Kargaşanın Son Bulması / Kurgu 2. [1]

Olimpos beklediğimden daha kalabalıktı. Bütün tanrı/tanrıçalar burada toplanmıştı ve kargaşa var gibiydi. Herkes gruplara ayrılmışlar ve tartışıyorlar ya da aralarında konuşuyolardı. Bu hiç de hoşuma gitmemişti. Hava çok kasvetli ve sıkıcıydı. Kampta eğlendiğimiz o hava yok gibiydi. Amanda'ya baktığımda o da tedirgin gibi gözüküyordu. Ne olduğunu anlamasakta burasının böyle olması hiç hoşumuza gitmemişti. Olduğumuz yerden hareket ederek Ares'i aramaya başladık. Onun tahtının orada olabileceğini düşünerek oraya doğru ilerlemeye başladık.

Amanda'yla Ares'in yanına doğru ilerlerken Amanda'yla rüyası hakkında konuşuyorduk. Daha doğrusu kabusuyla ilgili. Gerçekten tuhaf bir kabustu ve bu beni korkutuyordu. Ne olduğunuanlamasamda içimde kötü bir his vardı. Bu rüyayı bir insan görse anlardım ama bunu bir melez görünce içinde gerçeklik payı olduğuna emindim. Daha önce kampta bu konuyla ilgili de konuşmuştuk zaten. Biz ilerlerken Zeus'u tahtında iki başlı biriyle konuştuğunu fark ettim. Bu tanrı olmalıydı ama daha önce duyduğumu hatırlamıyordum. "O iki başlı tanrı ne tanrısı?" diye sordum merakla. Amanda'nın önceden duyup duymadığını bilmiyordum ama ben hikayelerden çok az bir şey biliyordum. Yine de sorma gereği duymuştum. '' O Tanrı Janus. Tercih Tanrısı da derler. Zeus'a da -her meleze ve tanrıya yaptığı gibi- iki seçenek sunmuş olmalı.'' dedi Amanda. Evet haklıydı. O tanrıyı biliyordum, Rose anlatmıştı. Ama onun Zeus ile tartışması garibime gitmişti. Yine de Amanda'nın kolundan tutup onu biraz daha ileri çektim. Casusluk yapmayı sevmesemde bir sürü işimize yarayacak bilgi elde ediyorduk. Amanda da bunun farkındaydı ve beraber biraz ilerledik. Zeus'a gözükmemek için çok ileri gidemiyorduk ama az da olsa sesleri buraya geliyordu. Zeus ile Janus'un tartışması garibime gitmişti. Ne de olsa bunun nedenini bilmiyordum ve Janus'un ne konuda tercih sunduğunu bilmiyordum. Amanda'ya baktığımda o da ne konuştuklarını merak ediyor gibiydi.Sonunda biraz daha yaklaşarak onları dinlemeye başladık. Bunu yapmayı sevmesemde işimize yarıyacak bir bilgi elde edebilirdik. Bunu çoğu kez yapmıştım ve gerçekten de işe yaradığını biliyordum. '' Bu savaşı kazanamayacaksın. Hades ve Poseidon'a teslim olmaktan başka çaren yok.'' dedi Janus. Bu beni şaşırtmıştı. Babam ne yapmıştı ki onlara? Tam olarak anlamasam da dinlemeye devam ettim. '' Böyle bir şey olmayacak. Hemen Olimpos'u terk et!'' dedi Zeus. Bu beni şaşırtmıştı ve korkutmuştu. Zaten Zeus'un beni sevmediğini adım gibi iyi biliyordum. Bir de burada onu dinlerken yakalanırsam buradan çıkamayacağıma emindim. Amanda'ya dönerek "Artık Ares'i bulsak?" diye sordum. O da benim gibi korkmuştu ama benimle Zeus arasında geçen sorunları da biliyordu. Başını tamam anlamında salladı ve tam ilerleyecekken Janus'un bize doğru geldiğini fark ettik. Bu hiç hoşuma gitmemişti ama bir şey yapacak durumda değildik. Amanda durunca bende istemsiz olarak durdum ve Janus'u bekledim. Sonunda Janus yanımıza geldiğinde "Kaybedeceğiniz bir savaşa giriyorsunuz genç melezler, vazgeçin çok geç olmadan." dedi. Bu bizim yapacaklarımızı ve düşüncelerimizi nereden biliyordu? Daha ne yapacağımızın farkında değildik. Buraya sadece Ares ile konuşmaya gelmiştik. "Hayır, asla." diyerek cevapladım. Amanda da bana destek verircesine başını salladı.

"Sizinle tekrar görüşeceğiz, ikinizle de ayrı ayrı." dedi Janus. Bu sözü ve bize olan bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Ne demek istediğini anlamasamda yanından biraz uzaklaştıktan sonra tam ağzımı açacakken Amanda '' Neyse , bir an önce babamın yanına gidelim.'' dedi. Başımı tamam anlamında salladıktan sonra etrafa dikkatlice bakınarak Ares'in olduğu yöne doğru ilerlemeye başladık..

''Tamam o zaman, sana güveniyorum. Amanda, unutma, bunu başarmak senin ellerinde.''
''Pekala... Görüşürüz baba.'' dedikten sonra yanından ayrıldım. Zorlu bir görev beni bekliyordu. Benden casusluk yapıp Hades ve Poseidon'u dinlememi istemişti. Bu doğru bir şey olmasa da babama asla hayır diyemezdim. Üstelik yaptığım casusluk dünyanın bile kaderini değiştirecekse her şeye razıydım. Olimpos'tan çıkarken Zeus'un bakışlarını gördüm. Ürkekçe başımı hemen Lia'ya çevirdim. Aslına bakarsanız Hades ve Poseidon'un haklı olduğunu biliyordum. Onları Titanlarla olan savaşa dahil etmek için Lia ve ben uğraşmıştık. Sonunda da başarılı olmuştuk. Haliyle onlarda yaptıkları bu yardımın ödülünü bekliyorlardı.

Bir çok tanrı ve tanrıça hala hararetli hararetli bir şeyler konuşuyorlardı. Konuştukları şeyin ne olduğunu anlamak zor olmadı. Hades ve Poseidon'un yapacağı yıkımları konuştukları gün gibi ortadaydı. Bütün bu karmaşanın arasında Janus, Olimpos'tan kovulmuştu. Üstelik yanımıza gelip sizinle görüşeceğiz de demişti. Haliyle ürkmemek elde değildi. Asansöre binmeden önce Lia '' Tüm olanların gördüğün rüyayla bir alakası olmalı.'' dedi sessizce. Malesef artık bende böyle düşünüyordum. Melezlerin rüyaları çok farklı olurdu. İçinde mutlaka bir gerçeklik payı olurdu. Hades ile Poseidon'un arasında geçen konuşma tekrar gözlerimin önüne gelince içim müthiş bir korkuyla doldu. Babam haklıydı, Othyrs Dağı'nda buluşacaklardı. Bunu zaten rüyamda görmüştüm. Beni asıl korkutan konuşmalarıydı. "Evet kardeşim, yıkım başlasın!" demişti Poseidon.
Annem! Evimiz yanıyordu, bense hiç bir şey yapamıyordum. Tanrım, çok kötü şeyler olacaktı. Kamp yok olmanın eşiğine gelecek. Hades ve Poseidon kendi çocuklarını dahi düşünmeyecekler. Sırf Zeus'tan intikam almak için. Lia yaralanacak. Poseidon kendi kızının ölmesine göz mü yumacaktı yani? Tanrım, Lia'ya bir şey olmamalıydı. Bütün bu karmaşaya son vermeliydik. Ve bu görev bana verilmişti.

'' Haklısın Lia. Ben hemen Othyrs Dağı'na gidiyorum. Kampa geri dönünce kardeşlerime beni merak etmemelerini söyler misin?'' dedim. Sesim titriyordu. Bunun sebebinin korku mu, yoksa kaygı mı olduğunu bilmiyordum. '' Ne!? Söyleyemem. Çünkü bende seninle geliyorum.'' dedi. Sesini yükselttiğini fark edince biraz tedirgin oldu. Ona ne söylersem söyleyeyim kararından vazgeçmeyeceğini biliyordum. O yüzden '' Pekala... Zor bir görev bizi bekliyor.'' dedim.
Asansörden indikten sonra doğruca pegasuslarımıza binerek Othyrs Dağı'na doğru uçmaya başladık.



Kargaşanın Son Bulması Olimpos Bölümü Bitmiştir! ( Devamı Othyrs Dağı'nda)