmıyorduk! Çok ama çok rahatsız edici bir şeyler vardı silinen belleğimde... Hades oğlunu bir nedenden dolayı karşıma almıştım, sanki... ona, onu öldürebilecek kadar çok sinirlenmiştim. Ama neden? Neden yanımda akli dengesini kaybetmek üzereymiş gibi oturan çocuğa zarar vermem gerekiyordu? Birbirimize gıcıklıklar yapsak da, sevdiğim ve sonuna kadar güvendiğim bir dostumdu o. Bu dünyada ikimizi karşı karşıya getirebilecek ne olabilirdi ki? Sanırım cevabı bulmak için önce biraz sakinleşmem gerekiyordu. Robyn'in sağ bileğini işaret ederek, "Bilmiyorum. Zaten... ben sanırım onu korumakla değil, bir yerlere ulaştırmakla yükümlüydüm. Kız, sana ulaşmak istiyordu ama ben buna izin veremezdim. Bu arada, saat kaç ve günlerden ne?" diye sordum. Bu şekilde başlamak en iyisiydi. Robyn kılıcı Gölge şeklini alabilen dijital saate baktı ve "Saat, 12. Öğle vakti. Tarih de... Ah, lanet olsun! 19 Aralık! Bugün teslim etmem gereken bir proje ödevim vardı!" dedi. 19 Aralık... Neden bu tarihi duyunca tüylerim ürpermişti? Bir şeye çok yaklaştığımızı hissettiğim için mi acaba? Kaşlarımı çatarak Robyn'e, "Dostum proje ödevinin canı cehenneme. Şimdi, 19 Aralık bizim için hangi önemli tarihten önce geliyor, onu bulmamız lazım. Bunun ciddi bir ipucu olacağını hissediyorum çünkü." dedim. Robyn sağ elini kaldırıp çenesine dayadı ve bir süre düşündükten sonra fal taşı gibi açılmış gözlerle bana dönerek, "Buldum Lucy! 21 Aralık'ın iki gün öncesindeyiz! 21 Aralık! Kış gündönümü! Babamın uzun zamandır heyecanla beklediği gün!" dedi.
Hiç düşünmeden, "Neden baban bu günü heyecanla bekliyor? Peki sen bunu nereden biliyorsun?" diye sordum. Robyn'in kafası iyice karışmış gibiydi. Sonra, ondan ikimizin de beklemediği sakinlikte bir ses tonuyla, "Çünkü o gün, Poseidon ile birlikte Zeus'tan hakkı olanı alacağı gün! Ah, ve ben ondan nefret etmeme rağmen bunun olmasını istiyorum. Neden olduğunu bilmiyorum ama... İçimde korkunç bir öfke var. Zeus'a ve annene, Tanrıça Athena'ya karşı." dedi. Evet, bunlar hiç de hoş cümleler değildi ama bir anda birçok sorunun cevabını bulduğum için ona kırıcı bir cevap vermemeye karar verdim. 21 Aralık, Olimpos Konseyi'nin kritik bir oylama yapmak için toplanacağı gündü, kış gündönümüydü ve Zeus ile Poseidon dışındaki 10 Olimpos tanrısı o gün, Poseidon ile Hades'in ağabeylerinin tahtına ortak olması veya olmamasına karar vermek için oylama yapacaklardı. Ve benim, o tarihten önce küçük kızı bulup, anneme teslim etmem gerekiyordu. Robyn karşıma çıksa da, bana onu öldürmekten başka çare bırakmasa da, kızı anneme götürecektim. Annem, bunun çok önemli olduğunu ve kendisinin kaderini belirleyeceğini söylemişti. Bilgelik Tanrıçası için elimden geleni yapmaya, Hades oğlunu gerekirse öldürmeye söz vermiştim. Hışımla bilekliğimin kılıcım Nefesalan halini almasını sağladım ve ayağa fırlayarak onu Robyn'e doğrulttum. "Söyle, kız nerede?!" diye haykırdım. | |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) Paz Ara. 05, 2010 1:48 am | |
| Lucy'nin ani atağı beni hiç şaşırtmamıştı çünkü aklımdaki soru işaretleri yavaş yavaş sönerlerken, içimdeki ses sürekli Gölge'yi elime alıp onun boğazını deşmem gerektiğini söylüyordu. Bu da bana aradığım fırsatı veren hareket olmuştu. En az onunki kadar hızlı bir şekilde ayağa fırladım ben de ve kılıcımı onun kılıcı Nefesalan'a hızla çarparken, "Bilmiyorum! Poseidon'un sarayında, güvende olması gerekiyordu! Ben... onu aradım. Günlerce... En sonunda pes edip tekrar Sualtı Krallığı'na döndüm çünkü babam, sadece orada güvende olabileceğimi söylemişti." dedim. Sözlerimin sonuna yaklaşırken kılıcımı yavaş yavaş aşağı indirmiştim ve en sonunda, bir başka tatsız anıyı hatırlamam üzerine onu yere fırlatmıştım. Lucy söylediklerim afallamıştı ve kendi kılıcının tekrar bilekliğe dönüşmesini sağlarken, "Bizim hafızalarımız silinmiş. Her şey allak bullak. Seni öldürmem gerektiğini hissediyorum ama niçin bunu yapmam gerekiyor, bilmiyorum." dedi. İki elimi de hızla alnıma vurarak, "Evet. Ben de hiçbir şeyi net olarak hatırlayamıyorum. Bunu bize kim, neden yapmış olabilir? Ve neden seni öldürmek istiyorum?" diye sordum. Başka biri olsa, öfkeli ve kafası karışık bir Hades oğlu ona, onu öldürmek istediğini söylediğinde en azından biraz ürperirdi ama Lucy kaşlarını kaldırarak kafasını yana yatırdı ve o anda, yaptığının benimle empati kurmaya çalışmak olduğunu anladım. Ya ben ruhunu teslim etmiş bir tımarhane sakini gibi görünüyordum ya da Lucy yumuşak kalpli bir kızdı ve hangi durumda olursa olsun karşısındakini düşünüyordu. Bir süre ayağıyla ritim tuttuktan sonra çok önemli bir şey bulmuş gibi suratı aydınlandı ve gülümseyerek, "Kim, niçin bizim hafızamızı sildi bilmiyorum ama, sadece hatırlamaya çalıştığımız bölümü sildiği kesin. Sen 19 Aralık'ta teslim etmen gereken bir proje ödevin olduğunu rahatlıkla hatırladın. Yani sorun, belirli bir tarihten itibaren başlıyor." dedi. Gerçekten de iyi bir noktaya değinmişti. Hafızamı gözlerimin önüne bir zaman çizelgesi olarak getirmeye çalıştım. Zihnimde hangi tarihten sonrasının kopmuş olduğunu bulmam, birçok şeyi çözecekti. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) Paz Ara. 05, 2010 2:17 am | |
| Son sözlerim üzerine Robyn gibi ben de derin düşüncelere daldım. 21 Aralık'ın bizim için büyük bir önemi olduğunu hatırlayabiliyorduk, demek ki o tarihten bir önceki konsey toplantısı yapıldığı esnada ve o toplantının bitiminden sonraki birkaç gün boyunca, hafızalarımızda bir sorun yaşanmamıştı. Şimdi... Önceki konsey toplantısı ne zaman yapılmıştı? Kamp müdiremiz pek sevgili annem Athena hangi gün kampa uğramamıştı da tüm melezler keyifli saatler geçirmiştik? Kaşlarımı çatarak düşünmeye başladım. O gün... Ah! O gün benim, akşamında annemin çağrısı üzerine Olimpos Konseyi'ne gittiğim gündü; 4 Aralık'tı! Sonrasında her şey çok silikti ama, aldığım görevi net bir şekilde hatırlıyordum; an be an o anı tekrar yaşayabilirdim. Telepatik güçlerim sayesinde, Robyn'i de o ana götürebilirdim. Sesimin yaşadığım heyecanı belli etmesini önlemeye çalışarak, "Dinle, hafızamdan 4 Aralık gecesinden sonra yaşadıklarım silinmiş. 4 Aralık'ta annemle gizli bir görüşme yapmaya gitmiştim. Konuştuklarımızı gayet iyi hatırlıyorum. Hatta, o akşam yaşananları sana da gösterebilirim." dedim.
Bir şeyler bulmuş olmam Robyn'i sevindirmiş olacak, gülümsedi ve "Pekala, sanırım oradan başlamamız en iyisi." diyerek beni onayladı. Sonra aniden kaskatı kesildi ve sözlerini daha büyük bir coşkuyla sürdürdü: "Hatta, sonrasında da ben seni kaydımdaki son tarihlere yani, 6 Aralık ve 9 Aralık tarihlerine götürebilirim." Bunu nasıl yapacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu, bu nedenle ona "Peki, nasıl?" sorusunu yönelttim. Çarpık bir gülümsemeyle, "Ceza Tarlaları'nda seninle birlikte bulduğumuz madalyonu hatırla. Uzun süre ne işe yaradığını çözmeye çalışmıştık ve sonunda bulmuştuk." dedi ve sol elini uzattı. İçinde altın parıltılar saçan ve bana çok tanıdık gelen o madalyon duruyordu. "Ah, istediğin anıları içine kaydetmeni sağlıyordu!" dedim sevinçle ve madalyonu onun elinden aldım. Gözlerimin önünde sihirsel bir perde oluştu. Burada, zihin gücüyle istediğimi seçebileceğim birkaç tarih yer almaktaydı. Madalyonun işleyişine bir türlü akıl sır erdiremiyordum ama o anda buna kafa yoramayacak kadar heyecanlıydım; kayda eklenen son iki tarih, 6 Aralık ile 9 Aralık'tı. Yani, hafızalarımızı silen kişi her kimse, Robyn'in böyle değerli bir eşyaya sahip olduğunu ve benim 4 Aralık gecesinde annemle bir görüşme yaptığımı bilmeyen biriydi. Dünya'da yaşayan insanların %99.9'u bu kriterlere uyuyordu ama önemsemedim, elimizde çok önemli iki ipucu vardı ve keşfedilmeyi bekliyorlardı. Robyn'e dönerek, "O halde şimdi benim zihin gücüm aracılığıyla, 4 Aralık akşamına, Empire State Binası'na gidiyoruz. Sonra senin madalyonunu kullanacağız." dedim. Robyn 'tamam' manasında başını salladı ve sonra, bu hayati önem taşıyormuş gibi ekledi: "Bu üç tarihte yaşananların hepsini tekrar öğrenene dek, ikimiz de birbirimizi öldürmeye çalışmayacağız." Hiç tereddüt etmeden, "Anlaştık." cevabını verdim. Sonra, bundan tüm 15 gün öncesine yönlendirdim tüm düşüncelerimi; annem ile yaptığımız görüşmede keşfetmemiz gereken ipuçları bulabilirdik. Rp'nin Long Island Kıyısı'ndaki bölümü bitmiştir. | |
| | | | Felaketlerin Başlangıcı/Kurgu 2 (Bölüm 1*Long Island Kıyısı) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|