Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Titan Atlas'ın Kaçışı / Kurgu 1. (Long Island Kıyısı) [6] | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Titan Atlas'ın Kaçışı / Kurgu 1. (Long Island Kıyısı) [6] Paz Kas. 07, 2010 1:33 am | |
| Güneş batmak üzereydi, Long Island Kıyısı'nda oluşan manzara görülmeye değerdi. Uzun uğraşlar sonunda Tanrıça Hestia'yı kurtarmış, Titanların Generali Atlas'ı da göğün ağırlığını taşımaya tekrar mahkum etmiştik. Hades'in krallığında esir düştüğümüzden beri uyuyamamıştık, ikimiz de güçlerimizi sonuna kadar kullandığımız için yorgunluktan ölecektik neredeyse. Lucy'nin durumu benden de kötüydü, Titan Atlas'ın zihnine girebilmek için kendini harap etmişti. Ama Tanrıça Hestia bizi buraya ışınladığında kendine gelmiş, ayağa kalkabilmişti. Ambrosia etkisini gösteriyordu yavaş yavaş. Sahilde dikilmiş, batmakta olan güneşi izliyorduk. "Başardık." dedi Lucy gülümseyerek. "Evet, senin sayende. Sen olmasan bunu asla başaramazdım." diye karşılık verdim ben de. Gerçekten düşününce, Lucy olmazsa bunu başarmak bir yana, Othyrs'e ulaşamazdım bile. Gülümsemesi daha da büyüdü, mutluluğunu gözlerinden okuyabiliyordum. Bugün yaptıklarımızı, yaşadıklarımızı düşününce artık hiçbir şeyin moralimi bozamayacağını düşünüyordum. Ama ne kadar yanıldığıma dair hiçbir fikrim yoktu. "Demek kaçaklar sonunda geri döndü." dedi buz gibi bir ses arkamızdan. Arkamızda o an görmek istediğim son kişi duruyordu; kamp müdiresi Tanrıça Athena. Bir şey söylemek istiyordum, ona olanları açıklamak istiyordum. Ama heyecandan elim ayağım titriyordu resmen. Lucy de endişelenmiş görünüyordu, annesinin gözlerindeki öfkeyi o da görebiliyordu çünkü. "Sizi ne kadar aradığımızı biliyor musunuz? Ares oğlu neyse de, senden bunu hiç beklemezdim Lucy. Anneni ne kadar hayal kırıklığına uğrattığına dair bir fikrin var mı? Burada savaş varken siz bir anda kayboluyorsunuz!" "Lütfen müsaade edin Tanrıçam, olanları size açıklayayım." dedim umutlu bir sesle. Tek şansım olabilirdi bu. "Neler olup bittiğini zaten biliyorum. Hestia bize her şeyi anlattı." dedi Athena. Ses tonu biraz daha yumuşamış gibiydi, ama madem olanları biliyordu, neden bize bu kadar öfkelenmişti ki? Sanırım burada annelik içgüdüleri işin içine giriyordu. "Benim size kızma nedenim, sorumsuzluğunuz. Bana haber verebilirdiniz değil mi? İzinsiz olarak kamptan ayrılmaya kimsenin hakkı yoktur!" Lucy de, ben de suçluca başlarımızı öne eğdik. "Ama bunlar haricinde yaptıklarınızın beni çok gururlandırdığını itiraf etmeliyim." diye devam etti Athena. Yüz ifadesi kesinlikle yumuşamıştı bu sefer. "Bir daha bana böyle bir saçmalık yapmayacağınıza söz vereceksiniz, ve ben de size ceza vermeden doğruca kulübelerinize gitmenize izin vereceğim. Ve ikiniz de ödüllendirileceksiniz." "Ödül mü?" dedi Lucy şaşkınlıkla. Bunu ben de hiç tahmin etmemiştim. "Evet, istediğiniz herhangi bir şeyi verebilirim size." dedi Athena. "Yaptığınız görevle savaşın seyrini değiştirdiğiniz bir gerçek, sizi ödüllendirmemde de bir sakınca yok o zaman. İlk olarak Ares oğlu Adrian, ne dilediğini zaten biliyorum, ama yine de sana tekrar düşünmen için bir fırsat vereceğim." Ne dilediğimi biliyor muydu? Ama nasıl? Ben bile henüz düşünmemiştim bunu, aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Bir anda hatırladım, istediğim bir şey vardı. Kendimi diğer melezlerden farklı kılan bir özelliğimden kurtulmak istiyordum. Long Island Kıyısı'na döndüğümüzden beri bunu düşünüyordum. "Styks Nehri'ne girerek kazandığım yenilmezlikten vazgeçmek istiyorum." dedim sessizce. "Bu mümkün mü Tanrıçam?" Lucy bana delirmişim gibi bakıyordu, sonuçta insan kaç kez böyle bir fırsat yakalayabilirdi ki hayatında? Ama ben bunu istemiyordum, ölümsüzlüğüme değil, kendi becerilerime güvenerek yaşamak istiyordum. Bana bir tanrıymışım gibi hissettiren bu duyguyu daha fazla yaşarsam, vazgeçmek için çok geç olabilirdi. Tek dilediğim bu lanetten kurtulmaktı.
En son Adrian Black tarafından Paz Kas. 07, 2010 8:54 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Titan Atlas'ın Kaçışı / Kurgu 1. (Long Island Kıyısı) [6] Paz Kas. 07, 2010 2:22 am | |
| Tek kaşımı kaldırarak Ares oğluna baktım ve "Evet, ben de isteyeceğinin tam olarak bu olduğunu düşünüyordum zaten." dedim, "Eğer vaz geçmekten gerçekten eminsen, bu gücü senden alabilirim." Adrian'ın kararlılıkla başını sallaması üzerine de sağ elimi havaya kaldırarak ona doğru tuttum ve birkaç söz mırıldanarak Aşil'in lanetinin onu serbest bırakmasını istedim. Benim gibi o da vücudundan ayrılan güç akımını hissediyordu. İşlem sona erdiğinde, rahatlayarak bir nefes aldı ve ben de dayanamayıp gülümsedim. "Teşekkür ederim Tanrıça Athena." dedi. Sonra ne istediğini öğrenmek için kızım Lucianna'ya döndüm, arkadaşının aksine o tam bir güç meraklısıydı ve bu fırsatı iyi bir şekilde değerlendireceğinden emindim, hatta şu anda beyninden hızla hangi ödülün daha karlı olabileceğini geçiriyor olduğuna bahse girerdim. "Sen ne istiyorsun kızım?" diye sordum ve onun cevabını beklerken daha önce dış görünüşlerine pek dikkat etmediğim iki kahramanı incelemeye başladım. Lucianna gerçekten de kötü durumdaydı, Hestia'nın anlattıklarına bakılırsa Atlas'ı yenmeyi başarmıştı ve bunun için onu çok takdir ediyordum, beni gururlandırmıştı. Adrian'ın gözlerinden ise yorgunluğunu rahatlıkla okuyabiliyordum, yaşadıklarının onu çok yormuş olması doğaldı. Hala az önce kazandığı muhteşem güçten vaz geçmeyi nasıl isteyebildiğini düşünüyordum, hem de o Savaş Tanrısı'nın oğluydu! Gerçekten enteresan bir çocuktu... Elini çenesine dayamış, ayağıyla ritim tutarak bir ödül düşünen kızıma döndüm ve sıkıntıyla "Eh, artık bir karar versen diyorum." dedim. Lucianna bakışlarını benimkilerle buluşturup başını salladı, suratına yerleşmiş ukala gülümsemeden anladığım kadarıyla isteyeceği şeyi bulmuştu. Derin bir nefes alarak söyleyeceklerini dinlemek -ve onu buharlaştırmamak- için kendimi hazırladım. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Titan Atlas'ın Kaçışı / Kurgu 1. (Long Island Kıyısı) [6] Paz Kas. 07, 2010 4:37 am | |
| "Eh, artık bir karar versen diyorum." dedi annem. Ona gülümseyerek baktım ve "Ufak bir iyilik isteyeceğim sadece. Kırmızı mızrağımın istediğimde kolye halini alabilmesi." dedim tatlılıkla. Bu maceraya başlarken sırf yanımda taşıyamayacağım için Tanrı Ares'in hediyesi olan mızrağı kulübemde bırakmak zorunda kalmıştım. Atılacağım yeni maceralarda bu sorunu yaşamak istemiyordum. Annem başını olumlu anlamda salladı ve "Ölümsüzlük falan isteyeceksin sanmıştım. Pekala, kulübene gittiğinde mızrağını kolye halinde bulacaksın." dedi ve parmağını havada şıklattı. İşte bu kadardı, el işleri alanında saatlerce uğraşmama rağmen beceremediğim şeyi annem bir saniyede yapmıştı. "Teşekkür ederim." diyerek önünde hafif bir reverans yaptım. Annem ikimize de hitaben "Bir daha bunun benzeri bir olay yaşanırsa, elimden bu kadar kolay kurtulamazsınız, ona göre." dedi. Adrian'la önce birbirimize, sonra elimizden gelen en masum biçimde Tanrıça Athena'ya baktık. Sanırım yeterli olmuştu, annem "Şimdi gidiyorum, ilgilenmem gereken bir savaş var. Siz ikiniz de biraz dinlenin ve kendinize çeki düzen verin." diyerek ortadan kayboldu. O gider gitmez yere çöktüm ve "Hala inanamıyorum." diyerek gülümsedim. Adrian da yanıma oturdu ve sırıtarak "Ne maceraydı ama!" cevabını verdi. Kendimi tutamayarak esnedim, bunun üzerine Adrian "Sanırım artık biraz dinlensek iyi olacak gerçekten." dedi. Kahkaha atarak "Deli misin? Hazır formumu sağlamışken gidip biraz da Kronos ile uğraşayım diyordum ben de." cevabını verdim. Ares oğlu gözlerini devirdi ve ayağa kalkarak gitmeye hazırlandı. Ona doğru dönüp "Hey, hala bana kızgın mısın?" diye sordum. Bir süre düşünüyormuş gibi yaptı, sonra omuz silkti ve "Gerçekten çok sinir bozucu bir durumdu ama hayır, hem düşünce okuman Atlas'ın oradayken işimize yaradı. Ama Ladon'un orada yaptıkların için hala kızgınım." dedi. Bu sefer göz devirme sırası bendeydi. "Boşversene, ikimiz de hala yaşıyoruz ve bundan da önemlisi, artık kolye şeklini alabilen bir mızrağım var!" dedim ayağa kalkarken coşkuyla. Adrian da dayanamayıp gülümsedi ve birlikte kulübelere doğru yola koyulduk. Gerçekten de iyi bir uyku çekmeye ihtiyacım vardı, Atlas beni çok yormuştu. Styks Irmağı'nın orada Hades'in ordusuyla yüzleşmemiz ve Hoover Barajı'nda canavarlarla mücadelemiz de gözlerimi zor aralamama etkendi. Kamptan ayrılalı kaç gün olmuştu bilmiyordum ama yuvamı çok özlemiş olduğumu fark ettim. Bir daha buradan çıkarken, geri döneceğimden emin olmayı ve dönüp arkama hüzünle bakmamayı diledim. Belki Adrian ve benim sayemde Titan Atlas tekrar hapsedilmişti ama Kronos tehdidi hala sürüyordu, Olimpos hala güvende değildi. Tehlike devam ediyordu ama bizim gibi güçlü kahramanların Melez Kampı'nı sonuna kadar koruyacağından emindim. İçim rahat bir şekilde Adrian'la vedalaştım ve Athena kulübesinden içeri gittim. Kapıyı arkamdan kapatırken dostumun sesi kulağıma geldi: "Bu arada, kafan drakon tozu olmuş." Yüzümü kırıştırarak uyuma planımı biraz ertelemem gerektiğini fark ettim, önce güzel bir banyo yapmalıydım. *Titan Atlas'ın Kaçışı* kurgusu burada bitmiştir. | |
| | | | Titan Atlas'ın Kaçışı / Kurgu 1. (Long Island Kıyısı) [6] | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|